İTO Başkanı Avdagiç'ten zamlara karşı ambargo çağrısı
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyonla mücadelede tüketicinin 'gücünü' yeteri kadar kullanmadığını belirtirken, etik ve ahlaki davranmayan şirketlerden alışveriş yapılmaması çağrısında bulundu
Editör: Alanya Time - 1
07 Ekim 2024 - 12:17 - Güncelleme: 07 Ekim 2024 - 12:20
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyon ve döviz kuru üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Fiyatı çok artıranlara karşı örtülü ambargo çağrısı
Enflasyonla mücadelede 2024'ün son çeyreği ve 2025'te tüketicinin gücünü daha etkin kullanması gerektiğini belirten Avdagiç, şöyle devam etti:
"İktisat 101 derslerinde geçen klasik örnektir. Bir restoran yemeği 100 liraya satıyor. Ertesi gün geliyorsunuz 120 lira oluyor gene satıyor, 150 lira oluyor gene satıyorsa fiyat orada oluşur. Fiyatı belirleyen en önemli unsurlardan biri tüketicidir. Yani hizmet enflasyonundan, gıda ve giyim fiyatlarındaki artıştan şikayet ediyoruz. Bir yerdeki restoran fiyatından veya gastronomiden başka birtakım fiyatlardan şikayet ediyoruz.
Her konuda bir alternatifimiz olmayabilir ama tüketicinin de tüketimden gelen gücünü de yeteri kadar kullanmadığı kanaatindeyim. Ahlaki, etik davranan şirketler yönünde bir pozitif ayrım yapmamız lazım. Batıda bunu görüyorsunuz. Bir ürünün fiyatı çok arttığı zaman, kategorik olarak o ürüne karşı üstü örtülü bir ambargo devreye giriyor. Etik davranmayan üreticiler, satıcılar bu konuda geri adım atmak durumunda kalıyorlar."
Avdagiç, tüketicinin çok geniş bir spektrum olduğunu, belli gelir grubunda olup harcama yapanların, daha çok tasarrufa yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tasarrufu önceleyen politikaların izlenmesi gerektiğini kaydeden Avdagiç, "İsrafı önleyici politikaları çok yoğun bir şekilde kamuoyuyla paylaşıp, özellikle gençleri bu konuda yönlendirmemiz lazım." dedi.
'Bir yılda prodüktivitede yüzde 30-35 iyileştirme yapamazsınız'
Döviz kuru-enflasyon dengesine ilişkin görüşlerini de açıklayan Avdagiç, Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın uyguladığı enflasyonla mücadele programını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini, bununla beraber özellikle kur tarafındaki sıkışmanın ihracatı azaltan, ithalatı kolay hale getiren bir yapıya doğru hızlı bir şekilde evrildiğini söyledi.
Enflasyonla mücadeleyi tüm boyutlarıyla birlikte düşünmek gerektiğinin altını çizen Avdagiç, "Enflasyon 100 birim artarken kur 40 birim artarsa, bunu sizin başka türlü kapatmanız mümkün değil. Bir yılda prodüktivitede yüzde 30-35 iyileştirme yapamazsınız." görüşünü dile getirdi.
Kuru bu kadar baskılayarak enflasyon kontrolünün Türkiye'nin lehine olmadığını ileri süren Avdagiç şunları söyledi:
"İhracatçı firmalar ve onlara çalışan üreticiler, ciddi bir maliyet baskısı altında. Tekstil, hazır giyim, ayakkabı, triko, çorap gibi geleneksel ihracat sektörlerimizin yanı sıra şu anda otomotiv, makina ve kimya sektörleri de ciddi bir fiyat baskısı ile karşı karşıya. 'Kuru yükseltin, biz de rahat rahat para kazanalım' değil bu. OVP'deki 2025, 2026 ve 2027 ihracat hedeflerinin tutturulması için bu konudaki yaklaşımın gözden geçirilmesi gerekiyor. Her yıl 12-18 milyar dolar yukarı doğru giden bir ihracat hedefimiz var. Dolayısıyla bunu tutturmamız için bu konudaki yaklaşımımızı gözden geçirmemiz lazım."
Fiyatı çok artıranlara karşı örtülü ambargo çağrısı
Enflasyonla mücadelede 2024'ün son çeyreği ve 2025'te tüketicinin gücünü daha etkin kullanması gerektiğini belirten Avdagiç, şöyle devam etti:
"İktisat 101 derslerinde geçen klasik örnektir. Bir restoran yemeği 100 liraya satıyor. Ertesi gün geliyorsunuz 120 lira oluyor gene satıyor, 150 lira oluyor gene satıyorsa fiyat orada oluşur. Fiyatı belirleyen en önemli unsurlardan biri tüketicidir. Yani hizmet enflasyonundan, gıda ve giyim fiyatlarındaki artıştan şikayet ediyoruz. Bir yerdeki restoran fiyatından veya gastronomiden başka birtakım fiyatlardan şikayet ediyoruz.
Her konuda bir alternatifimiz olmayabilir ama tüketicinin de tüketimden gelen gücünü de yeteri kadar kullanmadığı kanaatindeyim. Ahlaki, etik davranan şirketler yönünde bir pozitif ayrım yapmamız lazım. Batıda bunu görüyorsunuz. Bir ürünün fiyatı çok arttığı zaman, kategorik olarak o ürüne karşı üstü örtülü bir ambargo devreye giriyor. Etik davranmayan üreticiler, satıcılar bu konuda geri adım atmak durumunda kalıyorlar."
Avdagiç, tüketicinin çok geniş bir spektrum olduğunu, belli gelir grubunda olup harcama yapanların, daha çok tasarrufa yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tasarrufu önceleyen politikaların izlenmesi gerektiğini kaydeden Avdagiç, "İsrafı önleyici politikaları çok yoğun bir şekilde kamuoyuyla paylaşıp, özellikle gençleri bu konuda yönlendirmemiz lazım." dedi.
'Bir yılda prodüktivitede yüzde 30-35 iyileştirme yapamazsınız'
Döviz kuru-enflasyon dengesine ilişkin görüşlerini de açıklayan Avdagiç, Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın uyguladığı enflasyonla mücadele programını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini, bununla beraber özellikle kur tarafındaki sıkışmanın ihracatı azaltan, ithalatı kolay hale getiren bir yapıya doğru hızlı bir şekilde evrildiğini söyledi.
Enflasyonla mücadeleyi tüm boyutlarıyla birlikte düşünmek gerektiğinin altını çizen Avdagiç, "Enflasyon 100 birim artarken kur 40 birim artarsa, bunu sizin başka türlü kapatmanız mümkün değil. Bir yılda prodüktivitede yüzde 30-35 iyileştirme yapamazsınız." görüşünü dile getirdi.
Kuru bu kadar baskılayarak enflasyon kontrolünün Türkiye'nin lehine olmadığını ileri süren Avdagiç şunları söyledi:
"İhracatçı firmalar ve onlara çalışan üreticiler, ciddi bir maliyet baskısı altında. Tekstil, hazır giyim, ayakkabı, triko, çorap gibi geleneksel ihracat sektörlerimizin yanı sıra şu anda otomotiv, makina ve kimya sektörleri de ciddi bir fiyat baskısı ile karşı karşıya. 'Kuru yükseltin, biz de rahat rahat para kazanalım' değil bu. OVP'deki 2025, 2026 ve 2027 ihracat hedeflerinin tutturulması için bu konudaki yaklaşımın gözden geçirilmesi gerekiyor. Her yıl 12-18 milyar dolar yukarı doğru giden bir ihracat hedefimiz var. Dolayısıyla bunu tutturmamız için bu konudaki yaklaşımımızı gözden geçirmemiz lazım."
YORUMLAR