TÜRSAB Başkanı'ndan 'otellere deprem sertifikası verilsin' çağrısı

ABONE OL

"Yurtdışındaki muhataplarımız eskiden 'yeni destinasyon var mı?' diye sorarken şimdi depremi soruyor" diyen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, otellerin depreme dayanıklı olduklarına ilişkin sertifika verilmesi çağrısında bulundu.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından otellere ve yeme-içme sektöründeki işletmelere, depreme dayanıklı olduklarına dair sertifika verilmesi gerektiğini belirtti. Bağlıkaya, “Yurtdışındaki muhataplarımız eskiden ‘yeni destinasyon var mı?’ diye sorarken şimdi depremi soruyor. Tur operatörleri de büyük ihtimalle otellerin depreme dayanıklı olup olmadıklarına dair raporlar isteyecek. Oteller sertifikalansın ki güven telkin edelim” diye konuştu.
Turizm sektöründe seyahat acentaları, depremin ardından yeni bir yol haritasının hayata geçirilmesini bekliyor. Pandemi döneminde uygulanan Güvenli Turizm Sertifikası’na benzer şekilde, otellerin ve yeme-içme mekânlarının, depreme dayanıklı olduğunu gösteren bir sisteminin devreye alınması talep ediliyor.
Hürriyet'ten Gamze Şener'in haberine göre, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Yurtdışındaki muhataplarımız eskiden ‘yeni otel açıldı mı, yeni destinasyon var mı?’ diye sorarken şimdi depremi soruyorlar. Önerimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, pandemide çıkardığı sertifika gibi benzer bir uygulama yönünde çalışma yapması. Depremde tehlike içermeyen otellerin sertifikalandırılacağı bir sisteme geçilmesini talep ediyoruz. Yurtdışındaki büyük tur operatörleri de büyük ihtimalle otellerin depreme dayanıklı olup olmadıklarına dair raporları isteyecek. Oteller sertifikalansın ki güven telkin edelim” açıklamasını yaptı.
'Bunu hem yerli hem yabancı turist için yapmalıyız'
Bağlıkaya, “Bunu hem yerli hem yabancı turist için yapmalıyız. Turist buraya gelmeye mecbur değil, İstanbul’a gelemezse Paris’e gider. İstanbul Havalimanı bu dönemde tıklım tıklım olurdu; şu an boş. Mart ayında turist sayısında bu anlamda ciddi bir düşüş olacağını düşünüyorum. Hiç kimse şu an tesislerinin, restoranlarının denetlenmesine hayır demez, zihnen bu işe hazırız. Bakanlık olmasa da kaymakamlıklar ve valilikler bazında da denetimler yapılabilir” önerisini sundu.



14 bin acentaya kurtarma eğitimi
Bağlıkaya, depremin ardından TÜRSAB çatısı altında da arama-kurtarma ve ilkyardım eğitimi vermeye başladıklarını söyledi:
“Uzmanların bize söylediği depremde, ilk 8-10 saatin çok önemli olduğu. Her vatandaşın en azından destek gelene kadar bulundukları bölgelerde müdahalesi gerekiyor. Biz de Bölge Temsil Kurullarımızda (BTK) arama kurtarma, ilkyardım eğitimi vermeye başlayacağız. 37 BTK başkanlığımızda bu eğitimi aldıracağız. 14 bin acentanın tamamına açık olacak.”
'Isias Oteli davasının takipçisi olacağız'
"Isias Oteli davasının takipçisi olacağız. Orada meslektaşlarımız vefat etti. Depremlerde TÜRSAB’a bağlı 22 çalışan hayatını kaybetti. Hatay’daki binamız yıkıldı, personelimiz 8 saat sonra kurtarıldı. Bize gelen bilgilere göre, hayatını kaybeden yabancı turist yok ama tahliyelerde özellikle Hatay bölgesinde yabancı turistlere çok yardım ettik."
"Yurtdışından, depremzedelerin otellerde olup olmadıklarıyla ilgili sorular geldi. Kimse ciddi acı yaşamış bir kitleyle aynı yerde tatil yapmak istemez. İlk akla gelen depremde mağdur olmuş vatandaşların otellere yerleştirilmesiydi ama şu an bizim bildiğimiz, büyük otellerde kalan depremzede kalmadı. Türkiye öyle bir cevher ki değerini verebilmek gerçekten zor. 100 milyon turist de aslında yetmez. Binlerce bölgede turistik değer var gene de ağırlıklı olarak 5 şehir öne çıkıyor."
'En büyük etki, kültür turizmine'
Firuz Bağlıkaya, bu yılki 60 milyon turist, 56 milyar Dolar turizm gelirinin depremden etkilenmeyeceğini belirtti. Bağlıkaya’ya göre, depremden en çok zarar gören alanlar ise kültür, gastronomi ve kongre turizmi olacak:
“İç turizmdeki kültür turlarının yarı yarıya etkileneceğini düşünüyoruz. Depremin hemen ardından rezervasyonlar durdu, mart ayıyla birlikte yavaş yavaş hızlanmaya başladı. Tatil turizminin bu anlamda çok etkileneceğini düşünmüyorum. Biz de yurtdışında çalışmalarımızı bu yıl Türkiye’ye pozitif ayrımcılık yapılması yönünde yürütüyoruz.”