İlk Türk Kadın Hükümdarı Tomris Hatun (M.Ö.500'ler)
Alp Er Tunga'nın torunu olan bu büyük lider, Sakalar'ın (İskit Türkleri) ve hatta dünyanın ilk kadın hükümdarı olarak kabul ediliyor.
İsmi günümüz Türkçesinde “demir iz” anlamına gelen Tomris Hatun, kocası öldükten sonra tahta çıktı. Son derece güçlü, zeki ve savaşçı bir kadındı. Halkına parlak bir dönem yaşatmakla birlikte devrin en önemli imparatorluklarından biri olan Pers İmparatorluğu’nu (İran) da mağlup etmeyi başaracaktı. Turan taktiğini kullanarak kazandığı savaşın sonucunda oğlunun katili kral Kyros’u öldürüp, kafasını kanla dolu bir tuluma soktuktan sonra şu sözleri söylemişti:
“Canım sağ ve savaştan zaferle çıktım. Ama sen hileyle oğlumu yakalayarak onu öldürdün. Şimdi sana söz verdiğim gibi... Hayatında kan içmeye doymamıştın, artık benim elimden kana doyuyorsun.”
Tomris, kelime anlamı olarak eski Türk dilinde “demir” anlamına geliyor. Demir kadar güçlü bir kişiliğe sahip olan Tomris Hatun ise milattan önce 6.yüzyılda yaşadığı düşünülen Saka veya literatürde İskitler olarak da geçen Hükümdarlığın kraliçesidir. Saka Devleti Orta Asya, Avrupa’nın doğusunda ve Karadeniz’in kuzeyinde kurulmuştur.
Tomris Hatun’ Saka Devletinin büyük hükümdarı Alp Er Tunga’nın torunu olarak bilinir ve eşinin kaybı üzerine Saka Türklerinin kadın lideri olarak başa geçmiştir. Sakaların en büyük düşmanı olan Pers İmparatorluğuna karşı birçok savaş yönetmiştir. Akıllı ve silah kullanmada usta olan bu hatunun ordusunun çoğu kadınlardan oluşmaktadır.
Perslerin İmparatoru Büyük Kiros, haince kurduğu bir plan ile sakaların önderi Tomris Hatun’un oğlunu gafil avlayıp katletmiştir. Olay üzerine yıkılan ama mücadelesinden vazgeçmeyen bu hükümdar anne, oğlunun intikamını almak için yemin eder.
Büyük hükümdar Alp Er Tunga’nın da torunu olarak bilinen bu hatun, çocukluğundan beri at kullanmasını çok iyi bilen, kılıç ve okçulukta usta olan bir kadın figür olmaktadır. Tomris Hatun eşini kaybettikten sonra kaderinden kaçamaz ve Saka Devletinin ilk kadın hükümdarı olarak başa geçer.
Dünya tarihine damga vuran bu isim önderliğinde Pers ordusu mağlup edilerek Saka toprakları muhafaza edilmiştir. Zorlu süreçler yaşayan bu hatun savaşta oğlunu kaybetmiştir fakat davasından vazgeçmeyerek Pers İmparatorluğunun sonunu getirmeyi başaran bir güç olmuştur.
Herodot’a göre, Pers ordusu Babil’i ele geçirdikten sonra yeni topraklar kazanmak için Saka toprakları üzerine sefere çıkmıştır. Tomris hatun barışçıl bir politika izlemesine rağmen, Pers İmparatoru Büyük Kiros durmaksızın akınlar düzenliyor ancak karşılığında yanmış tarlalar ve zehirli su kuyularından başka bir şey ellerine geçmiyor ve askerlerini geri döndürmek zorunda kalıyordu.
Sakaların yıldırma taktiği olarak görülen bu hareket, Persleri epeyce yorar ve başka bir yol denemek isteyen Büyük Kiros kurnazca bir fikirle Tomris hatunun karşısına çıkar. Kendisiyle evlenmesi takdirinde daha fazla savaş olmayacağını vadeden Kiros, oldukça akıllı olan Tomris hatunu kandıramaz.
Ettiği teklifin reddedilmesi üzerine rahat duramayan Pers imparatoru hileyle Sakalara boyun eğdiremeyince asıl niyetini ortaya çıkarır ve Aras nehri üzerine ordularını getirir. Nehrin geçilebilmesi için köprü inşa ettirmekten bile kaçınmayan bu hırs küpü imparator aynı zamanda ilginç bir silah da kullanmaktan çekinmez.
