6 Hormon Türü ve Bunların Yarattığı Ruh Halleri
Vücudumuzdaki farklı türdeki hormonlar, belli biyolojik süreçler için hayati fonksiyonlar sağlamaktan çok daha fazlasını yapar. Hoşumuza gitse de gitmese de, bunlar ayrıca bizim davranışlarımızı ve ruh halimizi de etkiler. Hormonal dengesizlik, bizi depresyona sürükleyebilir ya da hayata karşı tüm bakış açımızı değiştirebilir.
08 Ekim 2020 - 17:24
Hepimiz, davranışlarımız ve düşüncelerimiz üzerinde tamamen kontrolümüz olduğunu düşünmek isteriz. Bununla birlikte, hormonlarımızın yarattığı küçük, güçlü ve bazen kaotik olabilen bu evren tarafından yönetiliriz.
Bunlar, her türlü metabolik süreci yönetmekten sorumlu olan protein taşıyıcılarıdır. Ayrıca, beynimizin içine işleyerek davranışlarımızı ve hatta sahip olduğumuz düşünceleri bile etkilerler.
Hormonlar, vücudumuzun kimyasal taşıyıcılarıdır. Kan dolaşımında dokular ve organlar arasında dolaşarak, gelişimimizi, iç dengemizi ve sağlığımızı yönetirler. Bununla birlikte, hormonlarda olabilecek herhangi bir küçük değişikliğin sağlığımız ve davranışlarımız üzerinde etkisi vardır.
Ruh halimiz üzerinde tamamen kontrolümüz olmaması huzursuz ya da rahatsız edici gözükebilir. Öte yandan, bu hormonal dengesizliklerin sağlıklı bir yaşam tarzıyla yönetilebileceğini unutmayın. Doğru şekilde beslenmek, egzersiz yapmak, stresi yönetmek ve düzenli doktor kontrollerine gitmek çok önemlidir.
Örneğin, birçok insan ruh halindeki çaresizlik ya da isteksizlik gibi değişimleri fark eder ve bunun tiroid ile ilgili olduğundan habersizdir. Bu sorunlar genellikle hormonlarla ilgilidir ve ilaç ya da hayat tarzında yapılacak değişikliklerle tedavi edilebilir.
Hormon türleri ve bunlarla ilgili olan ruh halleri
Carla 35 yaşında bir kadın ve ilk çocuğunu yeni doğurdu. Başarılı bir kariyeri var ve şirketinde iyi bir pozisyona sahip. Hayatındaki her şey bebeği doğana kadar mükemmel gidiyordu. Sonra beklenmeyen bir şey oldu. Kendini yataktan çıkaramamaya, hatta çocuğunu kucağına almak bile istememeye başladı. Hayatındaki bu yeni aşamayla başa çıkamıyordu.
Carla hipotiroide ek olarak, doğum sonrası depresyondan muzdarip. O kötü bir anne değil ve hayattan vazgeçmiş de değil. Bu çok basit ama yaygın görebileceğimiz örnek, bize hormonal dengesizliklerin davranışlarımız, duygularımız ve düşüncelerimiz üzerinde ne kadar etkisi olduğunu gösteriyor.
Şimdi gelin birlikte davranışımızı ve ruh halimizi en çok etkileyen öncelikli hormonlara bakalım.
1. Kortizol
Hepimizin bildiği gibi kortizol, stres ve anksiyeteye etki eden bir hormondur. Bununla birlikte, bunu sadece vücudumuzda barındırıyor olmamız kontrolümüzü kaybedeceğimiz ya da tetikte olacağımız bir durum demek değildir. Asıl önemli olan bunun salgılandığı miktardır.
Kortizol, böbreğimizdeki bezler tarafından kolesterolden sentezlenen glukokortikoid bir hormon. Bize her sabah kalkacak ve günümüze devam edecek enerjiyi verir. Ayrıca, beynimizin tehlikeli olarak gördüğü şeylere karşı tepki vermemizi sağlar.
Bu hormonla ilgili asıl sorun, bunu gizli gizli salgılıyor olmamız. Özellikle problemlerin içinde boğuşurken, hayat çok üstümüze geldiğinde ve her şey kontrolden çıkmış gibi gözüktüğünde…
Carla örneğinde olduğu gibi, bilim zaten hamileliğin 25. haftasından itibaren kanında yüksek kortizol olan kadınların, doğum sonrası depresyona girme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir.
