Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye'yi Rusya'ya karşı savaşa çekerdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz." dedi.
Editör: Alanya Time - 1
30 Mart 2023 - 11:03
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde A Haber, ATV, A Para ve A News ortak canlı yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Kahramanmaraş merkezli depremin ardından deprem bölgesi yeniden inşa sürecine girdi. Bu yeniden inşa süreci nasıl gidiyor? Vatandaşlar ne zaman yuvalarına kavuşacaklar?" sorusu üzerine Erdoğan, bu hafta pazartesi günü Adıyaman'da olduğunu hatırlattı.
Depremde 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Erdoğan, "Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Onlar, bizim değerlerimizde, inancımızda şehitler safındadır ve Peygamberimize komşudur." ifadelerini kullandı.
Depremde ölenlerin yakınlarının canlarının çok yandığını belirten Erdoğan, "Onların acısını eğer biraz paylaşabiliyorsak, ne mutlu bize." diye konuştu.
'Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem bölgesinde yapılan inşaatlara ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, "'Yani bunlar böyle basit çukurlarda hastane yapıyorlar, bilmem ne yapıyorlar...' Elinize, dilinize dursun. Şu inşaata çukur mu denir Allah'ını seversen?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Hayatında inşaat nedir görmemiş, bunların tepeden tırnağa ne kadar derinliği olması gerekir, bunları bilmeyen... Kaldı ki bakın bunlar deniz kumu filan değil, mıcır. Ve kullanılan demirler çok farklı. Bunlarda hassasiyet var. Ve eskiden çimento torbaları gelir, oralarda böyle karıştırarak, haşlama usulü ile harç yapılırdı. Bakın şimdi burada böyle bir harç sistemi yok, mikserle, pompayla yapılıyor. Ve bu mikserle, pompayla yapılan şeyde de özellikle mıcırı kullanarak, burada dört dörtlük... Bunların temel betonlarını da bu şekilde atıyoruz. Hassasiyetimiz çok yüksek. TOKİ bu konularda kendini zaten ispatlamış. Buralarda bir de zemine dikkat ediyoruz. Sulak zeminde değil, özellikle sağlam, buralarda kullanılan yerler daha çok kaya. Böyle bir zeminde temelleri atıyoruz. Sadece burada değil, belediye başkanlığımdan itibaren bu işin içindeyim. Ama konuşanlar bunlardan çıkmış bir tanesi doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında senin acaba inşaatla alakan olmuş mu? Bizim hayatımızda, belediye başkanlığımızda bu inşaatların envaiçeşidini yaptık. Öbür tarafta bakıyorsunuz Hanımefendi, o da maşallah inşaat mühendisi olmuş, o da konuşuyor. Ve bizim hastanelerle ilgili attığımız adımları, temelleri, bunları küçümsüyor. Hemen ben Sağlık Bakanımı aradım, neyin nesidir... Ondan sonra da süratle Murat Kurum kardeşimi aradım, o da kendisi 'Bazı eksikler olsa bile ben, bizzat bakanımla da konuştum, buna biz müdahale ederiz ve edeceğiz.' dedi. Ve müdahalelerini de yaptılar. Ondan sonra da ekrandan bu haberi oraya koyanlar, sonra çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye eğer 'Yapıyoruz, yaptık', dersek, biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et, benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Ve konuştuğun zaman buna göre konuş."
Belediye başkanlığından bugüne kadar attığı her adımı tartarak, biçerek attığını dile getiren Erdoğan, "20 yıllık iktidarımız döneminde İstanbul, İzmir bütün bu otoyoldaki atılan adımlara dikkat et. Bu otoyollarda bir fire var mı? Kocaeli'nde yaşıyorsun, Kocaeli'nde attığımız adımlara da bak. Eğer orada bir çürük çarık ortaya koyarsan, o ayrı mesele. Yalanla, dolanla iş yapma. Yanlış yere maalesef kafanı çarpıyorsun. Dikkat et, beni kendinle de uğraştırma." dedi.
Bingöl, Van, Elazığ, İzmir, Antalya, Muğla ve Kastamonu'da daha önce yaşanan doğa olaylar sonrasında yaraların sarılmasına ilişkin görüntüler izletilmesinin ardından, muhalefetin bunlara ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Tabii muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Çünkü yaptıkları herhangi bir şey yok. 11 vilayetten Elazığ hariç hepsini gezdim ama hiçbir zaman oralarda gerçekten muhalefetin büyükşehir belediyelerinden kimseyi göremedim. Muhalefet her zamanki gibi suistimal, ayrıştırma üzerine bir tarzla hareket ediyor. Fakat partimizin bütün büyükşehir, ilçe belediyeleri istisnasız sağ olsunlar kardeş belediyeler ilan etmek suretiyle şu anda deprem bölgelerinde kendilerine zemin oluşturdular, burada çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
Deprem bölgesinde çalışmalar yapan Cumhur İttifakı belediyelerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çadır, konteyner ve prefabrik kentler kuruyorlar. Bütün bu çalışmaları, 7/24 ekipler kurarak sürdürüyorlar. Sadece bunlar mı? Hayır. Yemek, yiyecek, su, A'dan Z'ye. Mesela bir kere açıklama yaptım. Sonra Hatay Valisine dedim ki 'Açıklamanı yap.' Bakanlarıma da söyledim, kullanma suyuyla içmeyi birbirine karıştırmasınlar. Ne olur? Kullanım suyu farklı, içme suyu farklı. Biz içme suyunda oraya yüzlerce, binlerce tırla içme suyu göndereceğiz. Onun için oralardaki suları kullanmasınlar. Bunu sadece kullanım olarak alsınlar tamam ama içme suyunda gönderdiğimiz o şişe sularını kullansınlar. Önceleri bunu uygulamadılar, sonra bunu uygulamaya geçtiler. Biraz da bu noktada sıkıntılar yaşadık. Ama sonra bunların hepsini aştık. Yaşadığımız bu felaketin ağırlığı altında bunalan insanlarımızı tabii devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Daha bugün bile hala benim askerime, benim Mehmet'ime, jandarmama, polisime, 'Yoklar burada.' diyorlar. Ya elinizde dilinize dursun. Şu anda askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız hepsi oradalar, işte buyurun. Hepsi oradalar. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti bir teröristler bugüne kadar askerime, Mehmet'ime, jandarmama yaptılar, bir de bu muhalefet yapıyor. Zaten bu konudaki muhalefetin içindeki bazı ağızları biliyoruz. Onlar zaman zaman bakıyorsun halleri tutuyor, geliyorlar askerimize saldırıyorlar. Ne derseniz deyin benim halkım askerine, Mehmet'ine sahip, Mehmet'iyle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş oluyor."
