Kılıçdaroğlu: Hakaret içermediği sürece en sert eleştirilere siyasetçilerin tahammül etmesi lazım
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gençlerin veya herhangi birinin sosyal medyada eleştiri yapması kadar doğal bir şey olmadığını belirterek, "Hakaret içermediği sürece en sert eleştirilere siyasetçilerin tahammül etmesi lazım" dedi.
Editör: Alanya Time - 1
21 Ekim 2022 - 15:23 - Güncelleme: 21 Ekim 2022 - 15:28
CHP'den yapılan açıklamaya göre, Tokat’ta Gençlik Buluşmaları kapsamında gençlerle bir araya gelen ve onların taleplerini dinleyip sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin çözüm önerilerini anlattı.
Genç istihdamının azaldığını, gençlere yeni olanaklar sağlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda aile destekleri sigortasını hayata geçireceklerini, devletin geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan ailelere, sosyal güvenlik hakkı olarak belli bir gelir güvencesi vereceğini söyledi.
Bu paranın kadının banka hesabına yatırılacağını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düşünce. Bu, sosyal devletin uygulaması gereken bir konu. Bugüne kadar hiç uygulanmadı. Çünkü yoksulluk istismar edildi." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Aile desteklerini sigortasıyla her aileye asgari gelir güvencesi vererek onun onuruyla yaşamasına imkan vereceksiniz. Sosyal devletin gereklerinden birisi de budur. Aile destekleme sigortası olursa ne olur? Bir, nerede bir aile hekimi varsa ki 60 binin üzerinde aile hekimi var, aile hekimleri bulunduğu her yerde birden fazla sosyal güvenlik uzmanı olacak, sosyolog olacak. Her birisi belli ailelerden sorumlu olacaklar ve onların düzenlediği raporlara göre ailelere belirli bir aylık ödenecek. Örneğin, yoksul aile ve geçimi yoksa, evde engelli varsa, kimse çalışmıyorsa, üniversiteye giden çocuğu varsa her birisi için rapor düzenlenecek ve dolayısıyla o raporların gereği olarak merkezden ailenin hesabına düzenli bir aylık aktarılacak. Neresinden bakılırsa en az 200 bin gencin istihdamını olarak sağlanacak, sosyal hizmet uzmanı olarak. Ayrıca taşımalı eğitime son vereceğiz. Nerede bir öğrenci varsa orada okul zaten var, öğretmen görevlendireceğiz atama bekleyen öğretmenlerin büyük bir kısmı buralarda görev yapacaklar."
'Öğretmenler arasındaki ayrımı kaldıracağız'
Öğretmenler arasındaki farkı kaldıracaklarını da açıklayan Kılıçdaroğlu, "Ücretli öğretmen var, sözleşmeli öğretmen var, kadrolu öğretmen var. Örnek vereyim. Kadrolu öğretmen 500 lira alıyorsa, ücretli öğretmen 250 lira alıyor, sözleşmeli öğretmen de 50 lira alıyor. Aynı işi yaptıkları halde aralarında bir uçurum var. Bu uçurumu da kaldıracağız. Böylece, öğretmenlerin daha fazla istihdam edilmesine olanak sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
Gençler ve kadınların kırsalda çalıştıkları sürece onların sosyal güvenlik primlerinin tamamını kendilerinin ödeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, gençlerin önündeki engellerin kaldırılması ve onlara istihdam olanağı yaratılması gerektiğini tekrarladı.
Başka bir projelerinin de her mahalleye asgari bir kreş açmak olduğunu bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kreşte en az neresinden bakılırsa 5 tane genç kadın öğretmen görev yapıyor. Her mahalleye açtığınızda binlerce genç kadını kreşlerde, çocuklara eğitim vermesine olanak sağlayacaksınız. Ben bunun talimatını verdim. Bizim bütün belediyelerimiz öncelikle fakir mahallelerinden başlayarak kreş açıyorlar" değerlendirmesini yaptı.
