Dünya ''Arı Günü'' 20 Mayıs
Birleşmiş Milletler 20 Mayıs'I Dünya Arı günü ilan etti! 20 Mayıs, 18. yüzyılda Slovenya da modern arıcılık tekniklerine öncülük eden Anton Janša'nın doğum gününe denk geliyor. Arılar ciddi bir küresel tehditle karşı karşıya! Arıların ekosistemimizdeki hayati rolü konusunda farkındalık yaratalım!
Dünya Arı Günü nedir?
Yoğun tarım uygulamaları, arazi kullanımındaki değişimler, tarımda monokültür uygulamaları, pestisitler, iklim değişikliği ile ortaya çıkan sıcaklık artışı gibi etkenler arı popülasyonları ve buna bağlı olarak ürettiğimiz toprak mahsullerinin çeşitliliği açısından sorun oluşturmakta. Dünya Arı Günü bu sorunlar konusunda farkındalık yaratılması ve adımlar atılmasına vesile olunmasına yönelik bir gün. Her yıl 20 Mayıs tarihinde kutlanan Dünya Arı Günü çeşitli etkinliklere sahne oluyor. Bu günde özellikle çocukların bilinçlendirilmesi önem taşıyor. Bunun için Dünya Arı Günü oyunu gibi çevrimiçi etkinlikler faydalı oluyor.
Tozlaştırıcıların korunmasını ve sürdürülebilirliği Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi öncelikleri arasında da yer alıyor. Bu bağlamda tarımda tozlaştırıcıların sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek amacıyla Uluslararası Tozlaştırıcı İnisiyatifi (IPI) 2000 yılında hayata geçirildi. İnisiyatifin ana hedefleri tozlaştırıcı nüfusundaki azalmayı izlemek, taksonomi bilgi açığını kapatmak, tozlaşmanın kesintiye uğramasının ekonomik etkisini değerlendirmek ve tozlaştırıcı çeşitliliğini korumak oldu.
Arı ve yaşam arasındaki bağın önemine dikkat çekmek amacıyla her yıl mayıs ayının 20’si, Dünya Arı Günü olarak kutlanıyor. Mayıs, kuzey yarımkürede tozlaşmanın ve arıların üremeye başladığı, güney yarımkürede ise arı ürünlerini hasat etme zamanı.
Ekosistemin belki de en önemli canlıları, dünyanın kadim emekçileri olan arılar, milyonlarca yıldır yeryüzündeler... Çiçekten çiçeğe konarken taşıdıkları polenler ile yaşamımız için gerekli sayısız farklı bitki türünün döllenmesini, onların çoğalmasını sağlıyorlar. Gıdalarımızın en az yüzde 33’ü arıların tozlaşma işlemi sayesinde elde ediliyor. Çiçekli bitkilerin ve ağaçların yüzde 80’i arıların taşıdığı polenler sayesinde çoğalıyor. Ve arılar bunu yaparlarken muhtemelen insanoğlunun tanıdığı ilk tatlı olan balı üretiyorlar. Peki, bal, ne zamandan beri insanoğlunun vazgeçilmezleri arasında? İspanya’da Valencia yakınlarındaki bir mağaranın duvarına kazınmış en az on bin yıllık resimde bal sağımı yapan bir insanın silueti olduğuna göre “on binlerce yıldır” diyebiliyoruz.
Bu haberler ve köşemizin diğer yazılarının ayrıntıları için lütfen dunya.com/yasam-keyfi’ne geçiniz…
Ölümsüzlük iksiri de diyorlar
Bal, gençlik, mutluluk, ölümsüzlük iksiri gibi kabul edilen değerli bir besin. Yararlarının başında antimikrobiyal ve antifungal (mantar enfeksiyonlarına karşı) özellikleri geliyor. Bu sayede yaraların iyileşmesine, bakteri ve mantar gelişiminin önlenmesine katkı sağlıyor, bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Ve güzel olan bir diğer yönü asla bozulmuyor, kokmuyor; yeter ki nem, ışık olmasın. Balın iki düşmanı var: Işık ve nem. Ağzını kapatıp karanlık bir yere koyduğumuz sürece istediğimiz kadar saklayabiliyoruz; açtıktan sonra yeniden iyice kapatmak koşuluyla...
“Arılar varsa yarınlar var”
Son yıllarda yaşanan arı ölümleri nedeniyle balarısı popülasyonunda da düşme yaşanıyor. Viral hastalıklar, küreselleşme nedeniyle dünyaya daha hızlı yayılan yeni zararlılar, tarımsal alanı daraltan kentleşme, iklim değişikliği arıların yaşamını tehdit ediyor. 2018 yılında ABD'de arı üreticileri her 10 bal arısı kolonisinin 4'ünü kaybetti; ABD'deki bal üreticileri için tarihin en kötü kışı geçti. Rusya'da da 20 bölgede toplu arı ölümleri gerçekleşti. Güney Afrika'da 2019 Kasım ayında en az bir milyon arı öldü. Ölümlerden fipronil maddesi sorumlu tutuldu. Kanada, Meksika, Arjantin ve Türkiye'de toplu arı ölümleri yaşandı. TEMA Vakfı, Balparmak ve Millî Eğitim Bakanlığı “Arılar Varsa Yarınlar Var” sloganıyla çocuklara yönelik bir eğitim projesi başlattı.
“Bal ve arı kaliteli yaşamın vazgeçilmez unsurları”
"insanın müdahale etmediği, arının doğal üretimi olan bütün ballar aynı kalitededir. Ancak, arıcı müdahale etmese bile kontamine olan herhangi bir bölgede arı varsa dışarıda akan sudan veya ağaçlara yapılan ilaçlamadan, doğadan tehlike gelebilir”
Arıları korumak için neler yapabiliriz?
Dünya Arıcılar Günü olarak da bilinen bu günde tozlaştırıcıların çeşitliliğinin korunmasının hepimizin sorumluluğu olduğunu idrak ediyoruz. Peki bu konuda neler yapabiliriz? Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü arı nüfusunun korunması için tüketiciler olarak aşağıdakileri yapmamızı öneriyor:
Yılın farklı zamanlarında çiçek açan çeşitli endemik bitkiler ekmek;
Yerel çiftçilerden bal satın almak;
Sürdürülebilir tarıma dayalı ürünler satın almak;
Park ve bahçelerde böcek ilaçları, mantar ilaçları ve herbisit kullanımından kaçınmak;
Yabani arı kolonilerini mümkün olduğunca korumak;
Mümkünse kovanlara sponsor olmak;
Bahar ve yaz aylarında dışarıya derin olmayan su kapları bırakarak arı çeşmesi yapmak;
Orman ekosistemlerinin sürdürülmesine yardımcı olmak;
Bu bilgileri paylaşarak çevremizde farkındalığı artırmak.
Dünya Arı Günü'nde çiftçilere ve kamuya tavsiyeler
Arıcı ve çiftçilerin yapması gerekenler ise şöyle:
Pestisit kullanımını azaltmak veya arılara zarar vermeyen türleri tercih etmek;
Toprak mahsullerini olabildiğince çeşitlendirmek ve/veya tarlanın etrafına arıları çekecek mahsuller dikmek;
Bitkilerden çitler oluşturmak.
Dünya Arı Günü vesilesiyle hükümetler ve karar alıcı konumundakilere ise şunlar öneriliyor:
Özellikle ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği bilen ve bunlara saygı duyan yerel halkın karar alma sürecine katılımını güçlendirmek;
Değişime yardımcı olmak için maddi teşvikler dahil olmak üzere stratejik önlemler uygulamak;
Tozlaştırıcıları izlemek ve değerlendirmek için ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile akademik ve araştırma ağları arasındaki işbirliğini artırmak.