Tarihin Akışını Değiştiren Kadın: Mısır Kraliçesi ''VII. Kleopatra Philopator''

Antik Mısır’ın son Helenistik Kraliçesi olan Kleopatra, yüzlerce kitaba, tiyatro oyununa ve filme konu olmuş tarihe yön veren kadınlar arasındadır. Zira kendisi, döneminin hem türlü entrikaları hem de skandalları ile adından söz ettirirken, 39 yaş gibi kısacık hayatına sadece dillere destan güzelliği değil, kurnazlığı ile de dünya tarihinin en büyük krallıklarından biri olan Mısır’ı yönetmesiyle tanınır.

Tarihin Akışını Değiştiren Kadın: Mısır Kraliçesi ''VII. Kleopatra Philopator''
06 Eylül 2024 - 15:49 - Güncelleme: 06 Eylül 2024 - 16:41

Ptolemaios hanedanının son hükümdarı Kleopatra VII Thea Philopator, MÖ 69 civarında Mısır'ın İskenderiye şehrinde doğdu. Kleopatra'nın babası Kral Ptolemy XII idi. Kleopatra'nın annesi hakkında ise çok az şey biliniyor fakat bazı spekülasyonlar annesinin Kleopatra V Tryphaena olabileceğini ileri sürüyor.

Makedon Hanedanını yöneten Büyük İskender, MÖ 332'de Mısır'ı fetheden ve İskenderiye şehrini inşa eden bir Makedonya kralıydı. Ptolemaios Hanedanı, Büyük İskender'in ölümünün ardından kuruldu. İskender'in generallerinden biri olan Ptolemy, kendisini Mısır kralı ilan etti. Kleopatra'nın çocukluğu ise İskenderiye'de geçti.



MÖ 51'de kral Ptolemy XII hayatını kaybetti. Bunun sonucunda taht, 18 yaşındaki Kleopatra ve 10 yaşındaki kardeşi XIII Ptolemaios'a bırakıldı. Kleopatra VII Thea Philopator, tahtta kardeşine kıyasla daha baskındı.

O dönem Mısır'da hükümdar olan Yunanlar, Mısır toplumuna karışmak istemiyordu. Bu nedenle kendi soylarından kişiler ile evliliğe adım atıyorlardı. Bu bilgiden dolayı Kleopatra'nın kardeşi XIII Ptolemaios ile evlenmiş olabileceği düşünülüyor.

Ptolemaios hanedanının önceki yöneticileri yalnızca Yunanca konuşuyorlardı ve Mısırca öğrenmeyi reddediyorlardı. Kleopatra ise Mısır dilini öğrenme ve konuşma ihtiyacı hissetti. Kraliçe, çocukluğu boyunca Etiyopyaca ve Latince dahil olmak üzere çeşitli diller öğrendi.

Mısır'ın son gerçek firavunu olan Kleopatra ayrıca matematik, felsefe ve astronomi alanlarında da çeşitli çalışmalar gerçekleştirdi. Geleneksel Mısır kıyafetleri giymeye başlayan Kleopatra, MÖ 51-31 yılları arasında Antik Mısır'da hüküm sürdü.

Kleopatra ve kardeşi Ptolemy XII, tahta çıktıktan sonra aralarında bazı problemler ortaya çıktı. Bunun sonucunda Kelopatra sürgüne gönderildi.

Çok zeki bir hükümdar olan Kleopatra, bilgisini güç için kullandı. Tahttan zorla indirilip sürgüne gönderildikten sonra oldukça güçlü ittifaklar kurdu. Roma'nın desteğini isteyen Kleopatra, birçok ülke ile ticari ilişkiler kurarak Mısır ekonomisinin gelişmesine katkıda bulundu.



Roma, Pompey ve Sezar arasında bir iç savaşla karşı karşıyaydı. Pompey, Mısır'ın İskenderiye kentine sığındı fakat Ptolemy'nin emriyle bir süre sonra öldürüldü. MÖ 48'de Jül Sezar, rakibi Pompey'i İskenderiye'ye kadar takip etti.

Sezar, İskenderiye'de Kleopatra ile tanıştı ve ona âşık oldu. Kleopatra artık kardeşini tahttan indirecek ve tek hükümdar olarak Mısır üzerindeki kontrolünü sağlamlaştıracak yeterli askeri güce sahipti. Tahtı bırakmak istemeyen Ptolemy XIII, Sezar'ın sarayını kuşattı ancak Sezar'ın ordusu karşısında yenilgiye uğradı.

Sezar, bunun üzerine Kleopatra'nın küçük kardeşi Ptolemy XIV'i eş hükümdar yaptı. O dönemde hükümdar olan Kleopatra da tahta yeniden getirildi. Kleopatra, MÖ 47'de Sezar'dan Caesarion isimli bir çocuğu oldu.

