Washington'daki Tekstil Müzesi'ne Yön Veren Türk

ABONE OL

İran'dan seccade, Japonya'dan perde, Meksika'dan etek, Nijerya'dan elbise, Peru'dan çuval... İşte tüm bunları birarada bulabileceğiniz belki tek yer Washington'daki Tekstil Müzesi.

1989 yılında öğrenci olarak adım attığı Amerika’da artık alanında çok başarılı bir isim olan Sumru Krody ise Tekstil Müzesi'nin baş küratörü.

Klasik arkeoloji üzerine eğitim alan Krody, eğitimi sonrası müzede ilk başta stajyer olarak çalışmaya başlamış ve yıllar içinde mevkiisi yükselmiş.

Krody'nin sorumluluğu fazla ama bunu Türkiye adına avantaja dönüştürmeyi başarıyor. Krody bunu şu sözlerle anlatıyor: ”Küratör olduğum için müzeye eser almak benim sorumluluğum.Benim ilgilendiğim dönemler de eski dönemler Roma dönemi. Eserler kumaşlar Afrika’dan Asya’dan Türkiye’den. Tabii bunları ilgim orada olduğu için alabiliyorum müzeye ve bunlar müzeyi zenginleşmiş oluyor. Benim ilgilendiğim alanlar Türk eserleri olduğu için büyük bir kısmı geçmişte de yaptığım sergiler, ileride de yapacağım sergiler Türk kumaşları üzerine, bu nedenle de Türk halkını sanatını kültürünü tanıtmış oluyorum Amerikalılara."

Koleksiyonun zengin olmasında bağışların da büyük rolü var.

Sumru Krody’e göre başarının sırrı yaptığı işi sevmek. Krody halinden o kadar memnun ki başka bir iş düşünemiyor. Tekstil Müzesi olmasaydı, büyük ihtimalle başka bir müzede çalışıyor olacağını belirten Sumru Krody, ''Sanat eserleriyle yakın olabiliyorum bir de gelen ziyaretçileri bilgilendirmek onlara hikayeler anlatmak hoşuma gidiyor'' diyerek müzede çalışmayı çok sevdiğini anlatıyor.

Müzedeki eserler, kumaşlar ışık ile birlikte yıpranabildiği için her 6 ayda bir değişiyor. Krody, tekrar sergiye geçmeden önce eserlerin 5-10 yıl süreyle depolarda saklandığını belirtiyor.

Kumaşın önemli olduğunu belirten Sumru Krody, Türk ziyaretçileri şu sözlerle müzeye çağırıyor: ”Washington'a gelen Türkler’in gelip bizi görmelerini çok isteriz. Çünkü kumaş sanatı sadece Türkler için değil, herkes için doğduğumuzdan öldüğümüz ana kadar hep kumaşlarlayız, hep kumaş giyiyoruz. Kumaşla evlerimizi döşüyoruz. Onun için çok önemli. 21. yüzyılda biz farkına varmıyoruz ama kumaş, kumaş dokuma, kumaş sanatı çok önemli. Her yerde yani yalnızca Türkler'de değil diğer kültürlerde de önemli. Onun için hem ekonomik olarak hem de sanat açısından çok önemli. Onun için bu ikisini biraraya getiren bu kumaşlar. O yüzden eğer Washington'a turist olarak geliyorsanız lütfen gelin bizi görün. Herkesi bekleriz.”

Eserlerin çeşitliliği ziyaretçi profini de zenginleştiriyor. Müzeyi ziyaret eden herkes burada kendinden bir parça bulabiliyor. 90 yıllık geçmişe sahip müzenin direktörü John Wetenhall de aynı görüşte. Wetenhall, ”George Washington Üniversitesi kampüsü içindeki müzemizde dünya çapından 20 bin eser var. Kumaşlar, halılar, kilimler, tekstil dünyasına ait her türlü materyal. Her kıtadan parça var müzemizde; Asya, Afrika, Avrupa, Amerika, Ortadoğu...'' diyor.

Müzenin kapıları sabah 11'de açılıyor, akşam 6.30'da kapanıyor. Haftanın 6 günü açık olan müze sadece Salı günleri kapalı. 2018'de müzede Anadolu kilimleri üzerine de bir sergi açılacak.