'Muhalefeti yalanlarıyla baş başa bırakıyoruz'
Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugay Komutanlığında Mehmetçik ile iftarda bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Hepsi de o arazinin onlara verdiği dinamizmin içindeler. Tekrar yeni görev yerlerine ne zaman gideceklerini bekliyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, 'Ey muhalefet size, askerime, Mehmet'ime, jandarmama, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle ekmek çıkmaz, avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışmasıyla gelirken, muhalefeti yalanları, iftiraları, hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz." ifadesini kullandı.
'Askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir'
Muhalefetin, deprem bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) sahaya çıkmadığı yönündeki iddiaları ile AFAD ve Kızılay'a yönelik eleştirilerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar, ne millidir, ne yerlidir. Ağır olacak, kusura bakmayın, askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir. Bunların vatanını, milletini sevmek gibi bir derdi yok. Açık, net söylüyorum bunlar vatan hainidir, bunlar asker düşmanıdır. Jandarmanın, polisin düşmanıdır. Bunların da kimler olduğunu herhalde tek tek ayıklamamıza gerek yok. Kimler oldukları belli. Şu anda bay bay Kemal'in, ana muhalefetin başındaki zatın kimi ziyaret ettiği belli değil mi, kimi ziyaret ediyor, terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret ediyor. Terörün, teröristlerin, parlamentodaki uzantılarını ziyaret eden ana muhalefetin başı, acaba buradan ne elde edecek?"
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Kandil'den TSK'ya yönelik yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Onlar, eğer benim askerimi kötülüyorsa, onlar iktidarı kötülüyorsa demek ki doğru yoldayız. Çünkü onlar bizim silahımızı kötülüyor. Bu silah kim için kullanılıyor? Bu silah, teröristler için kullanılıyor. Nerede bir terörist varsa, biz her şeyimizle, bütün gücümüzle onların tepesine tepesine ineceğiz." diye konuştu.
'Milletim gereken hesabı 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır'
Erdoğan, ana muhalefetin başındaki kişinin Selahattin Demirtaş'ı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı kurtarmaktan bahsettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sen nerede dolaşıyorsun? Diyarbakır'daki o yavrularımızı, o insanımızı öldürenler, bu Demirtaş'ın talimatıyla sokaklara dökülüp onları öldürmediler mi, onları şehit etmediler mi? Şu anda Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla, birlikte Altılı Masa, şimdi yedi oldular, bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Benim milletim bu ihanet şebekelerine, bu vatana ihanet edenlere, 14 Mayıs'ta yol vermeyecektir. Gereken hesabı da 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır. Çünkü benim Türk Silahlı Kuvvetlerim milletin emrindedir, ihanet şebekelerinin emrinde değil."
Askerin depremin ilk anından itibaren hemen vatandaşın yardımına koştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Silahlı kuvvetlerimiz içinde Ankara'da konuşlu İnsani Yardım Tugayımız, depremden sonra üç saat içinde bölgeye intikal için hazır haldeydi. Bölgedeki askeri birliklerimiz zaten ilk andan itibaren milletimizin yaralarını sarmaya başlamıştı. Fedakarlığı, vicdanı ile dünyaya emsal olan askerimizin deprem bölgesinde yaptıklarını inkar etmek, Türk milletine hakaret etmek demektir. Erinden Genelkurmay Başkanı'na kadar, her rütbedeki askerimiz, milletiyle bütünleşti, derdine derman oldu. Askerimizin yaptığı tüm faaliyetler, resmi kayıtlarda ve askeri yazışmalarda, ceridelerde de mevcuttur. Gerçekleri saptıranların tek amacı, milli birliğimizi, vatandaşımızın askerine olan güvenini sarsmaktır. Bunu başaramayacaklar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay ve AFAD'a yönelik eleştirilere ilişkin de "Aynı şeyi Kızılay için de yaptılar, aynı şeyi AFAD için yapıyorlar. İlk andan itibaren AFAD, Kızılayla birlikte, hepsi bölgedeler. Gözleriniz kör mü sizin? Bay bay Kemal'in gözünün kör olduğunu anladık da sizin de mi gözünüz kör? O çadırın kapısında AFAD'ın tabelası var, onu görmüyor, 'AFAD orada yoktu' diyor." ifadelerini kullandı.