Jül Sezar'ın öldürülmesinin ardından MÖ 44 yılında MÖ 41'de Kleopatra ile Mark Antony arasında bir duygusal bağ oluştu. Antony, Kleopatra'ya âşık oldu. Kleopatra ile Antony çiftinin Alexander ve Kleopatra isimli ikizleri oldu. MÖ 36'da ise çiftin Ptolemy Philadelphos isimli bir çocuğu daha dünyaya geldi.

Romalı komutan Antony, Sezar'ın ölümünden sonra iktidarı ele geçirmek için mücadele ediyordu. Antony tıpkı Sezar gibi Roma'nın kontrolünü sağlayabilmek için bir savaşa karıştı. Roma'nın doğu bölgelerine liderlik eden Antony, Kleopatra'da imparatorluk üzerindeki kendi egemenliğini güvence altına alabilmek için maddi ve askeri destek şansını gördü.



Kleopatra ve Antony, MÖ 31'de Yunanistan'ın batı kıyısında yer alan Actium'da oldukça şiddetli bir deniz savaşında Octavianus'u yenebilmek için ordularını birleştirdi fakat savaştan beklenen sonuç elde edilemedi. Bu savaş, Mısırlılar için maliyetli bir yenilgi oldu.

İkili, elde edilen yenilginin ardından kaçmak zorunda kaldı. Kleopatra, saray arazisine inşa ettiği bir anıta saklandı. Kısa süre sonra kendini öldürdüğüne dair bir söylenti yaydı. Haberi duyar duymaz dehşete kapılan Antony, kendi kılıcıyla kendini öldürmek için hamle yapmasına rağmen Kleopatra'nın hâlâ hayatta olduğunu öğrenecek kadar uzun süre hayatta kaldı.

Tarihci Cassius Dio, Antony'nin, Kleopatra'nın hayatta olduğunu öğrenince sanki yaşama gücü varmış gibi ayağa kalktığını ifade etti. Çok kan kaybeden ve bu nedenden ötürü hayatta kalamayacağını düşünen Antony, çevresindekilerden kendisini anıta taşımalarını rica etti. Anıta götürülen Antony, Kleopatra'nın kollarında hayatını kaybetti.

Kleopatra'nın kendisini bir kobra yılanına sokturarak intihar ettiği söyleniyor ancak son zamanlarda paylaşılan bilgilere göre kolayca yapılan bir zehir ile hayatına son verdi. Bu zehirin acı çektirmeden yalnızca birkaç saat içerisinde öldürdüğü ileri sürülüyor. Kleopatra öldüğünde 39 yaşındaydı.

MÖ 30'da hayatını kaybeden Kleopatra, Antony'nin yanına gömüldü. Mısır, Kleopatra'nın ölümünün ardından Roma İmparatorluğu'na dahil edildi.



Tarihin Akışını Değiştiren Kadın: Mısır Kraliçesi Kleopatra Hakkında Az Bilinen 10 Gerçek
Dünya tarihinin en tanınmış kadınları arasında yer alan, bugün hâlâ sayısız filme, diziye ve belgesele konu olan VII. Kleopatra Filopator; hayatı ve kararları ile Antik Mısır’a damga vurmuştu.

1. Mısır Kraliçesi Kleopatra Mısırlı Değildi
Kleopatra Mısır’da doğmuş olsa da kökenleri Antik Makedonya’ya ve Büyük İskender’in generallerinden biri olan I. Ptolemaios’a dayanıyor. Ptolemaios, M.Ö. 323 yılında İskender’in ölümünden sonra Mısır’da tahta çıktı ve Yunanca konuşan hükümdarlardan oluşan yaklaşık 300 yıl sürecek bir hanedanlığının kurucusu oldu. Kleopatra etnik köken olarak Mısırlı olmasa da ülkesinin geleneklerini benimsedi ve Ptolemaios Hanedanı’nın Mısır dilini öğrenen ilk hükümdarı oldu.

2. Kleopatra’nın Annesi ve Babası Kardeşti
Diğer pek çok hanedanlık gibi Ptolemaios Hanedanlığı da soylarının saflığını korumak için aile içi evlilikler yapıyordu. Kleopatra’nın atalarının çoğu kuzeniyle veya kardeşiyle evlenmişti. Bu yüzden kendi anne ve babası da kardeşti. Bu geleneği sürdüren Kleopatra da iki küçük erkek kardeşiyle de evlendi.

3. Kleopatra’nın En Güçlü Silahı Güzelliği Değildi
Roma propagandası Kleopatra’yı “çekiciliğini politik bir silah olarak kullanan bir kadın” olarak resmetti. Fakat Mısır Kraliçesi görünüşünden çok zekâsıyla tanınmış biriydi. Bir düzine dil konuşabiliyordu ve matematik, filozofi, astronomi, hitabet eğitimleri almıştı. Mısır kaynakları onu bilginlerin rütbelerini yükselten ve onların arkadaşlığından keyif alan bir lider olarak tanımlıyordu.

