Fazla seçenek çocukların hayattan keyif almasını engelliyor

ABONE OL

Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman, günümüz dijital neslinin dürtü kontrolü konusunda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.

Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman, günümüz dijital neslinin dürtü kontrolü konusunda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyacı olduğunu, dahası hiçbir neslin sahip olmadığı kadar seçenek fazlalığına maruz kalmalarının, onların irade gücünü ve hayattan keyif almasını azaltabildiğini belirtti.
Koronavirüs salgınında evlerde kalmanın zorunlu olduğu dönemde akıllı cihazlar yoğun şekilde kullanılırken normalleşme döneminde de zamanlarının çoğunu evlerinde geçirecek olanlar ve özellikle çocuklar bu cihazları yoğun şekilde kullanmaya devam ediyor. Çocuklar için arkadaşlarıyla sosyal bağlarını devam ettirmek ve dünyadan uzaklaşmamak adına akıllı telefonlar vazgeçilmez bir araç olarak kullanılıyor.
Çocukların ekranda geçirdikleri süre sınırlandırılmalı
Dünyadaki her üç internet kullanıcısından birinin çocuk olduğunu belirten Arman, dolayısıyla çocuklara yönelik çevrim içi içeriklerde de büyük bir artış yaşandığını, buna karşın çocukları dijital dünyanın tehlikelerinden koruma ve güvenli çevrim içi içeriğe erişimlerini sağlamak için çok az şey yapıldığını kaydetti.
Çocuklar 1,5 - 2 yaşından önce akıllı cihaz kullanmamalı, ancak akrabalarla yapılan video sohbetlerine izin verilebilir. Okul öncesi çocuklar için kaliteli içerikler ve programlara günde bir saat ile sınırlı olmak şartı ile izin verilebilir. 6 yaşından küçük çocukların çevrim içi bilgisayar oyunları oynamalarına izin verilmemeli. 12 yaşından küçük olanlar da internet ortamına girmemeli ve sosyal medya hesabı açmamalıdır.
Okul çağı ve ergenlerde ise ekranda kalma süreleri olağan aktivitelerinin önüne geçmeyecek şekilde günde 1,5-2 saati aşmamalıdır. Bu çocukların, günde en az bir saat fiziksel aktivite yapmaları ve 8-10 saatlik uyku düzenine sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca ailece yemek yeme düzeni sağlanmalı ve ekrandan bağımsız oyun ya da aktivite saatleri belirlenmeli. Her yaşta çocuk için ise ailece ortak dijital alan oluşturulmalı ve birlikte ekran içeriklerinden faydalanarak eğlenceli ve öğretici vakit geçirilmeli. Bu sayede aileler, çocuklarının yaptıkları, gördükleri ve söyledikleri hakkında bilgi sahibi olabilir. Çocuklar bireysel akıllı telefona lise çağında sahip olmalı.
Arayüz şeklindeki telefon uygulamaları aktif hale getirilmeden akıllı cihazlar çocuklara verilmemelidir.
Yasaklar, tam tersine çekici hale gelebilir
Günümüz dijital neslinin dürtü kontrolü konusunda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyacı var. Dahası hiçbir neslin sahip olmadığı kadar seçenek fazlalığına maruz kalıyorlar ki, bu durum onların irade gücünü ve hayattan keyif almasını azaltabiliyor. Artan ekran kullanımını önlemek amacıyla ev ortamında kurallar ve sınırların belirlenmesi tek başına yeterli olmayabilir. Çünkü bir şeyi engellemeye çalıştığınızda dikkati de tam oraya çekebiliyorsunuz. Çocuklara 'oynayamazsın' ya da 'sadece on dakika oynayabilirsin' dediğinizde, tam tersine yasaklar çekici hale gelebiliyor.
Dijital bakıcılığın önüne geçilmeli
Dijital dünyada ailelerin bir kısmı çocuklarının medyayı ve dijital teknolojileri kullanmaları sebebiyle endişe duyuyor. Çocukların yaşı ilerledikçe ailelerin bu konudaki endişeleri de artıyor. Bu nedenle dijital medya okuryazarlığı daha da önem kazanıyor. Dijital ortamda güvenilir bilgi kaynaklarını kullanarak eğitim ve eğlence amaçlı birlikte vakit geçirmek, interaktif bilgi oyunları oynamak gerekiyor. Burada en önemli noktalar; kişisel bilgileri koruma yollarını öğrenmek, istismar ve siber zorbalığa karşı duyarlı yaklaşıma sahip olmak ve son zamanlarda sıkça karşılaştığımız dijital bakıcılığın önüne geçmektir.