Ağlayan çocuğa yaklaşım... nasıl olmalıdır?
Bebeklerle küçük çocuklarda uzun süren ve sık görülen ağlama krizleri, onun yaramazlığına değil çeşitli hastalıklarla karşı karşıya kaldığına işaret edebilir.
Editör: Alanya Time - 1
01 Aralık 2020 - 16:52
Sürekli ağlayan çocuklarda altta yatan bir hastalığın olup olmadığı mutlaka belirlenmeli, kişisel çareler aramak yerine ilk olarak mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.
Çocukların nefesleri kesilinceye kadar ağlamaları, çoğu annenin büyük bir telaş ve merakla karşıladıkları bir durumdur. Oysa çocuğun aç olması, altının ıslak olması, sevgi ve ilgi gereksinimi duyması ve ağrı hissediyor olması gibi tüm duygu ve ihtiyaçlar bebekler ve küçük çocuklar tarafından ağlama yolu ile ifade edilir.
Ancak çocuklarda ciddi rahatsızlıklar da onların hiç durmadan ağlamalarına neden olabilir. Nedenin belirlenerek doğru tedavi uygulanması için doktorun önerileri dışına çıkılmamalı, düzenli takipler aksatılmamalıdır.
Ağlama krizlerinin nedenleri çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir. İlk bir haftada bebekler kriz şeklinde ağlıyor ise bu durumun sebebi açlık olabilir. Bu dönemde genellikle gazı var zannedilir ve sürekli gaz çıkarma için masajlar uygulanır. Halbuki anne sütü ilk 3 gün az üretildiği için bebek çoğunlukla açlıktan ya da annesini istediği için ağlar. Sık sık emzirmek hem süt üretimini artırır hem de huzursuz olan bebeğin ağlama krizinin sonlanmasını sağlar. Bazen bebekler aç olmasa da ağlar ve annesinin kucağına gittiğinde susarlar. Anne karnında alışmış olduğu ve ona kendini güvende hissettiren anne kokusu onlara huzur verir. Her zaman olduğu gibi bu dönemde bebeğiniz ağladığında onu kucağınıza alıp emzirmeniz, onunla sakin bir ses tonu ile sevgi dolu konuşmanız kesinlikle işe yarar.
İlk üç ay ağlama krizlerinin en önemli nedeni, gaz sancısıdır. Her üç bebekten birinde görülen haftada üç gün, üç saatten fazla süren ağlama olarak tarif edilen kolik sancısı, fizyolojik bir durumdur ve çoğunlukla 3. ya da 4. ayda kendiliğinden sonlanır. Koliğin nedeni bilinmediğinden tedavisi de yoktur, ilaçlar bu sancıları sonlandırmaz. Ebeveynlerin sakin olması, bebeğin termal konforunun sağlanması gerekir. Bebeğe düzenli kolik masajı yapılması, gaz yapan besinlerden annenin uzak durmasının sağlanması, karnına ılık havlu koyulması bebeği rahatlatır.
Gevşek bir battaniye ile kalça eklemi rahat hareket edecek şekilde sarıp sarmalanması, baş ve boyun desteklenerek küçük ritmik hareketlerle bebeği sarsmadan sallanması işe yarayan diğer davranışlardır.
Bebek ağrısından dolayı anneyi sık emmek ister, çok emzirmenin sakıncası yoktur, elini veya emziği de emebilir, bunlar da bebeği rahatlatır.
0-2 yaş döneminde ağlamasına hemen ilgi gösterilmesi ve yanına gidilmesi gerekir. Bu davranış kalıcı güven duygusunun gelişmesine alt yapı sağlar. 2 yaştan sonra ise her ağladığında istediklerini yapmak yerine, bu davranışı sonlandırdığında yanına gidip ilgilenilmeli, istediğini ağlayarak değil, konuşarak anlatması için çocuk cesaretlendirilmelidir.
Bizde “çocuğun istediği yapılmazsa, onu sevmediğimizi düşünecek!” diye bir yanılgı var. Çocuk neden ağlar, diye önce kendimize sormalıyız ve bunu düzeltmek anne-baba olarak bizim elimizde. Çocuğumuzu doğru anlarsak, onun ihtiyaçlarını doğru belirlediğimizde, uygun disiplin kuralları ile hareket edersek, sorun bir miktar çözülecektir.
Çocukların nefesleri kesilinceye kadar ağlamaları, çoğu annenin büyük bir telaş ve merakla karşıladıkları bir durumdur. Oysa çocuğun aç olması, altının ıslak olması, sevgi ve ilgi gereksinimi duyması ve ağrı hissediyor olması gibi tüm duygu ve ihtiyaçlar bebekler ve küçük çocuklar tarafından ağlama yolu ile ifade edilir.
Ancak çocuklarda ciddi rahatsızlıklar da onların hiç durmadan ağlamalarına neden olabilir. Nedenin belirlenerek doğru tedavi uygulanması için doktorun önerileri dışına çıkılmamalı, düzenli takipler aksatılmamalıdır.
Ağlama krizlerinin nedenleri çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir. İlk bir haftada bebekler kriz şeklinde ağlıyor ise bu durumun sebebi açlık olabilir. Bu dönemde genellikle gazı var zannedilir ve sürekli gaz çıkarma için masajlar uygulanır. Halbuki anne sütü ilk 3 gün az üretildiği için bebek çoğunlukla açlıktan ya da annesini istediği için ağlar. Sık sık emzirmek hem süt üretimini artırır hem de huzursuz olan bebeğin ağlama krizinin sonlanmasını sağlar. Bazen bebekler aç olmasa da ağlar ve annesinin kucağına gittiğinde susarlar. Anne karnında alışmış olduğu ve ona kendini güvende hissettiren anne kokusu onlara huzur verir. Her zaman olduğu gibi bu dönemde bebeğiniz ağladığında onu kucağınıza alıp emzirmeniz, onunla sakin bir ses tonu ile sevgi dolu konuşmanız kesinlikle işe yarar.
İlk üç ay ağlama krizlerinin en önemli nedeni, gaz sancısıdır. Her üç bebekten birinde görülen haftada üç gün, üç saatten fazla süren ağlama olarak tarif edilen kolik sancısı, fizyolojik bir durumdur ve çoğunlukla 3. ya da 4. ayda kendiliğinden sonlanır. Koliğin nedeni bilinmediğinden tedavisi de yoktur, ilaçlar bu sancıları sonlandırmaz. Ebeveynlerin sakin olması, bebeğin termal konforunun sağlanması gerekir. Bebeğe düzenli kolik masajı yapılması, gaz yapan besinlerden annenin uzak durmasının sağlanması, karnına ılık havlu koyulması bebeği rahatlatır.
Gevşek bir battaniye ile kalça eklemi rahat hareket edecek şekilde sarıp sarmalanması, baş ve boyun desteklenerek küçük ritmik hareketlerle bebeği sarsmadan sallanması işe yarayan diğer davranışlardır.
Bebek ağrısından dolayı anneyi sık emmek ister, çok emzirmenin sakıncası yoktur, elini veya emziği de emebilir, bunlar da bebeği rahatlatır.
0-2 yaş döneminde ağlamasına hemen ilgi gösterilmesi ve yanına gidilmesi gerekir. Bu davranış kalıcı güven duygusunun gelişmesine alt yapı sağlar. 2 yaştan sonra ise her ağladığında istediklerini yapmak yerine, bu davranışı sonlandırdığında yanına gidip ilgilenilmeli, istediğini ağlayarak değil, konuşarak anlatması için çocuk cesaretlendirilmelidir.
Bizde “çocuğun istediği yapılmazsa, onu sevmediğimizi düşünecek!” diye bir yanılgı var. Çocuk neden ağlar, diye önce kendimize sormalıyız ve bunu düzeltmek anne-baba olarak bizim elimizde. Çocuğumuzu doğru anlarsak, onun ihtiyaçlarını doğru belirlediğimizde, uygun disiplin kuralları ile hareket edersek, sorun bir miktar çözülecektir.
YORUMLAR