Bu silah ise eğitilmiş köpeklerdir ve savaş mevzilerine yerleştirir. Bir müddet sonra Tomris hatun, Büyük Kiros’a elçi gönderir ve ona kendilerine saldırmaktan vazgeçmelerini bildirir. Eğer vazgeçmezse Saka ordusuna doğru yoluna devam etmesini söylemekten kaçınmaz.
Bu sefer geri çekilerek yıldırma taktiğinin sonuç vermeyeceğini düşünen Tomris hatun, büyük bir mevzi seçip ordunun gelmesini bekler.
İki düşman ordu arasına eğlence çadırı yerleştiren Kiros, Pers ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başına bırakır ve içerisine güzel kadınlar, yiyecekler ve şarap yerleştirmiştir.
Bu çadıra saldırı düzenleyen Sakalar birkaç Pers öldürür ve eğlenceye devam ederler. Kiros, yaptığı taktik de başarı sağlar ve o çadırın içinde olan Tomris Hatun’un oğlu Spargapises’i de gafil avlayarak öldürür.
Oğlunun ölüm haberi sonucu yıkılan ancak mücadeleye devam eden Tomris hatun şu sözleri sarf eder; “Kana susamış Büyük Kiros! Sen oğlumu mertlikle değil ona içirdikçe sarhoş ettiğin şarapla öldürdün. Güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım!”.
Kiros bu tehdide kulak asmayınca Sakalar tarafından savaş hazırlıkları başlamıştır. Amcasını da katleden Perslere kini oğlunun öldürülmesiyle daha da güçlenen bu kadın hükümdar, ertesi gün sert bir savaşa girer.
Saka Türklerinin ilk kadın hükümdarı Tomris, atlarını ölüme sürecek olan askerlerinin önünde durarak yürekleri titreten bir ses ile “geride sadece bizler kaldık. Birçoğu kadınlardan, tıpkı erkeği kadar yiğit kadınlardan oluşan halk ve ordu”.
Perslerin esareti altına girmemekte kararlı olan Tomris Hatun ve Saka ordusu hepsi aynı anda coşkuyla haykırarak ant ettiler.
O anları bir de Herodot'tan dinleyin
Her yerde kahraman kadınların çığlıkları yankılanıyordu ve önde Tomris hatun, arkada cesur savaşçıları savaşa doğru gidiyorlardı. “Yeryüzü daha önce, böylesine bir ölüm arzulu at süren millete tanık olmamıştı” diyor Herodot.
Bir tarafta 9 bin kadın olmak üzere 13 bin askerlik Saka ordusu, diğer tarafta 100 bin askerli Pers ordusu yer almıştır.
Her iki düşman ordu uzun bir süre birbirleri üzerinde üstünlük sağlayamamıştır. Perslerin en çevik askeri birliği olan Ölümsüzlere karşı Sakaların ok atmakta ustaca maharetleri onları bozguna uğratır.
Çeşitli kaynaklarda Sakalara özgü savaş taktikleri olarak turan, kurt oyunu ve hilal taktiği adı verilen bozkır savaş stratejileriyle galibiyet sağlanır.
Ölenler arasında Pers kralı Büyük Kiros da yer alır. Tomris hatun elinde kan dolu bir çuvalla gezerek savaş alanında Kiros’un cansız bedenini bulup kafasını keser ve içine koyar, daha sonra şu sözleri sarf eder; “Sağ salim savaştan zaferle çıktım ama sen oğlumu hileyle öldürdün. Şimdi sana verdiğim sözü tutuyorum. Hayatında kan içmeye asla doymadın, şimdi benim elimden kana doyuyorsun”.
Tomris Hatun'un kadın savaşçılarına Amazon adı veriliyordu. İskitler deyip geçmeyin attan düşmemek için üzengiyi ilk kullanan atı evcilleştirip savaş aracı olarak kullanan, madencilikte o dönem de çok ileri gittikleri için bozkırın kuyumcuları olarak isimlendirilen. Ayrıca bir rivayete göre Amazon denilen bu kadın savaşçıların daha hızlı ok alabilmek için göğsünün bir kısmını kesip ok yerleştirdikleri de söylenir. Öldükten sonra bile hayattayken kaç tane düşman öldürdü ise mezarlarına o kadar balbal taşı yapılırdı. Bugün Rusya'da Yakut Türkleri olarak yaşıyorlar