Rus akademisyen: İslamı anlamak için daha fazla çaba göstereceğiz
Tataristan’ın başkentinde düzenlenen KazanForumu 2024’te İslam dünyasının güncel sorunları tartışıldı. Konferansta İslam dünyasının daha iyi anlaşılmasının Rusya için çok olduğu belirtilirken, Kazan Federal Üniversitesi’nin de İslam dünyasını anlamak için yeni bir kurum olarak düzenlenmesi önerildi.
Editör: Alanya Time - 1
17 Mayıs 2024 - 13:29
Rus ile Arap yetkili ve akademisyenlerin katıldığı, İslam dünyasının güncel sorunlarının konuşulduğu konferansta Yüksek Ekonomi Üniversitesi’nden (HSE) Leonid Syukiyaynen, Müslüman kültürünün Rusya için çok önemli bir değer olduğunu ve Müslüman ülkeleri anlamak ve iş yapmak için onların dinini ve kurallarını anlamak gerektiğini söyledi.
Birçok ülkede Müslümanların Şeria hukuku ile yönetildiğini ve buna saygı duyulması gerektiğini belirten akademisyen Syukiyaynen konuşmasında şu cümleleri kaydetti:
Müslümanlarla iş yapmak istiyorsak şunu anlamalıyız. Onlarla Batılı dünyanın hukuk ve kültürü ile işbirliği yaptığımız gibi iş yapamayız. Onlar farklı bir dünya, farklı bir kültür, farklı bir dil. Burada bizim büyük bir avantajımız var, bu avantajın ismi Tataristan. Tarihte Tataristan ve Kazan, İslamın en büyük merkezlerinden biriydi.
Bugün biz bu hedefi canlandırabiliriz. Müslümanlarla işbirliği yapmak için onların kültürü ve akademisini, bürokrasini anlamalıyız. Bunun için Kazan ise en iyi şehirlerden biri. Bu nedenle Müslüman dostlarımızla iletişim kurmak için bugün burada bir akademisyen olarak, en iyi üniversitelerimizden biri olan Kazan Federal Üniversitesi’nin daha fazla İslam ve Müslüman ülkeleri anlama üzerine yoğunlaşması üzerine teklifler sunacağız.
‘Rusya, günden güne İslam ülkeleri ile daha yakınlaşıyor’
Forumda konuşan uzmanlardan biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Uluslararası Yatırım Odası Başkanı Dr. Abdulla Muhammed Yusuf Al Shaybani, Müslümanların gerçekten de diğer milletlere göre farklı bir kültürü ve tarihi olduğunu ve bunu korumak istediklerini belirtti.
Tabii ki küreselleşmiş dünyada her milletin birbirine karşı belli esneklikler sağlayacağını ve bunun normal olduğunu belirten Shaybani, "Karşılıklı olarak birbirimizi anlamak için daha fazla çaba ediyoruz ve Rusya’nın bu konuda istekli olduğunu görüyoruz. Yumuşak güç enstürmanları ile ilişkilerimizi güçlendireceğiz ve farklılıklarımızı bir kenara bırakacağız. Turizm ve ticarette ortak noktayı bulup ekonomik bağlarımızı güçlendireceğiz" dedi.
Rusya’nın İslam dünyasına yakınlaşmasından memnun olduğunu belirten Shaybani, "İslam kuralları esnetebilir ve adapte edilebilir. Bunun için biz de hazırız. Son yıllarda Rusların da Arap ülkelerine geldiklerini, Arapların da Rusya’ya geldiğini görüyoruz. Karşılıklı turizm oranları yüzde 25 ile 40 arasında artmış durumda. Şunu belirtmeliyim ki, Rusya’nın helal sertifikalı yiyecek ve içecek girişimi bizi çok mutlu etti. Çünkü Araplar gezilerini aileler halinde yapıyor ve yiyecek konusuna önem veriyorlar. Bir restoranda ‘helal sertifikası’ gördüklerinde o restoranı seçiyorlar. Bu o restoran zincirinin gelirlerini de arttıyor. Bu nedenle bu tarz girişimler arttıkça turist sayısının ve işbirliğinin artacağından eminim" diye konuştu.
‘7 Ekim sonrası Batı’nın prensipleri tamamen çöktü’
Forumda konuşan diğer bir Amerikalı-Filistinli akademisyen Rashid Dar, yeni bir çok kutuplu dünyaya doğru geçerken sembollerin önemine vurgu yaptı.
Kültürel meselelerin artık her şeyden daha çok öne çıktığını söyleyen Dar, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırıma ‘kültürünü sürekli üstün gösteren’ Batı’nın hiçbir şey yapmayıp aksine daha fazla destek vermesi ile birlikte Batı’nın yıllardır 'dünyaya sattığı' tüm prensiplerin çöktüğünün altını çizdi.
