Sabahın karanlığında okula ve işe gitmek: Psikolojik sorunları artırıyor
Kalıcı yaz saati kararının, özellikle sabah karanlıkta uyanmak zorunda kalan çocuklar ve yetişkinler üzerinde önemli fizyolojik ve psikolojik etkiler yarattığı söyleyen uzmanlar, kışın yaklaşmasıyla birlikte konuyu tekrar gündeme taşıdı.
Editör: Alanya Time - 1
09 Ekim 2024 - 14:19
Kalıcı yaz saati sistemine değinen çocuk gelişimi uzmanı Emine Ergün, bu düzenin etkilerini Sputnik'e anlattı.
Türkiye'de kış saati uygulamasının kaldırılması, son dönemde tartışmalara neden olan önemli bir konu olarak gündeme geliyor. Kış saati uygulamasının sona ermesiyle birlikte, bu değişikliğin çocuklar ve yetişkinler üzerindeki etkileri giderek daha fazla konuşulmaya başlandı.
Kış saati uygulaması neden kaldırıldı?
Türkiye, 2016 yılında enerji tasarrufu amacıyla kış saati uygulamasını kaldırarak yıl boyunca sabit yaz saati uygulamasına geçmişti. Bu karar, 2017’de uzatılmış ve 2018'de kalıcı hale getirilmiştir. Yaz saati uygulamasının sürekli hale gelmesiyle Türkiye, GMT+3 saat dilimine sabitlenmiş, böylece Avrupa ile saat farkı özellikle kış aylarında 2 saate çıkmıştır.
Uygulama, güneş ışığından daha fazla faydalanmayı amaçlasa da, özellikle sabahları karanlıkta okula gitmek zorunda kalan çocuklar ve işe giden yetişkinler üzerinde çeşitli olumsuz etkilere yol açtığı da uzmanlar tarafından her kışa girişte gündeme getiriliyor.
Özellikle sabah erken saatlerde, gün ışığı olmadan uyanmak ve okula gitmek zorunda kalan öğrenciler, uyku düzenlerinde bozulmalar yaşıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığına, motivasyon eksikliğine ve öğrenme süreçlerinde zorluklara neden oluyor. Araştırmalar, karanlıkta okula gitmenin öğrencilerin ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını; depresyon, kronik yorgunluk ve stres gibi sorunları artırdığını göstermektedir. Bu, özellikle kış aylarında daha belirgin hale geliyor ve eğitim performansını olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
'İnsan bedeni sabah uyandığında aydınlığa uyanmak ister'
Konuyla alakalı Sputnik'e konuşan çocuk gelişimi uzmanı Emine Ergün, "İnsan bedeninin bir biyoritmi vardır ve insan bedeni sabah uyandığında aydınlığa uyanmak ister. Güneşi görmek ister. Ki sabah olduğu mesajı sinir sistemimize gitsin ve buna göre uyumlansınlar diye. Ama çocuklar sabah karanlık bir ortama uyandıkları zaman bu mesaj gitmiyor.
Çocuklarda da buna bağlı olarak, 'Daha sabah olmadı ki, ben okula gitmek istemiyorum, ama daha gece' gibi tepkiler baş gösteriyor. Çocuklar bu tepkileri vermekte çok haklılar. Psikolojik olarak da bir bıkkınlık ve yorgunluk hali, henüz daha sabah olmadığına dair mesajlar beyne gittiği zaman beynin ve bedenin uymama haliyle birlikte olumsuz duygu durumları içine girebiliyorlar. Bu da çocukların psikolojisini etkileyebiliyor" diyerek sürekli yaz saati uygulamasının zararlarına dikkat çekti.
