Ali Şanlı

Ali Şanlı


Skolyoz

15 Ocak 2021 - 21:57

İnsan omurgasına yandan baktığımız da bel ve sırt bölgesinde belli bir açıda kavis olduğunu görürüz. Bel de gördüğümüz kavislenme (lordoz) ile sırttaki kavislenme (kifoz) vücudun doğal yapısı gereğidir. Ancak önden ya da arkadan bakıldığında omurga da herhangi bir açılanma olmamalıdır. İşte önden yada arkadan bakıldığın da omurgada görülen sağa yada sola oluşan eğriliğe skolyoz diyoruz. Skolyozun oluşumu ile alakalı olarak altta yatan farklı nedenler vardır. Bu nedenlerin bilinmesi tedavinin seyri açısından bizi yönlendirmektedir.

Skolyoz görülme sıklığı olarak %4 civarında seyretmektedir. Omurga problemlerinde azımsanmayacak bir orandır. Aynada kendimize bakarken omuz seviyeler arasında ki görülen fark, kürek kemiklerinin farklı seviyelerde görünmesi, kalça seviyeleri arasında ki fark, vücutta ki asimetrik görünüm ve bacak boyunun birbirinden farklı gibi görüntüsü skolyozu düşündürmelidir. Kesin tanı için hekime müracaat ederek muayene, radyolojik görüntülerle Skolyoz tanımlanır. İdiopatik dediğimiz çocuk yaşlarda görülen skolyoz da, genelde ağrı olmadığı için vücuttaki asimetriden anlaşılmaktadır. Altta yatan herhangi bir nöromusküler sebebe bağlı olarak gelişen skolyoz da ise şikayet bulguları görülür. Skolyoza sebep olan nörolojik ya da musküler sebep dediğimiz sinir yada kas hastalıkları yer almaktadır. Hastalığın bu formunda kişiler solunum sıkıntısı ve duyu problemleri yaşamaktadır. Son olarak konjenital dediğimiz anne karnında gelişen skolyoz çeşididir. Kalıtsal olduğu düşünülmemekle birlikte sebebi tam olarak bilinmemektedir. İlk yıllarda hızlı ilerleyen bu türünde küçük yaşlarda cerrahi müdahale gerekebilir. 

SKOLYOZ VE EGZERSİZ 

Skolyoz tedavisinde en önemli kısım egzersiz kısmıdır. Tanısı konulan hasta, yukarıda kategorize ettiğimiz çeşitlemelerden hangisine dahil ise hemen tedavi sürecine geçilmelidir. Daha fazla değinmek istediğimiz konu olan egzersiz, özellikle nöromusküler sebebe bağlı skolyozda başarılı sonuçlar vermektedir. Bu hastalar duyu ve solunum problemleri de yaşadığı için hemen buna yönelik tedaviye başlanmalıdır. Egzersiz tedavisi Fizyoterapistlerle kişiye göre düzenlenmektedir. Tanısı konulan hastaya egzersiz tedavisi başlanmadan önce Fizyoterapist tarafından postür analizi yapılarak egzersiz tedavisi planı belirlenir. Burada hassasiyetle şunu belirtmek gerekir ki, hastalığın cerrahiye gitmesini engelleyen en büyük etken egzersiz tedavisidir. Bazı ilerlemiş skolyoz türlerinde bile cerrahi müdahaleyi engellemek egzersiz ile mümkün olmaktadır. Şayet hekim gerekli görürse skolyoz korsesi de kullanılmaktadır. Hastalığın kontrol edilebildiği durumları ilerleyen zamanlar da radyolojik görüntü destekli kontroller ile takip edilir.  İlerlemeye göre fizyoterapist tarafından egzersiz planı yeniden şekillendirilebilir. Verilen tavsiyelere uymalı ve fizyoterapistin vereceği ev egzersizleri muhakkak yapılmalıdır.Her formunda farklı değerlendirmeye tabi olan bu hastalığın sonuçları olarak solunum sıkıntısı, sinire basılara bağlı felçler, kalp problemleri, çok ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Diğer bir seçenekte cerrahi müdahaledir. Artık çok fazla ilerlemiş ve açısı artmış, diğer tedavi seçeneklerinin skolyozu ve sonuçlarını ortadan kaldıracak etkisinin olmaması ve cerrahın bu yöndeki kararı ile cerrahi müdahale gerçekleştirilir.  Operasyon öncesi ve sonrası süreçte,yapılan cerrahi müdahaleye göre muhakkak fizyoterapist ile tedavi planı hazırlanarak çalışmalara başlanmalıdır. Fizyoterapist ile planlanan solunum egzersizleri, pozisyonlama, operasyona yönelik gövde egzersizleriyle birlikte  yapılan skolyoz ameliyatının başarı oranı artmakta ve hastaların iyileşme süreci kısalmaktadır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum