MHP Genel Başkanı Bahçeli: 15 Ocak 2023 itibarıyla seçim startını veriyoruz
Seçim tarihi tartışmalarına değinen Bahçeli, "Seçimler için geri sayım başlamıştır. Önümüzdeki bahar mevsimi aynı zamanda sandık ve seçim mevsimidir" dedi.
Editör: Alanya Time - 1
16 Ocak 2023 - 11:37
Bahçeli'nin, Merkez Disiplin Kurulu (MDK) ile Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekilleriyle seçim çalışmalarını değerlendirmek üzere bir araya geldiği Kızılcahamam kampı sona erdi.
Kamp kapsamında yapılan toplantıların ardından basın toplantısı düzenleyen Bahçeli, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında "Altılı masa darmadağındır. Her bir parti kendi çıkarının, kendi ikbalinin, kendi gizli gündeminin peşine düşmüştür" diyen Bahçeli, "altılı masaya zimmetlenmiş, bağlanmış, vesayet ve esaret altına girmiş bir Cumhurbaşkanı hüviyetinin arzu ve arayışının deşifre edildiğini" söyledi.
Bahçeli, "Serok Ahmet, haline bakmadan Hasan Dağı'na oduna gitmek için yola koyulmuştur. Altılı masa cunta yönetimlerini, ara rejim dönemlerini aratmayacak bir nevi konsey yapılanmasıyla Türkiye'yi yöneteceğini iddia etmektedir. Serok Ahmet pazarlık gücünü yükseltmek, 'ne alırsam, neyi kazanırsam kar' mantığıyla altılı masanın başlıca hizip odağına dönmüştür." ifadesini kullandı.
Altılı masada parti başkanlarının, karar süreçlerinde Cumhurbaşkanıyla birlikte imza yetkisine sahip olacağını iddia etmesinin, sadece akıl tutulması değil, masa oligarşisinin, liderler sultasının ülkeye ve millete dayatılması olduğunu belirten Bahçeli, "Yüzde 50'yi aşan bir oy alan Cumhurbaşkanı ile yüzde sıfır bilmem kaç oy oranına haiz bir partinin eşit sorumluluğa ve stratejik konularda aynı imza yetkisine sahip olacağını ifade etmek demokrasiyi ve millet iradesini hiçe saymaktır. Bu iflah olmaz bir iktidar hastalığıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Altılı masanın "projemiz budur, vizyonumuz şudur, hedeflerimiz şunlardır" demediğini, bugünden kriz ihbarı, kriz ibrası, kriz ilamı yaptığını bildiren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Aziz milletimizin bu tip siyaset çirkefliğine, bu ve benzeri siyasi hezeyan ve hüsrana onay vermesi aklın imhasıyla eşdeğer bir fecaattir. Serok ve selamsız Babacan başta olmak üzere, tüm zillet partileri, altılı kumar masasına çökmüşler, 'ne üteriz, nasıl hileyle muhatapları zorda bırakırız' arayışına girmişlerdir. Türk siyaset ve demokrasisi adına utanç verici bir tablo karşımızdadır. Hepsinin derdi masadan kalkıp daha rahat bir koltuğa çöreklenmektir. Milletimizi ve ülkemizi düşünen ve dert eden, parlak bir gelecek için feragat gösteren tek bir muhalefet partisi yoktur, şu ana kadar da görülmemiştir."
'Bizim farkımız, Türkiye ve Türk milletine vefa ve sadakatimizdir'
Devlet Bahçeli, milletin, altılı masanın gerçek yüzünü iyice tanıdığını ifade ederek, "Tencere kapak misali, hepsi birbirini bulmuştur." sözlerini sarf etti.
Bahçeli, "Birisi çıkar, 'masa isterse aday olurum' der; birisi çıkar, 'ben başbakan olacağım' der; birisi çıkar, 'çoklu adaya sıcak bakmıyorum' der; birisi çıkar, 'gerektiğinde masa iki aday da çıkarabilir' der. Birisi çıkar, 'aday altı genel başkandan biri olmalı' der; birisi çıkar, 'masa beni desteklerse hem seçilebilirim hem de en iyi şekilde yönetirim' der. Altılı masadaki partilerin hiçbiri diğeriyle uyum ve barış içinde değildir. Kırık bacaklı masa zillettir, rezalettir, çıkarcıdır, siyasi hesaplarla sallanmaktadır." diye konuştu.
Bunlara karşılık Cumhur İttifakı'nda ahenk, ülkü, şuur, saygı, sevgi, demokratik nezaket, pazarlıksız ve hesapsız ittifak ahlakı, mertlik olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Kısacası adam gibi adamlık hakimdir. Bizim farkımız ahlakımızdır. Bizim farkımız, Türkiye ve Türk milletine vefa ve sadakatimizdir. Bizim farkımız asalettedir, aidiyettedir ve ülkemizin ali menfaatlerine yüreğimizle ve yüreklice bakmakta saklıdır. Bir masayla yetkilerini paylaşan bir Cumhurbaşkanı tasavvuru, Türk devlet felsefesini yok saymaktır." görüşünü paylaştı.
Altılı masanın, oynatacağı kukla aradığını dile getiren Bahçeli, kuklacıların küresel güçler olduğunu aktardı.
Altılı masanın dış güdümlü olduğundan, zalimlerin himayesine girmiş bir Cumhurbaşkanı adayına bel bağladığını kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olacak iş değildir. Milletimiz bu at pazarlığını, bu mal paylaşımını, bu sahte demokrasi tiyatrosunu ibretle takip etmekte ve sandık vakti geldiğinde de hesap sormak için tetikte beklemektedir. Parlamenter sistemin çok başlı yönetim yapısı giderilmişken, Türkiye'nin ne idiği belirsiz altı parti tarafından, üstelik yabancıların namına ambargo altına alınması demokrasinin, kişisel hak ve hürriyetlerin, devlet olma umurunun yıkımı demektir. 30 Ocak'ta altı parti başkanı bir yol haritası üzerinde uzlaşıp hükümet programı paylaşacaklarmış. Bunlar fasa fiso çabalardır. Bir aday üzerinde mutabakata varmadan, henüz seçim bile yapılmadan hükümet programı hazırlamak hakikaten de gülünçtür ve mizah dergilerine konu olacak bir alay konusu olmaya namzettir. Anlaşılan zillet ittifakı bir Cumhurbaşkanı adayı isminde uzlaşma sancıları çekmektedir. Her koyun kendi bacağından asılmaktadır."
'Gelin bu şerefe siz de ortak olun'
Bahçeli, "Kızılcahamam'dan zillet partilerine bir çağrıda bulunmak istiyorum" diyerek, şöyle devam etti:
"Sözlerime kulak vermelerini tavsiye ve tembih ediyorum. Cumhurbaşkanı adayı konusu aranızdaki ufunetli ve uçurum temelli bir açmazdır. Ne siz meşgul olun ne de milletimizi meşgul edin. Anlaşılan bu yükün altından kalkamayacaksınız. Zira aranızda siyaset cingözleri suyu devamlı bulandıracaktır. Gelin vazgeçin bu sevdadan. Gelin siz de Türkiye'ye destek verin, Türk milletinin sesini dinleyin. Dünyaya, Türk ve Türkiye mucizesini hep birlikte gösterelim. Milletvekili Genel Seçimine her zaman olduğu gibi adaylarınızı göstererek girin ve TBMM'de milletin tercih ve seçimiyle kazandığınız kadar sandalyeyle temsil görevini üstlenin. Ancak Cumhurbaşkanı adayı konusunda hep birlikte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında tek yumruk olalım, onu sahiplenelim, yeni bir sayfa açalım. Cumhuriyet'in yeni yüzyılına Türk milletinin gücünü ve kudretini birlikte taşıyalım. Gelin bu şerefe siz de ortak olun. Ey CHP, ey İYİ Parti, ey diğer altılı masa mensubu parti başkanları, kazanamayacağınız ve hazır olmadığınız demokratik bir müsabakaya girmekten henüz vakit varken dönün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında el ele verelim, güç birliği yapalım, bu başarının mükafatı da sizde olsun."
Altılı masanın 10 defa toplandığını ama bir arpa boyu mesafe alamadığını belirten Bahçeli, şu düşünceleri dile getirdi:
"Her şey meydanda, kervanları gitmiyor, siyasetleri yürümüyor. Türkiye'nin lider ülke mertebesine yükselmesinde hepinizin eşit payı olsun. Bir defa yükselmiş bayrak asla inmesin. Türkiye büyüsün, zenginleşsin, insanımız kronik sorunlarından bütünüyle kurtulsun. Sayın Kılıçdaroğlu bırak bu işleri, vazgeç bu nefsi tutkulardan, senden bir yol olmaz, çevrenden hayır gelmez, bu gidişle siyasi akıbetin de mefluçtur. Altılı masadaki her siyasi partinin vatanını, milletini ve devletini ne kadar sahiplenip sevdiğinin testi önümüzdeki günlerde çok daha belirgin olacaktır. Şahsım adına, bunların hepsini al bayrağın altında toplanmaya, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda buluşmaya, hep birlikte çeliğe su vermeye, demiri tavında dövmeye davet ediyorum. Türkiye'nin yelkenlerini şişiren rüzgar kesilmesin istiyorum. Makamda gözümüz yoktur. Koltuğa merakımız yoktur. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşasın dursun. Yeter ki haine, teröriste, Türkiye düşmanlarına karşı bir olalım, beraberce direnelim."
'Duruşumuzdan ödün vermeyeceğiz'
Cumhur İttifakı'nın, Türk milletinin özü ve öz güveni olduğunu söyleyen Bahçeli, "Cumhur İttifakı istiklalin kilidi, istikbalin kaderidir. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle, nefretiyle fitnesiyle, şirkiyle şiddetiyle üzerimize gelse de duruşumuzdan milim de olsa taviz vermeyeceğiz." görüşünü paylaştı.
Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün muhteşem bir istikbalin anahtarı olacağını, inanç ve gayelerinin bu olduğunu dile getiren Bahçeli, "Nefsimize esir düşmeden, egolarımıza boyun eğmeden, çıkar hesabı yapmadan, ayrımcılığa prim vermeden, ötekileştirmeye müsaade etmeden 2023'e milli birlik ve kardeşliğin mührünü vuracağız." diye konuştu.
Bahçeli, ekmeği daha da büyüteceklerini, istihdamı daha da artıracaklarını, gelir dağılımında adaleti sağlayacaklarını ve milli geliri çoğaltacaklarını belirtti.
İşçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin, garip ve gurebanın, esnaf ve sanatkarın, sanayici ve müteşebbisin her zaman yanında olacaklarını vurgulayan Bahçeli, "Hep birlikte Türkiye olduğumuzu bir kez daha ispat ve ilan edeceğiz. Birlikten nasıl bir kuvvet doğduğunu beraberce göstereceğiz." sözlerini sarf etti.
Siyasetlerinin ana fikrinin "önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben" esasına dayandığının altını çizen Bahçeli, "Bizi bilenler bilir. Bizi tanıyanlar tanır. Biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz, dilemeyiz. Fakat mevzubahis Türkiye oldu mu gözümüz hiçbir şey görmez. Mevzubahis Türk milleti oldu mu hayallerimizin ve hedeflerimizin hiçbir sınırı olamaz." dedi.
'Verilecek her oy, tam bağımsızlığa destek olacaktır'
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri için geri sayımın başladığını, gelecek bahar mevsiminin aynı zamanda sandık ve seçim mevsimi olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Türk milleti, 2023 seçimlerinde geçmişin dürüst muhasebesini yaparak geleceğini oylayacaktır. Verilecek her oy, Türk ve Türkiye Yüzyılı'na bir tuğla koyacaktır. Verilecek her oy tam bağımsızlığa destek olacaktır. Milletimizin, yıkanlara, bozanlara, bozgunculara, vurgunculara, yalancılara, talancılara, yabancıların yerli acentesine dönmüş siyasi devşirmelere itibar etmeyeceğine dair inancım tamdır. Çünkü Türkiye'nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Yerimizde saymaya, olanla yetinmeye, kıt kanaat geçinmeye, onun bunun ağzına bakmaya, tarihin gerisine düşmeye, debisi yüksek bir nehir gibi akan hadiselerin içinde edilgen ve etkisiz kalmaya ne hakkımız ne de niyetimiz vardır. Sızlanarak, dövünerek, seyrederek hiçbir şey yapamayız. Davası olan her insan aynı zamanda umut insanıdır. Çünkü iman varsa imkan vardır ve nihayetinde karamsarlık bulutları dağılmaya mahkumdur. Türkiye artık feleğin çemberini kırmıştır. Makus talih değişmeye başlamıştır. İstikrarlı yükseliş kararlılıkla devam etmelidir. İddialı yürüyüş her gün biraz daha hız kazanarak Cumhuriyet'in yeni yüzyılında muktedir tarihimizin tekerrürünü sağlamalıdır. Kaldı ki gerçekleşebilecek hedefimiz de budur."
'Davul kimin boynunda ise tokmak da onun eline verilmiştir'
Bahçeli, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün, yeni yüzyılın başarı müjdesi olduğuna dikkati çekerek, "Bu müjdenin tecessüm ve temerküz etmiş hali de Türk ve Türkiye Yüzyılı'dır. 2023 seçimlerinde, Türk milletinin varlığı, birliği, bekası ve belaların üstesinden nasıl geldiği sınanacaktır. Tüm dünya adeta nefesini tutmuş 2023 seçimlerine kilitlenmiştir. Çünkü uyanan ve ayağa kalkan devin ayak sesleri, zalimleri, onların taşeronlarını, iç işgal cephesinde toplanan kifayetsiz muhterisleri ziyadesiyle ürkütmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin gücüne güç kattığını, siyasal ve toplumsal huzuru teyit ve temin ettiğini belirten Bahçeli, hükümet krizleri, siyasi kavgalar, ilkesiz koltuk pazarlıkları ve ilkel makam paylaşımlarının son bulduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, koalisyonlar devrinin kapandığını, eser ve hizmet döneminin kapılarının ardına kadar açıldığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, parlamenter sistemin bütün arızalarını, aksaklıklarını, anormalliklerini isabetle ve demokratik iradeyle telafi ettiğini anlattı.
Devlet-siyaset dengesinin kurulduğunu, kuvvetler ayrımının netleştiğini kaydeden Bahçeli, "Davul kimin boynunda ise tokmak da onun eline verilmiştir." dedi.
Bahçeli, böylece devletteki yetki çatışmasının, güç karmaşasının, çapsız ve çarpık tartışmaların sona erdiğini, uyum, denge, işbirliği, anlayış, dayanışma, diyalog, ortak amaçlar doğrultusunda fikir ve görüş birliği döneminin başladığını ve çok başarılı sonuçlar ortaya çıktığını aktardı.
Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin maruz kaldığı her türlü iç ve dış mahreçli sorunlar hamulesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin doğrudan ürünü olan siyasal istikrar marifetiyle çözüme kavuşmuş ya da direnç sergilenmiştir. Yönetim hayatımızda yapılan muazzam reformla milli hedeflerimiz canlanmıştır." diye konuştu.
'Bu sistemin ikinci beş yıllık dönemi çok daha iyi olacaktır'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yılının göz kamaştırıcı gelişmelere, göğüs kabartan icraat ve ilerleyişlere sahne olduğunu aktaran Bahçeli, Türkiye'nin muazzam bir çıkış ivmesi yakaladığına işaret etti.
Bunun sonuçlarını diplomasiden siyasete, ekonomiden ticarete, sanattan spora, teknolojik atılımlardan milli silah sanayisine, terörle mücadeleden küresel emperyalizme karşı azimkar direnişe kadar her saha ve zeminde görmenin, tanık olmanın mümkün olduğunu ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olgunlaşmış, oturmuş, kurum ve kurallarıyla yerleşmiş bu sistemin ikinci beş yıllık dönemi çok daha iyi olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne tek adamlık yaftası vurmak soysuz bir saptırmadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, antidemokratik gölge düşürüp despotik, tiranlık ve diktatörlük isnadıyla yaralamaya ve yıpratmaya çalışmak ağır kusurlu siyasetçi küstahlığıdır. Zillet ittifakının görünen ve gösterilen yegane ortak paydası yeni sistem muhalifliğidir. Bundan başka söyledikleri veya söyleyebilecekleri ikinci bir şey yoktur. Yatıyorlar, kalkıyorlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni suçluyorlar. Toplanıyorlar, dağılıyorlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne iftira atıyorlar. Bilmiyorlar ki Türkiye eski Türkiye değildir. Görmüyorlar ki aziz milletimiz yeni sisteme alışmış, takdir ve teveccühüyle kaya gibi arkasındadır. Zillet ittifakının besin ve esin kaynağı kriz, kargaşa, kavga ve kutuplaşmadır. Zillet ittifakının geçim kapısı hamaset, habaset, husumet ve huşunettir. Huzur, bu ittifakın duymaya bile tahammül edemeyeceği bir insanlık, devlet ve toplum değeridir. Sürekli istikrarsızlık, sürdürülebilir düzensizlik, yaygın kaos, dinmeyen siyasi ve ekonomik fırtınalar, CHP'sinden İP'ine, HDP'sinden DEVA'sına, Serok'undan DP'sine kadar alayının ümidi ve ünsiyetidir."
'Zalimlere Türk milletinin kim olduğunu sandıkta göstereceğiz'
ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesindeki "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak" ifadelerinin dikkatleri daha da fazla Türkiye'ye çektiğini, ABD'de çıkan bir dergide Türkiye ve Cumhurbaşkanı hedef alınarak "seçimin kan gölüne" döneceğinin alçakça iddia edildiğini aktaran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette akacak kan damarda durmaz, duramaz. Kanımızı akıtmak, Türkiye'yi bir şiddet sarmalına hapsetmek için örtülü proje yazanlar unutmasınlar ki döktükleri her kan, boğulacakları ölüm dehlizi olacaktır. Bizde ne kan biter ne de kahraman eksilir. Seçimi kan gölüne çevirmek için pusuda bekleyenler, aklını başına alsın, yol yakınken cinayet ve melanet hazırlığından vazgeçsin. Böylesi bir karanlığa izin vermeyeceğiz, oyuna gelmeyeceğiz, 2023'e leke sürdürmeyeceğiz. Buna rağmen üzerimize gelen olursa, inat ve ısrarla tahrik sürecini körükleyen çıkarsa, bu vahim saldırının fail ve figüranları layık oldukları bedeli ödemekten kurtulamayacaklardır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Washington Post gazetesinde "Türkler, oylarını kullanana kadar Batılı liderler gergin durumda bekleyecekmiş." şeklinde ifadelerin yer aldığını aktararak, "Allah'ın izniyle bunları tef gibi germeye, keyiflerini kaçırmaya, çılgına çevirmeye devam edeceğiz. Bu demokrasi özürlüsü zalimlere Türk milletinin kim olduğunu sandıkta göstereceğiz." dedi.
Türkiye'nin, doğru yolundan, haktan ve haysiyetten yana sabitlenmiş istikametinden asla dönmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, başkent Ankara odaklı siyaset ve diplomasi seferberliğinden ayrılmanın söz konusu olmayacağını bildirdi.
Devlet Bahçeli, "Zillet ittifakına akıl hocalığı yapan, siyasi destek sağlayan, çevremizi kuşatan, güney sınırlarımızdan Akdeniz ve Ege'ye kadar silah gösteren muhasım ülkelere teslim olmak yoktur, alttan almak yoktur, boyun eğmek yoktur, geri adım yoktur, egemenlik haklarımızdan caymak kesinlikle olmayacaktır." şeklinde konuştu.
2023 seçimlerinin, güvenli, huzurlu ve sakin bir ortamda yapılabilmesi için herkese, her siyasi partiye ihmal edilemeyecek sorumluluklar düştüğüne dikkati çeken Bahçeli, "Demokratik ve vatandaşlık görevinin sabote edilmesi suçtur, ihanettir, elbette sonuçları ağırdır. Buna da hiç kimse tevessül etmemelidir. Küresel güçlerin zillet ittifakı lehine siyasi ortamı bulandırma, buğulandırma, bulutlandırma, buzlandırma, bunalım çıkarma kepazeliği milli iradeye çarpıp parçalanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Provokasyonlara müsait bir iklimin gittikçe derinleştiğini söyleyen Bahçeli, "Ancak dikkatliyiz, temkinliyiz, tedbirliyiz, uyanık ve teenni içinde mücadelemizi temin ediyoruz." dedi.
'2023 seçimleri zincirlenmek istenmektedir'
Devlet Bahçeli, "Emperyalizmin şerefsiz maşaları, sosyal medya başta olmak üzere her taraftan iftira yağdırmakta, hassasiyetleri kaşımakta, kapanmış yaraları kanatmaktadır." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi'ni, Cumhur İttifakı'nı ve Cumhurbaşkanı'nı zorda bırakmak, kuşkular uyandırmak, soru işaretlerini yaygınlaştırmak amacıyla kurgulanan kaos planlarının devrede olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"FETÖ'cüler, PKK'lılar, Türk düşmanları, yıkım elemanları, dış güçlere uşaklık eden onursuzlar, bölücüler, zillete düşenler son şanslarını denemektedir. Darbecilerin umudu zillet ittifakıdır. Vesayet özlemi çekenlerin, statükocu aymazların, hürriyet muhaliflerinin, milli ve manevi değer kundakçılarının, ekonomik tetikçilerin, terörle mücadelemizden rahatsız olan mihrakların, Akdeniz'den Karadeniz'e kadar Türk'ün hükümran vasfından tedirgin olan Haçlı bakiyelerinin ümidi zillet ittifakıdır. İçimizden ve dışımızdan kiralanmış işbirlikçiler eliyle 2023 seçimleri zincirlenmek istenmektedir. Kim ne yaparsa yapsın, rüzgar eken fırtına biçecek, yel kayadan hiçbir şey koparamayacaktır. Türk milleti, 2023 seçimlerinde kaderini oylayacaktır. Türk milleti, 2023 seçimlerinde milli şeref ve güvenliği tercih edecektir."
'İsveç, teröristleri cesaretlendirmektedir'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin Stockholm'deki provokasyonlarını da şöyle değerlendirdi:
"İsveç'in başkenti Stocholm'deki belediye binasının önünde, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a benzeyen cansız bir maketin PKK/YPG'li hainler tarafından ve gizli servislerin kışkırtmasıyla ayaklarından asılması, şerefsiz ve namussuz bir hakarettir. Lanetlediğimiz bu alçaklığı, demokrasi ve özgürlük bahanesiyle tevil etmeye, dahası atıl ve sessiz vaziyette izlemeye kalkışan kim varsa suç ortağıdır. Hainler ancak maket asarlar, Allah nasip ederse asıl onların cansız bedenlerinin darağacında sallanacağı günler de bir gün gelecektir. İsveç hükümetinin bu vahim provokasyon karşısındaki tepkisi yetersizdir. Hani İsveç, terörle arasına mesafe koyacaktı? Hani teröristlerin meydan okumalarına gereği yapılacaktı? Bu ülkeyle NATO şemsiyesi altında nasıl bulunacağız? Nasıl buluşacağız? Bilen varsa söylesin, nasıl müttefik olacağız? Bölücü itleri bağlamayan hatta sınır dışı etmeyen İsveç'in NATO'ya katılımına nasıl ve hangi hakla onay vermemiz beklenmektedir? İsveç, teröristleri cesaretlendirmektedir. Bölücülere alan açmakta, koruma çemberi içinde tutmaktadır. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. İsveç, teröristleri ya cezalandırmalı ya da sınır dışı etmelidir. Avrupa'nın terör kampına, bir nevi mağara deliğine, terörizmin barınağı haline dönüşmesi felakettir, nitekim acıklı sonuçlarına, sorumlu ülkeler günü geldiğinde muhakkak katlanacaklardır."
'Kılıçdaroğlu, teslimiyetçi lobinin elebaşı'
MHP lideri Bahçeli, Aziz Atatürk'ün düşmanla mücadelede "milletin kendisi", "Türkiye Büyük Millet Meclisi" ve "Silahlı Kuvvetler" olmak üzere üç müessir kuvvetin belirleyiciliğini vurguladığını aktardı.
Atatürk'ün bu üç kuvvetin bir yanda iç cephede, diğer yanda da dış cephede savaştığını bizzat söylediğini dile getiren Bahçeli, Nutuk'taki "Asıl olan iç cephedir. Bu cephe, bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir fakat bu durum, hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren iç cephenin çökmesidir." şeklindeki ifadelere işaret etti.
MHP lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"İç cephemizi çökertmek ve milli mukavemeti kırmak için eş zamanlı icra edilen operasyonların ve bu operasyonlara refakat eden teslimiyetçilerin varlığı herkesin ve hepimizin malumu alisidir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu teslimiyetçi lobinin elebaşıdır. Geçtiğimiz grup toplantısında Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırması vesayete karşı çıkmak değil, küresel emperyalizme sevimli ve sempatik görünme pervasızlığı ve pişkinliğidir. 9 Ocak 2023 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi'nde düzenlenen Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanı'mızın konuşmasını haklı şekilde alkışlayan Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesine yönelik Kılıçdaroğlu'nun bühtan dolu ifadeleri, düşmanın emir erliğine talip bir zihniyetin su katılmamış ayıbıdır. "
'Ne yapsalardı? Sırtlarını mı dönselerdi?'
Kılıçdaroğlu'nun, "askerlerin alkışlaması devlet açısından büyük bir çürümüşlük göstergesidir." dediğini aktaran Devlet Bahçeli, "freni tutmayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun çamur saçan ağzından skandal sözler döküldüğünü" ifade ederek, bu konuşmasından bölümleri okudu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Bizim kahraman askerlerimizin giydiği üniformayı Orta Doğu üniformalarına benzeten Kılıçdaroğlu edepsizdir. Hiçbir Türk askeri cepheden kaçmamıştır. Aksini iddia eden Kılıçdaroğlu müfteridir. Haddini bilmesi gereken kişi varsa o da askere düşmanlık yapan yandan çarklı Kılıçdaroğlu'dur. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesi ve tüm neferleri kahramandır. Kılıçdaroğlu, neyin hasretini çekmektedir? Komuta kademesinin alkışladığı, Cumhurbaşkanı ve başkomutandır. Ne yapsalardı? Sırtlarını mı dönselerdi? Devlet ve rejim krizi mi çıkarsalardı? Kılıçdaroğlu'nun asıl rahatsızlığı nedir? Yeni nesil Fırtına obüslerinin yapılması mı bu zillet zihniyetini deliye döndürmektedir? Fırat Kalkanı'ndan Barış Pınarı'na kadar sınır ötesi harekatları yapan Türk ordusu mu uykularını kaçırmaktadır? Şehitler ve gaziler yuvası, aynı zamanda peygamber ocağı Türk ordusu mu huzursuzluğunun nedenidir? Kılıçdaroğlu, fikir ve eylem birlikteliği içinde olduğu PKK'ya sözcülük yaptığının ne zaman farkına varacaktır? Zira aynı rahatsızlıkları teröristlerin de duyduğunu bilmeyen mi vardır? Türk askeri için savaş düğün bayramdır. Cepheden de savaştan da Türkiye'nin terörle mücadele kararlılığından da kaçan ve korkan Kemal Kılıçdaroğlu ve zillet partileridir. Askere düşmanlık, düşmana askerliktir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en alt rütbeden en üstüne kadar yanındadır, komuta kademesinin de sonuna kadar arkasındadır. Kılıçdaroğlu, yeni nesil Fırtına obüslerinin yoldaşlarını, terörist yakınlarını birer birer patlatacağını unutmasın, milli güvenliğimize yan bakanların hesap ve hayati hata içinde olduğunu da güdük aklından çıkarmasın."
'15 Ocak 2023 itibarıyla seçim startını veriyoruz'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cemil Meriç'in, "Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım, hakikatin tarafıyım." sözlerini aktardığı konuşmasında şunları kaydetti:
"Biz de tarafız, hem hakkın hem halkın hem de hakikatin tarafındayız. Biz, manda ve himayeyi reddeden inanmışlığın tarafıyız. Biz, tam bağımsızlığımızı ve milli bekamızı son damla kanına kadar müdafaa edecek iman ve irade gücünün tarafıyız. Biz, Misakımilli'yi and bilen sarsılmaz sadakatin tarafıyız. Biz, 'Ya istiklal ya ölüm!' seslenişinin tarafıyız. Biz, 'Ölürsem şehit. kalırsam gaziyim.' diyen fedakarlığın tarafıyız. Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen herkesedir. Çağrımız, 'Bu vatan benim, bu bayrak benim, bu ülke benim.' diyen her kardeşimizedir."
Bahçeli, 2023 seçimlerine çok sıkı şekilde hazırlanacaklarını, hiçbir zafiyete ve gevşemeye izin vermeyeceklerini dile getirerek, "Çalışacağız, başaracağız. Cumhurun zaferiyle Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü taçlandıracağız. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri ne zaman yapılırsa yapılsın, seçim kararı nasıl alınırsa alınsın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bugünden başlamak suretiyle yani 15 Ocak 2023 itibarıyla seçim startını veriyor, bu doğrultuda lazım gelen ne varsa yapacağımızı cümle aleme duyuruyoruz." diye konuştu.
Kamp kapsamında yapılan toplantıların ardından basın toplantısı düzenleyen Bahçeli, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında "Altılı masa darmadağındır. Her bir parti kendi çıkarının, kendi ikbalinin, kendi gizli gündeminin peşine düşmüştür" diyen Bahçeli, "altılı masaya zimmetlenmiş, bağlanmış, vesayet ve esaret altına girmiş bir Cumhurbaşkanı hüviyetinin arzu ve arayışının deşifre edildiğini" söyledi.
Bahçeli, "Serok Ahmet, haline bakmadan Hasan Dağı'na oduna gitmek için yola koyulmuştur. Altılı masa cunta yönetimlerini, ara rejim dönemlerini aratmayacak bir nevi konsey yapılanmasıyla Türkiye'yi yöneteceğini iddia etmektedir. Serok Ahmet pazarlık gücünü yükseltmek, 'ne alırsam, neyi kazanırsam kar' mantığıyla altılı masanın başlıca hizip odağına dönmüştür." ifadesini kullandı.
Altılı masada parti başkanlarının, karar süreçlerinde Cumhurbaşkanıyla birlikte imza yetkisine sahip olacağını iddia etmesinin, sadece akıl tutulması değil, masa oligarşisinin, liderler sultasının ülkeye ve millete dayatılması olduğunu belirten Bahçeli, "Yüzde 50'yi aşan bir oy alan Cumhurbaşkanı ile yüzde sıfır bilmem kaç oy oranına haiz bir partinin eşit sorumluluğa ve stratejik konularda aynı imza yetkisine sahip olacağını ifade etmek demokrasiyi ve millet iradesini hiçe saymaktır. Bu iflah olmaz bir iktidar hastalığıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Altılı masanın "projemiz budur, vizyonumuz şudur, hedeflerimiz şunlardır" demediğini, bugünden kriz ihbarı, kriz ibrası, kriz ilamı yaptığını bildiren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Aziz milletimizin bu tip siyaset çirkefliğine, bu ve benzeri siyasi hezeyan ve hüsrana onay vermesi aklın imhasıyla eşdeğer bir fecaattir. Serok ve selamsız Babacan başta olmak üzere, tüm zillet partileri, altılı kumar masasına çökmüşler, 'ne üteriz, nasıl hileyle muhatapları zorda bırakırız' arayışına girmişlerdir. Türk siyaset ve demokrasisi adına utanç verici bir tablo karşımızdadır. Hepsinin derdi masadan kalkıp daha rahat bir koltuğa çöreklenmektir. Milletimizi ve ülkemizi düşünen ve dert eden, parlak bir gelecek için feragat gösteren tek bir muhalefet partisi yoktur, şu ana kadar da görülmemiştir."
'Bizim farkımız, Türkiye ve Türk milletine vefa ve sadakatimizdir'
Devlet Bahçeli, milletin, altılı masanın gerçek yüzünü iyice tanıdığını ifade ederek, "Tencere kapak misali, hepsi birbirini bulmuştur." sözlerini sarf etti.
Bahçeli, "Birisi çıkar, 'masa isterse aday olurum' der; birisi çıkar, 'ben başbakan olacağım' der; birisi çıkar, 'çoklu adaya sıcak bakmıyorum' der; birisi çıkar, 'gerektiğinde masa iki aday da çıkarabilir' der. Birisi çıkar, 'aday altı genel başkandan biri olmalı' der; birisi çıkar, 'masa beni desteklerse hem seçilebilirim hem de en iyi şekilde yönetirim' der. Altılı masadaki partilerin hiçbiri diğeriyle uyum ve barış içinde değildir. Kırık bacaklı masa zillettir, rezalettir, çıkarcıdır, siyasi hesaplarla sallanmaktadır." diye konuştu.
Bunlara karşılık Cumhur İttifakı'nda ahenk, ülkü, şuur, saygı, sevgi, demokratik nezaket, pazarlıksız ve hesapsız ittifak ahlakı, mertlik olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Kısacası adam gibi adamlık hakimdir. Bizim farkımız ahlakımızdır. Bizim farkımız, Türkiye ve Türk milletine vefa ve sadakatimizdir. Bizim farkımız asalettedir, aidiyettedir ve ülkemizin ali menfaatlerine yüreğimizle ve yüreklice bakmakta saklıdır. Bir masayla yetkilerini paylaşan bir Cumhurbaşkanı tasavvuru, Türk devlet felsefesini yok saymaktır." görüşünü paylaştı.
Altılı masanın, oynatacağı kukla aradığını dile getiren Bahçeli, kuklacıların küresel güçler olduğunu aktardı.
Altılı masanın dış güdümlü olduğundan, zalimlerin himayesine girmiş bir Cumhurbaşkanı adayına bel bağladığını kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olacak iş değildir. Milletimiz bu at pazarlığını, bu mal paylaşımını, bu sahte demokrasi tiyatrosunu ibretle takip etmekte ve sandık vakti geldiğinde de hesap sormak için tetikte beklemektedir. Parlamenter sistemin çok başlı yönetim yapısı giderilmişken, Türkiye'nin ne idiği belirsiz altı parti tarafından, üstelik yabancıların namına ambargo altına alınması demokrasinin, kişisel hak ve hürriyetlerin, devlet olma umurunun yıkımı demektir. 30 Ocak'ta altı parti başkanı bir yol haritası üzerinde uzlaşıp hükümet programı paylaşacaklarmış. Bunlar fasa fiso çabalardır. Bir aday üzerinde mutabakata varmadan, henüz seçim bile yapılmadan hükümet programı hazırlamak hakikaten de gülünçtür ve mizah dergilerine konu olacak bir alay konusu olmaya namzettir. Anlaşılan zillet ittifakı bir Cumhurbaşkanı adayı isminde uzlaşma sancıları çekmektedir. Her koyun kendi bacağından asılmaktadır."
'Gelin bu şerefe siz de ortak olun'
Bahçeli, "Kızılcahamam'dan zillet partilerine bir çağrıda bulunmak istiyorum" diyerek, şöyle devam etti:
"Sözlerime kulak vermelerini tavsiye ve tembih ediyorum. Cumhurbaşkanı adayı konusu aranızdaki ufunetli ve uçurum temelli bir açmazdır. Ne siz meşgul olun ne de milletimizi meşgul edin. Anlaşılan bu yükün altından kalkamayacaksınız. Zira aranızda siyaset cingözleri suyu devamlı bulandıracaktır. Gelin vazgeçin bu sevdadan. Gelin siz de Türkiye'ye destek verin, Türk milletinin sesini dinleyin. Dünyaya, Türk ve Türkiye mucizesini hep birlikte gösterelim. Milletvekili Genel Seçimine her zaman olduğu gibi adaylarınızı göstererek girin ve TBMM'de milletin tercih ve seçimiyle kazandığınız kadar sandalyeyle temsil görevini üstlenin. Ancak Cumhurbaşkanı adayı konusunda hep birlikte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında tek yumruk olalım, onu sahiplenelim, yeni bir sayfa açalım. Cumhuriyet'in yeni yüzyılına Türk milletinin gücünü ve kudretini birlikte taşıyalım. Gelin bu şerefe siz de ortak olun. Ey CHP, ey İYİ Parti, ey diğer altılı masa mensubu parti başkanları, kazanamayacağınız ve hazır olmadığınız demokratik bir müsabakaya girmekten henüz vakit varken dönün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında el ele verelim, güç birliği yapalım, bu başarının mükafatı da sizde olsun."
Altılı masanın 10 defa toplandığını ama bir arpa boyu mesafe alamadığını belirten Bahçeli, şu düşünceleri dile getirdi:
"Her şey meydanda, kervanları gitmiyor, siyasetleri yürümüyor. Türkiye'nin lider ülke mertebesine yükselmesinde hepinizin eşit payı olsun. Bir defa yükselmiş bayrak asla inmesin. Türkiye büyüsün, zenginleşsin, insanımız kronik sorunlarından bütünüyle kurtulsun. Sayın Kılıçdaroğlu bırak bu işleri, vazgeç bu nefsi tutkulardan, senden bir yol olmaz, çevrenden hayır gelmez, bu gidişle siyasi akıbetin de mefluçtur. Altılı masadaki her siyasi partinin vatanını, milletini ve devletini ne kadar sahiplenip sevdiğinin testi önümüzdeki günlerde çok daha belirgin olacaktır. Şahsım adına, bunların hepsini al bayrağın altında toplanmaya, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda buluşmaya, hep birlikte çeliğe su vermeye, demiri tavında dövmeye davet ediyorum. Türkiye'nin yelkenlerini şişiren rüzgar kesilmesin istiyorum. Makamda gözümüz yoktur. Koltuğa merakımız yoktur. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşasın dursun. Yeter ki haine, teröriste, Türkiye düşmanlarına karşı bir olalım, beraberce direnelim."
'Duruşumuzdan ödün vermeyeceğiz'
Cumhur İttifakı'nın, Türk milletinin özü ve öz güveni olduğunu söyleyen Bahçeli, "Cumhur İttifakı istiklalin kilidi, istikbalin kaderidir. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle, nefretiyle fitnesiyle, şirkiyle şiddetiyle üzerimize gelse de duruşumuzdan milim de olsa taviz vermeyeceğiz." görüşünü paylaştı.
Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün muhteşem bir istikbalin anahtarı olacağını, inanç ve gayelerinin bu olduğunu dile getiren Bahçeli, "Nefsimize esir düşmeden, egolarımıza boyun eğmeden, çıkar hesabı yapmadan, ayrımcılığa prim vermeden, ötekileştirmeye müsaade etmeden 2023'e milli birlik ve kardeşliğin mührünü vuracağız." diye konuştu.
Bahçeli, ekmeği daha da büyüteceklerini, istihdamı daha da artıracaklarını, gelir dağılımında adaleti sağlayacaklarını ve milli geliri çoğaltacaklarını belirtti.
İşçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin, garip ve gurebanın, esnaf ve sanatkarın, sanayici ve müteşebbisin her zaman yanında olacaklarını vurgulayan Bahçeli, "Hep birlikte Türkiye olduğumuzu bir kez daha ispat ve ilan edeceğiz. Birlikten nasıl bir kuvvet doğduğunu beraberce göstereceğiz." sözlerini sarf etti.
Siyasetlerinin ana fikrinin "önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben" esasına dayandığının altını çizen Bahçeli, "Bizi bilenler bilir. Bizi tanıyanlar tanır. Biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz, dilemeyiz. Fakat mevzubahis Türkiye oldu mu gözümüz hiçbir şey görmez. Mevzubahis Türk milleti oldu mu hayallerimizin ve hedeflerimizin hiçbir sınırı olamaz." dedi.
'Verilecek her oy, tam bağımsızlığa destek olacaktır'
Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri için geri sayımın başladığını, gelecek bahar mevsiminin aynı zamanda sandık ve seçim mevsimi olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Türk milleti, 2023 seçimlerinde geçmişin dürüst muhasebesini yaparak geleceğini oylayacaktır. Verilecek her oy, Türk ve Türkiye Yüzyılı'na bir tuğla koyacaktır. Verilecek her oy tam bağımsızlığa destek olacaktır. Milletimizin, yıkanlara, bozanlara, bozgunculara, vurgunculara, yalancılara, talancılara, yabancıların yerli acentesine dönmüş siyasi devşirmelere itibar etmeyeceğine dair inancım tamdır. Çünkü Türkiye'nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Yerimizde saymaya, olanla yetinmeye, kıt kanaat geçinmeye, onun bunun ağzına bakmaya, tarihin gerisine düşmeye, debisi yüksek bir nehir gibi akan hadiselerin içinde edilgen ve etkisiz kalmaya ne hakkımız ne de niyetimiz vardır. Sızlanarak, dövünerek, seyrederek hiçbir şey yapamayız. Davası olan her insan aynı zamanda umut insanıdır. Çünkü iman varsa imkan vardır ve nihayetinde karamsarlık bulutları dağılmaya mahkumdur. Türkiye artık feleğin çemberini kırmıştır. Makus talih değişmeye başlamıştır. İstikrarlı yükseliş kararlılıkla devam etmelidir. İddialı yürüyüş her gün biraz daha hız kazanarak Cumhuriyet'in yeni yüzyılında muktedir tarihimizin tekerrürünü sağlamalıdır. Kaldı ki gerçekleşebilecek hedefimiz de budur."
'Davul kimin boynunda ise tokmak da onun eline verilmiştir'
Bahçeli, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün, yeni yüzyılın başarı müjdesi olduğuna dikkati çekerek, "Bu müjdenin tecessüm ve temerküz etmiş hali de Türk ve Türkiye Yüzyılı'dır. 2023 seçimlerinde, Türk milletinin varlığı, birliği, bekası ve belaların üstesinden nasıl geldiği sınanacaktır. Tüm dünya adeta nefesini tutmuş 2023 seçimlerine kilitlenmiştir. Çünkü uyanan ve ayağa kalkan devin ayak sesleri, zalimleri, onların taşeronlarını, iç işgal cephesinde toplanan kifayetsiz muhterisleri ziyadesiyle ürkütmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin gücüne güç kattığını, siyasal ve toplumsal huzuru teyit ve temin ettiğini belirten Bahçeli, hükümet krizleri, siyasi kavgalar, ilkesiz koltuk pazarlıkları ve ilkel makam paylaşımlarının son bulduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, koalisyonlar devrinin kapandığını, eser ve hizmet döneminin kapılarının ardına kadar açıldığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, parlamenter sistemin bütün arızalarını, aksaklıklarını, anormalliklerini isabetle ve demokratik iradeyle telafi ettiğini anlattı.
Devlet-siyaset dengesinin kurulduğunu, kuvvetler ayrımının netleştiğini kaydeden Bahçeli, "Davul kimin boynunda ise tokmak da onun eline verilmiştir." dedi.
Bahçeli, böylece devletteki yetki çatışmasının, güç karmaşasının, çapsız ve çarpık tartışmaların sona erdiğini, uyum, denge, işbirliği, anlayış, dayanışma, diyalog, ortak amaçlar doğrultusunda fikir ve görüş birliği döneminin başladığını ve çok başarılı sonuçlar ortaya çıktığını aktardı.
Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin maruz kaldığı her türlü iç ve dış mahreçli sorunlar hamulesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin doğrudan ürünü olan siyasal istikrar marifetiyle çözüme kavuşmuş ya da direnç sergilenmiştir. Yönetim hayatımızda yapılan muazzam reformla milli hedeflerimiz canlanmıştır." diye konuştu.
'Bu sistemin ikinci beş yıllık dönemi çok daha iyi olacaktır'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yılının göz kamaştırıcı gelişmelere, göğüs kabartan icraat ve ilerleyişlere sahne olduğunu aktaran Bahçeli, Türkiye'nin muazzam bir çıkış ivmesi yakaladığına işaret etti.
Bunun sonuçlarını diplomasiden siyasete, ekonomiden ticarete, sanattan spora, teknolojik atılımlardan milli silah sanayisine, terörle mücadeleden küresel emperyalizme karşı azimkar direnişe kadar her saha ve zeminde görmenin, tanık olmanın mümkün olduğunu ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olgunlaşmış, oturmuş, kurum ve kurallarıyla yerleşmiş bu sistemin ikinci beş yıllık dönemi çok daha iyi olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne tek adamlık yaftası vurmak soysuz bir saptırmadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, antidemokratik gölge düşürüp despotik, tiranlık ve diktatörlük isnadıyla yaralamaya ve yıpratmaya çalışmak ağır kusurlu siyasetçi küstahlığıdır. Zillet ittifakının görünen ve gösterilen yegane ortak paydası yeni sistem muhalifliğidir. Bundan başka söyledikleri veya söyleyebilecekleri ikinci bir şey yoktur. Yatıyorlar, kalkıyorlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni suçluyorlar. Toplanıyorlar, dağılıyorlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne iftira atıyorlar. Bilmiyorlar ki Türkiye eski Türkiye değildir. Görmüyorlar ki aziz milletimiz yeni sisteme alışmış, takdir ve teveccühüyle kaya gibi arkasındadır. Zillet ittifakının besin ve esin kaynağı kriz, kargaşa, kavga ve kutuplaşmadır. Zillet ittifakının geçim kapısı hamaset, habaset, husumet ve huşunettir. Huzur, bu ittifakın duymaya bile tahammül edemeyeceği bir insanlık, devlet ve toplum değeridir. Sürekli istikrarsızlık, sürdürülebilir düzensizlik, yaygın kaos, dinmeyen siyasi ve ekonomik fırtınalar, CHP'sinden İP'ine, HDP'sinden DEVA'sına, Serok'undan DP'sine kadar alayının ümidi ve ünsiyetidir."
'Zalimlere Türk milletinin kim olduğunu sandıkta göstereceğiz'
ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesindeki "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak" ifadelerinin dikkatleri daha da fazla Türkiye'ye çektiğini, ABD'de çıkan bir dergide Türkiye ve Cumhurbaşkanı hedef alınarak "seçimin kan gölüne" döneceğinin alçakça iddia edildiğini aktaran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette akacak kan damarda durmaz, duramaz. Kanımızı akıtmak, Türkiye'yi bir şiddet sarmalına hapsetmek için örtülü proje yazanlar unutmasınlar ki döktükleri her kan, boğulacakları ölüm dehlizi olacaktır. Bizde ne kan biter ne de kahraman eksilir. Seçimi kan gölüne çevirmek için pusuda bekleyenler, aklını başına alsın, yol yakınken cinayet ve melanet hazırlığından vazgeçsin. Böylesi bir karanlığa izin vermeyeceğiz, oyuna gelmeyeceğiz, 2023'e leke sürdürmeyeceğiz. Buna rağmen üzerimize gelen olursa, inat ve ısrarla tahrik sürecini körükleyen çıkarsa, bu vahim saldırının fail ve figüranları layık oldukları bedeli ödemekten kurtulamayacaklardır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Washington Post gazetesinde "Türkler, oylarını kullanana kadar Batılı liderler gergin durumda bekleyecekmiş." şeklinde ifadelerin yer aldığını aktararak, "Allah'ın izniyle bunları tef gibi germeye, keyiflerini kaçırmaya, çılgına çevirmeye devam edeceğiz. Bu demokrasi özürlüsü zalimlere Türk milletinin kim olduğunu sandıkta göstereceğiz." dedi.
Türkiye'nin, doğru yolundan, haktan ve haysiyetten yana sabitlenmiş istikametinden asla dönmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, başkent Ankara odaklı siyaset ve diplomasi seferberliğinden ayrılmanın söz konusu olmayacağını bildirdi.
Devlet Bahçeli, "Zillet ittifakına akıl hocalığı yapan, siyasi destek sağlayan, çevremizi kuşatan, güney sınırlarımızdan Akdeniz ve Ege'ye kadar silah gösteren muhasım ülkelere teslim olmak yoktur, alttan almak yoktur, boyun eğmek yoktur, geri adım yoktur, egemenlik haklarımızdan caymak kesinlikle olmayacaktır." şeklinde konuştu.
2023 seçimlerinin, güvenli, huzurlu ve sakin bir ortamda yapılabilmesi için herkese, her siyasi partiye ihmal edilemeyecek sorumluluklar düştüğüne dikkati çeken Bahçeli, "Demokratik ve vatandaşlık görevinin sabote edilmesi suçtur, ihanettir, elbette sonuçları ağırdır. Buna da hiç kimse tevessül etmemelidir. Küresel güçlerin zillet ittifakı lehine siyasi ortamı bulandırma, buğulandırma, bulutlandırma, buzlandırma, bunalım çıkarma kepazeliği milli iradeye çarpıp parçalanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Provokasyonlara müsait bir iklimin gittikçe derinleştiğini söyleyen Bahçeli, "Ancak dikkatliyiz, temkinliyiz, tedbirliyiz, uyanık ve teenni içinde mücadelemizi temin ediyoruz." dedi.
'2023 seçimleri zincirlenmek istenmektedir'
Devlet Bahçeli, "Emperyalizmin şerefsiz maşaları, sosyal medya başta olmak üzere her taraftan iftira yağdırmakta, hassasiyetleri kaşımakta, kapanmış yaraları kanatmaktadır." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi'ni, Cumhur İttifakı'nı ve Cumhurbaşkanı'nı zorda bırakmak, kuşkular uyandırmak, soru işaretlerini yaygınlaştırmak amacıyla kurgulanan kaos planlarının devrede olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"FETÖ'cüler, PKK'lılar, Türk düşmanları, yıkım elemanları, dış güçlere uşaklık eden onursuzlar, bölücüler, zillete düşenler son şanslarını denemektedir. Darbecilerin umudu zillet ittifakıdır. Vesayet özlemi çekenlerin, statükocu aymazların, hürriyet muhaliflerinin, milli ve manevi değer kundakçılarının, ekonomik tetikçilerin, terörle mücadelemizden rahatsız olan mihrakların, Akdeniz'den Karadeniz'e kadar Türk'ün hükümran vasfından tedirgin olan Haçlı bakiyelerinin ümidi zillet ittifakıdır. İçimizden ve dışımızdan kiralanmış işbirlikçiler eliyle 2023 seçimleri zincirlenmek istenmektedir. Kim ne yaparsa yapsın, rüzgar eken fırtına biçecek, yel kayadan hiçbir şey koparamayacaktır. Türk milleti, 2023 seçimlerinde kaderini oylayacaktır. Türk milleti, 2023 seçimlerinde milli şeref ve güvenliği tercih edecektir."