'Çocukların okul başarılarını, arkadaşlar ve öğretmenleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkiliyor'
Hava karanlıkken okula gitmek için evden çıkan çocuklar okula gitmek konusunda zorluk yaşayabiliyorlar" diyen uzman isim söylerine şöyle devam etti:
Çünkü okula gitme süreci sabah yapılması gereken bir şeyken karanlıkta yola koyuluyorlar. Ayrıca henüz uykuları açılmamış, biyoritmleri oturmamış ve henüz sinir sistemine sabah olduğu mesajı gitmemiş çocukları biz derse alıyoruz. Derse aldığımızda çocuğun derse odaklanması, uyumlanması, dinleme becerisi ve dikkati gibi konularda zorluklar yaşaması çok doğal. Bu nedenle çocuklar genelde sabah saatlerinde 1. ve 2. derslerde uyum zorlukları yaşayabiliyorlar. Çocukların uyum sağlaması ve dikkatini toparlamaları 3. dersi bulabiliyor. Bu gibi zorluklar çocukların okul ve akademik başarılarını etkileyebiliyor. Uyku halinden çıkamayan, psikolojik olarak güne hazır başlamayan çocuklar da sinirli ve agresif olabiliyorlar, alıngan olabiliyorlar. Bu da çocukların arkadaşlar ve öğretmenleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor.
'En doğru okula başlama saati sabah 9'dur'
"Biz uzmanlar her zaman şunu söylüyoruz" diyerek sözlerine tekrar başlayan Ergün, "'Okula gidiş saatinin aydınlık bir saatte olması ve çocukların uyanabildiği bir saat dilimde ayarlanması çok önemli. bunun için de en doğru okula başlama saati sabah 9'dur. Ancak, dünyada ve Türkiye'de anne babaların işe gitme saatleri- mesai saatleri göz önüne alındığında böyle bir sıkıntı yaşayabiliyoruz. Çünkü anne-babalar 8'de işe başlıyorsa 9'da okula götürebiliyor olmaları mümkün değil. Yani çocukların okul saatlerinin düzenlenebiliyor olması için ebeveynlerinin mesai saatlerinin düzenlenmesi gerekir bu da uzun vadede çok mümkün gibi görünmüyor. Ama en azından çocukların sabah güneş doğduktan sonra evden çıkmalarını sağlamak, bu anlamda da kış saati uygulamasının yeniden düzenlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. bunun karşıt bir görüşü var; 'Tamam, kış saati uygulamasını geri getirelim ama çocuklar aydınlıkta okula gitsin ama bu sefer karanlıkta geri dönecekler' diye. Olsun. Bu çocukları, sabah karanlıkta okula gitmekten çok daha az etkileyecektir. Çünkü henüz sabah olmamış ve güneş doğmamışken okula gidiyor olmak çocukların okul algısını da bozan bir süreç. Ama okuldan çıktıktan sonra havanın kararmış olmasını biraz daha tolere edebilirler" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de kış saati uygulamasının kaldırılması, son dönemde tartışmalara neden olan önemli bir konu olarak gündeme geliyor. Kış saati uygulamasının sona ermesiyle birlikte, bu değişikliğin çocuklar ve yetişkinler üzerindeki etkileri giderek daha fazla konuşulmaya başlandı.
Kış saati uygulaması neden kaldırıldı?
Türkiye, 2016 yılında enerji tasarrufu amacıyla kış saati uygulamasını kaldırarak yıl boyunca sabit yaz saati uygulamasına geçmişti. Bu karar, 2017’de uzatılmış ve 2018'de kalıcı hale getirilmiştir. Yaz saati uygulamasının sürekli hale gelmesiyle Türkiye, GMT+3 saat dilimine sabitlenmiş, böylece Avrupa ile saat farkı özellikle kış aylarında 2 saate çıkmıştır.
Uygulama, güneş ışığından daha fazla faydalanmayı amaçlasa da, özellikle sabahları karanlıkta okula gitmek zorunda kalan çocuklar ve işe giden yetişkinler üzerinde çeşitli olumsuz etkilere yol açtığı da uzmanlar tarafından her kışa girişte gündeme getiriliyor.
Özellikle sabah erken saatlerde, gün ışığı olmadan uyanmak ve okula gitmek zorunda kalan öğrenciler, uyku düzenlerinde bozulmalar yaşıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığına, motivasyon eksikliğine ve öğrenme süreçlerinde zorluklara neden oluyor. Araştırmalar, karanlıkta okula gitmenin öğrencilerin ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını; depresyon, kronik yorgunluk ve stres gibi sorunları artırdığını göstermektedir. Bu, özellikle kış aylarında daha belirgin hale geliyor ve eğitim performansını olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
'İnsan bedeni sabah uyandığında aydınlığa uyanmak ister'
Konuyla alakalı Sputnik'e konuşan çocuk gelişimi uzmanı Emine Ergün, "İnsan bedeninin bir biyoritmi vardır ve insan bedeni sabah uyandığında aydınlığa uyanmak ister. Güneşi görmek ister. Ki sabah olduğu mesajı sinir sistemimize gitsin ve buna göre uyumlansınlar diye. Ama çocuklar sabah karanlık bir ortama uyandıkları zaman bu mesaj gitmiyor.
