ALKÜ, İZMİR VE GAZİPAŞA-ALANYA DEPREMLERİ RAPORUNU HAZIRLADI

Ege Denizi Sisim Adası’nın kuzey sahili açıklarında 30 Ekim saat 14.51’de ve Gazipaşa’nın 60 kilometre güneybatısı açıklarında 5 Aralık günü saat 15.44’te meydana gelen depremlere ilişkin Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi tarafından rapor hazırlandı.

ALKÜ, İZMİR VE GAZİPAŞA-ALANYA DEPREMLERİ RAPORUNU HAZIRLADI
13 Aralık 2020 - 16:27
 

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Eren Uçkan’ın başkanlığında ve bölüm öğretim üyeleri tarafından hazırlanan raporda, 30 Ekim 2020 İzmir ve 5 Aralık 2020 Gazipaşa depremleri sonrası elde edilen veriler ve yaşanacak olası durumların tespiti ele alındı. 

ALKÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinin hazırladığı raporda, yaşanan depremin sonuçları ve yaşanacak olası bir depremin etkilerine değinildi. Raporda, hazırlanacak deprem planları ile olası felaketlerin önüne geçileceği vurgulandı.

Gazipaşa’nın 60 kilometre güneybatısı açıklarında 5 Aralık günü saat 15.44’te meydana gelen depremde ciddi bir hasarın oluşmadığına değinen öğretim üyeleri, İzmir gibi Alanya için de deprem planı hazırlanarak, bölgesel deprem tehlikesi, yerel zemin şartları ve yapı envanteri gibi temel unsurların deprem riski etkilerinin incelenmesi gerektiğini ifade ettiler. 

Tam metni ALKÜ’nün resmi internet sitesi www.alanya.edu.tr adresinde yayımlanacak raporda, şu ifadelere yer verildi:

30 Ekim 2020 Mw=7.0, İzmir ve 5 Aralık 2020 Mw=5.4, Gazipaşa depremleri

30 Ekim 2020’de Ege denizindeki Sisam adasının kuzey sahilinin 15 km açığında, Mw=7,0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.  Depremin merkez üssü en yakın yerleşim alanı olan Seferihisar’a 30 km, İzmir’e ise 65 km uzaklıktaydı. Gerçekleşen fay atımı 1.8 m, yırtık boyu ise 37 km olmuştur. 



Deprem merkez üssüne en yakın noktalar olan Kuşadası (AFAD) ve Selçuk (ALKÜ – Kandilli) istasyonlarındaki pik ivme değerleri ise 0.18 g ve 0.08 g olarak ölçülmüştür.   İzmir’de AFAD tarafından işletilen deprem istasyonlardan elde edilen en büyük deprem ivme genliği Bayraklı’ da 0.15 g olarak ölçülmüştür.  Bu değerler bölge için geçerli olan (475 yıllık) tasarım depreminin oldukça altındadır. Buna rağmen hasar beklenenden büyük olmuştur. Bunun sebebi şehrin sarsıntıyı arttıran yumuşak ve genç tortular üzerine kurulu olması ve 1990’lı yıllarda yapılan denetimsiz yapılar olmuştur.  İzmir deprem mastır planı kapsamında geliştirilen zemin büyütmesi ve sıvılaşma bölgeleri haritası gelecek depremlerde İzmir’de etkinin yüksek olacağı bölgeleri göstermesi açısından önemlidir. 


İzmir’deki zemin büyütmesi (solda) ve sıvılaşma potansiyeli olan bölgeler (Erdik, Ansal vd.,1999): İzmir deprem mastır planı 

Söz konusu deprem, İzmir depremi olarak anılsa da aslında İzmir’e oldukça uzaktır. İzmir için asıl tehlike şehrin içinden geçen ve M=6.5 büyüklüğünde deprem üretebilecek olan yanal atımlı İzmir fayıdır. Bu fayın yırtılması durumunda binaların yanı sıra, altyapıda da hasar olması beklenir.  Alınması gerekli önlemlerin başında yeni binaların depreme dayanıklı olarak yapılması, göçme riski olanların yıkılıp yeniden yapılması ya da hızlı, ekonomik ve pratik yöntemlerle güçlendirilmesi, hastane, iletişim, güvenlik ve yangın gibi önemli yapılarda ise deprem yalıtımı uygulanmalıdır.   İzmir petrokimya endüstrisinin de yoğun olduğu bir bölgedir. Bu sebeple zararlı madde yayılımı ve çevre kirliliği konuları özellikle dikkate alınmalıdır.   