'İsveç, teröristleri cesaretlendirmektedir'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin Stockholm'deki provokasyonlarını da şöyle değerlendirdi:
"İsveç'in başkenti Stocholm'deki belediye binasının önünde, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a benzeyen cansız bir maketin PKK/YPG'li hainler tarafından ve gizli servislerin kışkırtmasıyla ayaklarından asılması, şerefsiz ve namussuz bir hakarettir. Lanetlediğimiz bu alçaklığı, demokrasi ve özgürlük bahanesiyle tevil etmeye, dahası atıl ve sessiz vaziyette izlemeye kalkışan kim varsa suç ortağıdır. Hainler ancak maket asarlar, Allah nasip ederse asıl onların cansız bedenlerinin darağacında sallanacağı günler de bir gün gelecektir. İsveç hükümetinin bu vahim provokasyon karşısındaki tepkisi yetersizdir. Hani İsveç, terörle arasına mesafe koyacaktı? Hani teröristlerin meydan okumalarına gereği yapılacaktı? Bu ülkeyle NATO şemsiyesi altında nasıl bulunacağız? Nasıl buluşacağız? Bilen varsa söylesin, nasıl müttefik olacağız? Bölücü itleri bağlamayan hatta sınır dışı etmeyen İsveç'in NATO'ya katılımına nasıl ve hangi hakla onay vermemiz beklenmektedir? İsveç, teröristleri cesaretlendirmektedir. Bölücülere alan açmakta, koruma çemberi içinde tutmaktadır. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. İsveç, teröristleri ya cezalandırmalı ya da sınır dışı etmelidir. Avrupa'nın terör kampına, bir nevi mağara deliğine, terörizmin barınağı haline dönüşmesi felakettir, nitekim acıklı sonuçlarına, sorumlu ülkeler günü geldiğinde muhakkak katlanacaklardır."
'Kılıçdaroğlu, teslimiyetçi lobinin elebaşı'
MHP lideri Bahçeli, Aziz Atatürk'ün düşmanla mücadelede "milletin kendisi", "Türkiye Büyük Millet Meclisi" ve "Silahlı Kuvvetler" olmak üzere üç müessir kuvvetin belirleyiciliğini vurguladığını aktardı.
Atatürk'ün bu üç kuvvetin bir yanda iç cephede, diğer yanda da dış cephede savaştığını bizzat söylediğini dile getiren Bahçeli, Nutuk'taki "Asıl olan iç cephedir. Bu cephe, bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir fakat bu durum, hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren iç cephenin çökmesidir." şeklindeki ifadelere işaret etti.
MHP lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"İç cephemizi çökertmek ve milli mukavemeti kırmak için eş zamanlı icra edilen operasyonların ve bu operasyonlara refakat eden teslimiyetçilerin varlığı herkesin ve hepimizin malumu alisidir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu teslimiyetçi lobinin elebaşıdır. Geçtiğimiz grup toplantısında Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırması vesayete karşı çıkmak değil, küresel emperyalizme sevimli ve sempatik görünme pervasızlığı ve pişkinliğidir. 9 Ocak 2023 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi'nde düzenlenen Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanı'mızın konuşmasını haklı şekilde alkışlayan Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesine yönelik Kılıçdaroğlu'nun bühtan dolu ifadeleri, düşmanın emir erliğine talip bir zihniyetin su katılmamış ayıbıdır. "
'Ne yapsalardı? Sırtlarını mı dönselerdi?'
Kılıçdaroğlu'nun, "askerlerin alkışlaması devlet açısından büyük bir çürümüşlük göstergesidir." dediğini aktaran Devlet Bahçeli, "freni tutmayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun çamur saçan ağzından skandal sözler döküldüğünü" ifade ederek, bu konuşmasından bölümleri okudu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Bizim kahraman askerlerimizin giydiği üniformayı Orta Doğu üniformalarına benzeten Kılıçdaroğlu edepsizdir. Hiçbir Türk askeri cepheden kaçmamıştır. Aksini iddia eden Kılıçdaroğlu müfteridir. Haddini bilmesi gereken kişi varsa o da askere düşmanlık yapan yandan çarklı Kılıçdaroğlu'dur. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesi ve tüm neferleri kahramandır. Kılıçdaroğlu, neyin hasretini çekmektedir? Komuta kademesinin alkışladığı, Cumhurbaşkanı ve başkomutandır. Ne yapsalardı? Sırtlarını mı dönselerdi? Devlet ve rejim krizi mi çıkarsalardı? Kılıçdaroğlu'nun asıl rahatsızlığı nedir? Yeni nesil Fırtına obüslerinin yapılması mı bu zillet zihniyetini deliye döndürmektedir? Fırat Kalkanı'ndan Barış Pınarı'na kadar sınır ötesi harekatları yapan Türk ordusu mu uykularını kaçırmaktadır? Şehitler ve gaziler yuvası, aynı zamanda peygamber ocağı Türk ordusu mu huzursuzluğunun nedenidir? Kılıçdaroğlu, fikir ve eylem birlikteliği içinde olduğu PKK'ya sözcülük yaptığının ne zaman farkına varacaktır? Zira aynı rahatsızlıkları teröristlerin de duyduğunu bilmeyen mi vardır? Türk askeri için savaş düğün bayramdır. Cepheden de savaştan da Türkiye'nin terörle mücadele kararlılığından da kaçan ve korkan Kemal Kılıçdaroğlu ve zillet partileridir. Askere düşmanlık, düşmana askerliktir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en alt rütbeden en üstüne kadar yanındadır, komuta kademesinin de sonuna kadar arkasındadır. Kılıçdaroğlu, yeni nesil Fırtına obüslerinin yoldaşlarını, terörist yakınlarını birer birer patlatacağını unutmasın, milli güvenliğimize yan bakanların hesap ve hayati hata içinde olduğunu da güdük aklından çıkarmasın."
'15 Ocak 2023 itibarıyla seçim startını veriyoruz'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cemil Meriç'in, "Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım, hakikatin tarafıyım." sözlerini aktardığı konuşmasında şunları kaydetti:
"Biz de tarafız, hem hakkın hem halkın hem de hakikatin tarafındayız. Biz, manda ve himayeyi reddeden inanmışlığın tarafıyız. Biz, tam bağımsızlığımızı ve milli bekamızı son damla kanına kadar müdafaa edecek iman ve irade gücünün tarafıyız. Biz, Misakımilli'yi and bilen sarsılmaz sadakatin tarafıyız. Biz, 'Ya istiklal ya ölüm!' seslenişinin tarafıyız. Biz, 'Ölürsem şehit. kalırsam gaziyim.' diyen fedakarlığın tarafıyız. Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen herkesedir. Çağrımız, 'Bu vatan benim, bu bayrak benim, bu ülke benim.' diyen her kardeşimizedir."
Bahçeli, 2023 seçimlerine çok sıkı şekilde hazırlanacaklarını, hiçbir zafiyete ve gevşemeye izin vermeyeceklerini dile getirerek, "Çalışacağız, başaracağız. Cumhurun zaferiyle Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü taçlandıracağız. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri ne zaman yapılırsa yapılsın, seçim kararı nasıl alınırsa alınsın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bugünden başlamak suretiyle yani 15 Ocak 2023 itibarıyla seçim startını veriyor, bu doğrultuda lazım gelen ne varsa yapacağımızı cümle aleme duyuruyoruz." diye konuştu.
YORUMLAR