Çocukların bağışıklığını korumak için ebeveynlere tavsiyeler
Pandemi süreci gölgesinde 31 Ağustos günü uzaktan eğitim ile başlayan yeni eğitim öğretim yılı, 21 Eylül itibari ile okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak yüz yüze ve uzaktan eğitimin birlikte gerçekleşeceği bir sisteme geçiliyor. Velilerde virüs korkusu hakimken uzmanlar ise bu süreçte bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasının önemini vurguluyor.
Editör: Alanya Time - 2
14 Eylül 2020 - 18:52
Milyonlarca öğrenci ve velinin beklediği yüz yüze eğitim ile ilgili haber kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Açıklamaya göre yüz yüze ve uzaktan eğitimin birlikte olduğu ailelerin tercihinin ön planda olduğu bir uygulama düşünülüyor. Gözler merakla 21 Eylül’ü beklerken, uzmanlarda çocukların bağışıklıklarının korunması ile ilgili bir bir açıklamalarda bulunuyor.
Bağışıklık sistemini polis gibi düşünebiliriz
Bağışıklık sisteminin vücudu mikroplara karşı koruduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Yağmur Duraksoy,” Bu sistemi bir polis gibi de düşünebiliriz. Vücudumuzun her yerinde devriye geziyor ve bir rahatsızlık bulursa destek istiyor. Bu dönemde daha da dikkat etmek gerekiyor. Bebekler, anne karnından çıktığı zaman anneden ve sütten aldığı faktörlerle bu savunma mekanizmasına sahip olarak doğarlar. Fakat zaman içinde düzensiz beslenme, çevremizdeki toksinler, uykusuzluk bu savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. Düzenli olarak elleri yıkamak, sağlıklı beslenmek, çocukların hayatına hareket katmak ve düzenli uyku bağışıklık sistemi için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Hayatımızda eski normalimiz yok artık bu yüzden yeni normallerimize göre hareket etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kahvaltıyı atlamamak gerekiyor
Bağışıklığı güçlendirmenin ve enfeksiyonlara karşı dirençli olmanın belki de en önemli kuralı beslenme düzenine dikkat etmek olduğuna dikkat çeken Romatem Kocaeli Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Selin Cengiz, “Virüs ile mücadelede bağışıklık sisteminin güçlü olması büyük önem taşıyor. Her gün kahvaltı yapmak zihinsel performansı artırır. Bağışıklık sistemimizin güçlü olabilmesi için dengeli ve kaliteli beslenilmesi gerekmektedir. Dengeli ve kaliteli beslenmenin ilk kuralı; öğünleri tam yapmak ve en önemlisi de kahvaltıyı atlamamaktır. Kahvaltıyı atlamak , sonraki öğünleri ne kadar kuvvetli ve sağlıklı yapsak da yeterli olmuyor. Yeterli doygunluk sağlanmadığı gibi birçok besin ögesi de eksik kalabiliyor” dedi
Çok fazla pişirilmemeli
Cengiz sözlerini şöyle sürdürdü, “Taze sebzelerin de pişirilmiş sebzelerin de, bağışıklık sistemini güçlendirmek için etkisi oldukça fazladır. C vitamini ve antioksidan içeriği bakımından oldukça zengindir. Ancak sebzeler pişirildiği zaman B ve C vitamini kaybını engellemek için çok fazla pişirilmemeliler. Vitamin, mineral ve antioksidanlardan en iyi şekilde yaralanmak için çiğ sebze tüketimi de gerekmektedir. A ve C vitamini açısından kırmızı lahana, soğan, havuç, turp gibi sebzeler salatalara eklenebilir. Özellikle balık başta olmak üzere; ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler düzenli olarak tüketilmelidir. Bu besinlerin içeriğindeki omega-3 bağışıklığımızı koruyan, enfeksiyonun daha fazla ilerlemesine engel olan ve çocukların beyin gelişimini destekleyen besin ögeleridir. Son yapılan araştırmalar, bu yağlı asitlerin bağışıklık sisteminin işlevini artırarak bağışıklığı güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu yüzden haftada 2-3 kez balık, ve belli porsiyonlarda kuruyemiş tüketimi çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için oldukça önemlidir.”
