Meme Kanseri'ni Ne Kadar Tanıyorsunuz?

Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilen ve en sık süt kanallarında oluşan meme kanseri, kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer alıyor. Çoğunlukla 50 yaş ve üzeri kadınlarda görülen hastalığın bugün her 8 kadından birini risk altında bıraktığı düşünülüyor. Meme kanserinin erkeklerde görülme oranı ise yüzde 1’in altında hesaplanıyor. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemli. Bütün kanserlerin yaklaşık %5 ila %10’u, ebeveynlerin birinden alınan genetik materyaldeki (DNA) kalıtsal (genetik) hasarlar nedeniyle oluşuyor. Peki siz meme kanserini ne kadar tanıyorsunuz? Her yıl farklı etkinliklerin düzenlendiği Meme Kanseri Farkındalık Haftası’nda gelin bu hastalığı yakından tanıyalım.
Meme kanseri neden oluşur?
Çoğunlukla meme dokusunda yer alan süt kanallarının içerisinde (İnvaziv duktal karsinom) ve süt bezlerinde (invaziv lobüler karsinom) oluşmaya meyilli bir tür olan meme kanseri, bu alan içerisinde hücrelerin çoğalması ve büyümesi ile meydana gelir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte kalıtım, sosyo-ekonomik duruma bağlı olarak yaşam tarzı, farklı kronik hastalıklar, doğum kontrol haplarının sık kullanılması, çok doğum vb. nedenler sayılabilmektedir.
Meme kanseri, yaşamın herhangi bir anında ortaya çıkabilmekte ve hemen her kişide görülebilmektedir. İlerleyen yaşlarda daha sık görüldüğü tespit edilen hastalık, en sık olarak 50-70 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır. Eğer ailede daha önce yaşanmış bir vaka söz konusu ise görülme sıklığı artmaktadır. Özellikle doğrudan anne ya da kardeşte meme kanseri olması durumunda hastalığın görülme oranı 3 kat artabilmektedir. Temel olarak BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki bozulmalara bağlı olarak ortaya çıkan meme kanseri, kadınlarda çok daha sık görülmektedir.
Meme kanseri belirtileri nelerdir?
Meme kanserinin çok fazla belirtisi olmamakla birlikte en net şekilde memede ele gelen ve dışarıdan hissedilen bir kitle ile anlaşılır. Bu kitle sadece memenin herhangi bir yerinde değil, koltuk altı bölgesinde de ortaya çıkabilmektedir. Zaman zaman meme ucundan bazı dönemlerde kanlı ya da kansız olarak akıntılar da görülebilmektedir. Tümörün ilerleyen aşamalarında ödemler ve şişmeler meydana gelebilir. Yine kızarıklık ve portakal görünümü de diğer bir meme kanseri belirtisidir.
Meme kanserine yakalamamak için neler yapılabilir?
Meme kanseri riskini azaltabilmek ve daha sağlıklı bir şekilde hayatımıza devam edebilmek için yapılabilecek şeylerin başında sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni ile günlük düzenli egzersiz gelmektedir. Birçok araştırma bu şekilde sürdürülen bir yaşam tarzının meme kanserine yakalanma oranını azalttığını göstermektedir. Anne olan kadınların uzun süreli emzirmeleri, doğum kontrol haplarının daha seyrek kullanımı, çok fazla hamile kalınmaması gibi önlemler de doktorlar tarafından önerilmektedir.
Meme kanserinin tedavisi için öncelikli ve en önemli kriter, erken tanı ve teşhistir. Bunun için öncelikle elle muayenenin yapılması, 40 yaşından sonra düzenli doktor kontrollerine gidilmesi ve olası risk durumlarının göz önünde tutulması çok önemlidir. Meme kanseri teşhisi konulduğu anda hastalığın evresine göre tedaviye başlanır. Son dönemde bu alanda gelişen teknolojinin de yardımıyla çok başarılı tedavi uygulamaları yapılabilmektedir. İlaç tedavilerinin yanında zaman zaman ve gerekli durumlarda ameliyat da yapılabilmektedir.
Kanserin ve diğer birçok hastalığın sizi ve sevdiklerinizi ne zaman yakalayacağını önceden kestirmeniz neredeyse imkansızdır. Hayatın içerisindeki bu beklenmedik risklere karşı önceden önlem almak ve karşılaştığınız olumsuz durumlarda kendinizi korumak için Cigna Finans’ın sunduğu Yaşasın Hayat Sigortası’nı yaptırabilirsiniz. Türkiye’de ilk defa uygulanan ve cilt kanseri hariç bütün kanser türlerini ilk fazından itibaren kapsamsa altına alan Yaşasın Hayat Sigortası ile kanser hastalığına yakalanmanız durumunda toplu para ödemesi alabilir ve Destekleyici Sağlık Hizmeti’nden faydalanabilirsiniz.