Bel kayması nasıl teşhis edilir?

ABONE OL

Hareket etmek, en basit hareketleri yapmak kimi zaman işkenceye dönüşür. Şiddetli krem ve ağrılarla ortaya çıkan bel kayması hareket etmeyi zorlaştırır. Yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkileyen bel kayması problemini, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Şenay Şıldır anlattı.

Bel kayması nedir?
Bazı sebeplere bağlı olarak omurga kemiklerinin öne ya da arkaya doğru kayması ile ortaya çıkan rahatsızlık bel kayması olarak adlandırılır. Normal şartlarda üst üste bir düzen içinde dizili olan omurlar, aralarında bulunan eklem ve bağ dokuları ile birbirlerine bağlıdır. Her omurun arasında bulunan bu dokuların ön kısımda olanlara disk ve arka kısımda bulunanlara faset eklem denir. Bel kayması olduğunda ise omurlardan biri öne veya arkaya doğru ilerlemeye başlar. Yaşanan bu durum karşısında dokular, omurların içinde bulunan omurilik ve sinirler sıkışır.
Yaşlanma ve yıpranma ile ortaya çıkan bel kayması genellikle L4 omurun L5 üzerinde öne doğru kaymasıdır. Bel kaymasına çoğu zaman dar kanal problemi de eşlik edebilir. Bel kaymasının en bilinen semptomları her iki bacakta ağrı, uyuşukluk ve yanma gibi şikayetlerdir. Beş çeşit bel kayması tipi söz konusudur. Yaşlılıkta görülen dejenerasyona bağlı kaymalar, ameliyat sonrası gelişen kaymalar ve çocukluk çağında omurlardaki doğumsal sorunlara bağlı gelişen kaymalar en sık karşılaşılan çeşitleridir.
Hangi belirtiler görülür?
Bel kayması şikayeti yaşayan hastalarda en sık görülen belirtiler aşağıdaki gibidir;
-Belde ve kalçada oluşan ağrılar,
-Öne doğru eğilirken ağrıların şiddetinin artması,
-Arkaya doğru eğilirken ağrının şiddetinin azalması,
-Yürürken görülen bel ağrıları,
-Bacaklarda meydana gelen kramplar,
-Bel, kalça ve sırt kaslarında gerginlik,
-Uyluk veya kaba ette ağrı, hissizlik, karıncalanma veya zonklama,
-Bacaklarda kuvvet kaybı,
-Hareket güçlüğü.
Bel kayması türleri nelerdir?
Bel kayması doğuştan ve edinsel olarak 2 grupta ele alınır. Doğuştan gelen bel kaymalarında omurlar gelişim bozukluğuna bağlı olarak görülür. İki omur arasındaki bağlantının zayıf olmasından kaynaklanır. Ergenlik çağında ağrıya neden olsa da yetişkinlik döneminde önemli bir soruna dönüşmeyebilir. Ancak ilerlemiş vakalarda çok şiddetli ağrılar, idrar kaçırma ve hatta felç gibi semptomlar görülebilir.
Edinsel olarak ise üç farklı çeşitten bahsetmek mümkündür. Bunlar;
Dejeneratif Spondilolistezis: Yaşın ilerlemesi ile omurga ve çevresinde var olan dokuların birbiri üzerinde kayması ile ortaya çıkar. Daha çok 40 yaş üzeri kişilerde yaşlanmaya bağlı olarak yaşanan yıpranmalar sebebiyle görülür. Bel ve bacak ağrısının yanı sıra bacaklarda hissizlik ve güçsüzlük, yürümede güçlük, bel eğiminde artış gibi belirtiler söz konusudur.
Spondilolizis: Bel bölgesine aşırı yüklenilmesine bağlı olarak kırık meydana gelir. Stres kırığı olarak da adlandırılan bu durum, bel ve kalça ağrılarına yol açar. Bazı vakalarda, kaslarda gerilme hissi, güçsüzlük, bacaklarda hissizlik ve yürüme güçlüğü gibi belirtiler görülebilir.
Travmatik Spondilolistezis: Yaşanan kazalar sonucu oluşur. Ağrının şiddeti ve diğer semptomlar travmanın boyutuna göre farklılık gösterir. Ağrının nedeni ise omurlar arasında yer alan disklerde meydana gelen dejenerasyon ve faset eklemin, travmaya maruz kalarak parçalanmasına bağlı olarak görülen faset artrozudur.
Nasıl teşhis edilir?
Öncelikle konuyla ilgili uzman bir doktora gidilmelidir. Doktor, kişinin şikayetlerine uygun olarak normal bir bel röntgeni isteyebilir. Omurga kemikleri arasındaki kaymanın öne ve arkaya doğru eğilmek ile artıp artmadığını tespit etmek için omurganın değişik pozisyonlarda röntgeni çekilir. Stres kırıklarının tespiti için röntgen yeterli gelmeyebilir. Bunun için bilgisayarlı tomografi çekilerek omurganın yapısı, eklemlerin ve sinirlerin durumu, sinir sıkışmaları incelenir.
Bel kayması tedavisi semptomların şiddetine bağlıdır
Bel kaymasında tedavi protokolü, bel kaymasının türüne ve semptomların şiddetine göre belirlenmektedir. Bazı hastalar için dinlenmek, karın ve sırt kaslarını güçlendiren egzersiz programları uygulamak tedavi için yeterli gelebilmektedir. Ayrıca hastayı fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümüne yönlendirerek, kendisine özel bir program oluşturulmasını önerilebilir. Bun yanı sıra ilaç tedavisi uygulanabilir. İlerlemiş vakalarda ise çözüm cerrahi operasyondur.