2. Oksitosin
Oksitosin “çok amaçlı” bir hormondur. Bu hormonu meydana getiren dokuz amino asitli oligopeptit, toplumdaki sosyal davranışımız üzerinde pozitif bir role sahiptir. Bunlar, cinsellik, arkadaşlık, sevgi, ebeveynlik, emzirme vb. gibi durumları da içerir.
Oksitosin seviyesindeki herhangi bir düşüş depresyon, üzüntü, çaresizlik ve empati eksikliği gibi durumlara yol açabilir. İngiliz Endokrinoloji Topluluğu tarafından yıllık konferanslarında yayımlanan bir makale, oksitosin seviyesi düşük olan insanların empati gücünün de daha az olduğunu kanıtlamıştır.
3. Melatonin
Melatonin her zaman üzerinde çalışmalar yapılan, popüler bir hormon olmuştur. Uyku-uyanıklık döngülerimizde rol oynadığı bilinmektedir. Bununla birlikte, yakınlarda gördüğümüz üzere, erken yaşlanmayı yavaşlatır ve nörolojik bir koruyucu görevi görür.
Kozalaksı bezeler melatonin üretir ya da triptofandan N-acetyl-5-methoxy tryptamine üretir. Doğru melatonin seviyesi uyumamızı ve nörotaşıyıcılarımızı senkronize etmemizi sağlar.
Bu hormonun eksik olması sadece uykusuzluğa sebep olmakla kalmaz, ayrıca dikkat ve hafıza gibi birçok bilişsel işlevi de zayıflatır. Hatta nörolojik dejeneratif hastalıklar için de yüksek risk oluşturur.
4. Tiroid hormonları
Tiroid hormonları, dev moleküllerdir ve onları dengede tutmak sağlık ve mutluluk için çok önemlidir. Neredeyse vücudumuzun tüm metabolik ve işlevsel süreçlerinde rol oynarlar. T1, T2, T3, T4, TSH tiroid hormonlarının, endokrin sistemimizde vazgeçilmez bir rolü vardır.
Tiroidin uyum içerisinde doğru çalışabilmesi için ham maddelere ihtiyacı vardır. Bunlardan bazıları iyot ve B 12 vitaminidir, ne yazık ki bu elementler Batı ülkelerinde çok yenmeyen şeylerdir.
5. Adrenalin
Anksiyete, adrenalinden beslenen bir canavar gibidir. Bununla birlikte, bu hormon gerçekten çok kötü mü? Hiç de değil. Tıpkı dopamin ve oksitosin gibi adrenalin de çok işlevli bir maddedir.
Adrenalinin davranışlarımız üzerindeki etkisi çok büyüktür. Yaşamsal içgüdümüzü aktif hale getirir, bizi Fazla adrenalin ise anksiyeteye sebep olabilir. Öte yandan, adrenalin eksikliği de depresyon, motivasyon düşüklüğü, isteksizlik, kararsızlık ve bunun gibi duygulara yol açabilir.
6. Endorfin
Endorfin, en sevdiğimiz hormonlardan biridir. Endorfinin insan vücudunda yaklaşık 20 türü vardır. Bunlar birçok alandadır, genellikle hipofiz bezinde bulunurlar ama beynin ve sinir sisteminin diğer bölümlerinde de olabilirler.
Bu kimyasal bileşenler acı hissini azaltmak için opioid alıcıları ile iletişime geçer. Aşağı yukarı morfin ve kodeine benzer şekilde hareket eder. Ayrıca, endorfinin çok salgılanması da harika bir histir; insanda coşku hissi yaratır. Bu genellikle beynimizin pozitif olarak gördüğü spor, arkadaşlık, yemek ve seks gibi şeyleri yaptığımızda ortaya çıkar.
Bu kimyasal bileşenler acı hissini azaltmak için opioid alıcıları ile iletişime geçer. Aşağı yukarı morfin ve kodeine benzer şekilde hareket eder. Ayrıca, endorfinin çok salgılanması da harika bir histir; insanda coşku hissi yaratır. Bu genellikle beynimizin pozitif olarak gördüğü spor, arkadaşlık, yemek ve seks gibi şeyleri yaptığımızda ortaya çıkar.
Progesteron, testosteron ve katekolamin gibi modumuzu etkileyen başka hormonlar da bulunmaktadır. Bununla birlikte, yukarıda bahsettiklerimiz en yaygın olanlarıdır. Bunlar kolaylıkla dengesi bozulabilen hormonlardır bu yüzden alışkanlıklarımıza dikkat etmeli ve bunun farkında olmalıyız.
Son olarak, eğer ruh halinizin değiştiğini ya da fiziksel veya davranışsal olarak (yorgunluk, isteksizlik, ani enerji kaybı vb.) bir şeylerin ters gittiğini hissederseniz doktorunuza danışmaktan çekinmeyin. Sizi tekrar kendinize getirecek hormonal tedaviler bulunmaktadır.
Bunlar, her türlü metabolik süreci yönetmekten sorumlu olan protein taşıyıcılarıdır. Ayrıca, beynimizin içine işleyerek davranışlarımızı ve hatta sahip olduğumuz düşünceleri bile etkilerler.
Hormonlar, vücudumuzun kimyasal taşıyıcılarıdır. Kan dolaşımında dokular ve organlar arasında dolaşarak, gelişimimizi, iç dengemizi ve sağlığımızı yönetirler. Bununla birlikte, hormonlarda olabilecek herhangi bir küçük değişikliğin sağlığımız ve davranışlarımız üzerinde etkisi vardır.
Ruh halimiz üzerinde tamamen kontrolümüz olmaması huzursuz ya da rahatsız edici gözükebilir. Öte yandan, bu hormonal dengesizliklerin sağlıklı bir yaşam tarzıyla yönetilebileceğini unutmayın. Doğru şekilde beslenmek, egzersiz yapmak, stresi yönetmek ve düzenli doktor kontrollerine gitmek çok önemlidir.
Örneğin, birçok insan ruh halindeki çaresizlik ya da isteksizlik gibi değişimleri fark eder ve bunun tiroid ile ilgili olduğundan habersizdir. Bu sorunlar genellikle hormonlarla ilgilidir ve ilaç ya da hayat tarzında yapılacak değişikliklerle tedavi edilebilir.
Hormon türleri ve bunlarla ilgili olan ruh halleri
Carla 35 yaşında bir kadın ve ilk çocuğunu yeni doğurdu. Başarılı bir kariyeri var ve şirketinde iyi bir pozisyona sahip. Hayatındaki her şey bebeği doğana kadar mükemmel gidiyordu. Sonra beklenmeyen bir şey oldu. Kendini yataktan çıkaramamaya, hatta çocuğunu kucağına almak bile istememeye başladı. Hayatındaki bu yeni aşamayla başa çıkamıyordu.
Carla hipotiroide ek olarak, doğum sonrası depresyondan muzdarip. O kötü bir anne değil ve hayattan vazgeçmiş de değil. Bu çok basit ama yaygın görebileceğimiz örnek, bize hormonal dengesizliklerin davranışlarımız, duygularımız ve düşüncelerimiz üzerinde ne kadar etkisi olduğunu gösteriyor.
Şimdi gelin birlikte davranışımızı ve ruh halimizi en çok etkileyen öncelikli hormonlara bakalım.
1. Kortizol
Hepimizin bildiği gibi kortizol, stres ve anksiyeteye etki eden bir hormondur. Bununla birlikte, bunu sadece vücudumuzda barındırıyor olmamız kontrolümüzü kaybedeceğimiz ya da tetikte olacağımız bir durum demek değildir. Asıl önemli olan bunun salgılandığı miktardır.
Kortizol, böbreğimizdeki bezler tarafından kolesterolden sentezlenen glukokortikoid bir hormon. Bize her sabah kalkacak ve günümüze devam edecek enerjiyi verir. Ayrıca, beynimizin tehlikeli olarak gördüğü şeylere karşı tepki vermemizi sağlar.
Bu hormonla ilgili asıl sorun, bunu gizli gizli salgılıyor olmamız. Özellikle problemlerin içinde boğuşurken, hayat çok üstümüze geldiğinde ve her şey kontrolden çıkmış gibi gözüktüğünde…
Carla örneğinde olduğu gibi, bilim zaten hamileliğin 25. haftasından itibaren kanında yüksek kortizol olan kadınların, doğum sonrası depresyona girme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir.
2. Oksitosin
Oksitosin “çok amaçlı” bir hormondur. Bu hormonu meydana getiren dokuz amino asitli oligopeptit, toplumdaki sosyal davranışımız üzerinde pozitif bir role sahiptir. Bunlar, cinsellik, arkadaşlık, sevgi, ebeveynlik, emzirme vb. gibi durumları da içerir.