Uyku büyük önem taşıyor
“D vitamini bağışıklık sistemini destekler ve sağlık için oldukça önem taşımaktadır. Kış mevsiminde, yetersiz gün ışığı alımına bağlı olarak yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da D vitamini eksikliği görülebilmektedir. Bu yüzden sonbahar aylarında takviyeye başlamak gerekmektedir. 1 yaşından küçük tüm bebeklere ise tüm yıl boyunca D vitamini takviyesi yapmak gerekiyor. Ayrıca çocukların sağlıklı gelişimleri için kesintisiz gece uykusu en az beslenme kadar önemlidir. Uyku sırasında, özellikle karanlıkta melatonin hormonu salgılanır. Bu hormonun salgılanması bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir role sahiptir ve aynı zamanda hipofiz bezinin daha fazla büyüme hormonu salgılamasını sağlar. Uyku sırasında çocuğun çalışmayan kasları da çalışarak enerji depoları yenilenir. Çocuklar uyurken beyinleri çalışır ve gelişir. Uyanıkken oyunda öğrendiği bilgileri uyku sırasında organize ederek beynine kaydeder. Böylece beyinde nöronlar arası bağlar oluşur ve güçlenir”
Bağışıklık sistemini polis gibi düşünebiliriz
Bağışıklık sisteminin vücudu mikroplara karşı koruduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Yağmur Duraksoy,” Bu sistemi bir polis gibi de düşünebiliriz. Vücudumuzun her yerinde devriye geziyor ve bir rahatsızlık bulursa destek istiyor. Bu dönemde daha da dikkat etmek gerekiyor. Bebekler, anne karnından çıktığı zaman anneden ve sütten aldığı faktörlerle bu savunma mekanizmasına sahip olarak doğarlar. Fakat zaman içinde düzensiz beslenme, çevremizdeki toksinler, uykusuzluk bu savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. Düzenli olarak elleri yıkamak, sağlıklı beslenmek, çocukların hayatına hareket katmak ve düzenli uyku bağışıklık sistemi için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Hayatımızda eski normalimiz yok artık bu yüzden yeni normallerimize göre hareket etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kahvaltıyı atlamamak gerekiyor
Bağışıklığı güçlendirmenin ve enfeksiyonlara karşı dirençli olmanın belki de en önemli kuralı beslenme düzenine dikkat etmek olduğuna dikkat çeken Romatem Kocaeli Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Selin Cengiz, “Virüs ile mücadelede bağışıklık sisteminin güçlü olması büyük önem taşıyor. Her gün kahvaltı yapmak zihinsel performansı artırır. Bağışıklık sistemimizin güçlü olabilmesi için dengeli ve kaliteli beslenilmesi gerekmektedir. Dengeli ve kaliteli beslenmenin ilk kuralı; öğünleri tam yapmak ve en önemlisi de kahvaltıyı atlamamaktır. Kahvaltıyı atlamak , sonraki öğünleri ne kadar kuvvetli ve sağlıklı yapsak da yeterli olmuyor. Yeterli doygunluk sağlanmadığı gibi birçok besin ögesi de eksik kalabiliyor” dedi
Çok fazla pişirilmemeli
Cengiz sözlerini şöyle sürdürdü, “Taze sebzelerin de pişirilmiş sebzelerin de, bağışıklık sistemini güçlendirmek için etkisi oldukça fazladır. C vitamini ve antioksidan içeriği bakımından oldukça zengindir. Ancak sebzeler pişirildiği zaman B ve C vitamini kaybını engellemek için çok fazla pişirilmemeliler. Vitamin, mineral ve antioksidanlardan en iyi şekilde yaralanmak için çiğ sebze tüketimi de gerekmektedir. A ve C vitamini açısından kırmızı lahana, soğan, havuç, turp gibi sebzeler salatalara eklenebilir. Özellikle balık başta olmak üzere; ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler düzenli olarak tüketilmelidir. Bu besinlerin içeriğindeki omega-3 bağışıklığımızı koruyan, enfeksiyonun daha fazla ilerlemesine engel olan ve çocukların beyin gelişimini destekleyen besin ögeleridir. Son yapılan araştırmalar, bu yağlı asitlerin bağışıklık sisteminin işlevini artırarak bağışıklığı güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu yüzden haftada 2-3 kez balık, ve belli porsiyonlarda kuruyemiş tüketimi çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için oldukça önemlidir.”
Uyku büyük önem taşıyor
“D vitamini bağışıklık sistemini destekler ve sağlık için oldukça önem taşımaktadır. Kış mevsiminde, yetersiz gün ışığı alımına bağlı olarak yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da D vitamini eksikliği görülebilmektedir. Bu yüzden sonbahar aylarında takviyeye başlamak gerekmektedir. 1 yaşından küçük tüm bebeklere ise tüm yıl boyunca D vitamini takviyesi yapmak gerekiyor. Ayrıca çocukların sağlıklı gelişimleri için kesintisiz gece uykusu en az beslenme kadar önemlidir. Uyku sırasında, özellikle karanlıkta melatonin hormonu salgılanır. Bu hormonun salgılanması bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir role sahiptir ve aynı zamanda hipofiz bezinin daha fazla büyüme hormonu salgılamasını sağlar. Uyku sırasında çocuğun çalışmayan kasları da çalışarak enerji depoları yenilenir. Çocuklar uyurken beyinleri çalışır ve gelişir. Uyanıkken oyunda öğrendiği bilgileri uyku sırasında organize ederek beynine kaydeder. Böylece beyinde nöronlar arası bağlar oluşur ve güçlenir”
YORUMLAR