'Dezenformasyon yasası' açıklaması: 'Tak' diye kaldıracağız
Dezenformasyon yasasıyla ilgili bir soruya da Kılıçdaroğlu, "Hiç merak etmeyin 'tak' diye kaldıracağız. Böyle bir rezalet olur mu? Gençlerin veya herhangi bir kişinin sosyal medyada eleştiri yapması kadar doğal bir şey yok. Hakaret içermediği sürece en sert eleştirilere siyasetçilerin tahammül etmesi lazım" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evrensel bir kuraldır. 'Vay sen beni nasıl eleştirirsin?' Bir siyasetçinin övgüden çok sağlıklı ve tutarlı, akılcı eleştiriye ihtiyacı vardır. Benim görmediğimi beni eleştiren kişi görüyorsa, eleştiren kişi aynı zamanda benim arkadaşım, dostum demektir. Bu bağlamda medya dördüncü güçtür. Çağdaş demokrasilerde, yasama, yargı, yürütme ve medya. Ama bizde medyanın büyük bir kısmı havuz medyası dediğimiz bir gruptan oluştuğu için, yani kalemini satanlardan oluştuğu için onlara biz medya demiyoruz. Ama kalemini satmayan, özgürce eleştiri yapan her gazetecinin başımızın üstünde yeri var. Kaldıracağız, sansürü bitireceğiz. Hiçbir genç değil, bu ülkede hiç kimse yaşı ne olursa olsun, cinsiyeti ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun hiç kimse düşüncelerinden ötürü hapse atılamaz."
Mülakatlarla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığının önüne gittiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda mülakatı kaldıracaklarını dile getirdi.
"KPSS'ye kim girmişse aldığı puana göre kamuda yerleştirilecek, torpili kaldıracağız. Torpil, bir kişinin hakkını yemektir, hukukunu yemektir" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Gençlerin çok sorunları var. Sizin temel sorunumuz şu değerli arkadaşlar, aklınıza geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşıyoruz. Bizler, bizim kuşağımız, bizler eğitim aldık, babalarımızdan daha iyi bir geliri yakaladık. Sizin kuşak bizden daha iyi bir eğitim aldınız ama ailemizden daha düşük bir gelire bakıyorsunuz. O nedenle siz 'Yurt dışına gideyim' diyorsunuz. 'Yurt dışında daha iyi imkanlara kavuşabilirim' diyorsunuz. Bu, cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleşen bir olay ve bu olayın tersine dönmesi lazım. İstihdam yaratılması lazım. Eğitim sisteminin tepeden tırnağa yeniden düzenlenmesi lazım. Eğitimin merak duygusunu büyütmesi lazım."
Başörtüsü ile ilgili teklife de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Kanun teklifi kadının kılık kıyafeti. Yani hiç kimse size 'niye başörtüsü taktın' diye sormayacak ama hiçbir hakim de avukata etek boyunu sormayacak. Yani kadının kılık kıyafetini belirleyen siyaset olmayacak. Erdoğan yan çizdi, 'yok aileye bakacağım, yok şunu yapacağım.' diye yan çiziyor. Ama şunu söyleyeyim size, Erdoğan'ın istismar ettiği, bahçe olarak gördüğü o bahçedeki bütün gülleri, bütün karanfilleri, bütün menekşeleri alacağım, diken orada kalacak" diye tamamladı.
Genç istihdamının azaldığını, gençlere yeni olanaklar sağlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda aile destekleri sigortasını hayata geçireceklerini, devletin geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan ailelere, sosyal güvenlik hakkı olarak belli bir gelir güvencesi vereceğini söyledi.
Bu paranın kadının banka hesabına yatırılacağını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düşünce. Bu, sosyal devletin uygulaması gereken bir konu. Bugüne kadar hiç uygulanmadı. Çünkü yoksulluk istismar edildi." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Aile desteklerini sigortasıyla her aileye asgari gelir güvencesi vererek onun onuruyla yaşamasına imkan vereceksiniz. Sosyal devletin gereklerinden birisi de budur. Aile destekleme sigortası olursa ne olur? Bir, nerede bir aile hekimi varsa ki 60 binin üzerinde aile hekimi var, aile hekimleri bulunduğu her yerde birden fazla sosyal güvenlik uzmanı olacak, sosyolog olacak. Her birisi belli ailelerden sorumlu olacaklar ve onların düzenlediği raporlara göre ailelere belirli bir aylık ödenecek. Örneğin, yoksul aile ve geçimi yoksa, evde engelli varsa, kimse çalışmıyorsa, üniversiteye giden çocuğu varsa her birisi için rapor düzenlenecek ve dolayısıyla o raporların gereği olarak merkezden ailenin hesabına düzenli bir aylık aktarılacak. Neresinden bakılırsa en az 200 bin gencin istihdamını olarak sağlanacak, sosyal hizmet uzmanı olarak. Ayrıca taşımalı eğitime son vereceğiz. Nerede bir öğrenci varsa orada okul zaten var, öğretmen görevlendireceğiz atama bekleyen öğretmenlerin büyük bir kısmı buralarda görev yapacaklar."
'Öğretmenler arasındaki ayrımı kaldıracağız'
Öğretmenler arasındaki farkı kaldıracaklarını da açıklayan Kılıçdaroğlu, "Ücretli öğretmen var, sözleşmeli öğretmen var, kadrolu öğretmen var. Örnek vereyim. Kadrolu öğretmen 500 lira alıyorsa, ücretli öğretmen 250 lira alıyor, sözleşmeli öğretmen de 50 lira alıyor. Aynı işi yaptıkları halde aralarında bir uçurum var. Bu uçurumu da kaldıracağız. Böylece, öğretmenlerin daha fazla istihdam edilmesine olanak sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
Gençler ve kadınların kırsalda çalıştıkları sürece onların sosyal güvenlik primlerinin tamamını kendilerinin ödeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, gençlerin önündeki engellerin kaldırılması ve onlara istihdam olanağı yaratılması gerektiğini tekrarladı.
Başka bir projelerinin de her mahalleye asgari bir kreş açmak olduğunu bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kreşte en az neresinden bakılırsa 5 tane genç kadın öğretmen görev yapıyor. Her mahalleye açtığınızda binlerce genç kadını kreşlerde, çocuklara eğitim vermesine olanak sağlayacaksınız. Ben bunun talimatını verdim. Bizim bütün belediyelerimiz öncelikle fakir mahallelerinden başlayarak kreş açıyorlar" değerlendirmesini yaptı.
'Dezenformasyon yasası' açıklaması: 'Tak' diye kaldıracağız
Dezenformasyon yasasıyla ilgili bir soruya da Kılıçdaroğlu, "Hiç merak etmeyin 'tak' diye kaldıracağız. Böyle bir rezalet olur mu? Gençlerin veya herhangi bir kişinin sosyal medyada eleştiri yapması kadar doğal bir şey yok. Hakaret içermediği sürece en sert eleştirilere siyasetçilerin tahammül etmesi lazım" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evrensel bir kuraldır. 'Vay sen beni nasıl eleştirirsin?' Bir siyasetçinin övgüden çok sağlıklı ve tutarlı, akılcı eleştiriye ihtiyacı vardır. Benim görmediğimi beni eleştiren kişi görüyorsa, eleştiren kişi aynı zamanda benim arkadaşım, dostum demektir. Bu bağlamda medya dördüncü güçtür. Çağdaş demokrasilerde, yasama, yargı, yürütme ve medya. Ama bizde medyanın büyük bir kısmı havuz medyası dediğimiz bir gruptan oluştuğu için, yani kalemini satanlardan oluştuğu için onlara biz medya demiyoruz. Ama kalemini satmayan, özgürce eleştiri yapan her gazetecinin başımızın üstünde yeri var. Kaldıracağız, sansürü bitireceğiz. Hiçbir genç değil, bu ülkede hiç kimse yaşı ne olursa olsun, cinsiyeti ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun hiç kimse düşüncelerinden ötürü hapse atılamaz."
Mülakatlarla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığının önüne gittiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda mülakatı kaldıracaklarını dile getirdi.
"KPSS'ye kim girmişse aldığı puana göre kamuda yerleştirilecek, torpili kaldıracağız. Torpil, bir kişinin hakkını yemektir, hukukunu yemektir" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Gençlerin çok sorunları var. Sizin temel sorunumuz şu değerli arkadaşlar, aklınıza geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşıyoruz. Bizler, bizim kuşağımız, bizler eğitim aldık, babalarımızdan daha iyi bir geliri yakaladık. Sizin kuşak bizden daha iyi bir eğitim aldınız ama ailemizden daha düşük bir gelire bakıyorsunuz. O nedenle siz 'Yurt dışına gideyim' diyorsunuz. 'Yurt dışında daha iyi imkanlara kavuşabilirim' diyorsunuz. Bu, cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleşen bir olay ve bu olayın tersine dönmesi lazım. İstihdam yaratılması lazım. Eğitim sisteminin tepeden tırnağa yeniden düzenlenmesi lazım. Eğitimin merak duygusunu büyütmesi lazım."
Başörtüsü ile ilgili teklife de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Kanun teklifi kadının kılık kıyafeti. Yani hiç kimse size 'niye başörtüsü taktın' diye sormayacak ama hiçbir hakim de avukata etek boyunu sormayacak. Yani kadının kılık kıyafetini belirleyen siyaset olmayacak. Erdoğan yan çizdi, 'yok aileye bakacağım, yok şunu yapacağım.' diye yan çiziyor. Ama şunu söyleyeyim size, Erdoğan'ın istismar ettiği, bahçe olarak gördüğü o bahçedeki bütün gülleri, bütün karanfilleri, bütün menekşeleri alacağım, diken orada kalacak" diye tamamladı.
YORUMLAR