İhlas Suresi - İhlas Suresi Anlamı
İhlas suresi Mekke döneminde inmiştir ve toplamda dört ayetten oluşmaktadır. İhlas kelime anlamı ile samimi olmak, dine içtenlikle bağlı olmak olarak nitelendirilir.
Allah’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhit inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır. Sizler için İhlas suresi oku sayfamızda İhlas suresi Türkçe ve Arapça okunuşu ile birlikte İhlas suresi anlamı, fazileti ve tefsiri gibi detaylı bilgilere yer verdik. Ayrıca surenin Türkçe diyanet meali yer almaktadır.
İhlas suresi Mushaftaki sıralamada yüz on ikinci, iniş sırasına göre yirmi ikinci sûredir. İhlas suresi Nâs sûresinden sonra, Necm sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Mekke’de indiğini söyleyenler Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek “Bize rabbinin soyunu anlat” dediklerini, bunun üzerine bu surenin indiğini bildiren rivayetleri delil getirirler (Müsned, V, 133-134). Medine’de indiğini söyleyenler ise yahudilerle hıristiyanların Hz. Peygamber’e yönelttikleri Allah hakkındaki sorulara bir cevap olmak üzere Cebrâil’in Hz. Peygamber’e gelip “Kul hüvellahü ehad” yani ihlas sûresini okuduğunu bildiren rivayetleri delil göstermişlerdir (Taberî, XXX, 221-222; Râzî, XXXII, 175). Ancak sûrenin üslûp ve içeriği Mekke döneminde indiği izlenimini vermektedir.
İHLAS SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Kul hüvellâhü ehad, Allâhüssamed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
İhlas Suresi Konusu
İhlas Suresinin ilk iki ayetinde Allah'ın sıfatları yer alır. Bu sıfatlar Ehad ve Samet'tir. Bir ve tek anlamına gelen Ehad, Allah'ın tekliğini vurgular. İslam dininde önemli bir yere sahip olan Tevhid ile Ehad, Vahd kökünden türemiştir. Vahd, Vahdet, Ehad ve Tevhid, Allah'ın birliğini ve bütünlüğünü tanımlar. Surede yer alan ikinci sıfat Samet ise kimseye muhtaç olmayan, kendisine muhtaç olunan manalarına gelir. İkinci anlamı ise ''idrak edilemez'', ''bütünüyle kavranamaz'' olandır.
İhlas Suresinin Anlamı ve Önemi
İhlas Suresi muhtaç olanın Allah değil insan olduğunu bize hatırlatır. O yerleri ve gökleri yaratan, alemlerin efendisidir. İnsan, takva sahibi olup günahtan sakınmalıdır. Sorumluluklarının bilincinde olmalı ve geçici dünya hayatında Allah'a yönelmelidir. Surede Allah'ın doğurmadığı ve doğurulmadığı da geçer. Hiçbir varlığın onun eşi ya da benzeri olmadığı aktarılır.
İslam'da en büyük günahların başında şirk geliyor. Allah'a ortak koşmak, onun yanında başka ilahlar edinmek, kesinlikle affedilmeyecek tek günahtır. Bu nedenle bu sure sık sık okunmalı, Allah'ın tek yaratıcı ve alemlerin Rabbi olduğu sık sık hatırlanmalıdır.
İhlas Suresi Kaç Ayet ve Sayfa? Ne Zaman İndirilmiştir?
Toplam 4 ayetten oluşan İhlas Suresi Kur'an-ı Kerim'in en kısa surelerinden biridir. Tek sayfa olan bu sura Mekke döneminde inmiştir. Hz. Muhammed peygamberliğini ilan etmeden önce Arabistan'da çok tanrıcılık yaygındı. Aslında tek bir yaratıcıya inanıyorlardı ama ona ulaşmak ve dua etmek için aracı olarak putlara tapıyorlardı. Kuran böyle bir ortamda nazil olmaya başladığı için Mekkeliler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.
Kimileri Hz. Muhammed'in bir şair kimileri ise bir Mecnun olduğunu söylemeye başladı. Bununla birlikte bazı müşrikler, peygamberimize ''bu yıl sen bizim ilahlarımıza ibadet et, seneye de biz seninkine ibadet ederiz'' teklifinde bile bulundular. Peygamberimiz her defasında Allah'a ortak koşmaktan sakınırım cevabını verdi. Sonrasında İhlas Suresi indi. Allah'ın Ahad ve Samet sıfatları bu açıdan da son derece önemlidir.
İhlas Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüz İçerisinde Yer Alıyor?
İhlas Suresi, Kuran-ı Kerim'in 30., yani son cüzü içerisinde yer almaktadır. Necm Suresinden önce, Nas Suresinden sonra İhlas Suresi Kuran'ın 604. sayfasındadır.
İhlas Suresini Okumanın Fazileti ve Faydaları
Namazlarda ve günlük ibadetlerde sıklıkla okunan İhlas Suresi, Müslümanların Allah tasavvurlarının gelişmesini sağlar. Hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah övgü ve şükürlerin tek sahibidir. O ''Ol'' dediğinde her şey olur. İnsanları ''sadece'' kendisine ibadet etsinler diye yaratmıştır. Burada ''sadece'' vurgusu son derece önemlidir.
Birçok ayette de yazdığı gibi Allah ''onlardan korkmayın, benden korkun'' , ''başka ilah bellemeyin, yalnızca bana ibadet'' buyurmuştur. Allah'ın emirlerini yerine getiren müminler, dünyanın geçici süsüne tamah etmez ve Hakka yönelir. Kuran'ın da bildirdiği gibi, dünya sadece bir eğlence, bir oyalanma yeridir. Bu nedenle hamdın ve şükrün tek sahibi yüce Allah'tır.
İhlas Suresi Abdestsiz Okunur mu?
Hadis ve sünnet kaynaklarının bazılarında abdestsiz Kuran'a dokunmanın ve ayet okumanın haram olduğu belirtilmiştir. Din adamları Kuran'a dokunulmadığı takdirde abdest alınmadan İhlas ve diğer surelerin okunabileceğini ifade etmektedir.
İhlas Suresi Hikmeti ve Sırları
İhlas Suresinin son ayetinde Allah'ın bir eşi- benzerinin olmadığının ve asla olamayacağı vurgulanır. O zamanlar tapılan Lat, Menat ve Uzza putları, günümüzde gücü, otoriteyi ve parayı temsil eder. İnsanlar dünya nimetlerine ve zenginliklerine daldıkça Allah'ı ve hesap gününü unutur. Başka bir ayette ''Beni unutanı ben de unutacağım'' diye buyuran Allah, İhlas suresinde de yakarış ve duaların yalnızca kendisine yapılmasını emreder. Bu surenin hikmeti buradan kaynaklanır. İnsan ne olursa olsun, Allah'tan gelip yine ona döneceğini unutmamalıdır.
İhlas Suresi Ne İçin, Ne Zaman, Neden ve Nasıl Okunur?
Sıkıntılarından kurtulmak isteyen müminler sık sık İhlas Suresini okumalıdır. Eve girerken besmele çektikten sonra okunduğu takdirde hane bereketlenir. Bunun dışında namaz kılarken ve günlük ibadetleri yaparken de hem Arapça hem de Tükçesi okunabilir.
İhlas Suresi Nasıl Ezberlenir?
4 ayetten oluşan İhlas Suresi Kurandaki en kısa surelerden biridir. Bu nedenle sesli bir şekilde tekrar edilerek bir gün içerisinde ezberlenmesi mümkündür.
İhlas Suresi ne anlatıyor?
İhlas kelimesinin sözlük anlamı samimiyet, ibadette içtenliktir. İkiyüzlülük anlamına gelen riyanın tam karşıdır. İhlas sahibi kullar Allah'ın Ehad ve Samet olduğunu bilerek yalnızca Ondan yardım dilerler.
İhlas Suresi Ölülere Okunur mu?
Mezarlık ziyaretlerinde diğer sureler ile birlikte okunmasında herhangi bir sakınca yoktur.
İhlas Suresi Özellikleri
Tevhid Suresi adıyla da bilinen İhlas Suresi namazlarda en sık okunan surelerden biridir.
İhlas Suresi Şifa İçin Okunur mu?
Bu sure hem maddi hem de manevi sıkıntılardan kurtulmak için okunabilir. Okuyanları hastalıklardan ve musibetlerden korur.
