Erbakan: Türkiye'nin şu anda en acil konusunun anayasa değişikliği olduğu görüşüne katılmıyoruz
Canlı yayında açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan, Türkiye'nin şu anda en acil konusunun anayasa değişikliği olmadığını belirtti. Anayasa'da laiklik kavramına açıklık getirilmesi gerekeceğini düşündüklerini ifade eden Erbakan "Laikliğin anlamını açıkça yazalım" dedi.
Editör: Alanya Time - 1
15 Ekim 2024 - 09:35
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Habertürk televizyon kanalında canlı yayında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye gündeminin öne çıkan başlıklarından yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili konuşan Erbakan, 'en acil konunun anayasa olmadığını ifade etti. "Türkiye'nin şu anda en acil konusu anayasa değişikliği görüşüne katılmıyoruz. İktidardan ayrışıyoruz" diyen Fatih Erbakan sözlerine şöyle devam etti:
Beyin göçü, işsizlik, sokaklarda işlenen şiddet, cinayetler, mültecilerle ilgili sorunlar, 15-30 yaş arası gençlerimizin üçte birinin ne okuyan ne çalışan durumda olması. Kamuda yapılan israf konusu, paylaşımda adaletsizlik meselesi. Bunları çözmek için anayasayı değiştirmeye gerek yok. "Bunlarda anayasa bizim elimizi bağlıyor" denecek durum yok. Anayasa iktidar tarafından Türkiye'nin öncelikli meselesi olarak gündeme getiriliyor."
'Kuvvetler ayrılığının tesis edildiği bir sistem gelmeli'
Yeni anayasa ile değişecek olanın kuvvetler ayrılığı tesisi, daha demokratikleştirilmiş veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi olması gerektiğini söyleyen Erbakan laikliğin zaman zaman din düşmanlığı haline getirilen bir kavram olduğunu şu sözlerle ifade etti:
"Değişecek ise bizim burada söyleyeceğimiz kuvvetler ayrılığının tesis edildiği bir sisteminin gelmesi yeni anayasayla birlikte, TBMM'nin güçlendirilmesi. Daha demokratikleştirilmiş veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi diyoruz.
Meclis'te güvenoyu ve gensoru mekanizmalarının verilmesi. Kabineyi oluşturacak bakanların seçilmiş kişilerden oluşturulması, yasama noktasında meclisin gücünün devam etmesi. Kuvvetler ayrılığı, HSK, Yargıtay, AYM gibi üyelerin belirlenmesinde daha demokratik hale getirilmesi. Anayasa'da laiklik kavramına açıklık getirilmesi gerekeceğini düşünüyoruz. İnanç özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik, zaman zaman din düşmanlığı olarak ifade edilen bir silah haline getirilmeye kalkışılıyor. Laikliğin anlamını açıkça yazalım. Bunu hukukçular, akademisyenler konunun uzmanları tanım haline getirecektir.
'Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz'
İlk 4 maddenin değiştirilmesiyle ilgili bir talepleri olmadığını belirten Yeniden Refah Partisi lideri şunları söyledi:
"Laikliğin devlet tarafından uygulanması demek, her inanca sahip insanın, inancını yaşamasına devlet müsaade eder, engel olmaz, kısıtlamaz. Bütün inanç sahibi olan vatandaşlara eşit mesafedir, ayrıcalık yapmaz, şeklinde tanım yapılabilir. 28 Şubat'ta hafızalarımızda acı hatıralarımız var. Tekrar değişik görüşe sahip bir siyasi hareket iktidara geldiği zaman o dönemdeki şekliyle uygulamaya kalkabilir, bu her zaman risktir. Biz bunu güvenceye alalım. Bütün inanç sahiplerine eşit mesafede olması devletin ve inanç sahipleri inancının yerine getirmesine engel olmayacak şekilde yerine getirilmesi. Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz. Yeni sistemde yetkiler son derece yüksek, bu yetkilerle değişik görüşe sahip kimsenin Cumhurbaşkanı olması halinde tekrardan sıkıntı yaşanmaması adına, yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var."
Türkiye gündeminin öne çıkan başlıklarından yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili konuşan Erbakan, 'en acil konunun anayasa olmadığını ifade etti. "Türkiye'nin şu anda en acil konusu anayasa değişikliği görüşüne katılmıyoruz. İktidardan ayrışıyoruz" diyen Fatih Erbakan sözlerine şöyle devam etti:
Beyin göçü, işsizlik, sokaklarda işlenen şiddet, cinayetler, mültecilerle ilgili sorunlar, 15-30 yaş arası gençlerimizin üçte birinin ne okuyan ne çalışan durumda olması. Kamuda yapılan israf konusu, paylaşımda adaletsizlik meselesi. Bunları çözmek için anayasayı değiştirmeye gerek yok. "Bunlarda anayasa bizim elimizi bağlıyor" denecek durum yok. Anayasa iktidar tarafından Türkiye'nin öncelikli meselesi olarak gündeme getiriliyor."
'Kuvvetler ayrılığının tesis edildiği bir sistem gelmeli'
Yeni anayasa ile değişecek olanın kuvvetler ayrılığı tesisi, daha demokratikleştirilmiş veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi olması gerektiğini söyleyen Erbakan laikliğin zaman zaman din düşmanlığı haline getirilen bir kavram olduğunu şu sözlerle ifade etti:
"Değişecek ise bizim burada söyleyeceğimiz kuvvetler ayrılığının tesis edildiği bir sisteminin gelmesi yeni anayasayla birlikte, TBMM'nin güçlendirilmesi. Daha demokratikleştirilmiş veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi diyoruz.
Meclis'te güvenoyu ve gensoru mekanizmalarının verilmesi. Kabineyi oluşturacak bakanların seçilmiş kişilerden oluşturulması, yasama noktasında meclisin gücünün devam etmesi. Kuvvetler ayrılığı, HSK, Yargıtay, AYM gibi üyelerin belirlenmesinde daha demokratik hale getirilmesi. Anayasa'da laiklik kavramına açıklık getirilmesi gerekeceğini düşünüyoruz. İnanç özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik, zaman zaman din düşmanlığı olarak ifade edilen bir silah haline getirilmeye kalkışılıyor. Laikliğin anlamını açıkça yazalım. Bunu hukukçular, akademisyenler konunun uzmanları tanım haline getirecektir.
'Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz'
İlk 4 maddenin değiştirilmesiyle ilgili bir talepleri olmadığını belirten Yeniden Refah Partisi lideri şunları söyledi:
"Laikliğin devlet tarafından uygulanması demek, her inanca sahip insanın, inancını yaşamasına devlet müsaade eder, engel olmaz, kısıtlamaz. Bütün inanç sahibi olan vatandaşlara eşit mesafedir, ayrıcalık yapmaz, şeklinde tanım yapılabilir. 28 Şubat'ta hafızalarımızda acı hatıralarımız var. Tekrar değişik görüşe sahip bir siyasi hareket iktidara geldiği zaman o dönemdeki şekliyle uygulamaya kalkabilir, bu her zaman risktir. Biz bunu güvenceye alalım. Bütün inanç sahiplerine eşit mesafede olması devletin ve inanç sahipleri inancının yerine getirmesine engel olmayacak şekilde yerine getirilmesi. Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz. Yeni sistemde yetkiler son derece yüksek, bu yetkilerle değişik görüşe sahip kimsenin Cumhurbaşkanı olması halinde tekrardan sıkıntı yaşanmaması adına, yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var."
16:19
YORUMLAR