Beslenme…
Hiçbir dönem güncelliğini kaybetmeyen, her daim yorumlanan, hangi alandan olursa olsun müdahale edilen, her ortamda hakkında yorumlar yapılabilen ve ömür boyu da güncelliğini koruyacak bir konu. Çünkü beslenme evrenseldir. İnsan beslenmezse yaşam devam edemez. Böyle önemli bir konu hakkında her kafadan bir ses çıkınca da ortaya çıkan bilgi kirliliği de malum. Ben de mezun olduğum bu değerli okulun dergisinde doğru beslenmeye biraz olsun açıklık getiren bir yazım bulunsun istedim.
Beslenme çok geniş bir konu, dolayısıyla tanımı da geniş. Ancak özet bir tanım yapacak olursak beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan öğeleri vücuduna alıp kullanılabilmesidir. Bu tanımda vurgu yapmak istediğim nokta ise; vücut için gerekli olan öğeler kısmı. İşte sağlıklı beslenmenin temeli budur.
Günümüzde beslenmede mucizeler yaratma algısı yaratan, besinleri “iyi/kötü”olarak niteleyen, yalnızca kilo vermeye ve özellikle fit olmaya(!) odaklanan başlıklar, fikirler, yazılar, konuşmalar içerisinde boğulmaktayız. Aslında işin uzmanından yardım alarak sağlıklı beslenmeye başladığınızda; medikal tedavi de gerekiyorsa medikal tedavi ile birlikte yanlış beslenmenin getirdiği her türlü olumsuzluk(obezite, kan şekeri problemleri, eklem rahatsızlıkları, kalp hastalıkları, diğer kronik hastalıklar,psikolojik problemler v.s) düzelmektedir. Benim hastalarıma söylediğim bir cümle vardır; “Siz sağlıklı ve size uygun şekilde beslenin, vücudunuz yolunu bulur, ne yapacağını bilir.”
Olay bu kadar basittir aslında. Mucize besinler aramaya, uç alışkanlıklar edinmeye, hiç denemediğiniz ve alışkın olmadığınız uç besinlere yönelmeye gerek yoktur. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı; her yaş grubunda dikkat edilmesi gereken bir öğündür. Metabolizmanın çalışmaya başlaması için kahvaltı anahtar öğündür. Sindirim sisteminin düzgünce çalışmaya başlaması dengeli bir kahvaltı ile mümkündür. Temel besin öğeleri olan karbonhidrat, protein, vitamin-mineraller ve yağların her öğünde olduğu gibi bu öğünde de karşılanması gerekir. Tam buğday unu ile yapılmış ekmek ve ekmek ürünleri, yumurta, peynir, zeytin , ceviz ve olmazsa olmazlardan çiğ mevsim sebzeleri kahvaltıda yer alması gereken temel besinlerdir.Öğle ve akşam yemeklerinde doğru yöntemlerle pişirilmiş zeytinyağlı sebze yemekleri, et yemekleri ve salatalar yer alabilir. Ara öğün ise sağlıklı bir beslenme planının olmazsa olmazlarındandır. Ara öğünde süt-yoğurt, kuru yemişler(kararınca), meyve, küçük tost veya sandviçler, az yağlı krakerler vs. gibi alternatifler tüketilebilir. Yatış saatinden 2 saat evveline kadar ara öğün yapma hakkına sahibiz. Su içimi çok önemlidir. Çünkü su metabolizmanın çalışması için olmazsa olmaz bir besin öğesidir. Dolaşımın verimli olması suya bağlıdır. Vücut ısısının dengelenmesi, hücreler arası madde alışverişinin gerçekleşmesi, vücudun toksin öğelerden arınması gibi daha birçok işlevi olan suyu en verimli şekilde saf su olarak alabiliriz. Bitki çayları, kahve, çay v.s gibi içeceklerden alınan suyun kaybı içeriklerindeki öğelerden dolayı fazla olur. Toplumumuzda görülen önemli eksiklerden bir tanesi de hareketsizliktir. Bulunduğumuz teknoloji çağında bize ekstra hareket sağlayacak aktivitelere yönelmek neredeyse şart oldu. Malesef artık hepimiz işlerimizi tuşlara basarak hallediyoruz. Kapalı ortamlarda çalışıyoruz. O nedenle aktivitemizi artıracak ekstra bir şeyler yapmak zorundayız. En basitinden günlük yarım saatlik yürüyüşleri alışkanlık haline getirmek bile enerji harcamanıza ciddi katkı sağlayacaktır. Mümkün olduğunca dışarıdan beslenmemeye çalışmakta fayda var. Benim hastalarımdan özellikle çalışan grup kendi yemeğini kendisi getirir, bulunduğu ortamda da kendi pişirdiği sağlıklı öğünleri tüketir.
Bir de, diyetin sadece kilo vermek için yapılmadığı bilincine varabilsek sağlıklı beslenmeyi tam anlamıyla anlayabiliriz. Sağlıklı beslenme hücrelerimizi sağlıklı beslemek; dolayısıyla sağlıklı çalışan bir metabolizma demektir. Bizler ne yapmalıyız? Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirerek ömür boyu sürdürmeliyiz. Sonra da vücudu kendi haline bırakıp dengesini nasıl bulduğunu izlemeliyiz. Artık kilo vermek mi dersiniz, iyi hissetmek mi dersiniz, zinde olmak mı dersiniz.. Hepsi kendiliğinden gelir. Her işte olduğu gibi beslenme konusunda da mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.
YORUMLAR