Skolyoz Savaşçıları'ndan zırhlı, tüllü 'korseli' defile
Ünlü Manken Tülin Şahin ve skolyoz tedavisi gören, yaşları 9-16 arası değişen gençler, Tasarımcı Şansım Adalı kıyafetleriyle, Skolyoz'a karşı farkındalık oluşturmak amacıyla önemli bir adım attılar. Skolyoz Savaşçıları'nın ve uzman hekimlerin tedavide korsenin önemini vurguladıkları, 'Skolyoz tedavisinde yalnız değilsiniz' mesajı verdikleri etkinlik ve defile izleyenlerden beğeni topladı.
Günümüzde her 100 çocuktan 3'ünün kapısını çalan, omurganın yana doğru eğriliği olarak tanımlanan skolyoz, son yıllarda teknoloji ve tıptaki hızlı ilerlemeler ve hekimlerin tecrübeleriyle tedavi edilebiliyor. Ancak erken teşhis ve tedavi önem arz ediyor. Toplumda bu farkındalığı oluşturmak için her yıl Haziran ayında etkinlik düzenleyen Acıbadem Sağlık Grubu bu yıl 10'uncu kez Skolyoz Farkındalık Etkinliği gerçekleştirdi. İstanbul'da yapılan etkinlikte skolyoz ile mücadele edenlere yalnız olmadıkları vurgulanıp, tedavide yeni ve etkili yöntemler anlatıldı. Haziran-Skolyoz Farkındalık Ayı kapsamında bu yıl 10'uncusu düzenlenen etkinlikte, defile öncesi, skolyozla mücadelelerine rağmen her biri alanında öncü olmuş ve başarı öykülerine imza atmış isimler, hastalar ve aileleri uzmanlarla bir araya geldi.
Avrupa Kulüpler Birliği'nin Yönetim Kurulu'na seçilen ilk kadın, Avustralya Profesyonel Futbol Ligi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Köksal; ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Ann Eadeh, Curvy Girls Scoliosis Türkiye Temsilcisi Mina Çermikli de kendi öykülerini anlatırken deneyimlerini paylaştılar ve önemli mesajlar verdiler. Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Direktörü, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, skolyoz tedavisindeki en yeni gelişmeleri anlatırken, Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör; son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarda; düzenli egzersizle desteklenen ve kurallara uyularak etkili şekilde sürdürülen korse tedavisinin, ameliyata gerek bırakmayabildiğini ortaya koyduğunu söyledi.
“Erken teşhis ve tedavi çok önemli”
Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Direktörü, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, “Skolyoz özellikle hızlı büyüme döneminde ortaya çıkıyor. Gelişen çocuklarda hızlı büyüme döneminde hızlı boy atma durumu olduğunda sık sık kontroller yapılması gerekiyor. Çocukların bazen sırtında hörgüç gibi bir çıkıntıda oluşabiliyor. Omurganın kendi etrafında dönmesiyle kaburgaların asimetrik bir hal alma biçimidir. Skolyozun erken teşhis ve tedavisi çok önemli. Aksi takdirde omurga eğrilikleri ilerleyerek sorun çok daha karışık bir hal alabilir. Erken teşhis ve tedavi sayesinde ameliyat dışı tedavilerle de eğrilikler kontrol altına alınabiliyor. Korse tedavisinin yanı sıra bant ile gerdirme gibi yöntemler de son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Bu sayede hareket kısıtlılığı olmadan büyüme devam edebiliyor. Büyümesi tamamlanan gençlerde ise füzyon (sabitleme) yöntemiyle hareket tamamen yok edilmeden tedavi mümkün olabiliyor” dedi. Prof. Dr Ahmet Alanay, özellikle son yıllarda ülkemizde de teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde 1-1.5 yaşındaki bebeklerde dahi başarılı ameliyat sayesinde tam düzelme sağlanabildiğini vurguladı.
“Korse takmaktan korkmayın”
Skolyoz hastası küçük kız, “Ben 6 yaşındayken annem ve babam yamuk duruşumdan şüphelendiler. Doktor kontrolüne gittik ve röntgenim çekildi skolyoz ile ilk o zaman tanıştım. Tabiki küçük olduğum için skolyozun ne anlama geldiğini bilmiyordum. Röntgenimi gösterip bana bunu anlatınca nasıl bir durumda olduğumu anladım. 4 senedir korse kullanıyorum. Günde 20 saat korseyi takıyorum. Skolyoz hastalığı olan arkadaşlarıma tek tavsiyem korse takmaktan korkmasınlar” dedi.
“Çelikten omurga, gücünüzün göstergesi”
ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh de, omurgasında anormal bir eğrilikle yaşama ve çalışmaya dair deneyimlerini paylaştığı konuşmasında, 14 yaşındayken skolyoz teşhisi konulduğunu ve omurgasının düzeltilmesi için çok sayıda ameliyat geçirdiğini belirterek, genç bir kız olarak bu teşhisi kabullenme sürecini şöyle anlattı: “İçimde bir kıvılcım çaktı ve bu ameliyatın ve fiziksel bozukluğumun beni hedeflerimden alıkoymasına izin vermeyeceğime karar verdim.” Başkonsolos Eadeh ayrıca, “görünmez engeller,” yani başkaları tarafından ilk bakışta fark edilmese de kuvvetsizlik ve acıya sebep olabilen engellere değindi. ABD'de engelli bireylerin sivil haklarını koruyan Engelli Amerikalılar Yasası'nın geçmesini sağlayan aktivistlerin önemine dikkat çeken Eadeh “Bu yasayla, ABD engelli bireylerin sivil haklarının güvence altına alınması konusunda küresel bir lider haline gelmiş ve onlara, benim gibi, anlamlı ve tatmin edici işler bulma imkanını sağlamıştır” dedi. Prof. Dr. Ahmet Alanay ve Comprehensive Spine Center'daki ekibinin kullandığı tekniklere değinen Başkonsolos Eadeh, ayrıca Prof. Dr. Alanay'ın dünyanın en saygın omurga derneklerinden biri olan Scoliosis Research Society'nin Kurul Üyesi ve Eğitim Konseyi Başkanı olarak başarılı çalışmalarına dikkat çekti. Başkonsolos, etkinliğe katılan hastalara, “çelikten omurgalarının”, sahip oldukları muazzam güç, metanet ve kararlılığın bir göstergesi olduğunu söyledi.
Ünlü Manken Tülin Şahin, “Ağır bir bel fıtığı sorunu yaşadığını, sırtında da ağrı oluşunca ‘acaba skolyoza mı yol açtı?' düşüncesiyle kontrole gittiğini ancak tedaviye gerek olacak bir eğrilik saptanmadığını belirterek “Skolyozun farkında olmak, erken teşhis için kontrolleri yaptırmak bence çok önemli. Biliyoruz ki bu ağırlıklı olarak özellikle genç kızlarda, büyüme çağında çok sık görülüyor. O yüzden de anne babalar çocuklarını hep dikkatli takip etsinler. Skolyozun erken teşhisi ve tedavisinin önemine dikkat çekmek için ben de Skolyoz Savaşçısı gençlerimizle birlikte podyuma çıkacağım ve Tasarımcı Şansım Adalı'nın tasarımlarıyla gerçekleştireceğimiz defile ile bu farkındalığı taçlandıracağız. Skolyoz korsesi takan arkadaşlara ben ‘Skolyoz Süper Kahramanları' diyorum ve onları bu zorlu dönemdeki sabırlarından ve azimlerinden dolayı kutluyorum” diye konuştu.
“Skolyoz ameliyatı sonrası boyum 7 santim uzadı”
Avrupa Kulüpler Birliği'nin Yönetim Kurulu'na seçilen ilk kadın olan, Avustralya Profesyonel Futbol Ligi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Köksal da etkilikte açıklamalarda bulundu. Skolyozu 8 yaşında fark edilen Köksal ‘acaba annem, babam ve çevremdekiler beni artık sevmez mi?' endişesiyle kendini her alanda çok çalışmaya, çok güçlü olmaya adadığını ifade etti. “Bugün geçmişe dönüp baktığımda kendimce bu ‘eksikliğimi', girdiğim her işte çok başarılı olarak kamufle etmeye çalıştığımı görüyorum. Bu ‘görünmez engelim' benim yaşamımı şekillendirmişti” diyen Köksal o günleri şöyle anlattı: “12 yaşında korse takmam gerektiği söylenince, o yaşlardaki bir kız çocuğunun ruh hali düşünüldüğünde, herkesten farklı olmak istemediğimden itiraz ettim. Korseyi düzenli takmadığım ve bir süre sonra tamamen çıkardığım için eğriliğim yıllar içinde 23 dereceden 70 dereceye ulaştı. Yine de yaşama dört elle sarıldım ve çok aktif bir yaşam sürdüm, düzenli spor yapıp kiloma dikkat ettim. O günlerde doktorumun söylediği ‘ileride anne olamazsın' sözüne rağmen hem de normal doğumla 2 çocuk yaptım. Ancak geçen sene skolyoz eğrilik derecem 100'ün üzerine çıkıp alarm verince Prof. Dr. Ahmet Alanay'ın usta ellerine kendimi teslim ettim.”
“Çocuğa çok iyi açıklanmalı”
Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör de skolyoz tedavisinde aile, doktor, fizyoterapist ve ortotist işbirliğinin önemine dikkat çekerken, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarda düzenli egzersiz ve korse tedavisinin, ameliyata gerek bırakmayabildiğini ortaya koyduğunu söyledi. Doç. Dr. Çağlar Yılgör “Çocukluk eğriliklerinde eğer uygun hastada, uygun korse kullanılırsa ve gerekli süre boyunca egzersizle de desteklenir, kurallara uygun olarak takılırsa, büyüme döneminde eğriliğin ilerlememesi konusunda çok ciddi yol alınıyor hatta skolyoz defterinin kapanmasını ve bir daha da açılmamasını sağlayabiliyor. Ancak korse tedavisine büyüme döneminde başlamak gerekir çünkü uzama bitince fayda sağlamaz” dedi. Korseyle yaşamın geçici bir süre olsa da zor ve sıkıntılı bir süreç olduğunu ancak sabırla ve gerekli özeni göstererek takıldığında nihayetinde çok büyük faydalar sağladığının çok net ortaya konulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çağlar Yılgör, çocuğa bu durumun çok iyi açıklanması ve tüm zorluklarına, sıkıntılarına rağmen tedavide çok başarılı sonuçlar alındığının iyi izah edilmesi gerektiğini söyledi.