Öte yandan Kleopatra’nın söylendiği kadar çekici olmadığına dair bazı iddialar da mevcut. Kraliçenin madeni paraların üstünde yer alan portrelerinde erkeksi yüz hatları ön plana çıkıyor. Fakat bazı uzmanlar bu portrelerin güç göstergesi amaçlı kasıtlı olarak daha erkeksi tasvir edildiğini de iddia ediyor. Antik çağlarda yaşamış bir biyografi yazarı olan Plutarch ise Kleopatra’nın güzelliğinin benzersiz olmadığını; onun bu kadar arzu edilen biri hâline gelmesinin asıl nedeninin yumuşak ses tonu ve karşı konulmaz çekiciliği olduğunu iddia etmişti.

4. Kardeşlerinden Ölümünde Parmağı Vardı
İktidar mücadelesi ve cinayet planları, Ptolemaios Hanedanlığı’nda aile içi evlilik kadar yaygındı. Kleopatra ve kardeşleri de bu aile geleneğine sadık kalmışlardı. İlk evlilik yaptığı kardeşi III. Ptolemaios, Kleopatra tahtın tek sahibi olmaya çalıştığı için Mısır’dan sürgün etmişti. İkili daha sonra bir iç savaşa sebep olmuştu. Kleopatra, Jül Sezar ile iş birliği yaparak üstünlüğü elde etti. Ptolemy ise savaşta yenik düştükten sonra Nil Nehri’nde boğuldu.
Savaşın ardından Kleopatra, bu sefer de küçük erkek kardeşi olan XIV. Ptolemaios ile evlendi. Genel kanıya göre Mısır Kraliçesi onu da kendi oğlunu eş yönetici yapabilmek için öldürmüştü. Ayrıca M.Ö. 41 yılında tahtın rakibi olarak gördüğü kız kardeşi Arsinoe’nin de idamını kendi planlamıştı.



5. Kleopatra, Karşısındakini Etkilemeyi Çok İyi Biliyordu
Kleopatra yaşayan bir tanrıça olduğuna inanıyordu. Bu yüzden de potansiyel müttefikleri etkisi altına almak ve ilahi statüsünü güçlendirmek için pek çok numarası vardı. Bu dramatik yeteneklerinin ünlü bir örneğini M.Ö. 48 yılında kardeşi XIII. Ptolemy ile olan kavgasından dolayı İskenderiye’ye gelen Sezar’a kullanmıştı. Ptolemaios’un adamlarının Romalı generalle görüşme girişimlerini engelleyeceğini bilen Kleopatra, kendisini bir halıya -bazı kaynaklara göre keten bir çuvala- sararak Sezar’ın özel kamarasına gizlice soktu. Kraliçeyi kraliyet kıyafetleri içinde gören Sezar’ın gözleri kamaştı ve ikili kısa süre içinde müttefik ve sevgili oldu.
Kleopatra benzer bir taktiği M.Ö. 41 yılında Mark Antony ile karşılaştığında da uygulamıştı. Tarsus’ta Romalı Triumvir ile buluşmasına ise mor yelkenlerle süslenmiş ve gümüşten yapılmış küreklerle dolu altın bir saltanat kayığıyla gelmişti. Tanrıça Afrodit’e benzeyecek şekilde hazırlanmıştı ve yaldızlı bir tente altına oturmuştu. Eros gibi giyinmiş görevlileri ise bir yandan onu yelpazeliyor, bir yandan da hoş kokulu tütsüler yakıyordu. Kendini Yunan tanrısı Dionysus’un vücut bulmuş hali olarak gören Mark Antony ise bu görüntü karşısında oldukça etkilenmişti.

6. Sezar’ın Suikastı Sırasında Roma’daydı
Kleopatra, M.Ö. 46 yılında Sezar’ın yanında yaşamak için Roma’ya taşınmıştı. Bu durum da şehri biraz karıştırmıştı. Sezar, Kleo’nun bir metres olduğunu saklamamıştı hatta Kleo şehre Sezar’dan olan çocuğu Kaisarion ile beraber gelmişti. Sezar’ın Venus Genetrix tapınağına Kleopatra’nın yaldızlı bir heykelini dikmesi pek çok Romalı tarafından büyük bir skandal olarak görülmüştü.
M.Ö. 44 yılında Sezar’ın bir suikast sonucunda ölmesinin ardından Kleopatra Roma’dan kaçmak zorunda kalmıştı. Şehirde kaldığı süre boyunca şehirde büyük bir iz bırakmış, egzotik saç stilleri ve inci takıları bir moda akımı hâline gelmişti. Tarihçi Joan Fletcher’a göre pek çok Romalı kadın Kleopatra’nın tarzını benimsediği için bu kişilerin heykelleri sıklıkla Kleopatra ile karıştırılmaya devam ediyor.

