MHP Genel Başkanı Bahçeli: 'HDP açılmamak üzere kapatılmalıdır'

ABONE OL

Ankara Spor Salonu'nda yapıılan MHP'nin 13. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kurultaydaki konuşmasında HDP'ye kapatma davası açılmasıyla ilgili olarak, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) göndermesi hak, hukuk ve adaletin sesidir. HDP, siyasi kisveye bürünmüş suç örgütüdür. HDP'nin herhangi bir isimle açılmamak üzere kapatılması tarihe, gelecek nesillere namus görevidir'' dedi.

MHP'nin 13. Olağan Büyük Kurultayı, Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda yapılıyor. Kurultayda korona virüs ile mücadele kapsamında önlemler en üst düzeyde alınırken, Sağlık Bakanlığının belirlediği mesafe ve hijyen kurallarına tamamen uyuldu. Kurultay öncesinde MHP tarihi boyunca ilk defa bu dönemde 81 il başkanlığı il kongresi tamamlanırken, Türkiye'deki bütün iller üst kurulda temsil ediliyor. MHP'nin 13. Olağan Büyük Kurultayı öncesinde bir ilke imza atılarak, 920 ilçe 81 il kongresi yapıldı. Kurultaya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Erkan Kandemir, Jülide Sarıeroğlu, Mehmet Özhaseki, siyasi parti temsilcileri ve delegeler katıldı.

Bahçeli yaptığı konuşmada, Mart ayının 18'inde Çanakkale ruhunun ilhamıyla, İstiklal Marşı'nın ikramıyla, şühedanın itibarıyla, milletin iradesiyle, Ülkücü ömürlerin ihlasıyla 13'üncü Olağan Büyük Kurultayı ifanın emsalsiz kıvancını yaşadıklarını belirtti. Bir yıldır hem Türkiye'nin hem de dünyanın kıyasıya mücadele ettiği Covid-19 hastalığından dolayı kurultaya katılımı mecburen sınırlı tuttuklarını bildiren Bahçeli, her şeyin başının sağlık olduğunu dile getirerek, “Dikkatli olmalıyız, tedbirle hareket etmeliyiz, kurallara mutlak surette uymalıyız. Bu vesileyle geride kalan bir yıllık zaman süresinde Covid-19 virüsünden dolayı hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, halen tedavi gören kardeşlerimize şifalar diliyorum” dedi.
Tam 52 yıldır siyaset sahnesinde, milli gönüllerde olduklarını belirten Bahçeli, “Akif'in dediği gibi, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık, hele hak namına haksızlığa ölsek tapmadık. Zaman oldu, şafağı sökmeyen gecelerde ülkülerimizin nuruyla aydınlandık. Zaman oldu, bir hilal uğruna, bir hakikat uğruna, bir haysiyet ufkunda güneş gibi battık. Anılarımızı pusula yaptık açıldık geleceğe, acılarımızdan ders aldık tutunduk gerçeklere. Yeri geldi, iftiralarla boğuştuk durduk. Yeri geldi, ihanetlerle boğulmak istendik. Vazgeçmedik sevdamızdan, dönmedik yolumuzdan, şikayet etmedik sırtımızdaki yüklerden. Çünkü yolu doğru olanın yükü ağır olur dedik, ülkücü olmanın varsa bir bedeli seve seve ödemeyi diledik. Geride kalan on yıllar içinde yağmurdan sonra büyüyen başaklar gibi büyüdük, kökleştik. Güzün toprağa serpilip baharla yeşeren tohumlar gibi yeşerdik, yükseldik. Yazın kuruyup kışın yatağından taşan nehirler misali engelleri aştık, tıpkı Ergenekon'dan çıkar gibi hep daha ileriye atıldık. Bir güne sığan asırlık olayları yaşadık, bin asra bedel bir günlük imtihanlarla yoklandık” ifadelerini kullandı.

"Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir"

Türkiye'yi faka bastırmak, tuzağa düşürmek için çırpınan hasis ve hamiyet yoksunu çevrelerin ibretle takip edildiğine vurgu yapan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Geceleri hesap, gündüzleri hüsran; geçmişleri hezimet, gelecekleri heyula ne kadar müfrit ve münafık varsa alayı bir olmuş, bir araya gelmiş Türkiye'nin ayağından çekiştiriyor, önüne bariyer dikiyor. Sanıyorlar ki, tezgahlarına akıl/sır ermeyecek. Sanıyorlar ki, kumpaslarına güç/takat yetmeyecek. Türkiye'nin karşısında hizalanmak muhalefet değildir. Millet başka bir şey zillet başka bir şeydir. Türkiye'yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir.



Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM'ne gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor. HDP, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlasıdır. CHP, Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyetidir. İYİ Parti, Türkiye'nin kötülüğüne hizmetkarlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir projedir. Kaldı ki, İP'in başkanı Cumhur İttifakı'nı tanımlarken; etle tırnak gibi demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmiştir. Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir, hazırlayanlar kimlerdir, hedefler manzumesi nelerden ibarettir? Doğrudur, Cumhur İttifakı kader birlikteliğidir, milli birlikteliktir, dürüst birlikteliktir; zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü, duruş özüdür. Cumhur İttifakı'nı arayan Pensilvanya'da değil, Kandil'de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara'da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. 2023'de cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Partili kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”
Kılıçdaroğlu'nun bir tarafta Türkiye'de can ve mal güvenliği yok derken, diğer tarafta 10 milyon işsiz olduğunu söyleyerek halt ettiğini, kuyruklu yalanlarına sürekli yenilerini eklediğini söyleyen Bahçeli, “Üstelik her muhtarlığa bir özel kalem müdürü atanırsa işsizliğin sona ereceğini cahilce müjdelemiş. Atalarımız şu veciz sözü boşuna söylememiş; ‘Âlim ile eyle ülfet alırsın mertebe, cahil ile etme sohbet dönersin merkebe.' CHP Genel Başkanı, tarlayı bilmez, traktöre binmez, çiftçimizi konuşur. Bakkala girmez, manavı görmez, marangozu tanımaz, siftahsız günü sorsanız, soğan sarımsak anlar, gelin görün ki esnafımızı konuşur. Memurlarımızdan ve işçilerimizden bahseder, sıra CHP'ye oy vermeyenlere gelince hakaretleri birbiri ardına sıralamaktan arlanmaz, utanmaz. Ne emeklidir meselesi, ne yoksuldur düşüncesi, tek geçim kapısıdır siyasi menfaat çetesi. Hz. Mevlana, marifet nedir bilir misin diye sorup şu cevabı vermişti; ‘Taşa bakan gözlerin çiçekleri görmesidir.' CHP ise çiçeğin özünde taş gören bir hezeyandır. Maşrabı küçük olanın deryayı suçlaması haksızlıktır. Maksadı çürük olanın onu bunu suçlu görmesi hayasızlıktır. Tıpkı Covid-19 virüsü gibi zillet de bulaşıcıdır, devamlı mutasyona uğramaktadır. Çok şükür hükümet, pek çok ülkeyi geride bırakarak şifa olan aşıyı vatandaşlarımızın kullanımına sunmuştur. Zilletin aşısı da 2023 yılının Haziran ayında demokratik vasıtalarla yapılacak, ama bu aşı zillete zehir olarak yansıyacaktır. Telaşlanmaya ve tedirgin olmaya mahal yoktur. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletin üstünde bir güç ve mercii yoktur, olamayacaktır. Erken seçim diye tutturanlar, erken seçimden başka seçenek kalmadı diye yutturmaya çabalayanlar, iyi bilsinler ki, seçimler zamanında yapılacak, Türkiye rotasından çıkmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın tavizsiz ve tavsamaz kararı budur” açıklamasında bulundu.