Dar, "Yıllar boyunca Batı’nın kültürünün bize üstün olduğu ve tüm dünyanın bu kültürü kucaklaması gerektiği öğretildi. Şimdi ise bunun yıkıldığını, söylediklerine kimsenin inanmadığını görüyoruz. Şu an dünyada yeni bir sistem aranıyor. Bu sistemde çok kutupluluk, kendi kültürüne sahip milletlerin beraber ve eşit bir şekilde çalıştığı, dostluk ve güven üzerine bir dünya aranıyor" ifadelerini kullandı.
Birçok ülkede Müslümanların Şeria hukuku ile yönetildiğini ve buna saygı duyulması gerektiğini belirten akademisyen Syukiyaynen konuşmasında şu cümleleri kaydetti:
Müslümanlarla iş yapmak istiyorsak şunu anlamalıyız. Onlarla Batılı dünyanın hukuk ve kültürü ile işbirliği yaptığımız gibi iş yapamayız. Onlar farklı bir dünya, farklı bir kültür, farklı bir dil. Burada bizim büyük bir avantajımız var, bu avantajın ismi Tataristan. Tarihte Tataristan ve Kazan, İslamın en büyük merkezlerinden biriydi.
Bugün biz bu hedefi canlandırabiliriz. Müslümanlarla işbirliği yapmak için onların kültürü ve akademisini, bürokrasini anlamalıyız. Bunun için Kazan ise en iyi şehirlerden biri. Bu nedenle Müslüman dostlarımızla iletişim kurmak için bugün burada bir akademisyen olarak, en iyi üniversitelerimizden biri olan Kazan Federal Üniversitesi’nin daha fazla İslam ve Müslüman ülkeleri anlama üzerine yoğunlaşması üzerine teklifler sunacağız.
‘Rusya, günden güne İslam ülkeleri ile daha yakınlaşıyor’
Forumda konuşan uzmanlardan biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Uluslararası Yatırım Odası Başkanı Dr. Abdulla Muhammed Yusuf Al Shaybani, Müslümanların gerçekten de diğer milletlere göre farklı bir kültürü ve tarihi olduğunu ve bunu korumak istediklerini belirtti.
Tabii ki küreselleşmiş dünyada her milletin birbirine karşı belli esneklikler sağlayacağını ve bunun normal olduğunu belirten Shaybani, "Karşılıklı olarak birbirimizi anlamak için daha fazla çaba ediyoruz ve Rusya’nın bu konuda istekli olduğunu görüyoruz. Yumuşak güç enstürmanları ile ilişkilerimizi güçlendireceğiz ve farklılıklarımızı bir kenara bırakacağız. Turizm ve ticarette ortak noktayı bulup ekonomik bağlarımızı güçlendireceğiz" dedi.
Rusya’nın İslam dünyasına yakınlaşmasından memnun olduğunu belirten Shaybani, "İslam kuralları esnetebilir ve adapte edilebilir. Bunun için biz de hazırız. Son yıllarda Rusların da Arap ülkelerine geldiklerini, Arapların da Rusya’ya geldiğini görüyoruz. Karşılıklı turizm oranları yüzde 25 ile 40 arasında artmış durumda. Şunu belirtmeliyim ki, Rusya’nın helal sertifikalı yiyecek ve içecek girişimi bizi çok mutlu etti. Çünkü Araplar gezilerini aileler halinde yapıyor ve yiyecek konusuna önem veriyorlar. Bir restoranda ‘helal sertifikası’ gördüklerinde o restoranı seçiyorlar. Bu o restoran zincirinin gelirlerini de arttıyor. Bu nedenle bu tarz girişimler arttıkça turist sayısının ve işbirliğinin artacağından eminim" diye konuştu.
‘7 Ekim sonrası Batı’nın prensipleri tamamen çöktü’
Forumda konuşan diğer bir Amerikalı-Filistinli akademisyen Rashid Dar, yeni bir çok kutuplu dünyaya doğru geçerken sembollerin önemine vurgu yaptı.
Kültürel meselelerin artık her şeyden daha çok öne çıktığını söyleyen Dar, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırıma ‘kültürünü sürekli üstün gösteren’ Batı’nın hiçbir şey yapmayıp aksine daha fazla destek vermesi ile birlikte Batı’nın yıllardır 'dünyaya sattığı' tüm prensiplerin çöktüğünün altını çizdi.
Dar, "Yıllar boyunca Batı’nın kültürünün bize üstün olduğu ve tüm dünyanın bu kültürü kucaklaması gerektiği öğretildi. Şimdi ise bunun yıkıldığını, söylediklerine kimsenin inanmadığını görüyoruz. Şu an dünyada yeni bir sistem aranıyor. Bu sistemde çok kutupluluk, kendi kültürüne sahip milletlerin beraber ve eşit bir şekilde çalıştığı, dostluk ve güven üzerine bir dünya aranıyor" ifadelerini kullandı.
YORUMLAR