Akşener: Yirmi sene önce nasıl Erdoğan'ın yanına koştuysam bu sefer Ekrem kardeşimin yanına koştum
İYİ Parti lideri Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında mahkumiyet kararını eleştirdi ve "Belediye başkanına 'ahmak' demek meşru, ama ahmak sözünü iade etmek suç sayıldı" dedi.
Editör: Alanya Time - 1
21 Aralık 2022 - 11:04
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu.
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında mahkumiyet kararını eleştirdi ve şunları söyledi:
"Nitekim, geçtiğimiz Çarşamba günü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen, hapis ve siyasi yasak kararıyla AK Parti iktidarının; millet iradesini bastırmaya çalışan, bir vesayet rejimi olduğu, bir kez daha, gözler önüne serildi. Yargıyı, demokrasiye karşı, bir sopa olarak kullanan, 28 Şubat zihniyetinin, günümüzdeki temsilcisi olduğu, bir kez daha açığa çıktı. Seçimle alamadıkları İstanbul’u, hatta düzelteyim, seçimle alamayacakları İstanbul’u, yargı yoluyla almak için, yine bir rezilliğin, peşine düştüler. Kadınlara “sürtük” demenin, suç sayılmadığı bu ülkede, İçişleri Bakanı’nın “ahmak” sözünü iade etmek, suç sayıldı. Belediye Başkanı’na “ahmak” demek meşru; ama ahmak sözünü iade etmek, suç sayıldı. Aslında, Haziran ayında görülen davada, yargı kararını vermişti. Kararın açıklanmasına, iki gün kala, davanın hakimi değişti. Yani, seçimleri iptal ettikleri gibi, hakimi de iptal ettiler. Sonra da, bu saçmalığa ceza verecek bir hakim bulmak için, tüm Türkiye’yi taradılar. Ve sonunda, AK Parti teşkilatıyla, boy boy fotoğrafları olan bir hakimi, davanın başına atadılar. Sonuç? Sonuç ortada. Planlı ve programlı bir şekilde, siparişle çıkartılan, absürt bir ceza kararı… Bakın, altını çizerek söylüyorum: Bu karar, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim gündemidir. Bu karar, millet iradesine yapılmış, vesayetçi bir müdahaledir. Bu karar, Türk demokrasisine vurulmuş bir darbedir."
'Ekrem kardeşimin yanına koştum'
Akşener, haksızlık karşısında her zaman durmaya çalıştıklarını vurguladı ve "Bundan yirmi sene önce, yaşadığı haksızlık karşısında, nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam, bu sefer de, Ekrem kardeşimin yanına koştum. Bundan 20 sene önce, nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da, Dilek kızımın yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında, Nasıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa da, Ekrem İmamoğlu’nun yanına koştum. Ey Akit, 1999'da Kocaeli'nde milletvekili adayı olan, Meral Akşener'i panik içinde arayıp bizi ziyaret et dediğinizde, seçim çalışmasını bırakıp İzmit'ten sizi ziyarete gelmiştim" dedi.
'Bu ne cürettir, ne utanmazlıktır'
EYT konusunda ise Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin açıklamalarını eleştirdi:
"EYT’li kardeşlerimizin durumuna ilişkin, sorulan bir soruya, “EYT mi?” diye cevap veren, Nebati Bakan, birbirinden ciddiyetsiz açıklamalarına, geçtiğimiz günlerde, bir yenisini daha ekledi. Çıktı, hiç utanmadan, zerre sıkılmadan, bu milletin gözünün içine baka baka; "Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de, ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek, bereket getirir.” dedi. Yanlış duymadınız. Aynen böyle dedi. Bu ne cürettir, ne utanmazlıktır."
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında mahkumiyet kararını eleştirdi ve şunları söyledi:
"Nitekim, geçtiğimiz Çarşamba günü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen, hapis ve siyasi yasak kararıyla AK Parti iktidarının; millet iradesini bastırmaya çalışan, bir vesayet rejimi olduğu, bir kez daha, gözler önüne serildi. Yargıyı, demokrasiye karşı, bir sopa olarak kullanan, 28 Şubat zihniyetinin, günümüzdeki temsilcisi olduğu, bir kez daha açığa çıktı. Seçimle alamadıkları İstanbul’u, hatta düzelteyim, seçimle alamayacakları İstanbul’u, yargı yoluyla almak için, yine bir rezilliğin, peşine düştüler. Kadınlara “sürtük” demenin, suç sayılmadığı bu ülkede, İçişleri Bakanı’nın “ahmak” sözünü iade etmek, suç sayıldı. Belediye Başkanı’na “ahmak” demek meşru; ama ahmak sözünü iade etmek, suç sayıldı. Aslında, Haziran ayında görülen davada, yargı kararını vermişti. Kararın açıklanmasına, iki gün kala, davanın hakimi değişti. Yani, seçimleri iptal ettikleri gibi, hakimi de iptal ettiler. Sonra da, bu saçmalığa ceza verecek bir hakim bulmak için, tüm Türkiye’yi taradılar. Ve sonunda, AK Parti teşkilatıyla, boy boy fotoğrafları olan bir hakimi, davanın başına atadılar. Sonuç? Sonuç ortada. Planlı ve programlı bir şekilde, siparişle çıkartılan, absürt bir ceza kararı… Bakın, altını çizerek söylüyorum: Bu karar, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim gündemidir. Bu karar, millet iradesine yapılmış, vesayetçi bir müdahaledir. Bu karar, Türk demokrasisine vurulmuş bir darbedir."
'Ekrem kardeşimin yanına koştum'
Akşener, haksızlık karşısında her zaman durmaya çalıştıklarını vurguladı ve "Bundan yirmi sene önce, yaşadığı haksızlık karşısında, nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam, bu sefer de, Ekrem kardeşimin yanına koştum. Bundan 20 sene önce, nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da, Dilek kızımın yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında, Nasıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa da, Ekrem İmamoğlu’nun yanına koştum. Ey Akit, 1999'da Kocaeli'nde milletvekili adayı olan, Meral Akşener'i panik içinde arayıp bizi ziyaret et dediğinizde, seçim çalışmasını bırakıp İzmit'ten sizi ziyarete gelmiştim" dedi.
'Bu ne cürettir, ne utanmazlıktır'
EYT konusunda ise Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin açıklamalarını eleştirdi:
"EYT’li kardeşlerimizin durumuna ilişkin, sorulan bir soruya, “EYT mi?” diye cevap veren, Nebati Bakan, birbirinden ciddiyetsiz açıklamalarına, geçtiğimiz günlerde, bir yenisini daha ekledi. Çıktı, hiç utanmadan, zerre sıkılmadan, bu milletin gözünün içine baka baka; "Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de, ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek, bereket getirir.” dedi. Yanlış duymadınız. Aynen böyle dedi. Bu ne cürettir, ne utanmazlıktır."
YORUMLAR