Kore Savaşı (1950-1953) - Kore Savaşı'nın nedenleri ve Türkiye neden katıldı

ABONE OL

Kore Savaşı sırasında Kuzey Kore Güney Kore'yi işgal etmiş, sınır hattında büyük çatışmalar yaşanmıştır. Güney Kore'ye ilk desteğe gelenler ise Birleşmiş Milletlerdir. Kuzey Kore'ye savaş boyunca destek veren milletler ise Çin ve Sovyetler Birliği'dir.

Çin’de de komünist rejim kurulunca SSCB, ABD’yi Asya’dan çıkarma planını uygulamaya koydu ve ilk olarak Kuzey Kore kuvvetleri 25 Haziran 1950’de Güney Kore’ye saldırdı. ABD ise Birleşmiş Milletler kuvvetleri oluşturdu ve General MacArthur komutasında savaşa dahil oldu.



Kore Savaşı’nın Başlangıcı
25 Haziran 1950’de, 75.000 Kuzey Koreli asker 38. paraleli geçti ve Güney Kore’yi istila etti. Kore Savaşı, Soğuk Savaş’ın ilk ciddi kapışmasıydı. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri de hemen savaşa müdahil oldu. Temmuz 1950’de ABD birlikleri Kore’ye girerek, Güney Kore’yi Kuzey Kore’den ve komünizmden kurtarmayı hedefledi.
Savaşın ilk ayları, ülkenin en sıcak yazlarından birine denk gelmişti ve arazi her iki taraf için de acımasızdı. Başkan Truman, çıkarmanın savunma amaçlı yapıldığını söylese de sonrasında Kuzey’e hücum edildi. Savaş 3 yıl sürdü.
Kore Savaşı, Türkiye’nin de katıldığı bir savaş oldu. Türkiye bölgeye barış gücü altında Tuğgeneral Tahsin Yazıcı önderliğinde 5090 asker gönderdi. Böylece Türkiye ABD’den sonra Kore Savaşı’na en fazla asker gönderen ülke oldu.



Kore Savaşı Tarihi
Kore Savaşı 25 Haziran 1950’de başlayarak 27 Temmuz 1953 yılına kadar devam etmiştir. Kore Savaşı’nın bitmesindeki temel olay Panmunjom Ateşkes Antlaşması’dır.
Bu anlaşmadan sonra iki devlet arasında bir ateşkes imzalanmış ve savaş sona ermiştir. Kore Savaşı 1950 tarihinde Kuzey Kore’nin Güney Kore'yi işgal etmesiyle başladı. Savaşa bu tarihten sonra ABD tarafında olan Birleşmiş Milletler de dâhil oldu. Çin ve Sovyetler Birliği ise 1951 yılında Kuzey Kore için desteğe gelerek savaş süresi boyunca Kuzey Kore’nin yanında savaşa dâhil olmuştur.



Kore Savaşı Özeti
Kore Savaşı, Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye bir saldırı başlatmasıyla meydana geldi. Özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında Kuzey Kore Sovyetler Birliği’nin etkisinde kalırken Güney Kore ise Amerika Birleşik Devletleri’nin etkisinde kalmıştır. Bu iki devlet zamanla birbirine rakip duruma düşmüştür. Bazı siyasi anlaşmazlıkların da ortaya çıkması ile beraber savaşın fitili ateşlenmiş oldu.
Savaş aslında pek çok taraftan meydana geliyordu. Kuzey Kore tarafında Çin ve Sovyetler Birliği yer alırken diğer cephede ise Güney Kore, ABD, İngiltere, Kanada, Filipinler, Avustralya, Yunanistan, Güney Afrika ve Tayland gibi ülkeler bulunuyordu. Türkiye ise savaşa bir Birleşmiş Milletler Gücü tarafından katılmıştır. Türkiye, Kore Savaşı’na özellikle NATO’ya daha kolay girebilmek için katılmıştır. Çünkü bu savaşla beraber ABD tarafında olan Türkiye NATO için engelleri daha kolay kaldırabilecekti.
Kuzey Kore, savaşı başlatan ilk taraf olmuştur. Savaş esnasında Kuzey Kore hem askeri yönden hem de silah bakımından Güney Kore'ye göre çok güçlüydü. Bu nedenlerden dolayı Güney Kore savaşın bir kısmında geri çekilmek zorunda kaldı. Fakat Kuzey Kore savaş sonrası tam olarak hâkimiyetini kuramadı. Çünkü Yarımadanın küçük bir bölümü Güney Kore'nin elinde kaldı.



