'Nihayet kulüplere ciddiyet geldi'
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun detaylarını, bizlere neler getireceğini ve ne amaçla hazırlandığını Türkiye Futbol Federasyonu eski Genel Sekreteri Prof. Dr. Emre Alkin değerlendirdi. Alkin yapmış olduğu değerlendirmede “Nihayet kulüplere ciddiyet geldi” dedi.
Uzun yıllardır çalışmaları süren Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunla birlikte spor kulüpleri, spor anonim şirketleri ve spor federasyonlarının kuruluşu, organları, üst kuruluş oluşturmaları, gelir ve giderleri, bütçe ve harcama esasları, görev, yetki ve sorumlulukları, denetimleri, bunlara yapılacak her türlü yardımın şekil ve şartları düzenleniyor.
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu'nun uzun yıllardır hazırlandığını hatırlatan Türkiye Futbol Federasyonu eski Genel Sekreteri ve İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, “Takriben 10 yıldır tartışılan ve taslak metinleri hazırlanan bir Kanun'du. TFF Genel Sekreterliği görevini yürütürken taslak metinler üzerinde dönemin yönetimiyle çalışmalar yapmıştık. Özellikle mali hükümler konusunda büyük tartışmalar çıkmıştı. Bugün de tartışmalar yaşanacağını düşünüyorum.” dedi.
‘Devlet vatandaşın hakkına ve parasına sahip çıkıyor'
Prof. Dr. Emre Alkin, Kanun'un birkaç bölümde ele alınmasını gerektiğini ifade ederek, “Spor kulüpleri ya da federasyonlarında görev alan kişiler, aslında kamu yani vatandaşın parasını kullanan ve vatandaş adına borçlanan bir kimliğe kavuştular. Bu da harcanan her kuruşun vatandaşın olduğunu ve hesap verme yükümlülüğünü gösteriyor. Para vatandaşınsa, vatandaşın hakkını da devlet koruyor. Dolayısıyla devlet sonunda bir müdahale yapıyor ve diyor ki ‘Tüm tüketimlerinin yatırım ve borçlanmalarını bu kanun üzerinden çalıştıracaksın. Aksi takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olmak dahil birçok hüküm var.' Kanunun son bölümünde ise hangi fiilde ne ceza verilebileceği belirtilmiş. Bu nedenle Kanun bence disiplin yönetmeliği değil ceza yönetmeliği gibi yazılmış.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Belediyeler kulüplere para aktaramayacak'
Belediyelerin iştiraklerinden, spor kulüplerine para aktarmasının da yasaklandığının altını çizen Prof. Dr. Emre Alkin, “Belirli istisnalar var ama haksız rekabet oluşturan bu duruma da rastlıyorduk. Çünkü belediyenin parası da vatandaşa ait. Eskiden yönetimler hesap vermeden görevlerinden ayrılabiliyordu. Kanun diyor ki ‘Bir kulübün borçlandırılması belli şartlara bağlı. Sen borcu bir bankaya ya da finans kuruluşu aracılığıyla anlaşmaya bağlayıp süresini uzatsan ve bu sürede yönetimin, başkanlığın bitmiş olsa bile bu borçtan sorumlusun.' Yani yapılandırılmış borçlardan da yönetim ya da yöneticiler sorumlu tutuluyor.” dedi.
‘Zarar olursa bir yöneticiden de tazmin edilebilir yönetimin tamamından da'
Yeni Kanun ile birlikte sportif anonim şirketlerinin de denetlemeye gireceğini ifade eden Prof. Dr. Emre Alkin, “Ayrıca diyor ki ‘Yaptığın borçlanmalar ve zararlardan dolayı kamu adına takip yapılabileceği gibi hissedarlar da ayrı ayrı dava açar ve müteselsil sorumlu tutar' diyor. Müteselsil sorumlu demek, ortaya çıkmış olan zararın tazminini tüm üyelerin ya da her bir üyenin ayrı ayrı sorumluluk altına alınması anlamına gelir. Ortaklaşa karar alıp zarar ettirdiğiniz gibi ortaklaşa karar alıp zararı tazmin edin diyor.” ifadelerini kullandı.
‘Suça karışan ne kulüpte ne de federasyonda görev alamaz'
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile görev alabilecek yöneticilerin de tarif edildiğini belirten Prof. Dr. Emre Alkin, “Özellikle şike ve teşvik olaylarına karışmış olanlar ne spor kulüpleri ne de federasyonlarda görev alamazlar. İlginç bir madde daha var. Bir spor federasyonunda görev alan kişinin spor kulüplerindeki yöneticilik ve üyeliğinin biteceğini söylüyor. Federasyon yetkililerinin taraftarı oldukları kulüplerin menfaatlerini temsil eden söylemlerde bulunmaları hiç hoş değildi. Artık bu da bitti.” dedi.
‘İşi bilenler göreve gelmezse hem kendilerinin hem de camiaların başına iş açarlar'
Prof. Dr. Emre Alkin, borçlanma ve harcamalar konusunda önemli bir adım atıldığını belirterek, “UEFA'nın Financial Fair-Play ilkeleriyle birebir uyuşan ve herhangi bir açık noktaya yer vermeyen bir çalışma olmuş. Kanun çıktıktan sonra spor kulübünü yönetmeyi bilmeyenler sporu daha iyi bildiğini iddia edip idare ve mali işlerinden anlamayanlar görev alamayacak. Aksi halde başları belaya girer. ‘Kanun çıkınca görev alacak kimse bulunamaz' deniyor, katılmıyorum. Tabi ki bulamayız! Çünkü kişi sadece ünlü olmak için bu kulüplerde görev almak isterse felaketi yaşar. Dolayısıyla artık genel kurullar bilsin ki oylarını liyakate göre kullanmazlarsa canlarını bile vereceklerini iddia ettikleri renklerin batışına davetiye çıkaracaklar.” diye konuştu.
‘Genel kurullara büyük iş düşüyor'
Prof. Dr. Emre Alkin, Kanun'la birlikte kulüplerin ve federasyonların genel kurullarına büyük iş düştüğünü belirtti. Alkin, “Ancak bence genel kurullar, sporu seven, dernekçiliğe ve sivil topluma inanan, sporun tabana yayılmasından hoşlanan, sadece kârı değil sosyal faydayı da gözeten insanlar olduğu için aklı başında insanları göreve getirecektir. Çünkü artık sadece başkana oy verilmeyecek. Büyük ihtimalle yönetim kurulları ve diğer organların da üyelerinin belirlenmesinde söz sahibi olacaklar.” dedi.
‘Umarım kanun, mevzuatlarla yumuşatılmaz'
‘Kanun Türk sporunu kötüye götürecek' diyenlerin yanıldığını belirten Alkin,” Önemli bir disiplin getirilmiş. Fakat bazı maddeler var. Onlar da Bakanlığın uhdesine bırakılmış. Umarım Kanun'un bu hali Bakanlığın çıkardığı mevzuatlarla yumuşatılmaz. Çünkü TFF'nin Kulüp Lisans Tescil Kurulu var. Orası da UEFA'nın Financial Fair-Play ilkelerine göre davranıyor. Burada basketbol, voleybol ve diğer tüm amatör branşlar için geçerli olacak Financial Fair-Play yaklaşımı getirilmiş. Tebrik ediyorum. Çünkü büyük bir ciddiyet getirilmiş.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Finansal konulardan anlayanlar yönetici olmalı'
Sportif anonim şirketlerinde yönetimin bilirkişiler tarafından oluşturulması gerektiğinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, “Spor kulübünden oluşturulmuş sportif anonim şirketleri yani iştirakler bir işletme zekasıyla yönetilmekten çok taraftar kafasıyla yönetiliyordu. İstikrarlı başarı için sportif A.Ş.'lerin Kanun'da belirtildiği gibi kamu yararı gözeten, mali açıdan istikrar sağlayan yapıda olması lazım. Dolayısıyla derneğin yönetim kurulu üyelerinin otomatik anonim şirketi yöneticisi olması gibi bir zorunluluğu olmadığı ortaya konuyor. Sportif A.Ş.'nin gerçekten bu işi bilen, mali tablolardan, finanstan, satıştan ve pazarlamadan anlayan, sporun bir iş olduğunu kabul eden insanlardan oluşması lazım. Aksi takdirde sonuç hüsran olur.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
YORUMLAR