İzmir için bir başka konu da fay hatlarını, sıvılaşma ve heyelan bölgelerini kesen altyapı sisteminin deprem performansıdır. Otoyollar, köprü ve viyadükler, içme suyu (isale hatları), atık su kolektörleri ve hidrokarbon-doğalgaz iletim hatları metropollerin can damarlarıdır. Bu tür yapılar için özel tedbirler alınması gerekmektedir. Deprem performansları arttırılmalı, gerekli durumlarda alternatif güzergahlar belirlenmeli, hasarın kaçınılmaz olacağı noktalarda ise by-pass hatlar düşünülmelidir. 
Sonuç olarak, metropoller için yapılacak olan deprem hasarı azaltma çalışmalarının bina ölçeğinin ötesinde yürütülmesi gerekmektedir.

5 Aralık 2020 Mw=5.4 Gazipaşa, Alanya depremi 
İzmir depreminin ardından, 05 Aralık 2020 tarihinde saat 15:44’te, merkez üssü Gazipaşa’nın 60 km güney batısı olan, Mw=5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem, Kıbrıs’ın güneyindeki plaka tektoniğinden kaynaklanmış ve 100 km derinlikte meydana gelmiştir.  Etkisi çevre il ve ilçelerden de hissedilmiştir. Ciddi bir hasar oluşturmamasına rağmen halkta paniğe yol açmıştır. 
Depremde elde edilen en büyük ivme genliği Gazipaşa’da doğu batı yönünde 0.034 g (34 gal) olarak ölçülmüştür (AFAD).  Bu değer, İzmir de yumuşak zeminde elde edilen en yüksek değerin yaklaşık üçte biri, Türkiye deprem tehlike haritasında Alanya için ön görülen (475 yıllık) tasarım depremi ivme genliğinin (0.2-0.3g) ise yaklaşık onda biri kadardır. Deprem sonucunda Gazipaşa’daki birkaç yığma yapıda ve


Cumhuriyet mahallesinde birkaç binada küçük çatlaklar oluşmuştur. Bölgedeki geleneksel evlerde ve deprem merkezine nispeten yakın olan tarihi bölgelerde (Syedra antik kentte) ise herhangi bir hasara rastlanmamıştır. 



Alanya da şehrin içinden geçen bilinen bir aktif fay bulunmamaktadır. Bu sebeple şehrin çevredeki büyük depremlerin etkisine maruz kalması beklenmelidir. 
Ancak Alanya sahil şeridi ve dere kenarları gibi alüvyon bölgeler ile daha önce bataklık ve balçık olan sonradan dolgu ile tesviye edilip üzerine binalar yapılan bölgeler zemin büyütmesine uygun yerlerdir.
Bu tür zeminler küçük ve orta büyüklükteki depremlerin kuvvetli hissedilmesini sağlayabilir. İzmir’de yıkılan binaların maruz kaldığı deprem seviyelerinin 0.10g- 0.15 g civarında olduğu dikkate alınacak olursa özellikle 2000 yılı öncesi yapılmış olan denetimsiz binaların riskli olacağı unutulmamalıdır.
Ayrıca çok kırılgan olan geleneksel yayla evleri ve yapısal bütünlüğü kaybolmuş olan tarihi eserlerin koruma altına alınması düşünülmelidir.  İzmir gibi Alanya için de deprem mastır planı hazırlanarak, bölgesel deprem tehlikesi, yerel zemin şartları ve yapı envanteri gibi temel parametrelerin deprem riskine olan etkileri incelenmelidir.
 



Alanya için risk teşkil edecek bir diğer konu da tsunami tehlikesidir. Tarihsel kayıtlar ve bölgenin tektonik yapısı, körfez bölgesi için Kıbrıs, Rodos ve Girit açıklarındaki depremlerin tetikleyeceği tsunamileri işaret etmektedir. Alanya, denizdeki deprem kaynaklarına uzaktır. Bu durum tsunami erken uyarı mesajının daha sağlıklı olarak üretilmesine ve tedbir alınması için yeterli zamanın sağlanmasına da imkân verecektir. Bu kapsamda, ulusal ve uluslararası ölçeklerde tsunami erken uyarı gözlem ve servis noktası olarak hizmet veren KRDAE Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkez’i (BDTİM) ve yerel paydaşlarla birlikte bir çalışmanın başlatılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Söz konusu merkez, denizde oluşan depremlerin tsunami oluşturup oluşturamayacağını, depremden 8 ila 11 dakika sonra üye kuruluşlara ve AFAD’a iletmektedir. İzmir depremindeki erken uyarı mesajı depremden 11 dakika sonra ilgili kurumlara iletilmiştir. Mevcut sistemin, Alanya’ya uyarlanarak halkın tahliyesinde kullanılacağı bir eylem planına dönüştürülmesinin, tsunami zararlarının azaltılması faaliyetlerine öncülük edeceği düşünülmektedir.

 

 


    


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum