Çöl Aslanı Ömer Muhtar Kimdir?

ABONE OL

Libya'nın dağlık bölgesi Cebel Ahdar'da 1860'larda dünyaya gelen Muhtar, eğitimini bölgede etkin Senusi Hareketi medreselerinde aldı. Eğitiminde başarı gösteren ve hareketin önde gelen isimlerinin dikkatini çeken Muhtar, 1899 yılında Çad'da Fransızların sömürge ve misyonerlik çalışmalarına karşı silahlı mücadele verdi.

Libya direnişinin öncüsü, Senusi Hareketi’nin lideri çöl aslanı Ömer Muhtar’ın İtalya’ya karşı verdiği destansı mücadele ve şehadeti ile noktalanan hayatı… Ömer Muhtar, defalarca İtalya’nın kabusu olmuş, direnişi ile Çöl Aslanı lakabını almış, Libya’nın kolay teslim olmayacağını tüm dünyaya göstermiştir. İtalya ve maşası olan tüm askerlerinin Libya üzerindeki hayallerini defalarca yıkan, Senusi Hareketi’nin lideri Ömer Muhtar, etkin bir direnişle 22 yıl boyunca mücadelesini sürdürmüştür. 
Ömer Muhtar’ın Doğumu ile Mücadele Yıllarına Kadar Devam Eden Süreç
Libya’nın bağımsızlık mimarı Ömer Muhtar, 1860 yılında Libya’daki Defne bölgesinin Batnan kasabasında doğdu. Annesinin ismi Aişe bint Muharib’tir. Ömer Muhtar’ın ilk öğretmeni babası Muhtar’dır. Babası 1878 yılında Hac vazifesini yerine getirirken vefat etti. Vefatından sonra Ömer Muhtar’ın ve kardeşi Muhammed’in yetiştirilmesini babasının yakın arkadaşı Seyyid El Giryani üstlendi. Giryani, Ömer Muhtar’ı  ve kardeşini Cağbub’taki İslâmi Bilimler Akademisi’ne yazdırdı ve Ömer Muhtar burada sekiz yıl din eğitimi aldı. Ömer Muhtar, gördüğü öğrenimle beraber kendisini marangozluk, demircilik, ziraatçılık, duvar ustalığı, binicilik gibi birçok sanat dallarında yetiştirdi.  Cağbub’taki arkadaşları arasında sevilen ve sorumluluk sahibi biri olan Ömer Muhtar, kısa sürede liderlik vasfıyla ön plana çıktı. Güzel konuşması ve mütevazı hayatıyla, saygın bir şahsiyet haline gelmiş olan Ömer Muhtar, “Sidi(Seyyid) Ömer” lakabını almıştır. Aldığı eğitimler sonucunda Kur’an öğretmeni olmuş ve ömrü boyunca bu Kur’an’ı kendisine yoldaş edinmiştir.

Ömer Muhtar ve Senusi Hareketi
Ömer Muhtar ve birçok Kuzey Afrikalı Müslümanın da aktif olarak yer aldığı Senusi Hareketi, Libya’da da bulunmaktaydı. Tasavvufu özüne döndürme çabası içerisinde olan bu hareket, tasavvufu miskinlikten kurtararak hayatın her alanını kucaklayan bir hareket haline dönüştürme çabasındaydı. Senusi Hareketi, Afrikalı Müslümanları işgal güçlerine karşı daima diri tutmuştur.
Ömer Muhtar’ın aldığı ilmi alanlar, Trablusgarp’a şeyh olarak gönderildiklerinden, Muhtar da, Ubeyd Kabilesi’ne gönderildi. Osmanlı Devleti’ne tam itaat etmeyen bir kabile olan Ubeyd Kabilesi, Ömer Muhtar’ın çabaları sonucu Osmanlı’ya yaklaşmıştır. Ayrıca oradaki Arap kabilelerin arasını düzelterek Ubeyd Kabilesi’ni asker olarak yetiştirmiştir.
Senusi Hareketi’nin ikinci lideri Mehdi es-Senusi’nin dikkatini çeken Ömer Muhtar, Kufra’daki zaviye Çad’ta bulunan Borku beldesine taşınınca onunla beraber gitmiştir. Burada Fransız işgaline karşı yapılan seferlere katılmıştır. Mehdi es-Senusi’nin vefatı üzerine Senusi Hareketi’nin başına yeğeni Ahmed Şerif es-Senusi gelmiştir.



