Canan Şencan

Canan Şencan


KÖRÜ KÖRÜNE İNANMALI MI?

05 Ekim 2017 - 01:05 - Güncelleme: 28 Nisan 2020 - 09:29

Merhaba...


Bu gün dini inançlar gibi biraz hassas bir konuya değinmek istiyorum.  Bizler ya da daha doğrusu hiç birimiz, dinimizi kendimiz seçmiyoruz. Tıpkı; cinsiyetimizi, rengimizi, dilimizi, mezhebimizi, ırkımızı seçemediğimiz gibi. Hangi coğrafyada doğuyorsak ve o coğrafyada hangi inanç sistemi varsa, o inanç sisteminin içine dahil ediliyoruz. Hıristiyan bir ülkede doğmuş olsaydık Hıristiyan, bir Budistin çocuğu olarak dünyaya gelseydik Budist olacaktık. Ailemiz hangi dine mensupsa, biz de o dine mensup olarak hayatımızı sürdürüyoruz. Açıkçası hiçbir şekilde kendimizin belirlemediği inanç, dil, cinsiyet, ırk, mezheple çoğu zaman ömrümüzün sonuna kadar da yaşıyoruz.

İşin en sıkıntılı yanı ise;  kendi tercihimiz olmayan bir çok kimliğimiz, inancımız, etnik kökenimizle ilgili de hep savunmak durumunda kalıyor olmamızdır.  Ve daha da kötüsü bir çoğumuzun inandığımız din ile ilgili çok gerçekçi bilgilere sahip olmayışımız ve kutsal kitabımızı da okuyup anlayamamış olmamızdır.  Her ne hikmetse yüzyıllardan bu yana din ile bizi aldatan, din ticareti ile sırtımızdan para kazanan insanları da sırtımızdan bu yüzden indiremiyoruz. Bunun tek nedeni, dinimizi bilmiyor oluşumuzdan başka bir şey de değildir.

Örneğin; mezarlığa gittiğinizde hemen yanı başınızda biten üç beş sözüm o’na hoca, size okuyayım mı diye sorarlar. Siz, birisini tercih eder oku dersiniz. Bunun karşılığında da sizden bahşiş adında para alırlar. Oysa ki Kuran-ı Kerim’de bu konuyla ilgili çok açık ayetler vardır. Bakara, Yasin, Enam gibi bir çok ayette para karşılığı okumanın haram ve yasak olduğu yer almıştır. Günümüzde çeşitli tarikatlar neredeyse yönetimleri bile ele geçirmiş ve ciddi anlamda toplumda nüfus edinmişlerdir. Yine Enam Suresi 159. Ayette; Dini hiziplere ve fırkalara bölenlerin vay haline. Onlar kesinlikle cehennemliktir, Cin Suresi 18. Ayet: “ Hiç kuşkusuz ki, mescitler Allah içindir. O halde Allah ile birlikte başkasına yakarmayın.”  Şuara Suresi 213. Ayet, Enfal Suresi 64. Ayette de benzer cümleler geçmektedir. Ayrıca Nahl Suresi 20 ve 21. Ayette de: Allah’tan başka yakardıkları hiçbir şeyi yaratamazlar, üstelik onlar yaratılıp durmaktadırlar. Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna varamazlar” şeklinde açıklama vardır. Bütün bunları bilmiş olsaydık, şeyhlerin, şıhların önünde secde edip eteklerini öpmezdik sanırım. Tarikat liderlerini Allah’a şirk koşar gibi putlaştırmaz, onlardan aman dilemezdik.  Dahası bize (dirilere), kılavuz olarak gönderilmiş olan  kutsal kitabımızı ölülerin arkasından okumaz, okutmazdık.

İşin en garip tarafı da; bu ülkeyi düşman işgalinden kurtarıp, halka özgürlük bahşeden yüce Atatürk’ü put olarak değerlendiren insanların şeyh ve şıhların önünde nasıl secde ettiklerini görmek, türbe ve ziyaretlere giderek, onlardan medet ummak için adaklar adayan, çaputlar bağlayan, göbek atarak bebek isteyen sözde dindarları görmek. Manevi huzurda saygı durmak, minnet duymak başka şey, ölülerden medet ummak başka bir şey. Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki böylesine içler acısı görüntülere tanık olmaya neredeyse alıştık. Din dahil bize dayatılan bir çok konuda gerçekleri araştırmak gibi bir alışkanlığımız yok. Kulaktan dolma, gerçek ve akıl dışı inançlarla, gün geçtikçe yobazlığın karanlık kuytularına çekilmekteyiz.

Dini öğretiler insanlara araştırmayı, mantık muhakemesiyle doğru olanı bulmayı emreder. Çağa ayak uydurmayı, yeniliklere açık olmayı öğütler. Ama kaçımız bunu gerçekten yapıyoruz? Kuran’ın ilk emri “OKU”, ancak düşüne düşüne OKU’ dur. Umarım ve dilerim ki, aydınlanma yolunda, karanlık bir geleceğe sürüklenmekte olan ülkemiz insanlarının bilgi ve kültür düzeyi okuyarak daha da artar.

Siz yine de keyfinize iyi  bakın. Sevgiyle ve dostça kalın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum