Tuğrul Türkeş, 'zorunlu' diyerek duyurdu: Osman Kavala ziyareti açıklaması
AKP Ankara Milletvekili Türkeş, 'Osman Kavala' tartışmasında Adalet Bakanı Tunç'un açıklamalara istinaden yaptığı açıklamada Tunç'un dosyayı sümenaltı etmeye çalıştığını öne sürdü.
AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş sosyal medya hesabı X'ten yaptığı açıklamada, 'Gezi Parkı Davası' olarak bilinen derdest davanın yargılanan tutuklu sanıklarından; Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret etme girişimine ilişkin bir açıklama yaptı.
Türkeş hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
AKPM Türk Delegasyonu Başkanı sıfatı ile ziyaret zarurete hasıl olmuştur. Bu zaruret ortaya çıkınca, vaki talebimiz usulüne uygun olarak Adalet Bakanlığı’ na 19.07.2024 tarihinde iletilmiştir. Aradan 7 gün (1 hafta) geçmesine rağmen Bakanlığın bu konu hakkında müspet veya menfi herhangi bir kanaat bildirmemesi nedeniyle konu, kamuoyunun ve medyanın beklentisi ve takibinde kalmıştır.
Görüşme talebinin ile ilgili nihai karar merciinin ve takdir yetkisinin Adalet Bakanı'ndan olduğunun altını çizen Türkeş, görüşme talebine ilişkin ise herhangi bir ısrarının olmadığını ve olamayacağını dile getirdi.
Türkeş açıklamasında daha sonra ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un basına yer alan ifadelerine yer vererek şu cümleleri kaydetti:
Ancak geçen bu süre içerisinde medya tarafından konu ile ilgili yöneltilen ziyaret izni sorularına cevaben Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç’un basında yer alan ifadeleri aşağıdaki gibidir;
Bakan ;
Yeniden yargılanma talebinde, "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunun parlamenter sistem döneminde olduğu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği için suçun mağdurunun değiştiğine ilişkin gerekçe sunulduğunu anlatan Tunç, bu gerekçeyi uygun görmediklerini söyledi.
Yılmaz Tunç, "Gezi davasıyla ilgili istinaf ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen durum söz konusu. Temyiz incelemesinden geçen kararlarla ilgili kanun yararına bozmaya gidilemiyor. Hem usul, hem esas bakımından uygun olmayan başvuru olarak değerlendirildi." diye konuşmuştur.
Her gün onlarca tutuklunun ziyaret edilmesi hususunda Bakanlığa müracaatlar yapılıp bunlar gün içerisinde sonuçlandırılır iken, yukarıda bahse konu talebimiz karşılığında Sayın Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır. Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır.
'Ziyaret edeyim, gitmişken de ellerinden tutup alıp getireyim' demedim
Açıklamalarına devam eden Türkeş, "Zaten ben, bu tutuklu sanıkları “Ziyaret edeyim, gitmişken de ellerinden tutup alıp getireyim” demedim. Keza yargılanma usul ve esasları ve/veya yargı süreci ve/veya tutuksuz yargılama imkanlarının olup olmadığını da sormuş değiliz. Talebimiz Gezi Parkı davası kapsamındaki yargılamaları süren tutuklu sanıklardan 5 kişiyi Bakanlık takdirinde ve yasal sınırlar içinde ziyaret etmekten ibarettir" cümlelerine yer verdi.
Konunun ziyaret izninin ötesinde muhtevası ile tartışıldığı ifade eden Türkeş, meseleye birkaç katkı sunmak istediğini belirterek şu cümleleri kaydetti:
Daha önce de ifade ettiğim gibi ben de verilen yargılamanın yenilenmesi dilekçesini okudum. Dilekçede Adalet Bakanımızın ifade ettiği gibi “suçun mağduru değişmiştir gibi bir gerekçe” değil tam tersine “suçun mağduru anayasal reform ile lağv edilmiş, ilga edilmiş ve ortadan kaldırılmıştır” açıklaması mevcuttur. Dolayısıyla “mağdur değişmemiştir”; “mağdur ortadan kalkmıştır”. İkisi farklı kavramlardır. Takdir buyurulur ki; Hukuk kavramlar üzerinde yürür.
'Dosyayı sümen altı etmeye yönelik açıklama'
Açıklamasında devam eden hukuki bir ihtilaf olduğunun altını çizen Türkeş, "Yargılanmanın yenilenmesi eski davanın devamıdır. Kesinleşmiş bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki eski kanun geçerli olup, “idam” cezası kaldırılmasa idi, insanların hayatı söz konusu idi. Keza bugün de, onun yerine verilmiş bir “ağırlaştırılmış müebbet hapis” söz konusudur. Yani bir sanığın suçlu bulunması ile suçsuzluğu arasında verilecek kararda risk büyüktür. Ceza hukuku bütün evrensel ülkelerde gerçeğin ortaya çıkarılması için çalışır" dedi.
Türkeş açıklamalarını şu cümlelerle sonlandırdı:
Halbuki Adalet Bakanımız kamuoyunda makes bulmuş bu gelişmeyi, başvuruyu tarafsız bir şekilde yönetmesi gerekirken tam tersine dosyayı sümen altı etmeye yönelik açıklama, değerlendirme yapma cihetine gitmiştir. Kanaatimce bu, doğru bir yaklaşım değildir.