AK Partili Zengin: Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz
AK Partili Zengin, siyasetteki kadın temsilinden, kadına yönelik şiddete kadar pek çok konuda değerlendirmede bulundu. “Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz” diyen Zengin “Kadın meselesinin siyasi bir alana çekilmesinden yoruldum, konu düzgün bir düzlemde konuşulmalı” dedi.
Editör: Alanya Time - 1
05 Mayıs 2023 - 12:15
Türkiye’de 14 Mayıs seçimlerine geri sayım sürerken milletvekili adaylarının ve halihazırda görevini sürdüren siyasilerin de basın toplantıları sürüyor. 3 Mayıs’ta İstanbul’da kadın gazeteciler ile bir araya gelen AK Partili kadın milletvekilleri adayları da seçim gündemine dair değerlendirmelerde bulunarak basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Etkinlikte AK Parti milletvekili adayları Ecrin Nazlı İnan, Nevin Mine Vural, Seda Gören Bölük, Şengül Karslı, Büşra Paker, Derya Ayaydın gibi pek çok konuşmacı yer aldı.
‘Türkiye’de kadınların çoğu seçilme hakları var olduğu halde kullanamıyordu’
Etkinlikte konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “1934’te seçme ve seçilme hakkı gündeme geliyor. Daha evvel de arkadaşlarımız arasında bu gündem oldu; seçme hakkında sorun yok da seçilme ile ilgili problem devam etti. Biz bunu söylüyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız biraz da ironi yaparak söylüyor. Evet bu hak Türkiye’de vardı ama kadınlar bu hakkı kullanamıyordu. 2015 yılına kadar başörtülü kadınlar, yani Türkiye’deki kadınların çoğu, seçilme hakları var olduğu halde kullanamıyordu. Fiilen bunu kullanma hakkına sahip değildi. Hukuken belki müsaitti ama kullanamıyordu” dedi.
'Neden CHP’nin ve İYİ Parti’nin bir tane kadın grup başkan vekili olmadı ve olmuyor?'
“Kadın milletvekili sayımızı daha da artırmak için uğraşıyoruz” diyen Zengin, sözlerine şöyle devam etti:
“Diğer partilere baktığımız zaman; mesela benim en şaşırdığım partilerden birisi İYİ Parti oldu. Sol partilere baktığımız zaman bu oran çok düşük. Hem kadın odaklı olunmasına hem sürekli ‘kadın, kadın, kadın’ vurgusu yapılmasına rağmen söylenenler ile icraatın farklı olduğunu görüyoruz. İYİ Parti’de şu anda iki tane kadın milletvekili var. Hep merak etmişimdir gruplarının başkanı neden kadın değil? Neden kadın bir grup başkan vekili yok? Neden CHP’nin bu kadar zamandır bir tane kadın grup başkan vekili olmadı ve olmuyor? Hatırlarsanız Meral Hanım MHP’den Meclis başkan vekiliydi. Bunu unutuyoruz galiba. Geldiğimiz yeri unutmamak lazım, hangi siyasetin size fırsatlar ve imkanlar verdiğini unutmamak lazım.”
‘İstanbul Sözleşmesi bizi bölebilecek bir konu değil’
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili “Böyle bahtsız sözleşme görmedim. içinde yazmayan şeylerle bu kadar anılan bir sözleşme görmedim” diyen Zengin, “Benim bütün kabahatim doğruyu söylemek. Bu sözleşmeyle ilgili olarak siyasi bir rant peşinde değilim. Sözleşmede olanı ve olmayanı söylüyorum. Sözleşmeden çıkmakla alakalı Cumhurbaşkanımızla yaptığımız toplantılarda biz bu konuları gizli saklı konuşmuyoruz. Sokağa çıktığımda da, hiçbir konuda bu konularda yaptığım konuşmalar kadar tebrik almadım. Çünkü onlar beni anlıyorlar, neyi kastettiğimi gayet iyi biliyorlar. Ama ben şuna çok üzülüyorum; bu konu ne İstanbul Sözleşmesi ne 6284, bizi bölebilecek bir konu değil. ‘Olmayan bir konu üzerinden bir tartışma nasıl yapılır, toplum nasıl bölünür, tek bir konu üzerinden siyaset nasıl yapılır’ diye bir tez yazılabilir. Bütün problem, doğru zeminde konuşamıyoruz, bunları doğru zeminde tartışamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kadın meselesinin siyasi bir alana çekilmesinden yoruldum, insani konuların düzgün bir düzlemde konuşulmasını istiyorum’
Hiçbir konunun kadın meselesinde olduğu gibi tartışılmadığına dikkat çeken Zengin, “Bir sürü problemli alan var, hiçbirisinde böylesine zalimane, kindar ve bölücü tartışma zemini yok. Bu konuyu bir kuyu gibi görüyorum ve artık bu kuyunun içine düşmek istemiyorum” dedi.
Nafaka konusuna da değinen Zengin, “Kanunun hiçbir yerinde nafaka yazmıyor gibi anlıyorum. Üşenmedim rakamları buldum, 2 milyon. Bu sene 110 bin civarında erkek uzaklaştırma almış. Bu ülkede 81.5 milyon insan yaşıyor bunların 33 milyonu evli. Bu kadar insanın içinde 100 bin insanın da problemi olabilir. Belki o 100 bin insanın da çok büyük bir kısmı tekrar barışıp bir arada yaşıyor. Ben kadın meselesinin siyasi bir alana çekilmesinden yoruldum, burada insani konuların ve adaletin düzgün bir düzlemde konuşulmasını istiyorum. Cumhurbaşkanımızı bu konu için ayrıca aramadım. Daha önceden Başkanımızın buna destek olduğunu biliyorum. Bulunduğumuz meclislerde ‘6284 bizim için önemlidir, kırmızı çizgidir’ dediğini kendi kulağımla duydum” şeklinde konuştu.
'İstanbul Sözleşmesi’nde LGBT+ konusu yoksa neden biz olmayan bir şeyin kavgasını yapıyoruz?'
İstanbul Sözleşmesi’nde LGBT+ konusunu bağdaştıran tartışmalar üzerine “İstanbul Sözleşmesi’nde bu var mı, yok. Eğer bu yoksa neden biz olmayan bir şeyin kavgasını yapıyoruz ki? O ifadenin varlığı başka bir şey, LGBT deseniz başka bir şey. Bu itirazları bende çok iyi anlıyorum ve dinliyorum ama bu tartışmayı bu hale getiren bu içerik değil onu da anlatmak istiyorum. Burada çok başka bir kurgu var” dedi.
‘Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz’
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili de konuşan Zengin “Türkiye’de boşanma çok sorunlu bir konu. Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz. Boşanmanın istenmemesi başka bir şey ama boşanmanın bir çözüm yolu olarak kabul edilmemesi başka bir şey. Bütün hukuk sistemlerinde, İslam hukuku da dahil, bir sözleşmeyi nasıl yaparsanız öyle geri alırsınız. Mesela İslam hukukunda evlenmek çok kolaydır boşanmak da çok kolaydır. İyiliğinden ve kötülüğünden farklı bir şey olarak söylüyorum; boşanmak evlenmek kadar kolay bir iştir. Fakat modern hukuk sisteminde boşanmak çok zahmetli.
‘Tarafları uzlaştırıp boşanmayı kolaylaştıracak bir method geliştirmemiz gerekiyor’
Evliliğin bitmesi 4-5 yıl, mal ayrılığının bitmesi minimum 7 yıl sürüyor. Bir kavga 7 yıl yapılabilir mi? Kadınlar için anlaşmak da şu anlama geliyor; hiç anlaşamayan iki insana da şunu diyorsunuz, ‘Mallarda anlaş, nafakada anlaş, çocuklarda anlaş, benim önüme getir ve bu anlaşmayı imzalayın ben hakim olarak bu işi halledeyim’ diyorsunuz. Bir defa boşanma davasının kurgusunu değiştirmemiz lazım. Bizim konumuz 6284 falan değil. Mesela bizim muhakkak aile arabuluculuğu getirmemiz lazım. Yani hakimler eğer taraflar anlaşamıyorsa, mevzuatın sistemin getirdiği gibi ‘Hangisiniz daha kötüsünüz anlat bakalım’ demek yerine tam tersine onları anlaştırıp, uzlaştırıp boşanmayı kolaylaştıracak bir method geliştirmemiz gerekiyor.”