Çocuklarda da buna bağlı olarak, 'Daha sabah olmadı ki, ben okula gitmek istemiyorum, ama daha gece' gibi tepkiler baş gösteriyor. Çocuklar bu tepkileri vermekte çok haklılar. Psikolojik olarak da bir bıkkınlık ve yorgunluk hali, henüz daha sabah olmadığına dair mesajlar beyne gittiği zaman beynin ve bedenin uymama haliyle birlikte olumsuz duygu durumları içine girebiliyorlar. Bu da çocukların psikolojisini etkileyebiliyor" diyerek sürekli yaz saati uygulamasının zararlarına dikkat çekti.
'Çocukların okul başarılarını, arkadaşlar ve öğretmenleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkiliyor'
Hava karanlıkken okula gitmek için evden çıkan çocuklar okula gitmek konusunda zorluk yaşayabiliyorlar" diyen uzman isim söylerine şöyle devam etti:
Çünkü okula gitme süreci sabah yapılması gereken bir şeyken karanlıkta yola koyuluyorlar. Ayrıca henüz uykuları açılmamış, biyoritmleri oturmamış ve henüz sinir sistemine sabah olduğu mesajı gitmemiş çocukları biz derse alıyoruz. Derse aldığımızda çocuğun derse odaklanması, uyumlanması, dinleme becerisi ve dikkati gibi konularda zorluklar yaşaması çok doğal. Bu nedenle çocuklar genelde sabah saatlerinde 1. ve 2. derslerde uyum zorlukları yaşayabiliyorlar. Çocukların uyum sağlaması ve dikkatini toparlamaları 3. dersi bulabiliyor. Bu gibi zorluklar çocukların okul ve akademik başarılarını etkileyebiliyor. Uyku halinden çıkamayan, psikolojik olarak güne hazır başlamayan çocuklar da sinirli ve agresif olabiliyorlar, alıngan olabiliyorlar. Bu da çocukların arkadaşlar ve öğretmenleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor.
'En doğru okula başlama saati sabah 9'dur'
"Biz uzmanlar her zaman şunu söylüyoruz" diyerek sözlerine tekrar başlayan Ergün, "'Okula gidiş saatinin aydınlık bir saatte olması ve çocukların uyanabildiği bir saat dilimde ayarlanması çok önemli. bunun için de en doğru okula başlama saati sabah 9'dur. Ancak, dünyada ve Türkiye'de anne babaların işe gitme saatleri- mesai saatleri göz önüne alındığında böyle bir sıkıntı yaşayabiliyoruz. Çünkü anne-babalar 8'de işe başlıyorsa 9'da okula götürebiliyor olmaları mümkün değil. Yani çocukların okul saatlerinin düzenlenebiliyor olması için ebeveynlerinin mesai saatlerinin düzenlenmesi gerekir bu da uzun vadede çok mümkün gibi görünmüyor. Ama en azından çocukların sabah güneş doğduktan sonra evden çıkmalarını sağlamak, bu anlamda da kış saati uygulamasının yeniden düzenlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. bunun karşıt bir görüşü var; 'Tamam, kış saati uygulamasını geri getirelim ama çocuklar aydınlıkta okula gitsin ama bu sefer karanlıkta geri dönecekler' diye. Olsun. Bu çocukları, sabah karanlıkta okula gitmekten çok daha az etkileyecektir. Çünkü henüz sabah olmamış ve güneş doğmamışken okula gidiyor olmak çocukların okul algısını da bozan bir süreç. Ama okuldan çıktıktan sonra havanın kararmış olmasını biraz daha tolere edebilirler" ifadelerini kullandı.
YORUMLAR