8 Mart öncesi kadına yönelik şiddetin son bulması için Beşiktaş'ta eylem

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) öncülüğünde İstanbul Beşiktaş’ta toplananlar, kadınlara uygulanan şiddetin son bulması için gösteri düzenledi. Gösteriye çocuklarını erkek şiddetine kurban veren ailelerle birlikte birçok kadın katıldı. Eylemciler erkek şiddeti sonucu öldürülen kadın kurbanların fotoğraflarını taşırken, cinayetlerin engellenmesi için sloganlar attı.

Kadın cinayetlerindeki artış sürüyor

Türkiye’de son on yılda kadın cinayetleri tam üç kat arttı. Sadece 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü ve 171 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 300 kadından 182’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, kadınların 22’si ekonomik, 96’sı da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 182 kadının ise hangi nedenle öldürüldüğü tespit edilemedi.

2020 yılında öldürülen 300 kadının 97’si evli olduğu erkek, 54’ü birlikte olduğu erkek, 38’i tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 18’i oğlu, 17’si babası, 16’sı akraba, 8’i eskiden birlikte olduğu erkek, 5’i kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi tarafından öldürüldü. 23 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilemedi.

2020’de öldürülen kadınların yüzde 60’ı evlerinde öldürüldü

KCDP verilerine göre kadınların 181’i evinde, 48’i sokak ortasında, 15’i işyerinde, 14’ü de arazide, 11’i arabada, 5’i otelde, 4’ü ıssız bir yerde, 1’i odun deposunda, 1’i kuaförde öldürüldü. 20’sinin öldürüldüğü yer tespit edilemedi ve 2020’de öldürülen kadınların yüzde 60’ı evlerinde öldürüldü.

Yine, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘İstatistiklerle Kadın,2020’ raporuna göre, kadınların yüzde 27,3'ü yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissediyor. Evde yalnız otururken kendilerini güvensiz hisseden kadınların oranı ise 6,2. Yani kadınlar içeride ve dışarıda can güvenliğinden endişe ediyor.

Tablo bu kadar can yakıcıyken, 2020’de kadına yönelik şiddeti önleyen ve kadının korunmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açıldı. Muhafazakar kesim tarafından sözleşmenin Türk aile yapısı ve toplum yapısına tehdit olduğu dillendirildi. Bu tartışma devam ederken, bir kadın cinayeti haberi daha geldi. Muğla’da yaşayan Pınar Gültekin’in öldürülmesi kamuoyunda büyük bir etki yarattı. Kadın cinayetlerinin durdurulması ve kadına yönelik şiddetin son bulması için kadınlar yine sokaklara çıktı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarında geri adım atıldı.


 

'Haksız tahrik ve mahkemede iyi hal indirimleri kadına yönelik şiddeti arttırıyor'

2020’de en sorunlu alanlardan biri de mahkeme salonlarında kadın cinayeti faillerine uygulanan ‘’haksız tahrik’’ ve ‘’mahkemede iyi hal’’ indirimleri oldu. Durum 2021’in başlarında da aynı.

Mesela, Eren Erdoğan’dan boşanmak isteyen Fatma Erdoğan silahla vuruldu, olay yerinde hayatını kaybetti. Daha sonra görülen yargılama sürecinde ‘iyi hal indirimi’ alan Eren Erdoğan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Ya da Çorum'da eşi Hanife Bicil'i balyozla öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ali Bicil’e eşinin küfür ve hakaret ettiği iddiasıyla 'haksız tahrik' indirimine gidilerek 24 yıl hapis cezası verildi.

Türkiye'de sokağa çıkan milyonlarca kadın, kadın cinayetlerinde ceza indirimlerinin kaldırılmasını, adil yargılama süreçlerinin olmasını, önleyici tedbirlerin uygulanmasını, kadın cinayetlerinin durdurulmasını ve cinsiyet eşitliği istiyor.

Aksi halde, kadına yönelik şiddetin sürmeye devam edeceğine inanılıyor.