‘Türkiye’de kadınların çoğu seçilme hakları var olduğu halde kullanamıyordu’
Etkinlikte konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “1934’te seçme ve seçilme hakkı gündeme geliyor. Daha evvel de arkadaşlarımız arasında bu gündem oldu; seçme hakkında sorun yok da seçilme ile ilgili problem devam etti. Biz bunu söylüyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız biraz da ironi yaparak söylüyor. Evet bu hak Türkiye’de vardı ama kadınlar bu hakkı kullanamıyordu. 2015 yılına kadar başörtülü kadınlar, yani Türkiye’deki kadınların çoğu, seçilme hakları var olduğu halde kullanamıyordu. Fiilen bunu kullanma hakkına sahip değildi. Hukuken belki müsaitti ama kullanamıyordu” dedi.
'Neden CHP’nin ve İYİ Parti’nin bir tane kadın grup başkan vekili olmadı ve olmuyor?'
“Kadın milletvekili sayımızı daha da artırmak için uğraşıyoruz” diyen Zengin, sözlerine şöyle devam etti:
“Diğer partilere baktığımız zaman; mesela benim en şaşırdığım partilerden birisi İYİ Parti oldu. Sol partilere baktığımız zaman bu oran çok düşük. Hem kadın odaklı olunmasına hem sürekli ‘kadın, kadın, kadın’ vurgusu yapılmasına rağmen söylenenler ile icraatın farklı olduğunu görüyoruz. İYİ Parti’de şu anda iki tane kadın milletvekili var. Hep merak etmişimdir gruplarının başkanı neden kadın değil? Neden kadın bir grup başkan vekili yok? Neden CHP’nin bu kadar zamandır bir tane kadın grup başkan vekili olmadı ve olmuyor? Hatırlarsanız Meral Hanım MHP’den Meclis başkan vekiliydi. Bunu unutuyoruz galiba. Geldiğimiz yeri unutmamak lazım, hangi siyasetin size fırsatlar ve imkanlar verdiğini unutmamak lazım.”
‘İstanbul Sözleşmesi bizi bölebilecek bir konu değil’
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili “Böyle bahtsız sözleşme görmedim. içinde yazmayan şeylerle bu kadar anılan bir sözleşme görmedim” diyen Zengin, “Benim bütün kabahatim doğruyu söylemek. Bu sözleşmeyle ilgili olarak siyasi bir rant peşinde değilim. Sözleşmede olanı ve olmayanı söylüyorum. Sözleşmeden çıkmakla alakalı Cumhurbaşkanımızla yaptığımız toplantılarda biz bu konuları gizli saklı konuşmuyoruz. Sokağa çıktığımda da, hiçbir konuda bu konularda yaptığım konuşmalar kadar tebrik almadım. Çünkü onlar beni anlıyorlar, neyi kastettiğimi gayet iyi biliyorlar. Ama ben şuna çok üzülüyorum; bu konu ne İstanbul Sözleşmesi ne 6284, bizi bölebilecek bir konu değil. ‘Olmayan bir konu üzerinden bir tartışma nasıl yapılır, toplum nasıl bölünür, tek bir konu üzerinden siyaset nasıl yapılır’ diye bir tez yazılabilir. Bütün problem, doğru zeminde konuşamıyoruz, bunları doğru zeminde tartışamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kadın meselesinin siyasi bir alana çekilmesinden yoruldum, insani konuların düzgün bir düzlemde konuşulmasını istiyorum’
Hiçbir konunun kadın meselesinde olduğu gibi tartışılmadığına dikkat çeken Zengin, “Bir sürü problemli alan var, hiçbirisinde böylesine zalimane, kindar ve bölücü tartışma zemini yok. Bu konuyu bir kuyu gibi görüyorum ve artık bu kuyunun içine düşmek istemiyorum” dedi.
Nafaka konusuna da değinen Zengin, “Kanunun hiçbir yerinde nafaka yazmıyor gibi anlıyorum. Üşenmedim rakamları buldum, 2 milyon. Bu sene 110 bin civarında erkek uzaklaştırma almış. Bu ülkede 81.5 milyon insan yaşıyor bunların 33 milyonu evli. Bu kadar insanın içinde 100 bin insanın da problemi olabilir. Belki o 100 bin insanın da çok büyük bir kısmı tekrar barışıp bir arada yaşıyor. Ben kadın meselesinin siyasi bir alana çekilmesinden yoruldum, burada insani konuların ve adaletin düzgün bir düzlemde konuşulmasını istiyorum. Cumhurbaşkanımızı bu konu için ayrıca aramadım. Daha önceden Başkanımızın buna destek olduğunu biliyorum. Bulunduğumuz meclislerde ‘6284 bizim için önemlidir, kırmızı çizgidir’ dediğini kendi kulağımla duydum” şeklinde konuştu.
'İstanbul Sözleşmesi’nde LGBT+ konusu yoksa neden biz olmayan bir şeyin kavgasını yapıyoruz?'
İstanbul Sözleşmesi’nde LGBT+ konusunu bağdaştıran tartışmalar üzerine “İstanbul Sözleşmesi’nde bu var mı, yok. Eğer bu yoksa neden biz olmayan bir şeyin kavgasını yapıyoruz ki? O ifadenin varlığı başka bir şey, LGBT deseniz başka bir şey. Bu itirazları bende çok iyi anlıyorum ve dinliyorum ama bu tartışmayı bu hale getiren bu içerik değil onu da anlatmak istiyorum. Burada çok başka bir kurgu var” dedi.
‘Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz’
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili de konuşan Zengin “Türkiye’de boşanma çok sorunlu bir konu. Boşanma süresinin ortalama 5 yıl olduğu bir yerde şiddeti düşüremezsiniz. Boşanmanın istenmemesi başka bir şey ama boşanmanın bir çözüm yolu olarak kabul edilmemesi başka bir şey. Bütün hukuk sistemlerinde, İslam hukuku da dahil, bir sözleşmeyi nasıl yaparsanız öyle geri alırsınız. Mesela İslam hukukunda evlenmek çok kolaydır boşanmak da çok kolaydır. İyiliğinden ve kötülüğünden farklı bir şey olarak söylüyorum; boşanmak evlenmek kadar kolay bir iştir. Fakat modern hukuk sisteminde boşanmak çok zahmetli.
‘Tarafları uzlaştırıp boşanmayı kolaylaştıracak bir method geliştirmemiz gerekiyor’
Evliliğin bitmesi 4-5 yıl, mal ayrılığının bitmesi minimum 7 yıl sürüyor. Bir kavga 7 yıl yapılabilir mi? Kadınlar için anlaşmak da şu anlama geliyor; hiç anlaşamayan iki insana da şunu diyorsunuz, ‘Mallarda anlaş, nafakada anlaş, çocuklarda anlaş, benim önüme getir ve bu anlaşmayı imzalayın ben hakim olarak bu işi halledeyim’ diyorsunuz. Bir defa boşanma davasının kurgusunu değiştirmemiz lazım. Bizim konumuz 6284 falan değil. Mesela bizim muhakkak aile arabuluculuğu getirmemiz lazım. Yani hakimler eğer taraflar anlaşamıyorsa, mevzuatın sistemin getirdiği gibi ‘Hangisiniz daha kötüsünüz anlat bakalım’ demek yerine tam tersine onları anlaştırıp, uzlaştırıp boşanmayı kolaylaştıracak bir method geliştirmemiz gerekiyor.”
YORUMLAR