MÜLAKATLAR, FIRSATLAR…

Savaşkan İlmak
ABONE OL

Yılın her döneminde, o güne dek belli eğitimlerden geçmiş deneyimli veya deneyimsiz insanlar, farklı alanlarda yetişmiş profesyoneller, kendilerine yeni bir hayatın kapılarını aralayacaklar, tanışmalar yaşıyorlar:

Mülakatlar, iş görüşmeleri…

Ülkemizdeki en geniş istihdam alanlarından eğitim ve turizm sektörlerindeyse bu trafik, özellikle kış sonu ile yaz başlangıcı arasında yoğunlaşıyor.

Bununla birlikte ister eğitim sektöründe olsun ister turizm sektöründe ya da başka sektörlerde, ne yazık ki her mülakat, her aday açısından mutlak zaferle sonuçlanmıyor.

İş görüşmelerinde dosya bazen de ‘başarısız’ notuyla mühürleniyor.

İşte tam da o ana getirmeye çalışıyorum sözü:

Aday açısından ‘işe alınma’, kurum açısından ise ‘işe alma’ olarak ifade edilen süreç, başarısızlıkla sonuçlanmış olsa bile bu sadece bir dış kabuk; zira gerçekte hem seçiciye hem de seçilmeyi uman kişiye çok önemli kazançlar veya fırsatlar sunabiliyor mülakat deneyimleri. Kabuğun içinde başka olasılıklar yeşerebiliyor:

· İşi alamamış aday, tabii eğer duygularını değil de mantığını öne çıkarabilirse, yaşadığı durumun nedenleri hakkında doğru tahliller yapabiliyor öyle bir durumda. Hiçbir okul, hiçbir öğrencisine o denli iyi öğretemez özeleştiri denen şeyi.

Ve o durumda bile ayakta kalma bilgisini hiçbir okul, başarısızlıkla sonuçlanmış bir mülakat kadar iyi öğretemez insana…

-Neyi iyi ifade edemedim?

-Nasıl daha iyi anlatabilirdim?

-Eğitimim boyunca neye yeterince önem vermemişim?

-Bundan sonra neye yoğunlaşmalıyım?

Bunlar, bir mülakat sonra ‘kaybedenin’ yoğunlaşacağı sorulardan sadece birkaçı…

İyi yanıtlanması durumunda ‘kaybedeni’ bir sonraki deneyimde ‘kazanana’ dönüştürebilecek sorular…

· Adayı işe almayı uygun bulmayan kurum ise o adayın dışarıdaki türlü ortamlarda kurum hakkında yapacağı olumlu ya da olumsuz tanıtımı çok önemsemeli. Deneyimsiz bulsa ya da donanımını beğenmese de kapısını çalmış aday çalışanı küçümsemeden, kuruma saygı uyandırarak, görüşmeyi unutulmaz bir kısa öğrenim buluşmasına dönüştürerek başarılabilir bu.

Nezaket, açıklık, kişiliğe saygı, bunun başarılmasını mümkün kılar…

Ve de bu, meyvesi çok çabuk toplanan bir yatırımdır.

-Belli bir meslek çevresinde kurumun övülmesi, itibarının -hem de o kurum tarafından reddedilmiş bir profesyonel tarafından- yükseltilmesi

-Başka adayların başvurularının dolaylı yoldan teşvik edilmesi

-Reddedilen adayın özgüveninin ayakta kalmasına katkı konması ve böylelikle toplumu güçlendirecek bir bireyin yitirilmesinin önüne geçilmesi

Mülakatlarda bunları somut davranışa dönüştürmek, bencilliği aşmış, sosyal duyarlılığı yüksek, kendi çıkarlarının ötesini de görebilen kaliteli kurumların harcıdır.

***

Belleğinizi doldurmuş iş görüşmelerini bir anımsayın…

Kaç profesyonel, girdiği her mülakatta başarılı olmuş, elini uzattığı her ideale ulaşmıştır ki?

Ya da aynanın önünü bırakıp arkasına bakalım; kaç kurum, aradığı personeli her seferinde ilk görüşmede bulmuştur?

Belki yüz kişiden üçü, dördü…

Yüz kurumdan beşi, altısı belki…

Demek ki çalışacak iyi bir iş arayanlar da iyi bir çalışan arayanlar da % 95’i olumsuz sonuçlanan mülakatlardan kendilerine kazanç sağlamayı başarabilir:

· Kişiler kendini eleştirmeli, geliştirmeli…

· Kurumlar, elbette hak edenlere, mülakatı geçemese de saygınlık, değerlilik duygusunu tattırmalı…