Oksitosin seviyesindeki herhangi bir düşüş depresyon, üzüntü, çaresizlik ve empati eksikliği gibi durumlara yol açabilir. İngiliz Endokrinoloji Topluluğu tarafından yıllık konferanslarında yayımlanan bir makale, oksitosin seviyesi düşük olan insanların empati gücünün de daha az olduğunu kanıtlamıştır.
3. Melatonin
Melatonin her zaman üzerinde çalışmalar yapılan, popüler bir hormon olmuştur. Uyku-uyanıklık döngülerimizde rol oynadığı bilinmektedir. Bununla birlikte, yakınlarda gördüğümüz üzere, erken yaşlanmayı yavaşlatır ve nörolojik bir koruyucu görevi görür.
Kozalaksı bezeler melatonin üretir ya da triptofandan N-acetyl-5-methoxy tryptamine üretir. Doğru melatonin seviyesi uyumamızı ve nörotaşıyıcılarımızı senkronize etmemizi sağlar.
Bu hormonun eksik olması sadece uykusuzluğa sebep olmakla kalmaz, ayrıca dikkat ve hafıza gibi birçok bilişsel işlevi de zayıflatır. Hatta nörolojik dejeneratif hastalıklar için de yüksek risk oluşturur.
4. Tiroid hormonları
Tiroid hormonları, dev moleküllerdir ve onları dengede tutmak sağlık ve mutluluk için çok önemlidir. Neredeyse vücudumuzun tüm metabolik ve işlevsel süreçlerinde rol oynarlar. T1, T2, T3, T4, TSH tiroid hormonlarının, endokrin sistemimizde vazgeçilmez bir rolü vardır.
Tiroidin uyum içerisinde doğru çalışabilmesi için ham maddelere ihtiyacı vardır. Bunlardan bazıları iyot ve B 12 vitaminidir, ne yazık ki bu elementler Batı ülkelerinde çok yenmeyen şeylerdir.
5. Adrenalin
Anksiyete, adrenalinden beslenen bir canavar gibidir. Bununla birlikte, bu hormon gerçekten çok kötü mü? Hiç de değil. Tıpkı dopamin ve oksitosin gibi adrenalin de çok işlevli bir maddedir.
Adrenalinin davranışlarımız üzerindeki etkisi çok büyüktür. Yaşamsal içgüdümüzü aktif hale getirir, bizi Fazla adrenalin ise anksiyeteye sebep olabilir. Öte yandan, adrenalin eksikliği de depresyon, motivasyon düşüklüğü, isteksizlik, kararsızlık ve bunun gibi duygulara yol açabilir.
6. Endorfin
Endorfin, en sevdiğimiz hormonlardan biridir. Endorfinin insan vücudunda yaklaşık 20 türü vardır. Bunlar birçok alandadır, genellikle hipofiz bezinde bulunurlar ama beynin ve sinir sisteminin diğer bölümlerinde de olabilirler.
Bu kimyasal bileşenler acı hissini azaltmak için opioid alıcıları ile iletişime geçer. Aşağı yukarı morfin ve kodeine benzer şekilde hareket eder. Ayrıca, endorfinin çok salgılanması da harika bir histir; insanda coşku hissi yaratır. Bu genellikle beynimizin pozitif olarak gördüğü spor, arkadaşlık, yemek ve seks gibi şeyleri yaptığımızda ortaya çıkar.
Bu kimyasal bileşenler acı hissini azaltmak için opioid alıcıları ile iletişime geçer. Aşağı yukarı morfin ve kodeine benzer şekilde hareket eder. Ayrıca, endorfinin çok salgılanması da harika bir histir; insanda coşku hissi yaratır. Bu genellikle beynimizin pozitif olarak gördüğü spor, arkadaşlık, yemek ve seks gibi şeyleri yaptığımızda ortaya çıkar.
Progesteron, testosteron ve katekolamin gibi modumuzu etkileyen başka hormonlar da bulunmaktadır. Bununla birlikte, yukarıda bahsettiklerimiz en yaygın olanlarıdır. Bunlar kolaylıkla dengesi bozulabilen hormonlardır bu yüzden alışkanlıklarımıza dikkat etmeli ve bunun farkında olmalıyız.
Son olarak, eğer ruh halinizin değiştiğini ya da fiziksel veya davranışsal olarak (yorgunluk, isteksizlik, ani enerji kaybı vb.) bir şeylerin ters gittiğini hissederseniz doktorunuza danışmaktan çekinmeyin. Sizi tekrar kendinize getirecek hormonal tedaviler bulunmaktadır.
YORUMLAR