Kore Savaşının Önemi
Kore Savaşı'ndan sonra artık ülkelerde polis kavramı da ortaya çıkmaya başladı. Özellikle Türkiye savaş sonrasında 1952 tarihinde NATO üyesi olmayı başardı. 



Kore Savaşı’nın Nedenleri ve Sonuçları
Kore Savaşı’nın başlangıcındaki ilk neden aslında Kore’nin Soğuk Savaş dönemlerinde iki ayrı hükümete bölünmesidir. Özellikle Sovyetler Birliği ve ABD arasında yaşanan Soğuk Savaş sebebiyle Kore’de ayrı iki hükümet oluşmuştur. Her iki hükümet de Kore üzerinde kendilerine göre hak iddia etmiş ve sınır hattı doğru ve kalıcı olarak devletler tarafından kabul edilmemiştir. Bu sebeplerden dolayı da Kuzey ve Güney Kore arasında hep bir siyasi çekişme söz konusu olmuştur. Daha sonra ise Kuzey Kore, Çin ve Sovyetler Birliği’nden destek alarak 25 Haziran 1950 tarihinde Güney Kore topraklarına girmiştir. Bu işgal büyük savaşın başlamasına da neden olmuştur.



İki hükümet arasında 27 Temmuz 1953 tarihinde imzalanan ateşkes ile beraber savaş sona ermiştir. Savaşın sona ermesiyle bazı durumlar da ortaya çıkmıştır. Özellikle savaş sonrasında iki hükümet için bazı kararlar alınmıştır. Bu kararlardan biri de 337 numaralı karardır. Bu karara göre "Atmosferde, fezada ve su altında nükleer silâh denemelerinin yasaklanması hakkında antlaşma" sağlanmıştır. Kuzey ve Güney Kore'nin ikiye bölünen siyasi durumu ise aynı şekilde devam etmiştir. İki hükümet arasında 38. enlem bir sınır olarak kabul edilmiş ve iki hükümetin de bu sınırı koruması sağlanmıştır.



Türkiye’nin savaşa katılmasında etkili olan faktörlerden bazıları şunlar olmuştur:
Truman ve Marshall yardımlarını yapan ABD ile ilişkilerin kesilmek istenmemesi.
ABD’nin Senatör Cain aracılığıyla Türkiye’nin savaşa katılmasını talep etmesi.
Türkiye’nin NATO’ya katılmak istemesi.
Türkiye ve ABD arasındaki savunma ve güvenliğe yönelik iş birliğinin geliştirilmesi.
Birleşmiş Milletler Paktından doğan taahhütlerine ve Güvenlik Konseyinin kararlarına uymayı vecibe bilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Kore hakkında yardım talebini mutazammın 15 Temmuz 1950 tarihli telgrafınızı bu zihniyet içinde ve itina ile tetkik etmiştir. Cumhuriyet Hükümeti bu tetkik neticesinde mezkur kararları dünyanın şimdiki şartları içinde umumi barış hizmetinde müessir ve fiili bir şekilde icra mevkiine vaaz etmekteki lüzum ve ehemmiyeti müdrik olarak Kore’de hizmet etmek üzere 4500 mevcutlu silahlı bir savaş birliğini Birleşmiş Milletler emrine vermeye karar vermiştir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, BM'nin öncelikli organı haline geldi.
Kore Savaşı ile beraber Türkiye 1952 yılında NATO üyesi oldu.



Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü tarafından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie’ye çekilen telgraf
Kore Savaşı iki tarafında galip gelemediği bir savaş oldu. Panmunjom Mütarekesi ile savaş sona erdi.
27 Temmuz 1953’te imzalanan mütareke metni ile Kuzey ve Güney Kore arasındaki sınır yine savaşın başlangıcında olduğu gibi 38’inci paralel çizgisi olarak kaldı.
Türkiye bu savaşta özellikle Kunuri’de kahramanlıklar gösterdi. Türkiye bu savaştan 741 Şehit, 2147 yaralı ile çıktı.
(41 subay, 25 astsubay, 826 er) Pusan Şehitliği’nde yatıyor. Ruhları şad olsun…..