İş hayatının en aktif ve üretkeni: Y kuşağı
Aynı iş yerinde bir arada çalışan farklı kuşakların daha verimli ve uyumlu çalışabilmeleri için işverene düşen görevleri ve çalışma koşullarının neler olması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Sezer Cihan Günaydın Kesken, ayrıca iş hayatının en aktif ve üretken kuşağının Y kuşağı olduğunu söyledi.
Farklı kuşakların, iş hayatında yönetim ve yöneticiden neler beklediğini, kariyer hedeflerini, örgütlerine bağlılıklarını ve iş yerinde birlikte çalışırken hangi sorunlarla karşılaştıklarını değerlendiren Strateji Doçenti Sezer Cihan Günaydın Kesken, 1977 - 2000 arası doğumlu olan Y kuşağının iş hayatında en aktif ve üretken kuşak olduğunu belirterek, değişimlerin baş döndürücü bir hızda yaşandığı milenyum çağında değişimlerden korkmadan ve yeniliklere açık olan Y kuşağı ile daha çok kendi işlerinin yöneticisi olmayı hedefleyen Z kuşağının bir arada nasıl çalışabileceğini anlattı.
“Z kuşağındaki her dört kişiden biri girişimci olmak istiyor”
Y ve Z kuşağının iş yaşamındaki farklılıklarına değinen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi Havacılık Yönetimi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezer Cihan Günaydın Kesken, “Y kuşağı, otorite figürlerine karşı mesafeli. Pozisyona dayalı otoritenin kullanılmasından çok, saygı duydukları ve kendilerine rol-model olabileceğine inandıkları yöneticiler ile çalışmayı istiyorlar. Özgürlüklerine çok düşkün olan bu kuşak emir almayı ve otorite altına girmeyi sevmiyor. Bu sebeple baskıcı ve otoriter yönetim modelleri ile yönetilmesi mümkün olmayan bir kuşak. Ancak Z kuşağı tüm nesiller içinde en başarılı teknoloji kullanan, yeni gelişmelere uyum konusunda çok iyi, özellikle hırslı, canlarının istediği şekilde yaşamlarını kuracakları maddi olanakları kazanmak ve kendi işlerini kurmak gibi ortak hedefleri olan bir kuşak. Yapılan araştırmaya göre Z kuşağındaki her dört kişiden biri girişimci olmak ve kendi işini kurmak istiyor.” dedi.
“Bireylerin davranışları, kuşak özellikleri ile açıklanamaz”
Gelişen nesillerin beklentilerini ve tercihlerini sağlam bir şekilde anlayan şirketlerin gelecekte avantajlı olduğunu belirten Doç. Dr. Kesken, “ Bu şirketler; gelecek nesil yetenekleri çekmek, potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak, kaçınılmaz olan kuşaklararası zorlukları hafifletmek ve nesiller arası çeşitlilik gösteren bir işgücü sayesinde entelektüel çeşitlilikten yararlanmak için donanımlı olacaklar. Ayrıca bir bireyin Y ve Z kuşaklarından gelmesi kişilik olgusu kadar derin ve güçlü olamaz. Bireylerin davranışları sadece kuşak özellikleri ile açıklanamaz” diye konuştu.
Kesken, her iki kuşağın da ortak çalışma alanlarında daha verimli olabilmeleri için yapılacakları şu şeklide sıraladı:
- “3-6 ay gibi periyodlar ile çalışan bağlılığı anketi ölçümlerinin yapılması ve işten ayrılma niyetinin ve sebeplerinin belirlenmesi Y kuşağının yönetimi açısından önem taşımaktadır.
- Y kuşağı, beceri ve potansiyellerini kullanamadığı bir işte asla tatmin olmayacaktır. O yüzden şirket içindeki başka pozisyonlara transfer olma imkânının olması bu kuşak çalışanlarının aidiyet duygusunu artıracaktır.
-Z kuşağının kendisini kariyer anlamında yönlendirecek ama aynı zamanda seçimleri konusunda özerk bırakacak, girişimci ruhlarını destekleyecek ‘kolaylaştırıcı' yöneticiler ile çalışmaya ihtiyaçları var.
- Z kuşağını üst düzeyde yenilikçi fikirlerini ödüllendirecek bir motivasyon ve ödüllendirme politikası uygulanmalı.”
YORUMLAR