'Her birinin diğerine bakışı da arızalı'
HDP'nin, cumhurbaşkanı seçimlerinde aday çıkarmayacağının ve CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğinin belirtilmesi üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle bu ziyarette kapı arkasında nelerin yapıldığını bilemiyorum. Ama çok çok hassas konular, özellikle bu yerel yönetim, özerklik şartından tut da ve şu anda içeridekilerin çıkarılması, vesaire bu konularla ilgili konular... Her şeyden önce HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya yani Kandil'e verilmiş demektir. Aylar önce, masanın altında bir yedinci ortak var demiştim. Belki birileri onu hiç kale almadılar ama yedinci ortak, şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu. Dikkat edin, partisinde veya parti genel merkezinde ziyaret değil, korktu, ürktü, ne yaptı, parlamentodaki grup odasında kendilerini ziyaret etti. Kendi ifadeleriyle 'kumar masasındakilerin' sadece HDP'ye değil, her birinin diğerine bakışı da bunların arızalı. Meral Hanım, esip gürlüyorsun, hani kumar masası, hani noter? Ne oldu sana? Niye geri vitese taktın da dönüp tekrar masaya oturdun?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Altılı Masa'ya neden tekrar oturduğunun sorulması üzerine, "Masadakiler birbirlerine şimdi hep yan gözle bakıyor. Ben mi suçluyum? Sen mi suçlusun? Ne oldu? Ve bak dağılma başladı. Nitekim bugün bize de belediye başkanı Manavgat'ın bir hanımefendi, geniş bir katılım yaptılar. 'Biz artık yani bu terör örgütleriyle el ele olan, beraber olanlarla birlikte yürümeyiz.' dediler. Aynı şekilde bir milletvekilinin niçin ayrıldığını bizzat kendisi açıkladı. Neden ayrıldı? 'Bunlarla biz bir arada olamayız.'dedi." ifadelerini kullandı.
'Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var'
İnsanı en çok yoran şeyin "belirsizlik" olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yedili masa henüz hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen şimdiden yorgundur, bitiktir. Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var. Masada olup da hiç seçim kazanan var mı, yok. Kendi başarısıyla, yeteneğiyle bir yere gelmiş olan var mı, yok. Kimi kasetle işbaşına geldi, kiminin elinden biz tuttuk, bir yerlere getirdik, başbakan yaptık, bakan yaptık. Kimi her gittiği, partiyi karıştırıp, kaostan beslendi. Masanın gizli ortaklarının da nasıl partinin başına geldiğini tüm vatandaşlarım biliyor. Koalisyondan dahi kötü bir örnek olan bu masadakiler, aralarındaki kavgayı, birbirine verdikleri tavizleri, demokrasi diye yutturmaya çalışıyor. Milletim onlara nasılsa bu güzel memleketin idaresini vermeyeceği için kendi aralarında istedikleri kadar dövüşsünler, birbirlerine vursunlar ama şu tabloya bakıp da ülke siyaseti adına üzülmemek elde değil."
CHP ile HDP heyetleri arasında geçen hafta başında TBMM'de yapılan görüşmeyi eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"HDP Eş Başkanı, bay bay Kemal ile görüşmeden sonra 'Gelecek dönem yapılacakları istişare ettik' diyor. İYİ Parti Genel Başkanı çıkıyor, 'HDP de HDP'nin talepleri de masaya gelemez' diyor. Bakıyorsun bir gün önce bunu söylüyor, bir gün sonra çok çok farklı bir tornistan. Sanki bunların hepsi unutulmuş. Partinin eski sözcüsü bile hanımefendiye inanmıyor, partisinden istifa ediyor. Esasında bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor. Diğerleri bu masanın yancısı. Örneğin Saadet'e CHP ile HDP, PKK'nın İslam düşmanlığını gizleme rolü verilmiş. İYİ Parti'ye bu şer masasının bölücülük planlarını örtme vazifesi verilmiş. Onlar da bu rolü hevesle yerine getiriyor. PKK'lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. Firari FETÖ'cüler bu alaca karanlık kuşağı masası sayesinde ülkeye geri dönebileceklerinin hesabını yapıyorlar. Kamudan temizlediğimiz FETÖ'cüler ve PKK'cılar devlet kadrolarını işgal etmek için şimdi gün sayıyor. Milletim bunların hepsini görüyor. İnanıyorum ki milletimiz bunların hepsine de en güzel dersi 14 Mayıs'ta verecektir."
'Bu millet hesapların en güzelini sorar'
Bölücü terör örgütü elebaşlarının "CHP'yi biz getiriyoruz", "Altılı masayı biz getiriyoruz", "14 Mayıs'ta Erdoğan'dan bu ülkeyi temizleyeceğiz" şeklinde açıklamalar yaptığına dikkati çeken Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye yönelik şu ifadeleri kullandı:
"Bu ara onlara son dönemde Cumhurbaşkanı adayı olan zat, o da katıldı. Bakıyorsunuz aynı şeyleri o da söylüyor. 'Türkiye'nin Erdoğan'dan kurtulması lazım' diyor. Erdoğan sana ne yaptı? Erdoğan bu ülkeye hizmetkar olmaktan başka ne yaptı? Yazıklar olsun. Şu anda terör örgütleriyle yan yana olanlarla sen yan yanasın. Yıllar yılı zaten onlarla beraber oldun. Seni bir yere koymadılar. Şimdi kalktın cumhurbaşkanı adayı oldun. Cumhurbaşkanı adayı olmak suretiyle de acaba seni yanlarına alacaklar mı almayacaklar mı, işte onun için de senin de kapını çaldılar. Şimdi bu kapını çalmakla da belki bu akşam hala görüşmeleriniz devam ediyor bilemem. Buradan acaba sana da bir şeyler çıkar mı çıkmaz mı bunun gayreti içerisindesin. Çünkü her gelene 20 sana, 10-15 sana... Bay bay Kemal şu anda hepsine bir şey dağıtıyor. 'Ne vereyim abime' dediğimiz bu. Bunu çok açık, net bir şekilde yapıyor. Bütün bunlara karşı benim milletim hesap sormayacak mı? Bu millet hesapların en güzelini sorar. İnşallah 14 Mayıs'ta da bunu soracak."
'Gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz'
"Seçimden sonra 6284 sayılı yasayı kaldıracak mısınız? Bunun üzerinden bir propaganda yürütülüyor. Bu konudaki tartışmalara ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu bir kumar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu konuda kimin ne dediğine bakmıyoruz. Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir. Bu konuyu bugüne kadar anayasa değişikliği dahil en açık şekilde biz savunduk. Özgürlük adıyla LGBT gibi sapkın hayat tarzlarının toplumumuza empoze edilmesine rıza gösteremeyiz. İnsanlığın ortak değerlerine zıt, sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Toplumun temeli olan aileyi korumak tüm insanlığın görevidir. Aynı şekilde şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın hakkına, hukukuna, onuruna yönelik hiçbir müdahaleye de izin vermeyiz. Ancak görülüyor ki gökkuşağı masası için milletimizin değerleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Terör örgütleri gibi sapkın akımların da önünü açma, aile kurumunu delik deşik etme niyetindeler. Milletim ne bu sapkın akımlara ne de bu akımlara göz yumanlara ne de aile yapımızı parçalamaya çalışanlara inanıyorum fırsat vermeyecektir. LGBT adıyla ya da başka isimlerle bu gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz."
"Gökkuşağı masası mıdır?" sorusu üzerine Erdoğan, "Öyle. Altılı masanın açtığınız zaman altından ne çıkıyor? Bu çıkıyor." dedi.
'Gençliğimize 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzu emanet ediyoruz'
Yeniden Refah Partisi ile bu konuda bir müzakere yapıldığına yönelik muhalefetin iddialarda bulunduğu hatırlatılarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da kadınların haklarında büyük bir erozyon olacağına ilişkin video paylaştığının belirtilmesi üzerine Erdoğan, "Kadınların haklarında bizim verdiğimizi CHP kendi iktidarları döneminde kadınlarımıza vermemiştir." değerlendirmesinde bulundu.
'Akkuyu'yu şu anda başarılı bir şekilde sürdürüyoruz'
Muhalefetin Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni durduracağı iddiasına ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, muhalefetin amacının ülkede taş üstünde taş koymamak olduğunu ifade etti.
Erdoğan, "Ya neyi durduruyorsun? Bu ülkede her şeyin bir özerkliği var. Var mı öyle 25 kuruşa simit? Enerji, hidroelektrik, bunun yanında tamamıyla kömür santralleri, şu andaki Akkuyu enerji santrali bunlar bizim için olmazsa olmaz yatırımlar. Burada bizim dört tane nükleer enerji santrali var. 27 Nisan'da bir tanesinin açılışını yapıyoruz. Ardından diğer üçünün de açılışını yapacağız. Bunlarla ciddi manada bir enerji depolayacağız. Bunun ardından da üç tane daha planlıyoruz. Bu üç taneyi de inşallah önümüzdeki beş senede halletmemiz gerekiyor. Türkiye enerjide bir sıkıntıya girmesin, bunu yapmaya mecburuz." diye konuştu.
Dünyanın enerjide sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, "Akkuyu'yu şu anda başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. 27 Nisan'da belki sayın Putin de gelecek veya birlikte bir online sistemle bağlanacağız ve Akkuyu'nun inşallah ilk adımını atacağız." dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin milletvekili listelerine ilişkin soru üzerine, ülkede demokrasiye samimiyetle sahip çıkan, parti içinde de demokrasiyi en şeffaf yürüten teşkilatın partisinde olduğunu dile getirdi.
Tüm illerde 6 binin üzerinde aday adayı için temayül yoklamalarını yaptıklarını bildiren Erdoğan şöyle devam etti:
"Bu sayı partimize ilginin bir göstergesidir. MYK ile MKYK üyelerimizden oluşan 14 komisyon aday adaylarını yüz yüze görüşmeyle değerlendirmeye tabi tutuyor. Bu sürecin ardından da başkanlığını bizzat yapacağım üst komisyonda aday listemize son şeklini vereceğiz. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de milletvekili listelerimizde birtakım yenilenmeler muhakkak olacaktır. Bakan arkadaşlarımız da kabinede sahip oldukları birikimi ve enerjiyi milletvekili olarak Meclis çatısı altında değerlendirecektir. Her bir bakan arkadaşımız en iyi hizmet edeceği yerden aday olacaktır. AK Parti ben partisi değil, biz partisidir. Biz bu bayrak yarışını aday olsa da olmasa da bütün arkadaşlarımızla farklı görevlerde sürdüreceğiz. Bu konuyla ilgili önümüzdeki hafta içinde bunları bir neticeye bağlayacağız."
Cumhur İttifakı'nın seçim çalışmaları ve yeni döneme ilişkin soru üzerine Erdoğan, 20 yıldır 2023 seçimlerine hazırlandıklarını söyledi.
'Ülkemizi savaşa sokmayacağız'
Türkiye'nin içinde olduğunu bölgenin ve dünyanın giderek sertleşen bir uluslararası mücadele alanına döndüğünü vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti:
"Krizler ve savaşlarla anılan bir dünyayı tecrübe ediyoruz. Biz bu ortamda güçlü, bağımsız bir Türkiye inşa edebildik ve bunu sürdürmeye ihtiyacımız var. Savaş bu topraklara gelmesin diye mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz. Şunu açıklayabilirim; ülkemizi savaşa sokmayacağız, aile kurumunu güçlü tutacağız, ağırlıklı Suriye'den olmak üzere göç konusunda daha hassas davranacağız ve göçmenleri de birilerine yedirmeyeceğiz. Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz. Anlatacağımız bir diğer unsur kesinlikle Rusya-Ukrayna arasındaki bu süreci ciddi, kararlı bir arabuluculukla inşallah nihayete erdirmektir."
