ALANYA : YA MADEN, YA İÇME SUYUMUZ!

Alanya’nın Çayarası bölgesinde Cindi yaylalarına bakanlık tarafından kurşun ve çinko maden ruhsatı verilmesi ile ilgili tepkiler çığ gibi büyüyor. 

19 Şubat 2025 - 18:53 - Güncelleme: 19 Şubat 2025 - 19:01
Alanya Belediyesi önceki dönem meclis üyesi ve aynı zamanda Mahmutlarspor Onursal Başkanı, İnşaat Mühendisi Yılmaz Bağışlar konu hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Bağışlar, “Bu maden ocağı açılırsa Alanya’nın içme ve sulama suyunun karşılandığı Dimçayı Barajı’ndaki su rezervi tehlikeye girecektir” dedi.



“YÖRÜK KÜLTÜRÜ YOK OLACAK” 
“Alanya ve bölgenin yerleşik yaşamının kökünü oluşturan Yörüklerin yayla olarak kullandığı bu alana her yaz binlerce kişi göç ederek tarım ve hayvancılığını devam ettiriyor” diyen Bağışlar, “Bu proje hayata geçirilirse Yörük kültürü yok olma riski ile karşı karşıya kalır” ifadelerini kullandı.



“HERKESİN YETERLİ DESTEĞİ VERMESİNİ İSTİYORUZ”
Bağışlar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Daha önce yapmış olduğumuz açıklamalarda belirttiğimiz Alanya’nın Çayarası Mevkii, Cindi yaylalarını kapsayan ve önceki yıllarda krom ve çinko maden arama ruhsatı verilen bölge ile alakalı kamuoyunu tekrar bilgilendirme ihtiyacı hissettik. Çünkü daha önce ÇED raporu gerekli değildir kararına istinaden açılan davada bu firma Danıştay’dan bu kararı bozdurup tekrar bir ek bilirkişi raporu istedi. Dün itibariyle bu bilirkişi çalışmalarına başladı. Burada önemli bir nokta var. Bilirkişi raporunda bahsedilen hususlar nelerdir? Bilirkişi raporu şunu belirtiyordu. Burada profesörler, doktorlar, işin de ehli, liyakat sahibi insanlar şunu belirtmişti. Maden ülkemizin ihtiyacı mıdır? İhtiyacıdır. Olması gerekiyor mu? Uygun şartlarda, belli standartlarda evet olması gerekiyor fakat bu bölgede hem yer altı su kaynaklarının zarar göreceği, krom ve çinko madenleri jeolojik olarak yer altı geçirgen bir zemin. Dolayısıyla Dimçayı’na gelen memba bu bölgelerden toplanan yeraltından toplanan suyla oraya geliyor. Alanya’mızın içme suyu Dimçayı’ndan karşılanıyor. Bu sadece o bölgede yaşayan insanların sorunu değil. Bu uzun vadede Alanya’mızın içme suyunun kalitesi anlamında çok ciddi problem yaratacak. Bilirkişi bunu raporunda çok net şekilde belirtmişti. Bir diğer husus ise zirai açıdan değerlendirildiğinde o bölgedeki birçok meyvenin, sebzenin, endemik bitki türlerinin yetişemeyeceği anlamında rapor yayınlamışlardı. Her ne kadar ülkemizin maden ihtiyacı olsa da bu tür krom, çinko gibi ağır metallerin yaratacağı uzun vadeli çevresel sorunlar bizi o bölgedeki Yörük kültürünün sona ermesi demek. Dolayısıyla burada herkesin bir olup, birlikte olup bu davayla alakalı yeterli desteği vermesini istiyoruz. 



“NASIL BU KARAR DANIŞTAY’DA BOZULUYOR VE TEKRAR EK BİR RAPOR İSTENİYOR?”
Burada sorgulanması gereken husus şudur. 2024 yılında verilen bilirkişi raporuna yapılan itirazla bu firma nasıl Danıştay’a tekrar ek bilirkişi raporu alabiliyor ve ÇED gerekli değildir raporunun tekrar değerlendirilmesini isteyebiliyor? Bilirkişi raporunu zaten profesörler, doktorlar yazmış. Ağır metal olduğu için yer altı suyunun etkileneceğini, tarımın, hayvancılığın bundan olumsuz etkileneceğini, buradaki endemik bitki türlerinin yok olacağını ve Dimçayı içme suyuna kadar kirliliğin geleceğini söylemiş. Burada nasıl bu karar Danıştay’da bozuluyor ve tekrar ek bir rapor isteniyor? Dün gelen bilirkişi ek olarak ne hazırlayacak ben anlamıyorum fakat şunu söyleyebilirim. Burada yapılmak istenen sadece bir maden çalışması değil, bana göre burada yapılmak istenen bir Yörük kültürünün yok edilmesidir. Böyle bir şey olabilir mi? Yaklaşık 4 bin adet futbol sahası alanı büyüklükten bahsediyoruz.  Burada ben karar vericilerin de yanlış bilgilendirildiğini düşünüyoruz. Gerçekten bu bilgilere sahip olsalar bu tür ruhsatlara izin vermezler. Ben bu topraklarda doğdum. Atalarım bu topraklarda doğdu. Mezarları burada. Benim de mezarım burada olacak. Bu konunun arkasında durarak peşini bırakmayacağım. Sonuna kadar da mücadele edeceğim. Herkesi de mücadeleye davet ediyorum.”  - Erkan Uysal  
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum