Bahçeli: 'Türkiye'yi geriye götürmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir'
MHP lideri Bahçeli, "Ey Kılıçdaroğlu, hala farkında değil misin? CHP'yi götürüp, Kandil mağaralarının kapısına çürümüş ceset gibi bırakmaya, teröristlere zırh haline getirmeye hiç mi utanmıyorsun?" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Yozgat Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği "14 Mayıs'ta Aziz Milletim Sıra Sende" temalı açık hava toplantısında konuştu.
14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin, ülkenin birliği, demokrasinin geleceği, milletin huzur ve refahına kalıcı sonuçlar getirmesini dileyen Bahçeli, seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini temenni etti.
Millet İttifakı'na yönelik eleştirilerde bulunan Bahçeli, kalbi vatan sevgisiyle çarpan vatandaşların 6'lı masa siyasetçilerine değer vermediğini kaydetti.
Bahçeli, 6'lı masadaki siyasilerin Türkiye'nin felaketlerle mücadelesini karalamaya çalıştığını, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından devletin kısa sürede yaraları sarmasına tahammül edemediklerini belirterek, enkaz üzerinden istismar yarışına girildiğini söyledi.
MHP lideri, muhalefetin Türk milletinin yas tuttuğu günlerde bakanlık dağıtımı yaparak, rant ve ikbal kaygısına düştüğünü ifade etti.
'Kılıçdaroğlu'na kazanamayacak aday dediler, masada kriz çıkarttılar'
Millet İttifakı içinde aylarca koltuk ve makam paylaşımı nedeniyle gerginlik yaşandığını anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milli umutları karartmak isteyen siyasi partiler zillet ittifakında toplanmıştır. Gerçekler ortadadır ve inkarı mümkün değildir. Önce sipariş bir masa kurdular. Sonra 6 parti o masaya oturdu. Masanın altında gizli gizli el ele tutuşup sakladıklarını, sonunda gün yüzüne çıkardılar. Bizim için malum olanı tescillediler. CHP'yle PKK aynı masadadır. FETÖ masanın gözcüsüdür. CHP'yle HDP aynı kanlı masanın paydaşıdır. İYİ Parti'yle HDP ve PKK bir elmanın iki yarısı ne ise geldiğimiz bu aşama da aynısıdır. Kılıçdaroğlu'na kazanamayacak aday dediler, masada kriz çıkarttılar. Bir oturup bir kalktılar, bir küsüp bir barıştılar. Birbirlerine oyun oynadılar, milletimizi aldatmak istediler, adına strateji dediler ve 'kazanamayacak adayı kazandırmak için masadan kalktık' dediler. Sonra tutup iki büyükşehir belediye başkanını müstakbel cumhurbaşkanı yardımcısı olarak takdim ettiler. Gün aşırı cumhurbaşkanı yardımcısı sayısını artırdılar. Hatta hızlarına hiç kimse yetişemedi. Önlerine kim geldiyse olmayan makamları dağıttılar. 'Sabah ilk kalkanı cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağız' dediler. Siyaseti mal pazarına çevirdiler. Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaadinden, sayısı güçlendirilmiş cumhurbaşkanlığı yardımcılığına dönüş yaptılar. Bu dönüşü yaparken de elleriyle kalp işareti yaptılar. Halbuki kalp, işarette değil iradededir, kalp işarette değil, itibardadır. Kalpleri kaskatı kesilmiş olan zillet partileri başkanlarının yaptıkları kalp işaretinin muhatabı PKK'dır, FETÖ'dür, Türk ve Türkiye düşmanlarıdır. Köşe kapmaca oynadılar, kaçak güreştiler, birbirlerinin kuyusunu kazdılar. Türkiye'yi bir masaya mahkum etmenin düşünü kurdular. Ortak imzayla ülke yönetimine talip olduklarını söylediler. Cumhurbaşkanı adaylarını kukla yerine koydular. Acınacak hallerine gülmeyi yeğlediler. Acizliklerini, demokrasi, özgürlük ve adalet kavramlarıyla örtbas etmeyi denediler."
Bahçeli, Türkiye'nin tek ses, tek nefes olduğunu, karşılarına çıkacak bütün engelleri teker teker geçeceklerini vurgulayarak, yaparsa Cumhur İttifakı'nın yapacağına ve mutlaka başaracaklarına işaret etti.
Hiçbir insanı aç ve açıkta bırakmayacaklarına dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Sosyal devlet anlayışımızın gereğini her safa ve zeminde yerine getireceğiz. Devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye. Yeni Türkiye'yi, yeni hayatı hep birlikte kurarız, milli birlik ve kardeşlikle hep birlikte yaşarız. Bugüne istikrar, yarına huzur diyorsak hep birlikte başarırız. Engelleri, zorlukları hep birlikte aşarız. Devletin gücü, milletin ferasetiyle hep birlikte yaparız. Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz. Hep birlikte Yozgat'ız, hep birlikte Türkiye'yiz, hep birlikte Türk milletiyiz. İstiklal ve istikrarımızı koruyarak istikbalimizi hazırlıyoruz."
Bahçeli, seçim yaklaştıkça Millet İttifakı'nın ve yanında yöresinde konuşlanan çıkarcıların korkuya kapıldığını, uykularının kaçtığını gördüklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun Yozgat ziyaretinde Kandil Dağı'nı yakıp yıkmaktan bahsettiğine değinen Bahçeli, şunları kaydetti:
"PKK'nın destek verdiği terörist Demirtaş'ı serbest bırakacağını vaat eden Kılıçdaroğlu, aynen çarkıfelek gibidir. Bir terörist, alçakça milletimizi tehdit ederek, '14 Mayıs'ta Kılıçdaroğlu kazanamazsa iç savaş çıkar' diyebilmiştir. Eğer böyle bir niyet ve planları varsa tavsiyem, yanlarına kefenlerini ya da sarı torbalarını alıp da gelmelidirler. Kılıçdaroğlu, Yozgat'ta başka, Şırnak Uludere'de başkadır. Ankara'da başka, Van ve Ağrı'da bambaşkadır. Zillet ittifakı partilerinin başkanları da aynısıdır. Bu ittifak abesle direnişini gayrimilli, gayriahlaki ve gayrimeşru tutumunu ısrarla sürdürmektedir. Yalan derseniz bunlardadır. Yıkım derseniz bunların ortak amacıdır. Ne esef verici bir durumdur ki ülkesine sırt dönmüş, milletine yüz çevirmiş, milli mücadelelerle itilafa düşmüş iki yüzlü bir muhalefet anlayışı karşınızdadır."
'Sen inkar etsen de Selahattin Demirtaş teröristtir'
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun siyasi aklının rehinli ve hacizli olduğunu savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Bu şahsın irtibatları ve ilişki ağları, sancılı ve karanlıktır. Sayın Kılıçdaroğlu, sana söyleye söyleye şu gerçeği kafana sokacağım, bundan da asla vazgeçmeyeceğim, sen inkar etsen de Selahattin Demirtaş teröristtir. Ortağın HDP bölücüdür, Türkiye düşmanıdır, Osman Kavala, Sorosçudur, casustur, şaibelidir, suçludur. Bir teröristi, her taşın altından çıkan Sorosçu bir taşeronu nasıl serbest bırakacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin? Yozgat'tan soruyorum, üzerinde çalıştığın zehirli formülün muhtevası nelerden ibarettir? Darbe mi yapacaksın? PKK'yla birlikte devleti ele mi geçireceksin? Hukukun üstünlüğünü mahkeme kararlarını nasıl yok sayacaksın? Hele bir itiraf et de biz de işitmiş olalım. Hani sürekli 'hak, hukuk, adalet' diyordun. Hani Yozgat'a geldiğinde Kandil'i yakıp yıkacağını söylüyordun. Palavradan da olsa meydan okuyordun. Biz hangi Kılıçdaroğlu'na inanalım? Biz hangi Kılıçdaroğlu'na itibar edelim? Kuvayı Milliye'yi izleyen Kılıçdaroğlu'nu mu dikkate alalım yoksa teröristlerin avukatı, bölücülerin dert ortağı, emperyalizmin kurşun askeri Kılıçdaroğlu'na mı bakalım? Sayın Kılıçdaroğlu, teröristi masum gösteren, teröriste kol kanat geren bir kalpsizin aynı zamanda terörist olacağını, terörün himayesine gireceğini görmüyor musunuz, ilmiyor musun, bundan dolayı hiç mi vicdan sızısı çekmiyorsun? Siyasetin yara bere içindedir. İhanet ve melanetin tam göbeğindesin. Ey Kılıçdaroğlu, hala farkında değil misin? CHP'yi götürüp, Kandil mağaralarının kapısına çürümüş ceset gibi bırakmaya, teröristlere zırh haline getirmeye hiç mi utanmıyorsun? Aynı şeyleri İYİ Parti için de söylemek mümkün ve mukadderdir. CHP, İYİ Parti, HDP, PKK, FETÖ ve marjinal sol partiler aynı bataklıkta birleşmişlerdir. Bunlarla bir gelecek olmaz, bunlara Türkiye emanet edilemez, bunlara asla güven duyulamaz."
Devlet Bahçeli, artık HDP'nin, PKK'nın ve FETÖ'nün boşalttığı her alanda kademeye giren terörizmi ve hedeflerini sırtlayıp taşıma rezaletinin başını çeken kervan başının CHP ve İYİ Parti yönetimi olduğunu savundu.
Zillete ve ihanete refakat eden CHP ve İYİ Parti yönetiminin Türkiye'nin geleceğinde söz ve pay sahibi olamayacağını belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir konuda Türkiye'nin yanında değiller. Acımızda, sevincimizde yoklar. 14 Mayıs geldiğinde inanıyorum ki aziz milletimiz de onları yok sayacaktır. İhanetin bedelini ödetmek, huzurlu bir gelecek, terörün kökünü kazımak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türk ve Türkiye Yüzyılı'na ulaşmak, lider ülke Türkiye'yi inşa etmek, milli ve manevi değerleri güçlendirerek, kültürel ve ahlaki yozlaşmayı önlemek, yatırımı, teknolojik gelişmeyi ve istikrarlı büyümeyi, ihracatı ve istihdam sağlamayı esas alan güçlü bir üretim ekonomisi oluşturmak için aziz milletim sıra sende. Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde sosyal, ekonomik iyileştirmeleri sağlamak için 100 sözümüzle karşınızdayız."
'Türkiye'yi geriye götürmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir'
Bahçeli, İngiliz The Economist dergisinin mayıs sayısında 2023'ün en önemli seçiminin Türkiye'de yapılacağını iddia etmekle birlikte Türkiye'ye demokrasinin geleceğini tartıştığını anımsattı.
Bu suretle iç ve dış işgal cephesine Türk'ün gücünü, Yozgat'ın cesaretini göstereceklerine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türk milleti, biçilen kefeni yırtıp atacak dirayet ve kararlılıktadır. Türkiye'yi geriye götürmeye hiç kimsenin gücü de yetmeyecektir. 2023 ve takip eden yıllar Türkiye'nin dev gibi ayağa kalkışına sahne olacaktır. Bunu sağlayacak irade Cumhur İttifakı'dır. Cumhur İttifakı Karabağ'daki zaferdir, sınır ötesinde terörün başını ezen mücadeledir, Ege ve Doğu Akdeniz'de silah çeken ahlaksızlara milli duruş gösteren onurdur, Türkiye'ye sahip çıkan, Türk milletine hizmetkarlıkta sınır tanımayan inanmışlıktır. Cumhur İttifak'ı vatandır, mukaddesatın zırhı, mukadderatın kilididir."
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Etnik ve mezhep bölücülüğü yapanlara hoşgörü yoktur. Çetelere, suç örgütlerine, emperyalizmin güdümüne girmiş muhalefet partilerine, satılmış aydınlara, çürük şarkıcılara, kokuşmuş sanatçılara, kiralık kalemlere, kursağından geçen bir lokmayı bu Türkiye'ye borçlu olup da ihanet eden şeref yoksunlarına tavizimiz katiyen olmayacaktır. Çağrımız, 'önce ülkem ve milletim, bu millet, bu vatan, bu bayrak benim' diyen herkesedir. Çağrımız milli birlik ve huzurlu yarınlara ulaşmak isteyen, her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen herkesedir. Herkes eşittir, Türkiye'dir. 'Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok' diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir. 'Biz birlikte Türkiye'yiz' diyen herkes bu milletin özbeöz evladıdır."