"Kahramanmaraş merkezli depremin ardından deprem bölgesi yeniden inşa sürecine girdi. Bu yeniden inşa süreci nasıl gidiyor? Vatandaşlar ne zaman yuvalarına kavuşacaklar?" sorusu üzerine Erdoğan, bu hafta pazartesi günü Adıyaman'da olduğunu hatırlattı.
Depremde 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Erdoğan, "Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Onlar, bizim değerlerimizde, inancımızda şehitler safındadır ve Peygamberimize komşudur." ifadelerini kullandı.
Depremde ölenlerin yakınlarının canlarının çok yandığını belirten Erdoğan, "Onların acısını eğer biraz paylaşabiliyorsak, ne mutlu bize." diye konuştu.
'Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem bölgesinde yapılan inşaatlara ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, "'Yani bunlar böyle basit çukurlarda hastane yapıyorlar, bilmem ne yapıyorlar...' Elinize, dilinize dursun. Şu inşaata çukur mu denir Allah'ını seversen?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Hayatında inşaat nedir görmemiş, bunların tepeden tırnağa ne kadar derinliği olması gerekir, bunları bilmeyen... Kaldı ki bakın bunlar deniz kumu filan değil, mıcır. Ve kullanılan demirler çok farklı. Bunlarda hassasiyet var. Ve eskiden çimento torbaları gelir, oralarda böyle karıştırarak, haşlama usulü ile harç yapılırdı. Bakın şimdi burada böyle bir harç sistemi yok, mikserle, pompayla yapılıyor. Ve bu mikserle, pompayla yapılan şeyde de özellikle mıcırı kullanarak, burada dört dörtlük... Bunların temel betonlarını da bu şekilde atıyoruz. Hassasiyetimiz çok yüksek. TOKİ bu konularda kendini zaten ispatlamış. Buralarda bir de zemine dikkat ediyoruz. Sulak zeminde değil, özellikle sağlam, buralarda kullanılan yerler daha çok kaya. Böyle bir zeminde temelleri atıyoruz. Sadece burada değil, belediye başkanlığımdan itibaren bu işin içindeyim. Ama konuşanlar bunlardan çıkmış bir tanesi doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında senin acaba inşaatla alakan olmuş mu? Bizim hayatımızda, belediye başkanlığımızda bu inşaatların envaiçeşidini yaptık. Öbür tarafta bakıyorsunuz Hanımefendi, o da maşallah inşaat mühendisi olmuş, o da konuşuyor. Ve bizim hastanelerle ilgili attığımız adımları, temelleri, bunları küçümsüyor. Hemen ben Sağlık Bakanımı aradım, neyin nesidir... Ondan sonra da süratle Murat Kurum kardeşimi aradım, o da kendisi 'Bazı eksikler olsa bile ben, bizzat bakanımla da konuştum, buna biz müdahale ederiz ve edeceğiz.' dedi. Ve müdahalelerini de yaptılar. Ondan sonra da ekrandan bu haberi oraya koyanlar, sonra çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye eğer 'Yapıyoruz, yaptık', dersek, biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et, benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Ve konuştuğun zaman buna göre konuş."
Belediye başkanlığından bugüne kadar attığı her adımı tartarak, biçerek attığını dile getiren Erdoğan, "20 yıllık iktidarımız döneminde İstanbul, İzmir bütün bu otoyoldaki atılan adımlara dikkat et. Bu otoyollarda bir fire var mı? Kocaeli'nde yaşıyorsun, Kocaeli'nde attığımız adımlara da bak. Eğer orada bir çürük çarık ortaya koyarsan, o ayrı mesele. Yalanla, dolanla iş yapma. Yanlış yere maalesef kafanı çarpıyorsun. Dikkat et, beni kendinle de uğraştırma." dedi.
Bingöl, Van, Elazığ, İzmir, Antalya, Muğla ve Kastamonu'da daha önce yaşanan doğa olaylar sonrasında yaraların sarılmasına ilişkin görüntüler izletilmesinin ardından, muhalefetin bunlara ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Tabii muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Çünkü yaptıkları herhangi bir şey yok. 11 vilayetten Elazığ hariç hepsini gezdim ama hiçbir zaman oralarda gerçekten muhalefetin büyükşehir belediyelerinden kimseyi göremedim. Muhalefet her zamanki gibi suistimal, ayrıştırma üzerine bir tarzla hareket ediyor. Fakat partimizin bütün büyükşehir, ilçe belediyeleri istisnasız sağ olsunlar kardeş belediyeler ilan etmek suretiyle şu anda deprem bölgelerinde kendilerine zemin oluşturdular, burada çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
Deprem bölgesinde çalışmalar yapan Cumhur İttifakı belediyelerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çadır, konteyner ve prefabrik kentler kuruyorlar. Bütün bu çalışmaları, 7/24 ekipler kurarak sürdürüyorlar. Sadece bunlar mı? Hayır. Yemek, yiyecek, su, A'dan Z'ye. Mesela bir kere açıklama yaptım. Sonra Hatay Valisine dedim ki 'Açıklamanı yap.' Bakanlarıma da söyledim, kullanma suyuyla içmeyi birbirine karıştırmasınlar. Ne olur? Kullanım suyu farklı, içme suyu farklı. Biz içme suyunda oraya yüzlerce, binlerce tırla içme suyu göndereceğiz. Onun için oralardaki suları kullanmasınlar. Bunu sadece kullanım olarak alsınlar tamam ama içme suyunda gönderdiğimiz o şişe sularını kullansınlar. Önceleri bunu uygulamadılar, sonra bunu uygulamaya geçtiler. Biraz da bu noktada sıkıntılar yaşadık. Ama sonra bunların hepsini aştık. Yaşadığımız bu felaketin ağırlığı altında bunalan insanlarımızı tabii devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Daha bugün bile hala benim askerime, benim Mehmet'ime, jandarmama, polisime, 'Yoklar burada.' diyorlar. Ya elinizde dilinize dursun. Şu anda askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız hepsi oradalar, işte buyurun. Hepsi oradalar. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti bir teröristler bugüne kadar askerime, Mehmet'ime, jandarmama yaptılar, bir de bu muhalefet yapıyor. Zaten bu konudaki muhalefetin içindeki bazı ağızları biliyoruz. Onlar zaman zaman bakıyorsun halleri tutuyor, geliyorlar askerimize saldırıyorlar. Ne derseniz deyin benim halkım askerine, Mehmet'ine sahip, Mehmet'iyle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş oluyor."
'Muhalefeti yalanlarıyla baş başa bırakıyoruz'
Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugay Komutanlığında Mehmetçik ile iftarda bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Hepsi de o arazinin onlara verdiği dinamizmin içindeler. Tekrar yeni görev yerlerine ne zaman gideceklerini bekliyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, 'Ey muhalefet size, askerime, Mehmet'ime, jandarmama, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle ekmek çıkmaz, avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışmasıyla gelirken, muhalefeti yalanları, iftiraları, hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz." ifadesini kullandı.
'Askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir'
Muhalefetin, deprem bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) sahaya çıkmadığı yönündeki iddiaları ile AFAD ve Kızılay'a yönelik eleştirilerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar, ne millidir, ne yerlidir. Ağır olacak, kusura bakmayın, askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir. Bunların vatanını, milletini sevmek gibi bir derdi yok. Açık, net söylüyorum bunlar vatan hainidir, bunlar asker düşmanıdır. Jandarmanın, polisin düşmanıdır. Bunların da kimler olduğunu herhalde tek tek ayıklamamıza gerek yok. Kimler oldukları belli. Şu anda bay bay Kemal'in, ana muhalefetin başındaki zatın kimi ziyaret ettiği belli değil mi, kimi ziyaret ediyor, terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret ediyor. Terörün, teröristlerin, parlamentodaki uzantılarını ziyaret eden ana muhalefetin başı, acaba buradan ne elde edecek?"
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Kandil'den TSK'ya yönelik yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Onlar, eğer benim askerimi kötülüyorsa, onlar iktidarı kötülüyorsa demek ki doğru yoldayız. Çünkü onlar bizim silahımızı kötülüyor. Bu silah kim için kullanılıyor? Bu silah, teröristler için kullanılıyor. Nerede bir terörist varsa, biz her şeyimizle, bütün gücümüzle onların tepesine tepesine ineceğiz." diye konuştu.
'Milletim gereken hesabı 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır'
Erdoğan, ana muhalefetin başındaki kişinin Selahattin Demirtaş'ı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı kurtarmaktan bahsettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sen nerede dolaşıyorsun? Diyarbakır'daki o yavrularımızı, o insanımızı öldürenler, bu Demirtaş'ın talimatıyla sokaklara dökülüp onları öldürmediler mi, onları şehit etmediler mi? Şu anda Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla, birlikte Altılı Masa, şimdi yedi oldular, bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Benim milletim bu ihanet şebekelerine, bu vatana ihanet edenlere, 14 Mayıs'ta yol vermeyecektir. Gereken hesabı da 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır. Çünkü benim Türk Silahlı Kuvvetlerim milletin emrindedir, ihanet şebekelerinin emrinde değil."
Askerin depremin ilk anından itibaren hemen vatandaşın yardımına koştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Silahlı kuvvetlerimiz içinde Ankara'da konuşlu İnsani Yardım Tugayımız, depremden sonra üç saat içinde bölgeye intikal için hazır haldeydi. Bölgedeki askeri birliklerimiz zaten ilk andan itibaren milletimizin yaralarını sarmaya başlamıştı. Fedakarlığı, vicdanı ile dünyaya emsal olan askerimizin deprem bölgesinde yaptıklarını inkar etmek, Türk milletine hakaret etmek demektir. Erinden Genelkurmay Başkanı'na kadar, her rütbedeki askerimiz, milletiyle bütünleşti, derdine derman oldu. Askerimizin yaptığı tüm faaliyetler, resmi kayıtlarda ve askeri yazışmalarda, ceridelerde de mevcuttur. Gerçekleri saptıranların tek amacı, milli birliğimizi, vatandaşımızın askerine olan güvenini sarsmaktır. Bunu başaramayacaklar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay ve AFAD'a yönelik eleştirilere ilişkin de "Aynı şeyi Kızılay için de yaptılar, aynı şeyi AFAD için yapıyorlar. İlk andan itibaren AFAD, Kızılayla birlikte, hepsi bölgedeler. Gözleriniz kör mü sizin? Bay bay Kemal'in gözünün kör olduğunu anladık da sizin de mi gözünüz kör? O çadırın kapısında AFAD'ın tabelası var, onu görmüyor, 'AFAD orada yoktu' diyor." ifadelerini kullandı.
'Her birinin diğerine bakışı da arızalı'
HDP'nin, cumhurbaşkanı seçimlerinde aday çıkarmayacağının ve CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğinin belirtilmesi üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle bu ziyarette kapı arkasında nelerin yapıldığını bilemiyorum. Ama çok çok hassas konular, özellikle bu yerel yönetim, özerklik şartından tut da ve şu anda içeridekilerin çıkarılması, vesaire bu konularla ilgili konular... Her şeyden önce HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya yani Kandil'e verilmiş demektir. Aylar önce, masanın altında bir yedinci ortak var demiştim. Belki birileri onu hiç kale almadılar ama yedinci ortak, şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu. Dikkat edin, partisinde veya parti genel merkezinde ziyaret değil, korktu, ürktü, ne yaptı, parlamentodaki grup odasında kendilerini ziyaret etti. Kendi ifadeleriyle 'kumar masasındakilerin' sadece HDP'ye değil, her birinin diğerine bakışı da bunların arızalı. Meral Hanım, esip gürlüyorsun, hani kumar masası, hani noter? Ne oldu sana? Niye geri vitese taktın da dönüp tekrar masaya oturdun?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Altılı Masa'ya neden tekrar oturduğunun sorulması üzerine, "Masadakiler birbirlerine şimdi hep yan gözle bakıyor. Ben mi suçluyum? Sen mi suçlusun? Ne oldu? Ve bak dağılma başladı. Nitekim bugün bize de belediye başkanı Manavgat'ın bir hanımefendi, geniş bir katılım yaptılar. 'Biz artık yani bu terör örgütleriyle el ele olan, beraber olanlarla birlikte yürümeyiz.' dediler. Aynı şekilde bir milletvekilinin niçin ayrıldığını bizzat kendisi açıkladı. Neden ayrıldı? 'Bunlarla biz bir arada olamayız.'dedi." ifadelerini kullandı.
'Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var'
İnsanı en çok yoran şeyin "belirsizlik" olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yedili masa henüz hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen şimdiden yorgundur, bitiktir. Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var. Masada olup da hiç seçim kazanan var mı, yok. Kendi başarısıyla, yeteneğiyle bir yere gelmiş olan var mı, yok. Kimi kasetle işbaşına geldi, kiminin elinden biz tuttuk, bir yerlere getirdik, başbakan yaptık, bakan yaptık. Kimi her gittiği, partiyi karıştırıp, kaostan beslendi. Masanın gizli ortaklarının da nasıl partinin başına geldiğini tüm vatandaşlarım biliyor. Koalisyondan dahi kötü bir örnek olan bu masadakiler, aralarındaki kavgayı, birbirine verdikleri tavizleri, demokrasi diye yutturmaya çalışıyor. Milletim onlara nasılsa bu güzel memleketin idaresini vermeyeceği için kendi aralarında istedikleri kadar dövüşsünler, birbirlerine vursunlar ama şu tabloya bakıp da ülke siyaseti adına üzülmemek elde değil."
CHP ile HDP heyetleri arasında geçen hafta başında TBMM'de yapılan görüşmeyi eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"HDP Eş Başkanı, bay bay Kemal ile görüşmeden sonra 'Gelecek dönem yapılacakları istişare ettik' diyor. İYİ Parti Genel Başkanı çıkıyor, 'HDP de HDP'nin talepleri de masaya gelemez' diyor. Bakıyorsun bir gün önce bunu söylüyor, bir gün sonra çok çok farklı bir tornistan. Sanki bunların hepsi unutulmuş. Partinin eski sözcüsü bile hanımefendiye inanmıyor, partisinden istifa ediyor. Esasında bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor. Diğerleri bu masanın yancısı. Örneğin Saadet'e CHP ile HDP, PKK'nın İslam düşmanlığını gizleme rolü verilmiş. İYİ Parti'ye bu şer masasının bölücülük planlarını örtme vazifesi verilmiş. Onlar da bu rolü hevesle yerine getiriyor. PKK'lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. Firari FETÖ'cüler bu alaca karanlık kuşağı masası sayesinde ülkeye geri dönebileceklerinin hesabını yapıyorlar. Kamudan temizlediğimiz FETÖ'cüler ve PKK'cılar devlet kadrolarını işgal etmek için şimdi gün sayıyor. Milletim bunların hepsini görüyor. İnanıyorum ki milletimiz bunların hepsine de en güzel dersi 14 Mayıs'ta verecektir."
'Bu millet hesapların en güzelini sorar'
Bölücü terör örgütü elebaşlarının "CHP'yi biz getiriyoruz", "Altılı masayı biz getiriyoruz", "14 Mayıs'ta Erdoğan'dan bu ülkeyi temizleyeceğiz" şeklinde açıklamalar yaptığına dikkati çeken Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye yönelik şu ifadeleri kullandı:
"Bu ara onlara son dönemde Cumhurbaşkanı adayı olan zat, o da katıldı. Bakıyorsunuz aynı şeyleri o da söylüyor. 'Türkiye'nin Erdoğan'dan kurtulması lazım' diyor. Erdoğan sana ne yaptı? Erdoğan bu ülkeye hizmetkar olmaktan başka ne yaptı? Yazıklar olsun. Şu anda terör örgütleriyle yan yana olanlarla sen yan yanasın. Yıllar yılı zaten onlarla beraber oldun. Seni bir yere koymadılar. Şimdi kalktın cumhurbaşkanı adayı oldun. Cumhurbaşkanı adayı olmak suretiyle de acaba seni yanlarına alacaklar mı almayacaklar mı, işte onun için de senin de kapını çaldılar. Şimdi bu kapını çalmakla da belki bu akşam hala görüşmeleriniz devam ediyor bilemem. Buradan acaba sana da bir şeyler çıkar mı çıkmaz mı bunun gayreti içerisindesin. Çünkü her gelene 20 sana, 10-15 sana... Bay bay Kemal şu anda hepsine bir şey dağıtıyor. 'Ne vereyim abime' dediğimiz bu. Bunu çok açık, net bir şekilde yapıyor. Bütün bunlara karşı benim milletim hesap sormayacak mı? Bu millet hesapların en güzelini sorar. İnşallah 14 Mayıs'ta da bunu soracak."
'Gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz'
"Seçimden sonra 6284 sayılı yasayı kaldıracak mısınız? Bunun üzerinden bir propaganda yürütülüyor. Bu konudaki tartışmalara ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu bir kumar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu konuda kimin ne dediğine bakmıyoruz. Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir. Bu konuyu bugüne kadar anayasa değişikliği dahil en açık şekilde biz savunduk. Özgürlük adıyla LGBT gibi sapkın hayat tarzlarının toplumumuza empoze edilmesine rıza gösteremeyiz. İnsanlığın ortak değerlerine zıt, sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Toplumun temeli olan aileyi korumak tüm insanlığın görevidir. Aynı şekilde şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın hakkına, hukukuna, onuruna yönelik hiçbir müdahaleye de izin vermeyiz. Ancak görülüyor ki gökkuşağı masası için milletimizin değerleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Terör örgütleri gibi sapkın akımların da önünü açma, aile kurumunu delik deşik etme niyetindeler. Milletim ne bu sapkın akımlara ne de bu akımlara göz yumanlara ne de aile yapımızı parçalamaya çalışanlara inanıyorum fırsat vermeyecektir. LGBT adıyla ya da başka isimlerle bu gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz."
"Gökkuşağı masası mıdır?" sorusu üzerine Erdoğan, "Öyle. Altılı masanın açtığınız zaman altından ne çıkıyor? Bu çıkıyor." dedi.
'Gençliğimize 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzu emanet ediyoruz'
Yeniden Refah Partisi ile bu konuda bir müzakere yapıldığına yönelik muhalefetin iddialarda bulunduğu hatırlatılarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da kadınların haklarında büyük bir erozyon olacağına ilişkin video paylaştığının belirtilmesi üzerine Erdoğan, "Kadınların haklarında bizim verdiğimizi CHP kendi iktidarları döneminde kadınlarımıza vermemiştir." değerlendirmesinde bulundu.
'Akkuyu'yu şu anda başarılı bir şekilde sürdürüyoruz'
Muhalefetin Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni durduracağı iddiasına ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, muhalefetin amacının ülkede taş üstünde taş koymamak olduğunu ifade etti.
Erdoğan, "Ya neyi durduruyorsun? Bu ülkede her şeyin bir özerkliği var. Var mı öyle 25 kuruşa simit? Enerji, hidroelektrik, bunun yanında tamamıyla kömür santralleri, şu andaki Akkuyu enerji santrali bunlar bizim için olmazsa olmaz yatırımlar. Burada bizim dört tane nükleer enerji santrali var. 27 Nisan'da bir tanesinin açılışını yapıyoruz. Ardından diğer üçünün de açılışını yapacağız. Bunlarla ciddi manada bir enerji depolayacağız. Bunun ardından da üç tane daha planlıyoruz. Bu üç taneyi de inşallah önümüzdeki beş senede halletmemiz gerekiyor. Türkiye enerjide bir sıkıntıya girmesin, bunu yapmaya mecburuz." diye konuştu.
Dünyanın enerjide sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, "Akkuyu'yu şu anda başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. 27 Nisan'da belki sayın Putin de gelecek veya birlikte bir online sistemle bağlanacağız ve Akkuyu'nun inşallah ilk adımını atacağız." dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin milletvekili listelerine ilişkin soru üzerine, ülkede demokrasiye samimiyetle sahip çıkan, parti içinde de demokrasiyi en şeffaf yürüten teşkilatın partisinde olduğunu dile getirdi.
Tüm illerde 6 binin üzerinde aday adayı için temayül yoklamalarını yaptıklarını bildiren Erdoğan şöyle devam etti:
"Bu sayı partimize ilginin bir göstergesidir. MYK ile MKYK üyelerimizden oluşan 14 komisyon aday adaylarını yüz yüze görüşmeyle değerlendirmeye tabi tutuyor. Bu sürecin ardından da başkanlığını bizzat yapacağım üst komisyonda aday listemize son şeklini vereceğiz. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de milletvekili listelerimizde birtakım yenilenmeler muhakkak olacaktır. Bakan arkadaşlarımız da kabinede sahip oldukları birikimi ve enerjiyi milletvekili olarak Meclis çatısı altında değerlendirecektir. Her bir bakan arkadaşımız en iyi hizmet edeceği yerden aday olacaktır. AK Parti ben partisi değil, biz partisidir. Biz bu bayrak yarışını aday olsa da olmasa da bütün arkadaşlarımızla farklı görevlerde sürdüreceğiz. Bu konuyla ilgili önümüzdeki hafta içinde bunları bir neticeye bağlayacağız."
Cumhur İttifakı'nın seçim çalışmaları ve yeni döneme ilişkin soru üzerine Erdoğan, 20 yıldır 2023 seçimlerine hazırlandıklarını söyledi.
'Ülkemizi savaşa sokmayacağız'
Türkiye'nin içinde olduğunu bölgenin ve dünyanın giderek sertleşen bir uluslararası mücadele alanına döndüğünü vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti:
"Krizler ve savaşlarla anılan bir dünyayı tecrübe ediyoruz. Biz bu ortamda güçlü, bağımsız bir Türkiye inşa edebildik ve bunu sürdürmeye ihtiyacımız var. Savaş bu topraklara gelmesin diye mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz. Şunu açıklayabilirim; ülkemizi savaşa sokmayacağız, aile kurumunu güçlü tutacağız, ağırlıklı Suriye'den olmak üzere göç konusunda daha hassas davranacağız ve göçmenleri de birilerine yedirmeyeceğiz. Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz. Anlatacağımız bir diğer unsur kesinlikle Rusya-Ukrayna arasındaki bu süreci ciddi, kararlı bir arabuluculukla inşallah nihayete erdirmektir."
YORUMLAR