Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu: Erbakan Hoca da ilk koalisyonu CHP ile kurdu

ABONE OL

Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu elde edebilmesine yönelik ittifak içi ittifak formülünü Gelecek Partisi ve DEVA Partisi ile hayata geçirmek istediklerini söyledi.

Milliyet gazetesinden Hande Atılgan'ın sorularını yanıtlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
(Kılıçdaroğlu’nun adaylığının SP’de açıklanmasına yönelik eleştiriler) Bu yorumları yapan arkadaşları hayretle izliyorum. Erbakan Hoca da siyasete atıldığında ilk koalisyonu CHP ile kurdu. O gün söylenilenler bugün tekrar ediliyor. O ittifakı maalesef kendini diğerlerinden daha dindar, takva sahibi sananlar bozdu. Zaman geçti, çoğu Erbakan Hoca’dan özür diledi ama iş işten geçti.
'CHP eski söylemlerini bütünüyle reddetti'
CHP eski söylemlerini bütünüyle reddetti. Bundan dolayı da itibar kaybına uğramadı. Bu açılmadan dolayı biz de diyalog kurmayı önemsedik. Sayın Kılıçdaroğlu, Kudüs Mitingi’nde önemli bir konuşma yaptı. Erbakan Hoca’dan bize miras kalan bir sıralama var. Önce adalet, sonra güzel ahlak gelir. Güçlü Türkiye’yi önemsiyoruz. Bir, her sahada kendimize yeterli hale gelmeliyiz ki yarın dış politikadaki bir tutumumuzdan ötürü boğazımıza çökmesinler. İki kalkınmayı Türkiye’nin tamamında yapmalıyız, İstanbul’da ne varsa niye Diyarbakır’da olmasın... Üç, milli gelirin adil dağılımını istiyoruz.
(Liderlerin ortak dili tabana yansıyor mu?) Tabanda bazı reaksiyonlar var, maalesef eski alışkanlıklardan, geçmişte uygulanan ters politikalardan dolayı. Biri ‘yanlış yaptım’ deyip bir adım atarsa, biz de ona atarız. Tayyip Bey buna yanaşmıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi ilk defa böyle bir noktaya getirebilmek için ciddi bir adım attı. Onlar bu çabaları yapacaklar, biz olduğumuz yerde oturup topyekün ‘gelip Saadet’li olun’ diyemeyiz.
İttifak içi ittifak formulü
(CHP’ye oy vermeye eli gitmeyenler gelsin diye mi?) Bu da var ama esasında toplumda AK Parti’den kopmuş yüzde 15’lik bir kesim var, güven arıyorlar. ‘Bunlar da iktidara gelebilir’ denilmeli. Bu 3’lü ittifak bunu sağlar diye umut ediyorum. Güçlü bir muhalefet olursa, eli CHP’ye oy vermeye gitmiyorsa, buraya gelir. Bunu ilk arkadaşlarımız (Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu) AK Parti’den ayrıldıktan ve siyasi pozisyonlarını belli bir şekilde devam ettirmek istemelerinin anlaşılması üzerine dillendirdim. En az 1,5 yıllık geçmişi var. Gerçekleştirebilirsek ciddi sıçrama yapabiliriz, hem siyasi partiler hem ittifak olarak.
Burada bir yığılma, bir kümelenme meydana gelir. Teklifi kendilerine götürdüm, 5-10 gün içinde karar verilmesi lazım. Millet İttifakı çatısı altında olacağız. Benim dediğim, onu biraz ileri taşımak. Gerçekleşirse, devrim mahiyetinde siyasi hamle olur. Tabandan çok daha farklı kesimlerden destek alacağımızı umut ediyorum.
'Her lider kendi karar verecek'
(Akşener’in ‘liderler aday olmayacak’ açıklaması) Böyle bir karar alınmadı. Bu değişebilir. (Her lider kendi mi karar verecek?) Evet.
(Anketlere ilişkin) Son gelişmeler üzerine tereddütlü insan çok. Deprem faciası, gecikmeler ve Tayyip Bey’in tavrı... Sadece Adıyaman değil, deprem bölgesinin tamamından helallik dilemeli. Ne askerler ne AFAD girebildi; oradaki perişanlığın farkında değil Tayyip Bey. Millet karar verirken, iktidarın icraatta yaptığı hataları görmezden gelirse, vay halimize. Ama ben gördüğünü zannediyorum.
‘İçilemeyecek bir çorbaya döndü’
(Cumhur İtitfakı’nda genişleme çabaları) Benim gördüğüm, çaresizliğin ifadesi. Tayyip Bey, bunların hepsine karşı bir tavır sergilemişken, şimdi kırık dökük ne varsa toplama gayretine girdi. Bu netice verir mi, verir... Birkaç 100 bin oy artar ama kurtuluşa vesile olmaz. Herkese bir menfaat vererek, o çevrenin oyunu almak istiyor ama o çevre de bunu görüyor. (HÜDA PAR ile görüşmeler) Cumhur İttifakı içilemeyecek bir çorbaya döndü. Geçmişte birbirlerine karşı en ağır hakaretleri yapanlar şimdi kucaklaştı. Bunu Türkiye’yi düşünürek yaptıkları kanaatinde değilim, tamamen şahsi menfaatlerini düşünerek yapıyorlar.