Omurilik yaralanmalı hastalarda COVID-19 teşhisi daha zor olabilir

ABONE OL

Sağlık Bilimleri Üniversitesi fiziksel tıp ve rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı, Prof. DR. Kadriye Öneş, konuyla ilgili bilgiler paylaştı.

Omurilik hastalıkları için farkındalığı artırmak, hastalık önlemleri konusunda toplumu bilinçlendirmek, yapılacak tanı ve tedavi çalışmalarını artırmak için 5 Eylül tarihi Uluslararası Spinal Kord Hastalıkları Derneği tarafından "Spinal Kord Hastalıkları (omurilik hastalıkları) Farkındalık Günü" ilan edilmiştir.
Omurilik yaralanması en sık trafik kazaları, düşmeler nedeniyle görülmekle birlikte spor yaralanmaları, enfeksiyonlar, tümörler, dejeneratif durumlar gibi pekçok nedenden kaynaklanabilir. Omurilik yaralanmasını azaltmak için nedenlerin bilinmesi ve önlem alınması gerekir. Trafikte hız yapmamak, emniyet kemeri takmak gibi kurallarına dikkat etmek kazalara bağlı omurilik yaralanmalarını azaltacaktır. Yaz aylarında deniz ve havuza gireken derinliğini bilmediğimiz sığ suya balıklama atlamamak dikkat edilmesi gereken çok önemli bir kuraldır. Özellikle yaz aylarında bu nedenle omurilik yaralanması olan çok sayıda hasta ile karşılaşıyoruz.
Omurilik yaralanma sonrasında o bölgenin altında his ve kas gücü kaybı meydana gelir. Yaralanma yerine göre kişi ellerini kullanma ve yürüme yeteneğini kaybedebilir. Yaralanma bel ve göğüs bülgesinde oluşmuş ise her iki bacakta kuvvet kaybı olur. Eğer hasar boyun bölgesinde ise hem kollarda hem de bacaklarda kuvvet ve hareket kaybı meydana gelir.
Ayrıca yine yaralanma bölgesine göre solunum, böbrek, mesane, bağırsak gibi iç organlarında fonksiyonları etkilenir.
Omurilik hasarını takiben bağışıklık sisteminin de bozulması, viral enfeksiyonlara karşı savunma direncinin azalmasına yol açmaktadır.
Koronovirüs COVID-19 salgının olduğu bu dönemde özellikle solunun kasları etkilenmiş olan yüksek seviyeli omurilik yaralanması olan hastaların çok dikkat etmesi gerekmektedir. Omurilik yaralanmalı hastalarda solunum yolu enfeksyonları, idrar yolu enfeksiyonları nedeniyle ateş sık görülmektedir. Bazen enfeksiyonların belirtisi ateş olmadan spatisitenin ve ya spazmların artması şeklinde ortaya çıkabilmektedir. COVID-19 son derece hızlı bulaşma oranına sahip olduğu için omurilik yaralanmalı hastalarda sadece ateş varlığında bile dikkatli değerlendirilmelidir.
Ayrıca ateşten sonra COVID-19'un en yaygın semptomlarında biri olan öksürük yüksek seviyeli omurilik yaralanmalı hastalarda görülmez. Çünkü bu hastalar karın kaslarının ve solunum kaslarının bir kısmının felci nedeniyle öksürme yeteneğini kaybeder. Yani omurilik yaralanmalı hastaların bir kısmında klasik COVİD-19 belirtisi olan öksürük semptomu hiç görülmeyebilir.
Omurilik yaralanmalı hastalarda enfeksiyon belirtisi olabilen spastisitenin ve ya spazmaların beklenmeyen artışı bile dikkate alınmalıdır. Omurilik yaralanmalı bireylerde COVİD-19 teşhisi klasik semptomlardan farklılık gösterebileceği için daha zor olabilir.
Ayrıca omurilik yaralanmalı hastalarda otonom disrefleksi olarak tanımlanan tansiyon artışı, zonklayıcı baş ağrısı, terleme, yüzde kızarma gibi belirtilerin sık sık görülmesi durumunda özel dikkat gösterilmelidir.
Sonuç olarak omurilik yaralanmalı hastalarda, spastisitede artış, düşük dereceli ateş veya disrefleksi krizinde artış gibi sonradan ortaya çıkan durumlar çok dikkatli değerlendirilmelidir.