VAKİT AYIRAMADIKLARINIZDAN
...'Kendini gözle. Kim olduğunu bul!
Kalabalık içinde bir 'ben' olmak, gerçek dışı, kaçışı olmayan, kendi kendine yarattığın sahte inançlar ve yalanlar sisteminin tuzağına düşmek demektir.
Bir bütün içinde olmamanın eksikliği, insanı cehalet, korku ve kendi kendini imha etmeye mahkûm eder ve onu hastalıklara, çöküşe, saldırganlığa, acımasızlığa ve dış dünyada savaşmaya kadar götürür.
Dünya, senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. Dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı.
Dışarıda kendini bul! Git ve kim olduğunu gör...
Diğerlerinin, senin içinde taşıdığın yalanın, uzlaşmanın, cehaletinin yansıyan görüntüleri olduğunu keşfedeceksin...
Değiş... ki dünya değişsin.
Beter bir dünya yaratıyorsun, sonra da kendi yarattığın şeyden, kendi eserinden dehşete düşüyorsun. Dünyanın nesnel olduğunu düşünüyorsun... Oysa dünya senin onu düşlediğin gibidir. Git, dünyaya gir ve bunları kabullen... Kendi içindeki yoksullarla, zorbalarla, toplum dışına atılmışlarla tanış. Onları kabullen! Sakın onları görmezden gelme ve sakın suçlama. Dünyana teslim ol. Git ve yarattığın şeyi bilinçli olarak kabullen: bir dünya, sabit, cahil bir dünya... ölü.
Bir kişinin gücü, kendine sahip olmasında ve aynı zamanda kendisine teslim olmasında yatar.
Hiçbir politika, din ya da ideoloji, toplumu dışarıdan dönüştüremez. Sadece bireysel bir devrim, ruhsal bir yeni doğuş, her bir insanda, her bir hücredeki Oluş'un iyileşmesi; bizi daha refah içinde, daha akıllıca, daha gerçek ve daha mutlu bir uygarlığa doğru yönlendirebilir.
Oluş düzeyimiz yaşamımızı kendisine çeker. Ve her şey senden kaynaklanır. Gördüğün ve dokunduğun her şey senin varlığının, noksanlığının ve içindeki boşluğun dışa yansıyan görüntüsüdür.
Yaşamda boşluklar yoktur. Eğer sen, kendini yeni bir biçimde düşünmeye ve davranmaya zorlayarak bunları doldurmazsan, bunu senin adına tüm zalimliğiyle o yapacaktır. Görmezsen, ya da görmeyi istemezsen, hastalık vahimleşir ve yaşamının komedisi giderek daha ıstıraplı bir hale gelir. Her şey sana bu trajedinin nedenini göstermek ve seni bütün bunların kaynağına gerisingeri götürmek üzere ortaya çıkar.
Yaşamının her köşesini ve saklı tüm noktalarını itinayla, dikkatinin ışığı ile aydınlat, gerekli ve gereksiz şeylerin bir envanterini çıkart ve daha sonra fiziksel ve duygusal ağırlıklarını ortadan kaldır ve göreceksin ki özgürlüğün, bütünlüğün, gerçekliğin parçası olmayan her şey gittikçe kaybolacak, sadece değerli ve anlamı olanlar kalacak...'
TANRILAR OKULU-STEFANO D'ANNA
Herkes 'kitap okumak lazım, çocuklarımız okumalı, kitap okumak çok önemli..vs.' diyerek yakınıyor fakat bu şikayetleri eden kimse okumuyor? Aslında zaman herkes için adil, herkesin 24 saati var, fakat içeriği sizin seçiminiz! Neyse, ben de çok sevdiğim ve herkese tavsiye ettiğim bir kitaptan alıntı yaptım bu ay, umarım beğenir hatta tamamını okumak istersiniz, kim bilir belki okumak için vakit olduğunu, dakikalarınızı kurtarmanın yeterli olacağını fark edersiniz...