Ömer Muhtar ve 1.Dünya Savaşı
İtalya, 27 Eylül 1911’de Trablusgarp’a saldırınca Buradan tekrar Ubeyd Kabilesi’ne dönen Ömer Muhtar, onlardan 1000 kişilik bir ordu kurmuştur.
İtalya ile süren 22 yıllık mücadelede başından sonuna kadar bulunan Öncü Şahsiyetlerden biri olan Ömer Muhtar, halktan da büyük destek görmüştür. Halk, dağlardan baskınlarla İtalya’yı büyük bozgunlara uğratmıştır. Osmanlı Devleti, İtalya ile 1912’de Uşi Antlaşması imzalamış ve böylece İtalya, Trablusgarp’tan çekilmiştir.

Mısır’ın İhaneti
İdris es-Senusi tedavi bahanesiyle Mısır’a gitmiş ve yerine kardeşi Muhammed’i bırakmıştı. Mısır’dan kendi güvenliği konusunda söz alarak Mısır’ın İtalya ile anlaştığını, yardım edemeyeceğini belirtmiştir.

Ömer Muhtar’ı Direnişten Vazgeçirme Çabaları
Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de zalimler, Allah’a gönülden bağlanmış olan Müslümanları dünya ile kandırabileceklerini zannetmişler ve yanılmışlardır. Mısır’dayken kendisine birçok dünyevi tekliflerle gelen İtalyan heyetini eli boş gönderen Ömer Muhtar, onurlu bir Müslüman duruşu sergilemiştir. Muhtar, kendisine yapılan tüm teklifleri reddederek onurlu bir duruş sergilediği için kendisine “çöl aslanı” lakabı verilmiştir. Buna tahammül edemeyen İtalya, Libya’ya dönerken saldırıya geçmiş, ancak Ömer Muhtar sağ kurtulmayı başarmıştır.



İtalyanların Saldırıları ve Kutlu Direniş
İtalya, en modern ve güçlü silahlarla saldırırken Ömer Muhtar ve arkadaşları imanlarıyla karşılık verdiler. İtalya’yı defalarca ağır bozgunlara uğratan Ömer Muhtar, vur kaç taktiğiyle büyük direnişler sergilemiş ve çok sayıda İtalyan askerini esir almıştır.
Topyekun bir işgalin zorunlu hale geldiğini gören İtalya, 1928’de direniş merkezi haine gelen Berka bölgesini işgale başladı. İtalya tarafından tayin edilen ve başarısızlığa uğrayan birçok vali, eli boş İtalya’ya dönmüştür.
Tekrar tekrar Ömer Muhtar’a farklı yollarla gelen İtalyanlar, sürekli onu bu direnişten vazgeçirmeye çalışıyorlar fakat başarılı olamıyorlardı. Kendi arkadaşları eliyle onu ikna etmeye çalışmışlar, bu da olmayınca vali bizzat devreye girmiş ve onu durdurmaya çalışmıştır.
Bütün bu denemelerinde başarısız olan Mussolini, o güne kadar tayin edilenlerin en acımasızı olarak biline Rodolfo Graziani’yi Trablusgarp’a vali tayin etti. Graziani, Ömer Muhtar’ın direnişini zayıflatmak ve bitirmek için, onun, içteki ve dıştaki bütün bağlantılarını koparmasını gerektiğini düşünüyordu. Bunun için Ömer Muhtar ve arkadaşlarının Fizan, Kufra ve Mısır ile bütün bağlantılarını kopardı, direniş siperlerini uçaklarla bombaladı.
Ömer Muhtar’ı vazgeçirmeye çalışan İtalya, bir sonuç elde edemeyince bu defa halkı kamplarda toplamaya başladı. 1930 tarihinde Muhtar’ın yakın arkadaşlarından Fudayl bin Ömer ve 40 kişi şehit oldu, Trablusgarp’ın önemli direniş bölgesi Kufra’nın Tac Köyü İtalya’nın eline geçti.
Acımasız komutan Graziani, mücahitlerin Mısır’dan yardım almalarını engellemek için dikeni tellerle yolu kapattı. Halkla görüşmemeleri için de halkı kamplara doldurdu. Toplama kamplarında çok zor şartlar altında bulunan halk, ya hastalıktan, ya açlıktan öldü; ya da Ömer Muhtar’a yardım ettikleri gerekçesiyle idam edildi. Berika kampında 30 binden fazla insanın öldüğü kayıtlara geçmiştir.

Kutlu Direniş Kutlu Şehadet
Ömer Muhtar, 11 Eylül 1931 tarihinde adamlarıyla birlikte İtalya’nın tuzağına düşmüş ve tutuklanmıştır. Mahkemeye çıkarılmadan önce Graziani ile görüştürüldüğünde söylediği şu sözler tarihte ebedi yerini aldı:
“Biz asla teslim olmayız. Ya kazanırız, ya ölürüz. Bizden sonraki nesillerle de savaşacaksınız. Ondan sonrakilerle de ve sonrakilerle… Bana gelince, ben cellâtlarımdan daha uzun yaşayacağım!”
Çıkarıldığı sözde mahkemede yargılanan Ömer Muhtar, kendisine idam kararı veren hakimin yüzüne ise şu ifadeleri haykırıyordu:
“Hüküm ve karar yalnız Allah’ındır. Sizin bu sahte ve uydurma hükmünüzün hiçbir geçerliliği yoktur. İnna lillah ve inna ileyhi raciun. (Biz Allah’ın kullarıyız ve sonunda ona dönücüleriz.)”
Aynı gün 20 bin kişinin olduğu toplama kampındaki Libya halkının gözü önünde İdam edildi. İdam sehpasına çıkarken dilinden şu ayetler dökülüyordu:
“Ey huzura ermiş nefis! Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön” (Fecr Suresi, 28.Ayet)

Tarihe Kazınan Ömer Muhtar Sözleri
“Çocuklarınıza sütle birlikte Kur’an’dan öğütler verin boyları büyürken kalpleri ve bakış açıları da büyüsün.”
“Ben her isteyenin böyle kolayca yutabileceği bir lokma değilim… Beni kimse imanım, davam ve cihadımdan alıkoymayacaktır. Allah onların iştahlarını kursaklarında bırakacaktır.”
İtalyan Subay: Ne dersin İtalyan hükümeti büyük alicenaplığını takınarak senin hayatını bağışlarsa hayatının geri kalan yıllarını huzur ve barış içinde geçireceğine söz verebilir misin? Ömer Muhtar: “Vallahi sizler memleketimden çekip gidinceye kadar seninle ve senin güruhunla savaşmaktan bir an bile vazgeçmeyeceğim. Bu uğurda ölümse akıbet, hoş geldi sefa geldi… Ve insanını kalbindekini bilen Cenab-ı Hakk’a yemin ederim ki şu anda ellerim bağlı olmasaydı bu yaşlı ve bitkin halimle bile, çıplak ellerimle seninle boğuşmakta bir an bile tereddüt etmezdim.”
“Savaşıyoruz, çünkü düşmanı bu topraklardan atıncaya ya da bu uğurda ölünceye kadar imanımız ve özgürlüğümüz için savaşmak zorundayız. Başka yolu yok. Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz. Kadınlarımızı, çocuklarımızı Mısır’a gönderdik ki, Allah bizi ölüme çağırdığı zaman arkamıza dönüp bakmayalım.”

Çöl Aslanı Ömer Muhtar’ın Şehadeti
Çöl Aslanı Ömer Muhtar hayatı boyunca mücadeleden bir an bile geri durmayan, Kur’an’ı kendisine yoldaş ve rehber edinmiş, hakkın ve hakikatin adamı olarak davasına sahip çıkmış, İslam ümmetine örnek olmuştur. Rabbimiz mücadelesini ve şehadetini kabul etsin…



Çöl Aslanı, beyaz perdede
İtalyanlara karşı sergilediği direnişle Libya'da ulusal kahraman haline gelen Ömer Muhtar'ın mücadelesi Hollywood'un da dikkatini çekti. İslamiyet'in doğuşu konulu "Çağrı" filmiyle tanınan Suriyeli yönetmen Mustafa Akkad, "Çöl Aslanı" (1981) filminde Muhtar'ın İtalyanlara karşı sergilediği mücadeleyi izleyicilerle buluşturdu.
Dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'nin de finanse ettiği filmde Ömer Muhtar'ı, Oscar ödüllü oyuncu Anthony Quinn canlandırmıştı. Filmde Muhtar'a atfedilen "Bizler teslim olmak nedir bilmeyen bir milletiz, ya kazanırız ya da ölürüz." sözleri "Arap Baharı" isimli süreçte düzenlenen gösterilerde Libyalıların taşıdığı pankartlara da yansımıştı.
20 yıldan uzun bir süre İtalyan sömürgecilere karşı mücadele veren ve "şehitlerin hocası", "mücahitlerin hocası" lakaplarıyla da anılan Ömer Muhtar'ın şehadet yılı, Libya'da her yıl "Şehit Günü" adıyla resmi tatil ilan ediliyor.