Bilim insanları açıkladı: Yaşam ve ölümden farklı 'üçüncü bir durum' keşfedildi
Bilim insanları, yaşam ve ölümden öte farklı bir 'üçüncü durum' keşfetti. Üçüncü durumda, hücrelerin kendini yenileme, çoğaltma ve onarma işlevlerini yerine getirdikleri bildirildi.
Editör: Alanya Time - 1
27 Eylül 2024 - 11:40
Bilim insanları yeni bir çalışmada yaşam ve ölümden farklı bir 'üçüncü durum' keşfettiğini bildirdi.
Ölümden sonra yaşam olup olmadığı uzun zamandır tartışma konusu olmakla beraber genelde ölüm ve yaşam birbirine zıt iki kavram olarak kabul edilir. Bu yeni çalışma, yaşam ve ölümün aslında çokta birbirine zıt kutuplar olmayabileceğini öne sürüyor.
Bilim insanları ölümü, bir organizmanın bir bütün olarak işleyişinin geri döndürülemez şekilde durması olarak değerlendirir. Ancak organ bağışı gibi uygulamalar, organların, dokuların, hücrelerin bir organizmanın ölümünden sonra bile çalışmaya devam edebileceğinin kanıtları olarak kabul edilir.
The Conversation'da yer alan bir makalede, biyolog Peter Noble ve Alex Pozhitkov, yeni çok hücreli varlıkların gelişiminin, 'yaşam ve ölümün geleneksel sınırlarını nasıl aştığını' araştırdı.
Ölümden sonra gerçekleşen süreci araştıran biyologlar, ölen kurbağa embriyolarından alınan deri hücrelerinin kendiliğinden bakteri üretme tabağının koşullarına uyum sağlayarak ksenobot denilen yeni çok hücreli yapılar oluşturduğunu buldu.
Bu ksenobotlar, orijinal biyolojik işlevlerinden farklı davranışlar sergilediler. Yaşayan bir kurbağa embriyosu sililerini (küçük, kıl benzeri çıkıntılar) genellikle mukusu itmek için kullanırken, bu varlıklar sililerini, çevrelerinde gezinmek ve hareket etmek için kullandıkları görüldü.
Büyümek yerine kendi kendini çoğaltabilen ksenobotlar
Araştırmada biyologlar ayrıca, tek başına insan akciğer hücrelerinin, kendiliğinden hareket eden küçük, çok hücreli mikroorganizmalara dönüşebileceğini fark ettiler. Keşfedilen antrobotlar, çevrelerinde gezebilmenin haricinde kendilerini ve yakınındaki hasarlı nöron hücrelerini onarabilir.
Bu keşifler, hücrelerin ve mikroorganizmaların önceden belirlenmiş şekilde evrimleştiği fikrine karşıt bir sonuç olmasıyla 'üçüncü durum' kavramının doğmasına neden oldu. Üçüncü bir evre kavramı, organizmanın ölüm sürecinin, zaman içinde nasıl evrimleşip yaşamı önemli ölçüde etkileyebileceğini öne sürmektedir.
Yaşam ölümden sonra sürdürülebilir mi?
Hücrelerin ve dokuların bir organizmanın ölümünden sonra hayatta kalma ve işlev görme yeteneği, bir çok farklı faktör nedeniyle çeşitlilik gösterir. Farklı hücre tiplerinin farklı hayatta kalma süreleri vardır. İnsan akyuvarları ölümden 60 ila 86 saat içinde yok olur.
Farelerin iskelet kası hücreleri ölümden 14 gün sonrasına kadar yenilenebilir, koyun ve keçilerden alınan bazı hücreler ölümden sonra yaklaşık bir ay boyunca kültürlenmeye uygundur. Metabolik aktivitenin hücrenin kalıcılığında önemini vurgulayan bilim insanları, hücrelerin kültürlenmesi için bir enerji kaynağına ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Birçok değişkenin etkileşimiyle, bir organizmanın öldükten sonra belirli hücrelerin işlevini sürdürmesine nasıl izin verdiği belirsizliğini korumakta olup konuyla ilgili farklı hipotezler sunulmuştur.
Üçüncü durumun bulunmasıyla, hücrelerin uyarlanabilirliği hakkında yeni bakış açıları ayrıca yeni tedaviler için de olasılıklar sunduğu bildirildi.
Ölümden sonra yaşam olup olmadığı uzun zamandır tartışma konusu olmakla beraber genelde ölüm ve yaşam birbirine zıt iki kavram olarak kabul edilir. Bu yeni çalışma, yaşam ve ölümün aslında çokta birbirine zıt kutuplar olmayabileceğini öne sürüyor.
Bilim insanları ölümü, bir organizmanın bir bütün olarak işleyişinin geri döndürülemez şekilde durması olarak değerlendirir. Ancak organ bağışı gibi uygulamalar, organların, dokuların, hücrelerin bir organizmanın ölümünden sonra bile çalışmaya devam edebileceğinin kanıtları olarak kabul edilir.
The Conversation'da yer alan bir makalede, biyolog Peter Noble ve Alex Pozhitkov, yeni çok hücreli varlıkların gelişiminin, 'yaşam ve ölümün geleneksel sınırlarını nasıl aştığını' araştırdı.
Ölümden sonra gerçekleşen süreci araştıran biyologlar, ölen kurbağa embriyolarından alınan deri hücrelerinin kendiliğinden bakteri üretme tabağının koşullarına uyum sağlayarak ksenobot denilen yeni çok hücreli yapılar oluşturduğunu buldu.
Bu ksenobotlar, orijinal biyolojik işlevlerinden farklı davranışlar sergilediler. Yaşayan bir kurbağa embriyosu sililerini (küçük, kıl benzeri çıkıntılar) genellikle mukusu itmek için kullanırken, bu varlıklar sililerini, çevrelerinde gezinmek ve hareket etmek için kullandıkları görüldü.
Büyümek yerine kendi kendini çoğaltabilen ksenobotlar
Araştırmada biyologlar ayrıca, tek başına insan akciğer hücrelerinin, kendiliğinden hareket eden küçük, çok hücreli mikroorganizmalara dönüşebileceğini fark ettiler. Keşfedilen antrobotlar, çevrelerinde gezebilmenin haricinde kendilerini ve yakınındaki hasarlı nöron hücrelerini onarabilir.
Bu keşifler, hücrelerin ve mikroorganizmaların önceden belirlenmiş şekilde evrimleştiği fikrine karşıt bir sonuç olmasıyla 'üçüncü durum' kavramının doğmasına neden oldu. Üçüncü bir evre kavramı, organizmanın ölüm sürecinin, zaman içinde nasıl evrimleşip yaşamı önemli ölçüde etkileyebileceğini öne sürmektedir.
Yaşam ölümden sonra sürdürülebilir mi?
Hücrelerin ve dokuların bir organizmanın ölümünden sonra hayatta kalma ve işlev görme yeteneği, bir çok farklı faktör nedeniyle çeşitlilik gösterir. Farklı hücre tiplerinin farklı hayatta kalma süreleri vardır. İnsan akyuvarları ölümden 60 ila 86 saat içinde yok olur.
Farelerin iskelet kası hücreleri ölümden 14 gün sonrasına kadar yenilenebilir, koyun ve keçilerden alınan bazı hücreler ölümden sonra yaklaşık bir ay boyunca kültürlenmeye uygundur. Metabolik aktivitenin hücrenin kalıcılığında önemini vurgulayan bilim insanları, hücrelerin kültürlenmesi için bir enerji kaynağına ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Birçok değişkenin etkileşimiyle, bir organizmanın öldükten sonra belirli hücrelerin işlevini sürdürmesine nasıl izin verdiği belirsizliğini korumakta olup konuyla ilgili farklı hipotezler sunulmuştur.
Üçüncü durumun bulunmasıyla, hücrelerin uyarlanabilirliği hakkında yeni bakış açıları ayrıca yeni tedaviler için de olasılıklar sunduğu bildirildi.
YORUMLAR