7. Mark Antony ile Beraber Bir İçki Kulübü Kurmuştu
Kleopatra ve Romalı general Mark Antony arasındaki dillere destan aşk M.Ö. 41 yılında başlamıştı. İlişkilerinin politik bir yanı da vardı. Çünkü Kleopatra tahtını korumak ve Mısır’ın bağımsızlığını sürdürebilmek için Antony’ye ihtiyacı vardı. Antony’nin de Mısır’ın zenginliklerine ve kaynaklarına olan ihtiyacı bir sır değildi. Bununla birlikte ikili birbirlerine karşı yoğun duygular da besliyorlardı.
Eski kaynaklara göre ikili M.Ö. 41-40 yıllarının kışını Mısır’da boş zaman ve aşırılık içinde geçirmişler, hatta Inimitable Livers (Eşsiz Ciğerler) olarak bilinen kendi içki topluluklarını kurmuşlardı. Grup gece ziyafetleri ve şarap alemleri düzenliyor, üyeler için zaman zaman oyunlara ve yarışmalar gerçekleştiriyordu. Antony ve Kleopatra’nın en sevdiği aktivitelerden birinin İskenderiye sokaklarında kılık değiştirerek dolaşmak ve halka şakalar yapmak olduğu söyleniyordu.

8. Bir Deniz Savaşında Filoya Liderlik Etti
Kleopatra, Mark Antony ile evlenmişti ve ondan üç çocuğu olmuştu. Ancak ilişkileri Roma’da büyük bir skandala da yol açmıştı. Antony’nin rakibi Augustus, onu entrikacı birinin etkisi altında bir hain olarak göstermek için propaganda düzenlemiş ve M.Ö. 32’de Roma Senatosu Kleopatra’ya savaş ilan etmişti.
Harp ertesi yıl Actium’daki ünlü deniz savaşında doruk noktasına ulaşmıştı. Kleopatra bizzat birkaç düzine Mısır savaş gemisini Antony’nin filosunun yanında savaşa sokmuştu. Ancak Augustus’un donanmasıyla boy ölçüşememişlerdi. Savaş kısa sürede bir bozguna dönüşmüştü ve Kleopatra ile Antony Roma hattını aşıp Mısır’a kaçmak zorunda kalmışlardı.

9. Kleopatra Bir Yılan Isırığından Öldüğü İddiası Gerçeği Yansıtmıyor Olabilir
M.Ö. 30 yılında Kleopatra ve Antony, Augustus’un ordusunun onları İskenderiye’ye kadar takip etmesinin ardından kendi canlarına kıymışlardı. Antony’nin kendi karnını bıçaklayarak öldüğü biliniyor. Fakat Kleopatra’nın ölüm nedeni Antony’ninki kadar kesin değil.

Efsanelere göre Kleopatra bir engerek veya Mısır kobrasına kolunu ısırtarak kendini zehirlemişti. Fakat tarihçi ve yazar Plutarch’a göre gerçekte ne olduğunu kimse bilmiyor. Söylenenlere göre Mısır kraliçesinin saç taraklarından birine ölümcül bir zehir sürmüş olabileceğine de inanılıyor. Tarihçi Starbo ise Kleopatra’nın zehirli bir merhem sürdüğünü iddia ediyor. Günümüzde ise pek çok bilim insanı, tarihin en güçlü kadınının kendisine zehirli bir iğne batırarak öldürdüğünden şüpheleniyor.

10. 1963 Yapımı “Cleopatra” Filmi Tüm Zamanların En Yüksek Bütçeli Filmlerinden biri
Nil Kraliçesi beyaz perdede Claudette Colbert ve Sophia Loren gibi isimler tarafından canlandırıldı. Ancak en ünlü yapım 1963 yapımı kılıç ve sandalet filmi Cleopatra’da Elizabeth Taylor tarafından canlandırıldı. Prodüksiyon ve senaryo sorunlarıyla boğuşan yapımın bütçesi 2 milyon dolardan 44 milyon dolara kadar yükselmişti. Bunun 200.000 doları yalnızca Elizabeth Taylor’ın kostümüne harcanmıştı. O zamanlarda çekilen en yüksek bütçeli film oldu ve gişede bir servet elde etmesine rağmen stüdyosu batma tehlikesiyle karşılaştı. 1963’ten günümüze gelişen enflasyon oranları da göz önüne alınırsa Cleopatra hâlâ çekilmiş en yüksek bütçeli filmlerden biri.
 


YORUMLAR

  • 0 Yorum