Saraçhane'deki mazbata töreninde konuşan İmamoğlu: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu istiyorum

ABONE OL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de düzenlenen mazbata töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Hükümetin sağduyulu davranarak vatandaşla inatlaşmaktan vazgeçmelerini diliyorum" dedi.

İstanbul’u AK Parti'nin adayı Murat Kurum’a yaklaşık yüzde 10'luk ciddi bir oy oranı farkı atarak kazanan Ekrem İmamoğlu Saraçhane’deki mazbata töreninde konuştu.
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'Bizi halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar'
"Bu seçim Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılmalarından birisidir. Ve artık geriye dönüş olmaz. Demokrasi bir ker uyandı mı, özgürlük bir kere hayat buldu mu ondan kimse kaçamaz. Geri dönüş çabaları nafile çabalar olur. Hatırlayın 31 Mart 2019 gecesi AA’nın veri akışını kesmesiyle başlayan süreçte ne yazık ki bir anlayışla mücadelemiz vardı. O anlayış makamları ya da bir seçim bölgesini, İstanbul’u kendi mülkü gibi gören bir anlayış. Tabi bu anlayışın neler yaptığını birlikte gördük. Millet iradesini hiçe sayan o anlayış 23 Haziran 2019’da aslında esaslı bir demokrasi dersi aldı. Ama maalesef buradan yeterince ders çıkartmadı. 2019’da başlayan o süreç bugüne kadar farklı boyutlarıyla birlikte aralıksız bir şekilde devam etti. 5 yıl boyunca bizleri engellemek, başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Dönem dönem fazlasıyla gerçek dışı suçlamalar ve iftiralarla bizi halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar. Siyasi maksatlı mesnetsiz davalarla her gün ayrı bir teftiş ve soruşturmayla bizi yıldırmaya uğraştılar. Tabi 5 yıl boyunca onlar bizimle uğraşırken biz ise gerçek hayata, milletin bize yüklediği sorumluluğa yani İstanbul’un sorunlarıyla mücadele ettik."

Pazar günü seçimlerde kendini milletin üzerinde gören anlayışın meşruiyeti oylandı'
"Pazar günü yapılan seçimde yalnızca bizim 5 yıllık performansımız oylanmadı. Aynı zamanda hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan, kendini milletin üzerinde gören anlayışın meşruiyeti de oylandı. Oylamanın sonucu ortadadır. Milletin iradesini beğenmeyip kendi isteklerini dayatanların halkın seçilmiş temsilcilerini yok sayıp engellemeye çalışanların, devletin, hukukun, yargının ve demokrasinin ayarlarıyla oynayanların milletin vicdanında yeri olmadığını milletimizin asil tavrı sandıkta tescil etmiştir."
'Bu seçim aynı zamanda Kanal İstanbul için hayati bir referandumdu'
İstanbullular iktidarın bu şehrin iradesine yönelik politika ve uygulamalarını kesin olarak mahkum etmiştir. Bu seçim aynı zamanda Kanal İstanbul için hayati bir referandumdu. Halkımız toplu bir şekilde İstanbul diye haykırdı. Beton kanal projesini tarihin tozlu raflarında hayata geçmeyen bir ibret projesi olarak kalmasını milletimizle birlikte sağlayacağız.

Bir cumhurbaşkanı, 17 bakan ve müesses medyanın yüzde 95’i ve her türlü devlet imkanıyla hatta bizlerin vergisiyle yaşamını sürdüren kamuya ait kamu kuruluşlarıyla kampanya yürüten, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, para dağıtmak, seçmen kaydırmak gibi birçok anlamsız siyaset anlayışı bu seçimle millet nezdinde geri dönülmez bir biçimde mahkum olmuştur. Kendisini desteklemeyen siyasi partileri ve siyasetçileri rakip değil de sanki düşmanmış gibi gören ve göstermek isteyen o anlayış açıkça mağlup olmuştur. Milletimiz derin vicdanını ve ferasetini göstermiştir. Halkın yaşamakta olmuş olduğu ekonomik zorlukları önemsemeyen, bu zorluklarla başa çıkması için vatandaşa verilen sosyal desteklerle kendi çıkarları adına alay eden o kibirli anlayış mahkum olmuştur.

Metro ve diğer büyük yatırımlarımızın hayata geçmesi için gereken imzayı atmaktan kaçınan, sahip olduğu yetkiyi halkın zararına sonuna kadar istismar eden o yönetim anlayışı mahkum olmuştur. 31 Mart’ta İstanbullular bu şehirde ve bu ülkede hukuk, demokrasi ve sosyal adalet istediklerini açıkça ve haykırarak ortaya koymuştur. Bence bu yönüyle tarihe geçecektir.

'YSK görevini yaptı'
Milletimizin sandıkta ortaya koyduğu sağduyunun hükümet için de yol gösterici olmasını ve artık vatandaşla inatlaşmaktan kesinlikle vazgeçmelerini diliyorum. Fakat hemen seçim sonrasında yaşanan bir kısım olaylar maalesef bu durumu zayıflatıyor. Hukuk dışı uygulamalarla milletin iradesini yok sayma gayretlerine tanık oluyoruz. Bu bizi derinden üzüyor. Siyasi maksatlı yargı kararlarıyla demokrasiye darbe vurulmak istendiğini görüyoruz. Bu bizi derinden üzüyor. Asla unutulmamalıdır ki; milli iradenin üstünlüğü Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği temel değerlerden asla vazgeçmeyeceğimiz prensiplerden biridir. Seçim gecesi söylenenlerin tersine Van’da gereksiz bir gerilim hak gasbı çabalarına girildiğini üzülerek gördük. Ne mutlu ki YSK görevini yaptı. Teşekkür ederiz. Hukuk ve demokrasi dışı gidişata son vererek yanlıştan dönülmesini sağlamıştır.