İhlas Suresi ve Uzun Bağışlama Duası
Allah'ın merhametine sığınmak isteyen müminler önce bağışlanma duasını İhlas Suresini okuyabilir.
İhlas Suresini Üzerinde Taşımak
En faziletli surelerden biri olan İhlas Suretini üzerinde taşıyan kişiler hem hastalıkları hem de şeytandan gelen vesveseleri kendisinden uzak tutar.
İhlas Suresi Ne Zaman Okunmalı
İhlas Suresi gece gündüz, eve girerken ve evden çıkarken okunabilir.
İHLAS SURESİ ANLAMI VE DİYANET MEALİ
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla. De ki: "O, Allah'tır, bir tektir." "Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir.)" Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)."
İHLÂS SURESİNİN TEFSİRİ
İhlâs sûresi, İslâm’ın esası olan tevhid (Allah’ın birliği) ilkesini özlü bir şekilde ifade ettiği ve Allah Teâlâ’yı tanıttığı için Hz. Peygamber tarafından Kur’an’ın üçte birine denk olduğu ifade buyurulmuştur. Kelâmın akışı ve konunun Allah’ın nesebini (hangi soydan geldiğini) soranlara verilen cevapla ilgili olması dikkate alındığında 1. âyetteki “O” diye çevirdiğimiz “hüve” zamirinin Allah’a ait olduğu açıkça anlaşılır. Allah ismi, varlığı ezelî, ebedî, zarurî ve kendinden olup her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve herşeye kadir olan... Yüce Mevlâ’nın öz (has) ismidir (bk. Bakara 2/255).
Müfessirler bu sûrede ağırlıklı olarak Allah’ın birliğini ifade eden ahad terimi ile var oluş bakımından kimseye muhtaç olmadığını anlatan “samed” terimi üzerinde durmuşlardır. “Tektir” diye çevirdiğimiz “ahad” kelimesi, “birlik” anlamına gelen vahd veya vahdet kökünden türetilmiş bir isimdir (Ebû Hayyân, VIII, 528); sıfat olarak Allah’a nisbet edildiğinde O’nun birliğini, tekliğini ve eşsizliğini ifade eder; bu sûrede doğrudan doğruya, Beled sûresinde (90/ 5, 7) dolaylı olarak Allah’a nisbet edilmiştir; bu anlamıyla tenzihî veya selbî (Allah’ın ne olmadığını belirten) sıfatları da içerir. Nitekim devamındaki âyetler de bu mânadaki birliği vurgular. Bu sebeple “ahad” sıfatının bazı istisnalar dışında Allah’tan başkasına nisbet edilemeyeceği düşünülmüştür. Aynı kökten gelen vâhid ise “bölünmesi ve sayısının artması mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” anlamında Allah’ın sıfatı olmakla birlikte Allah’tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır. Türkçe’de de “bir” (vâhid) ile “tek” (ahad) arasında fark vardır. Bir, genellikle “aynı türden birçok varlığın biri” anlamında da kullanılır. “Tek” ise “türdeşi olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri olmayan tek varlık” mânasına gelir. İşte Allah, bu anlamda birdir, tektir. Ahad ile vâhid sıfatları arasındaki diğer farklar ise şöyle açıklanmıştır: Ahad, Allah’ın zâtı bakımından, vâhid ise sıfatları bakımından bir olduğunu gösterir. Ahad ile vâhidin her biri “ezeliyet ve ebediyet” mânalarını da ihtiva etmekle birlikte, bazı âlimler ahadı “ezeliyet”, vâhidi de “ebediyet” mânasına tahsis etmişlerdir. Allah’ın sıfatı olarak her ikisi de hadislerde geçmektedir (bk. Buhârî, “Tefsîr”, 112; İbn Mâce, “Duâ”, 10; Nesâî, “Cenâiz”, 117; Müsned, IV, 103; geniş bilgi için bk. Bekir Topaloğlu, “Ahad”, DİA, I, 483; Emin Işık, “İhlâs Sûresi”, DİA, XXI, 537).
Samed kelimesi “herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği, fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan” anlamına gelir (Râgıb el-İsfahânî, Müfredâtü’l-Kur’ân, “smd” md.). Sûredeki bağlamına göre samed, “var oluş bakımından kimseye muhtaç olmayıp her şeyin varlık ve devamını kendisine borçlu olduğu vâcibü’l-vucûd” demektir. Buna göre samed kelimesi doğrudan doğruya ahad isminin açıklamasıdır; daha sonra gelen “doğurmamış ve doğmamıştır” meâlindeki âyet de samed isminin açıklamasıdır. Taberî, samedi, “kendisinden başkası ibadet edilmeye lâyık olmayan tek mâbud” olarak tanımlamıştır (XXX, 222). Kur’ân-ı Kerîm’de sadece burada geçen samed ismi başta “esmâ-i hüsnâ” hadisi olmak üzere (bk. Tirmizî, “Da‘avât”, 83) bazı hadislerde de yer almıştır (meselâ bk. Buhârî, “Tefsîr”, 112; Tirmizî, “Da‘avât”, 64).
Allah Teâlâ’nın noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu ifade eden bu âyet, samed isminin açıklaması olup, Allah’a evlât nisbet edenleri ve soy kavramına giren her şeyi; meselâ, “Mesîh Allah’ın oğludur” diyen hıristiyanların (Tevbe 9/30) ve meleklerin Allah’ın kızları olduğunu söyleyen (En‘âm 6/100) müşriklerin bu iddialarını reddeder. Zira çocuk, eşin olmasını gerektirir; eş de çocuk da ihtiyacı karşılamak için istenilen varlıklardır; Allah ise ihtiyaçtan münezzehtir, ezelî ve ebedîdir. Eşleri de çocukları da O yaratmıştır; yarattığı şeylere muhtaç olması ise imkânsızdır (bk. En‘âm 6/101). Âyetin, “O, doğmamıştır” meâlindeki ikinci cümlesi Allah Teâlâ’nın doğum veya sudûr yoluyla bir ana veya babadan, bir asıldan meydana gelmediğini ifade eder. Çünkü doğan her şey sonradan olur; oysa Allah kadîm ve ezelîdir, yani varlığının bir başlangıcı yoktur.
Bu âyet hem ilk âyetin açıklaması hem de bütünüyle sûrenin bir özeti mahiyetinde olup Allah’ın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde hiçbir dengi ve benzeri bulunmadığını ifade eder. Kendisinden başka var olan her şeyi O yaratmıştır. Bu sebeple yarattıklarının O’na denk olması mümkün değildir. Nitekim bu durum muhtelif âyetlerde ifade buyurulmuştur (meselâ bk. Nahl 16/17-22; Şûrâ 42/11).
İhlâs sûresinin, Kur’an’ın üçte birine denk olduğuna dair yukarıda geçen hadisi yorumlayan âlimlerden bir kısmı, bu denkliği sûreyi okumanın sevabı, bir kısmı da konusu ve mânası yönünden değerlendirmişlerdir. İkinci görüşe göre sûre, Kur’an’ın üç temel konusundan ilki olan tevhidle alâkalı olup bu sûrenin anlamını iyice kavrayan ve itikadını bu sûrenin öğretisi yönünde oluşturan bir kimse Kur’an’ın tevhid ve akaid bölümünü de kavrayıp benimsemiş olur. Gazzâlî Cevâhiru’l-Kur’ân isimli eserinde (s. 47-48) özetle şu hususlara işaret eder: Kur’an’daki bilgiler ana hatlarıyla Allah hakkında bilgi (mârifetullah), âhiret bilgisi ve doğru yol bilgisi olmak üzere üçe ayrılır. İhlâs sûresi bunlardan ilkini, yani mârifetullah ve tevhid konusunu ihtiva etmektedir. Kur’an’daki diğer hükümler bu sûredeki tevhid temeline dayandığı için sûre Kur’an’ın üçte birine denk görülmüştür. Belirtilen öneminden dolayı İhlâs sûresi tefsir kitaplarında muhtelif yönleriyle ele alınıp incelendiği gibi felsefeden tasavvufa kadar çeşitli ilim dallarında da meşhur âlimler tarafından sûre üzerinde pek çok müstakil tefsir vb. çalışmalar yapılmış; ayrıca sûre üzerine tezler de hazırlanmıştır