ATO BAŞKANI BARAN, BÜYÜME VERİLERİNİ DEĞERLENDİRDİ:
“DEPREMİN EKONOMİYE ETKİSİNİ SINIRLI TUTMAK İÇİN ÜRETİM VE İHRACATA ODAKLANMALIYIZ”
28 Şubat 2023- Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin 2022 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 3,5, yılın tamamında ise yüzde 5,6 oranında büyüyerek, küresel gündemin yoğunluğuna ve küresel ekonomideki resesyon risklerine rağmen son 20 yılın ortalama büyüme ivmesini yakaladığını söyledi. 6 Şubat depreminin yıkıma neden olduğu 11 ilin Türkiye ekonomisinin yüzde 10’unu oluşturduğu hatırlatan Baran, “Depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için üretime ve ihracata odaklanmamız gerekiyor” diye konuştu.
ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı verilerini değerlendirdi. Baran, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’yı oluşturan faaliyetler arasında finans ve sigorta faaliyetlerinin en yüksek oranlı katkı sağlayan sektör olduğunu, büyümenin dinamosu olan sanayi ile tarım sektörlerinin ise düşük oranda katkı sağladığını söyledi. Türkiye ekonomisinin 2002 yılından bu yana ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydettiğini hatırlatan Baran, 2022 yılında bu rakamın üzerinde bir büyüme oranına ulaşılmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’na yaklaşık yüzde 10’luk katkı sağlayan 11 ilde gerçekleşen depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için üretime ve ihracata odaklanmak gerektiğine dikkat çeken Baran, şunları söyledi:
“Dördüncü çeyrek ve yılın tamamına baktığımızda geçmiş 20 yılın büyüme ivmesini, dünyadaki negatif gelişmelere rağmen sürdürdüğünü görebiliyoruz. Pandeminin ardından Rusya-Ukrayna savaşının dünyayı etkilediği, tedarik zincirlerinin bozulduğu, enerji ve gıda krizinin yaşandığı, dünyanın resesyon riskiyle baş başa kaldığı dönemde, tüm bu etkilere rağmen büyüme sağlayabilmek memnuniyet verici. Şimdi, yaklaşık 13 milyon nüfusumuzun yaşadığı, GSYH’ye yüzde 10’luk katkı sağlayan 11 ilimizde gerçekleşen depremin maddi ve manevini yaralarını onararak büyümeyi sürdürmek ve depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için sanayi ve tarım üretimine ve ihracata odaklanmalıyız. Depremi, ülkemizin bazı bölgelerinde yoğunlaşan üretim yapısını ülke geneline yayarak riski dağıtmak, coğrafi bölgeleri eşit gelişmiş bölgeler haline getirebilmek için milat olarak görmeliyiz.”
YORUMLAR